Cumhurbaşkanı Erdoğan: Afrin’i gerçek sahiplerine bırakacağız
Cumhurbaşkanı Erdoğan: Afrin bitecek, aynen Cerablus gibi; orayı nasıl bitirip sahiplerine teslim ettiysek Afrin’e de en az 140-150 bin belki 200 bin kişi geri dönecek. Biz işgal için değil, oraları teröristlerden temizlemek için gittik.
- Gündem
- Giriş Tarihi: 09.03.2018 | 00:00
- Güncelleme Tarihi: 09.03.2018 | 03:06
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım, dün Beştepe Millet Kongre Merkezi'nde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı tarafından "Güçlü Kadın, Güçlü Aile, Güçlü Türkiye" temasıyla düzenlenen 8 Mart Dünya Kadınlar Günü programına katıldı. Programa Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım ve eşi Semiha Yıldırım da katıldı. Erdoğan konuşmasında şunları söyledi:
- Kadınlarımıza müteşekkir olduğumuz bir diğer husus ülkemizin ve milletimizin içinden geçtiğimiz şu kritik dönemde gösterdikleri şu sağlam duruştur. Şehit annelerimizin, şehitlerimizin eşlerinin, evlatlarının metanetlerini gördüğümüzde geleceğe olan güvenimiz güçleniyor. 15 Temmuz'da olduğu gibi askerimiz inançla, aşkla, dağ, taş demeden yürüyor.
- (Sinevizyonda 15 Temmuz'da şehit olan kadın polislerin ve Afrin'de görev yapan kadın subayların gösterilmesini hatırlatarak) O kızlarımız, polislerimiz, şehitlerimiz ve Afrin'de savaşanların nasıl yürekleri var değil mi? Hangi yürekle oraya gidiyorlar değil mi?
- Önemli gördükleri yerler tek tek düşüyor. İnşallah Afrin de bitecek. Aynen Cerablus gibi orayı nasıl bitirip sahiplerine teslim ettiysek, Afrin'de de en az 140-150 bin, belki 200 bin kişi geri dönecek. Şu anda 800 kilometrekareye yakın bir alan kontrolümüz altında. Tamamını kontrolümüz altına aldığımızda Afrinli kardeşlerimiz yerleşecek.
- Biz işgal için girmedik. Teröristlerden buraları temizlemek için oradayız. İşimiz bittiği andan itibaren gerçek sahiplerine orayı teslim ederek asıl görev alanımıza döneceğiz. Suriye topraklarında yürüyen bu operasyonun hedefleri belli, durmayacağız. Amerika, Batı sizin ne işiniz var burada. Bizim 911 kilometre sınırımız var. Devamlı tacize uğruyoruz, sizin ne işiniz var? 20 tane üs kurmuşsun Suriye'de 5 bin TIR, 2 bin uçak silah, mühimmat getiriyorsun. Madem DEAŞ'tan burayı temizledin, bu silahlar neden burada. Yoksa bizim için mi bunları getiriyorsun?
- Onların nükleer füzeleri, zırhlı şu bu filan falan her şeyi olabilir. Bunlar bize vermiyordu bunları şimdi biz de üretmeye başladık.
İLK VE GÜÇLÜ KALKAN
- Ailede kadın, iyi bir öğretmense, babanın eksiğini de, okulun eksiğini de, toplumun eksiğini de o giderir. Her bir kanalı kanalizasyon haline dönüşmüş olan medyanın şerrinden evlatlarımızı, ailelerimizi ve milletimizi koruyacak olan ilk ve güçlü kalkan yine kadınlar, anneler.
- Annenin bıraktığı boşluğu dolduracak pek az alternatif vardır, hatta yoktur. Bunun için de annesiz büyüyen öksüz çocukların durumu, babasız büyüyen yetim çocuklardan çok daha vahimdir. Anne şartlar ne olursa olsun evlatlarına göz kulak olur, evlatlarına sahip çıkar, çekip çevirir. Anne başka. Allah'ın kadınlara verdiği en büyük ayrıcalık işte bu annelik vasfıdır.
- İstiklal Şairimiz Akif ne diyor, "Ne hisli validelerdir bizim kadınlarımız/ Yazık ki anlatacak yok da yanlış anladınız/ Yazık ki onları tasvir eder birer umacı/Beş on romancı, sıkılmaz beş on da maksatçı.' Akif'in sıralamışını tamamlamak gerekirse, bunlara, beş on televizyon dizisini, beş on medya maydanozunu da eklemek gerekir. Gerçekten de birileri bizim validelerimizi, kadınlarımızı yanlış anlatmaya, yanlış göstermeye çalışıyor.
BU ASIRDA YAŞAMIYORLAR
- Son günlerde bakıyorsunuz, din adamı olarak ortaya çıkıp da ne yazık ki kadınla ilgili çok farklı açıklamalarda bulunup dinimizde kesinlikle yeri olmayan bazı kendine göre içtihatta bulunan kişiler çıkıyor. Anlamak mümkün değil. Bunlar ya bu asırda yaşamıyorlar, ya çok farklı bir dünyada, farklı bir asırda, zamanda yaşıyorlar. Çünkü İslam'ın güncellenmesinin gerektiğini bilmeyecek kadar da acizler. Siz İslam'ı 14-15 asır öncesi hükümleriyle kalkıp da bugün uygulayamazsınız.
- Dikkat çekmek, popüler olmak, ispatı vücut yapmak için söylenen sözleri asla kabul etmeyiz. Hele hele bu tartışmayı dinimizin kavramlarıyla yürütmek sadece kadınlara değil, dinimize de haksızlık. Birisi sünneti, öbürü icmayı tartışıyor. Aslolan mukaddes kitabımız Kuran'dır.
- Diyanet Teşkilatımızın Din İşleri Yüksek Kurulu'nda da bütün ilim dallarında yetki sahibi olan hocalarımız var. Hocalarımız niye sessiz kalıyorlar? Sessiz kalıp bu alanı niçin bu adamlara kaptırıyorlar? FETÖ olayı da böyle oldu. Söyledik, söyledik, sonunda bir şûra yaptırdık. Şimdi asıl konuşması gereken konuşmayınca meydan FETÖ'ye kaldı. FETÖ'nün kalitesi, vasfı ortada.
KADIN ASKERLER AFRİN'DE BÜYÜK BAŞARI ELDE EDİYOR
Başbakan Binali Yıldırım da törende konuşma yaptı. Yıldırım, "Kız çocuklarımızın eğitimi, onların küçük yaşta evliliğe değil, hayata hazırlanması hem devletin hem ailelerin görevidir. Toplumun ve ailenin kalkınması için birlikte çalışan kadınımız, erkeğimiz hep birlikte istiklal ve istikbal mücadelesini cephede de omuz omuza vermiştir, vermeye de devam etmektedir. Kurtuluş Savaşı mücadelemizdeki Nene Hatunlar, Kara Fatmalar 15 Temmuz gecesi vatan için, bayrak için, gelecek için canı pahasına mücadele ettiler. Bugün Afrin'de görev başındaki kadın subaylarımız, askerlerimiz çok ama çok kritik noktalarda büyük başarılar elde ediyorlar. Cumhurbaşkanı da, başbakan da, bakan da olsanız size bir bakan olduğunu unutmayalım" dedi. Başbakan Yıldırım, başarılı çalışmalarla Kars'taki köyünü turizme kazandıran Boztepe Çevre ve Yaşam Derneği Başkanı Zümran Ömür ve beraberindeki kadınları da kabul etti.
SABAH