15 Temmuz darbecilerinin ipini elinde tutan ABD suçüstü yakalanmanın telaşıyla birbiriyle çelişen diplomatik hamlelere imza atıyor; Büyükelçi Bass ‘Mete Cantürk bizde yok’ dese de istihbarat kaynaklarına göre FETÖ’nün kara kutusu hala ABD himayesinde.
Terör örgütü FETÖ soruşturması kapsamında savcılık tarafından ifadeye çağrılan ABD İstanbul Başkonsolosluğu çalışanı N.Mete Cantürk'ün, ABD Büyükelçisi John Bass'ın açıklamalarının aksine istihbarat birimlerince 'Konsolosluğa girdiği ve eğer bir diplomatik araçla kaçırılmadıysa bir daha çıkmadığının tespit edildiği' öğrenildi. ABD'nin N.Mete Cantürk'ü Türk yargısından kaçırmasının perde arkasında, bu ismin Türkiye'deki darbelerden sorumlu FETÖ ile CIA arasında adeta 'kara kutu' olmasından kaynaklandığı kaydedildi.
17-25 Aralık 2013 darbe girişimi ve 15 Temmuz 2016 darbe girişimlerinde bulunan terör örgütü FETÖ mensuplarının 'uluslararası bağlantıları' için çember giderek daralıyor.
Bu darbe girişiminde yer alan FETÖ'cü polis, emniyet müdürü, asker, savcı ve hakim ile bürokratlar tasfiye edilirken, bu süreçte onlarla ilişkide olduğu ve birlikte hareket ettikleri belirlenen yabancı istihbarat servisleri ile onların Türkiye'deki ajanları da tek tek deşifre olmaya başladı.
ABD'nin İstanbul Başkonsoluğu çalışanı Metin Topuz ile eşi ve iki çocuğunun 'FETÖ yöneticiliği ve ajanlık' suçundan tutuklanmasının ardından, gözler ifade vermeye çağrılan İstanbul Başkonsolosluğu çalışanı N.Mete Cantürk'e çevrildi. N.Mete Cantürk'ün, FETÖ'cü emniyet amiri ve müdürlerine 'seminer' adı altında adeta 'yönlendirdiği' de iddia edildi. N.Mete Cantürk'ün sorgulanmasının, terör örgütü FETÖ ile bu örgüte koruma sağlayan ABD derin devleti ve istihbaratı arasındaki bağlantıyı deşifre etmesi açısından da hayati önemde olduğu kaydedildi. Başsavcılığın davetine rağmen üç gündür adliyeye giderek ifade vermeyen N.Mete Cantürk'ün, FETÖ'nün Türkiye-ABD hattında adeta 'karakutu' olduğu kaydedildi.
BASS DOĞRULARI KONUŞMADI
ABD Büyükelçisi John Bass'tan ise dün mevcut istihbarat bilgileriyle ters düşen bir açıklama geldi. Türkiye'deki görev süresi dolan ve veda ziyaretleri yapan Bass, ABD Büyükelçilik ve Konsolosluk çalışanlarına ilişkin bir soru üzerine "Biz Türk vatandaşı yerel çalışanlarımızın Türk kanunlarına uymalarını bekliyoruz. Biz, hiçbir çalışanımızı yargı yetkililerinden gizlemiyoruz. Bizim hiçbir birimimizde saklanan birisi bulunmuyor" diye konuştu.
HALA KONSOLOSLUKTA MI
Büyükelçi Bass bunları dese de, Türk istihbaratının elindeki bilgiler tersini söylüyor. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca terör örgütü FETÖ soruşturması kapsamında üç gün önce ifade vermeye davet edilen ABD İstanbul Başkonsolosluğu çalışanı N.Mete Cantürk'ün, başsavcılık tarafından ifadeye çağrıldığında konsolosluk binasının içinde olduğu, diplomatik dokunulmazlığı olan makam araçları ya da diplomatik bir kurye aracının içinde kaçırılmamışsa halen konsolosluk içinde olmasının gerektiği kaydedildi.
TÜRKİYE'Yİ TERÖRLE TEHDİT ETTİ
Haftasonu Ankara'dan ayrılacağını açıklayan ABD'nin skandal büyükelçisi John Bass'ten giderayak tehdit kokan açıklamalar geldi. John Bass "Dokuz buçuk aydır Türkiye'de terör saldırısı yaşanmıyor. Bu DEAŞ'ın vazgeçtiği için değil işbirliğimizin sonucu" dedi. Büyükelçinin bu sözleri Türkiye'yi terörle tehdit ettiği yönünde yorumlandı.
TERÖR İTİRAFI MI
Türkiye'deki görevi sona ermekte olan ABD Büyükelçisi John Bass Ankara'da diplomasi muhabirleriyle veda toplantısı yaptı. ABD Büyükelçisi John Bass'ın DEAŞ'la ilgili sözleri tepki çekti. Bass, sıcak gelişmelerle ilgilendiklerini vurgulayarak "Bazen kamuoyunun gözü önünde, bazen kamuoyu görmeden önemli başarılar kaydettik. Türkiye, son 9 aydır kayda değer bir DEAŞ saldırısı yaşamadı. Bu, 2 yıllık sürecin sonunda geldi. Bu, DEAŞ'ın Türkiye'de saldırı düzenlemekten vazgeçmesinden kaynaklanmıyor. DEAŞ şu anda Türkiye'ye saldırı gerçekleştiremiyor. 2 yıl önceki 10 Ekim trajik saldırısını hatırlıyoruz. DEAŞ'ın bu ölçüde bir saldırı gerçekleştirememesi, hükümetlerimizi bu konuda yakın yoğun işbirliğinden kaynaklanıyor. Birlikte sürdürdüğümüz çabalar sonucunda hem bu ülke, hem Avrupa hem de Amerika Birleşik Devletleri halkı daha güvende. ABD, Irak'taki gelişmeler ve PKK'dan gelecek tehditler konusunda da çok hassas" dedi.
SİLAHLARI UNUTTU
Bass şunları kaydetti: Bugüne kadar PKK ve şimdi de Suriye uzantısı PYD'ye binlerce TIR silah ve mühimmat taşıyan ABD'nin 'Bağımsız bir Kürdistan'ı desteklemediğini iddia eden Bass, "ABD, Kürt koridorunu desteklemiyor. Türkiye'nin toprak bütünlüğünün değiştirilmesini istemiyor" dedi. Bass, vize ambargosu kararının ABD hükümetinin bir kararı olduğunu yineledi. ABD Büyükelçilik ve Konsolosluk çalışanlarına ilişkin bir soru üzerine de Bass, "Bizim hiçbir birimimizde saklanan birisi bulunmuyor" iddiasında bulundu.
BU NASIL ÇELİŞKİ
Metin Topuz ve diğer çalışanlarla ilgili soru üzerine ise Bass, "Topuz ya da diğer çalışanlarla ilgili suçlamalarla ilgili ise yorum yapmam zor. Çünkü bu konuda Türk hükümeti bize hiçbir kanıt sunmadı. Topuz, Türk yargı yetkilileriyle yakın şekilde çalışmakla sorumluydu" karşılığını verdi. Türk hükümeti bilgi vermiyor diyen Bass, FETÖ ele başı Fettullah Gülen'in iadesine ilişkin bir soruda ise,"Bu, bir yargı sürecidir. ABD hükümeti, kamuoyu önünde yöneltilen suçlamalar hakkında yorum yapmakta çok hassastır. İade süreci bir yargı sürecidir, dolayısıyla yöneltilen suçlamalar hakkında biz konuşmuyoruz, ABD hükümeti bu konuda konuşmaz. Bu bir yargı süreci" ifadelerini kullandı.Bu arada hafta sonu Türkiye'den ayrılacak olan John Bass, Dışişleri Bakanlığı'nda Müsteşar Yardımcısı Ahmet Muhtar Gün'e veda ziyaretinde bulundu.
İLK TEMAS
Vize krizinden sonra Ankara ile Washington arasındaki ilk teması Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson kurdu. Çavuşoğlu ile Tillerson'ın telefon görüşmesi yarım saat sürdü.
REHiN ALMA DEĞiL HUKUKUN GEREĞİ
ABD medyasında ve Türkiye'deki bazı siyasiler, "Türkiye'nin ABD'de bulunan teröristbaşı Fetullah Gülen'e karşı Türkiye'deki ABD personeli tutuklayarak 'rehine pazarlığı yaptığı' şeklindeki iddialarda bulunmuştu. Ancak tam aksine ifadeye davet edilen N.Mete Cantürk'ün bizzat ABD İstanbul Başkonsolosu personeli olan Metin Topuz'un verdiği ifadeler doğrultusunda FETÖ soruşturması kapsamında soruşturulduğuna dikkat çekildi. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan açıklamada,
"Tutuklanan şüpheli Metin Topuz'un ifadeleri doğrultusunda Fetullahçı Terör Örgütü yapılanmasında, yönetici konumunda olduğu tespit edilen S.C ve K.İ.C hakkında yakalama ve gözaltı kararı verilmiş olup, şüpheliler Amasya'da yakalanarak adli işlemleri için İstanbul'a getirilmişlerdir. İsmi geçen şüphelilerin eşi ve babası konumundaki, herhangi bir diplomatik bağışıklığı bulunmayan ABD İstanbul Başkonsolosluğu çalışanı N.Mete Cantürk, ifadesi için Cumhuriyet Başsavcılığımıza davet edilmiştir" denildi.
Star
SAĞDUYUYU ELDEN BIRAKMAYACAĞIZ
Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye ile ABD'nin vize işlemlerini karşılıklı askıya almasına ilişkin, "Temennimiz, iki müttefik arasındaki ilişkilerin kısa sürede normale dönmesidir. Bölgesel ve küresel gerilimlerin tırmanmakta olduğu bu süreçte Türkiye olarak sağduyuyu elden bırakmayacağız" dedi.
2 BİN 200 YILLIK DEVLET
Yıldırım, Çankaya Köşkü'nde düzenlenen ‹Valiler Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, mevcut idari yönetim yapısının 2 bin 200 yılık Türk devlet geleneğini ve birikimini ifade ettiğini belirtti. Türkiye ile ABD'nin vize işlemlerini karşılıklı askıya almasına da değinen Yıldırım, son günlerde Amerika ile yaşanan vize krizinin gündemin sıcak konularından birini oluşturduğunu dile getirdi.
BİZE YAKIŞANI YAPTIK
Amerika'nın diplomatik misyonlarının güvenlik zafiyetini öne sürerek, vize işlemlerini askıya aldığını duyurduğunu anımsatan Yıldırım, "Biz de yakışanı yaptık, mütekabiliyet esasına dayanarak aynı karşılığı verdik" ifadelerini kullandı. Başbakan Yıldırım, ülke ve milletin, istikrarı bozmaya çalışan e-muhtıra, gezi olayları, 17-25 Aralık darbe girişimi ve 15 Temmuz kanlı darbe girişimi ile birçok kez sindirilmeye çalışıldığını belirtti.
ASIL HAYAL KIRIKLIĞINI BİZ YAŞADIK
A Haber'de ABD ile yaşanan vize krizine ilişkin konuşan AK Parti Sözcüsü Mahir Ünal, "ABD'nin vize yasağı iki ülke için sürdürülebilir değil" dedi. Mahir Ünal, A Haber'de katıldığı programda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. ABD ile vize krizine değinen Ünal, "15 Temmuz'dan sonra biz Amerika'nın tutumu ve tavrı karşısında büyük üzüntü duyduk ama bu süreç içinde bunu ilişkilerimize yansıtmadık" diye konuştu. Ünal şunları söyledi:
YARGI İŞİNİ YAPTI
"Eğer ortada bir suç varsa gerekli işlemler söz konusudur. Türkiye de çok büyük hayal kırıklıkları yaşadı. 15 Temmuz'dan sonra biz Amerika'nın tutumu ve tavrı karşısında büyük üzüntü duyduk ama bu süreç içinde bunu ilişkilerimize yansıtmadık. İstanbul'daki başkonsoloslukta bir kişi ile ilgili bir hukuki süreç başlayana kadar. Bu konuda Türk yargısı kendi delilleri çerçevesinde önce gözaltı ve sonra tutuklama gerçekleştirdi. Kamuoyu bununla ilgili her şeyi biliyor. Bizim Amerika ile olan ilişkimizde irrasyonel bir durum söz konusu değil."
BÜYÜK HAYAL KIRIKLIĞI
"Amerika ile aramızda suçluların iadesi anlaşması var. Bu anlaşma bağlayıcı. Biz 15 Temmuz'dan hemen sonra bu anlaşmaya ilişkin 9. ve 10. maddeyi kendilerine hatırlattık. Meselenin duygusal boyutuna dair fazla bir şey söylemek istemiyorum. Türkiye'nin yaşadığı hayal kırıklığı daha büyük bir hayal kırıklığı. Türkiye'yi cezalandırmak Amerika'nın ne haddinedir. Amerika'yı cezalandırıcı konumuna getirdiğiniz anda zaten siz masada eşit değilsinizdir." Ünal ayrıca, "ABD ile gerilimin askeri operasyonları etkilememesi dileğindeyiz" ifadesini de kullandı.