AB Bakanı Ömer Çelik: IKBY'deki referandum kararı bir faciadır
AB Bakanı Ömer Çelik, IKBY'deki referandum kararına ilişkin "Karar zaten bir faciadır. Kerkük'ün içine katılması da Mesut Barzani'nin dilinden Irak'ın yeni bir kan banyosuna dönüştürülmesi teklifidir." dedi.
AB Bakanı ve Başmüzakereci Ömer Çelik, A Haber Ankara Temsilcisi Murat Akgün'ün gündeme ilişkin sorularını yanıtladı.
Çelik, A Haber'de IKYB'nin tartışmalı referandumu ve Almanya'daki seçimin sonuçları gibi gündeme ilişkin konularda değerlendirmelerde bulundu ve soruları yanıtladı.
Kuzey Irak'taki referandumun Barzani'nin anlattığı şekilde bölgenin istikrarına ya da Kürtlerin geleceğine faydası olmayacağını dile getiren Çelik, bu konunun sadece Kürtlerin değil, Irak'taki diğer unsurların da birlikte yaşama iradesine büyük bir darbe vurduğunu söyledi.
Irak'ta zaten kırılgan bir süreç varken, Barzani'nin bu girişiminin süreci tamamen parçaladığını ifade eden Çelik, Kerkük'ün bu sürece katılması ve burada tek taraflı bir fiili durum ortaya çıkarılmasının çok daha büyük çatışmaları tetikleyeceğinin altını çizdi. Çelik, "Irak'ta yaşayan bütün topluluklara zarar verecek, onların geleceğine darbe vuracak, zaten mevcut tehlikeleri daha da kışkırtacak bir girişimde bulunuyor Barzani." diye konuştu.
Ömer Çelik, Barzani'nin son yaklaşımının özellikle Kürt, Türkmen ve Araplara hiçbir fayda sağlamayacak, aksine çok daha büyük felaketler getirecek bir adım olduğunu vurguladı.
Barzani'nin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a ulaşmaya çalıştığı ancak ulaşamadığı yönündeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine Çelik, Mesut ve Neçirvan Barzani'nin Türkiye'de doğrudan iletişim kanallarına açık kimseler olduğunu belirtti. Türkiye'nin bugüne kadar hep onların yanında olduğunu dile getiren Çelik, dolayısıyla istemeleri halinde bu kararı almadan önce Türkiye ile istişarelerde bulunabileceklerini vurguladı.
"SONUÇ HEP HÜSRAN OLDU"
AB Bakanı Çelik, "Geçmişte de bazı Kürt liderler, başka birtakım unsurların desteğini alarak benzer adımlar attılar ama sonuç hep hüsran oldu." dedi.
Türkiye'nin güvenlik ve barış için gerekli adımları atacağına işaret eden Çelik, "O noktaya gelindikten sonra Türkiye yapacağını yapar. Ama bunun öncesinde dediğim gibi o noktada değiliz. Tabii ki hazırlıklar yapacağız." ifadelerini kullandı.
Irak, İran, Türkiye ve bölgedeki güçlerin neredeyse tamamının IKBY referandumuna karşı olduğunu belirttiğini hatırlatan Çelik, şöyle devam etti:
"Irak anayasası bağlamında da Kuzey Irak'taki tablo bakımından da hem hukuki meşruiyeti hem siyasi meşruiyeti tartışmalı bir durumla karşı karşıyayız. Dolayısıyla burada Mesut Barzani, aldığı bu kararla esasında başta Kürtler olmak üzere Türkmenlere, Araplara ve diğer topluluklara yeni bir kan deryası, yeni bir kan banyosu teklif ediyor. Bu son derece kötü bir yaklaşım. Hiç kimse buna işte '16 yaşındaki hayallerini gerçekleştiriyor, ya da herhangi bir halkın nasıl yaşayacağına karar vermesini sandık yönünde sormasında ne sakınca var' gibi bir yaklaşımda bulunmasın. Parlamentonun bile açılamadığı, iki yıldan fazladır hukuksuz bir şekilde birisinin başkanlık yaptığı bütün partilerin orada bu tabloya karşı olduğu bir şeyle karşı karşıyayız."
IKBY referandumunun esas ve usul açısından sağlıksız bir şekilde yapıldığını belirten Çelik, "Referandum kararı zaten bir faciadır. Kerkük'ün içine katılması da Mesut Barzani'nin dilinden Irak'ın yeni bir kan banyosuna dönüştürülmesi ifadesini kullandı.
Çelik, Türkiye'nin IKBY'ye yönelik hangi yaptırım adımlarını atacağına dair soruya, konunun ayrıntılı olarak ele alındığı yanıtını vererek "Her türlü tedbir alınacaktır diye MGK'da karara bağlanıp Bakanlar Kurulunda da ilan edildikten ve karara bağlandıktan sonra bu başlamıştır. Hangi adıma karşılık hangisinin verileceği bu takvim içinde görülecektir." dedi.
Bakan Çelik, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun peşmergeye verilecek eğitim desteğinin kesileceğine yönelik açıklamalarının hatırlatılması üzerine de "Referandum kararı çıktıktan, Barzani bunda ısrar ettikten, bağımsızlık ilanı gibi bir tutum içine girdikten sonra peşmergeye verilen her silah Türkmen'e, Arap'a ve Irak'ın diğer topluluklarına karşı kullanılır." diye konuştu.
ALMANYA'DAKİ SEÇİMİN SONUÇLARI
Almanya'daki genel seçimleri değerlendiren Çelik, Estonya'da düzenlenen AB Gayriresmi Dışişleri Bakanları Toplantısı'nda radikalleşme konusunun ele alındığını belirterek "Türkiye AB'den çıksın diyenler, radikalleşme ile nasıl mücadele edecekler? Türkiye AB'den çıksın diyenlerin her sözü, aslında radikalleşmeye bir destek manasına geliyor." ifadelerini kullandı.
Çelik, AB ülkelerinde Türkiye'ye karşı kullanılan aşırı sağcı ve ırkçı dilin kendilerini vuracağının altını çizerek Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel'i de kullandığı üsluptan dolayı uyardığını hatırlattı.
"SPD ÇÖKTÜ, MERKEL ÇOK CİDDİ OY KAYBETTİ"
"Sonuç dediğimiz noktaya geldi. Bunun bayraktarlığını yapan SPD çöktü, nitekim Merkel de çok ciddi oy kaybetti." değerlendirmesinde bulunan Çelik, bunun sebebinin de aşırı sağla yarışmak için aynı üslubu kullanmaları olduğunu ifade etti.
Çelik, aşırı sağcı söylemlerin merkez sağ partilerine oy kazandırmadığına dikkati çekerek bu durumun Avrupa'daki merkez sağ partilerini aşındırdığını kaydetti.
Bu durumun Türkiye-Almanya ilişkileri bakımından önemli olduğunu vurgulayan Çelik, aşırı sağcı, popülist Almanya için Alternatif (AfD) partisinin sadece tepki oyları almadığına, orta ve üst sınıftan da oy aldığına işaret etti.
"SAHİPLENİLMİŞ IRKÇILIK"
Çelik, "Sahiplenilmiş bir ırkçılık var." diye konuşarak AfD'nin milletvekillerinin üçte birinin doğrudan Nazi örgütleri ile bağlantılı kişilerden oluştuğunu dile getirdi. Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Şimdi bunu söylemiştik. Alman siyasetini burada sabote ediyorsunuz. Siz, Erdoğan düşmanlığı, Türkiye düşmanlığı, göçmen düşmanlığı, İslam düşmanlığı yaparak esasında bu yörüngenin içine giriyorsunuz, merkez dilden uzaklaşıyorsunuz ve göreceksiniz oy kaybedeceksiniz."
Çelik, Almanya Başbakanı Angela Merkel'in seçimden sonra aşırı sağa kayan oyları kazanmak için söylemlerini daha da sağa kaydırması durumunda Türkiye ve Almanya arasındaki ilişkilerin kötüye gideceğinin açık olduğunu belirterek "Ama bu tablodan ders çıkarılır da daha makul bir ilişki, daha makul bir dil üzerinden, seçim sonrasında bu değerlendirilirse, bizim buna hazır olduğumuzu söyledim."
Türkiye ve Almanya arasında çözülmeyecek bir mesele olmadığının altını çizen Çelik, "Sayın Merkel'in bir sözü vardı. Diyordu ki 'Birbirimiz hakkında konuşmayalım, birbirimizle konuşalım.' Ama Sayın Merkel, Schulz'la çıktığı televizyon programında, birbirimiz hakkında konuşmayalım, birbirimizle konuşalım sözünü, kendi sözü olduğu halde tamamen ortadan kaldırdı." ifadelerini kullandı.
Alman siyasetini Türkiye konusunda psikolojik bir takıntının kuşattığına işaret eden Çelik, sorunların diyalog yoluyla çözülebileceğini kaydetti.
"Bunu bazı yerlerden duyuyorum. Alman Dışişleri Bakanlığının kendi diplomatlarını pek çok yere göndererek 'Türkiye'nin AB sürecine karşı tavır almak için neler yapmalıyız' şeklinde birtakım yoklamalarda bulundukları yönünde duyumlar alıyorum." diye konuşan Çelik, bu durumun, devam etmesi durumunda ırkçı partilere daha çok oy kazandıracağı değerlendirmesinde bulundu.
"MÜZAKERELERİ KESME OLARAK ALGILARIZ"
Çelik, "Almanya ya da başka bir ülke, Türkiye ile olan ikili problemini çözmek için AB ile ilişkilerimizi şantaj malzemesi ve unsuru haline dönüştürmeye devam ederse AB'nin de herhangi bir şekilde bir moral üstünlüğü kalmayacak." dedi.
AB üyesi ülkelerin AB kurumlarına emir vermesinin ırkçılar tarafından da "Almanya'nın patronajı" olarak adlandırıldığını söyleyen Çelik, Almanya'nın bu durumu seçim öncesinde kullandığı üslubuyla ispat etme noktasına geldiğini belirtti.
Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkiye gibi büyük bir stratejik güçle, büyük bir devletle AB ilişkilerini biz böyle layüsel bir şekilde dondururuz, askıya alırız demek çocuk oyuncağı değil. Biz dondurma ya da askıya alma tavrını, bunu burada ilk defa söylüyorum, müzakereleri kesme olarak algılarız."
Türkiye'nin, AB ile ilişkilerin dondurulması ama müzakerelerin devam etmesi durumunu kabul etmeyeceğini dile getiren Çelik, "Böyle bir kategoriyi kabul etmeyiz." değerlendirmesinde bulundu.
ALMANYA'DA AVRUPA SABAH'A AĞIR CEZA
Çelik, Sabah gazetesinin Avrupa baskısına gelen bir milyon avroya yakın vergi borcu hakkında "Bunun siyasi sebeplerle yapıldığı çok açık. Tatminkar bir şekilde açıklama yapmaları lazım." diye konuştu.
Avrupa'nın iki konuda imtihanı geçemediğini dile getiren Çelik, bunun birisinin Sabah gazetesine yönelik tavır olduğunu, diğerinin ise Al Jazeera kanalının kapatılması talebine karşı güçlü bir ses gelmemesi olduğunu söyledi.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'IN DİPLOMASİ TRAFİĞİ
Çelik, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in Ankara'ya, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da İran'a yapacağı ziyaretlerden beklentisinin sorulması üzerine, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın krizler ortaya çıkmadan önleyici adımlar atılması için yürüttüğü diplomasi trafiğine dikkati çekti.
Çelik, "Kuzey Irak'taki referandum kararıyla birlikte Suriye'deki ateşkes bölgelerinin hayata geçirilmesi konusundaki sürecin devam etmesi bütün bu bölgede bizim on yıllarımızı belirleyecek konular. Dolayısıyla bu ziyaretler bu konuların derinlemesine konuşulması bakımından önemli olacak." diye konuştu.
IKBY REFERANDUMU
Çelik, ana muhalefet partisi CHP'nin IKBY referandumuna ilişkin hükümete yönelttiği eleştirilerle ilgili, "Türkiye'nin Kuzey Irak'la bu ilişkileri kurarak kendi güvenliği ve refahı açısından ne kadar büyük kazanımlar elde ettiğini, Türkiye'nin Kuzey Irak'la ve o dönem KDP ile ve diğer partilerle orada bu ilişkileri kurmasının Türkiye'nin güvenliğine ne derece katkılar sağladığını görmezden geliyorlar. O dönemi tek tek gözümüzün önünden geçirmemiz lazım. Şimdi bugünden geriye doğru okuyorlar. 'Bu ilişkileri niye kurdunuz? Ya da o ilişkileri kurduysanız bu tepkileri niye gösteriyorsunuz?' Doğru tavır sergiliyorlardı, bu ilişkileri kurduk. Yanlış tavır sergiliyorlar, bu tavrı ortaya koyuyoruz. " değerlendirmesinde bulundu.
Irak ve Suriye'ye sınır ötesi operasyon konusunda hükümete verilen yetkinin bir yıl daha uzatılmasına ilişkin tezkerenin 'savaş tezkeresi' olduğunu yönündeki iddialara da değinen Çelik, "Sayın Milli Savunma Bakanı da onların bu iddiasına karşı çıktı. Bu tezkere, Türkiye'nin güvenliğiyle ilgili, terörle mücadeleyle ilgili bir tezkere." dedi.
IKBY referandumunun Irak'taki topluluklara felaket getireceğini vurgulayan Çelik, referandum sonrasında Barzani'nin dediği gibi bölgede istikrar sağlanmayacağını, terör örgütlerinin Türkiye'de de alan oluşturmaya çalışacağını söyledi. Çelik, "Barzani'nin aldığı referandum kararıyla, Barzani birkaç yıl daha başkanlık yapsın diye, Kuzey Irak'ın terör örgütlerinin karargahı haline gelmesine de müsaade etmeyeceğiz. Kuzey Irak'tan bu sebeple Türkiye'ye dönük terör tehdidi oluşmasına müsaade etmeyeceğiz." diye konuştu.