Erdoğan'dan kritik S-400 açıklaması
Kazakistan dönüşü uçakta basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan S-400 füzeleri için Rusya ile imzaların atıldığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 14 Eylül'de yapılacak Astana'da yapılacak Rusya, Türkiye ve İran'ın katılacağı görüşmesinin bölgenin geleceği için kritik bir öneme sahip olduğunu belirtti. Erdoğan ayrıca Rusya'dan alınması için çalışmarın sürdüğü S-400 sistemleri hakkında da önemli açıklamalarda bulundu.
"SÜREÇ İŞLİYOR"
Erdoğan, Şuan her şeyin olumlu bir istikamette ilerlediğinin altını çizerek, "Özellikle İdlib hakkında şunu söyleyebilirim. Ayın 14'ünde yapılacak Astana Zirvesi önem arz ediyor. Şu anda İdlib'te Rusya ile daha önce mutabık kaldığımız gibi süreci işletiyoruz ve bu şekilde süreç şu an çalışıyor. Rusya ile bu konuda aramızda herhangi bir ihtilaf söz konusu değil. İran ile de yaptığımız görüşmede ihtilafa konu olabilecek herhangi bir başlık gündeme gelmedi. Öyle zannediyorum ki Astana zirvesi sonrasında da aramızdaki sağlıklı görüşmeler bu şekilde devam edecektir. Gelişmeler olumlu istikamette devam ediyor." dedi.
Erdoğan gazetecilerin "Sosyal medyada siz ile Esad arasında bir görüşme olduğu yönünde iddialar dolaştı. Özel olarak birileri mi dolaştırıyor bu tür iddiaları?" sorusuna "Herhalde birileri özel dolaştırıyor. Ben Esad ile görüşmedim, görüşmeye de pek niyetim yok."açıklamasında bulundu.
ERDOĞAN'DAN S-400 AÇIKLAMASI: KAPORA VERİLDİ
Erdoğan, S-400 sistemleri için Rusya'ya kaporanın verildiğini belirterek "Arkadaşlar S-400 ile ilgili arkadaşlarımız imzalarını attılar. Bundan sonraki süreç de zaten Rusya'dan bize aktarılacak kredi ile ilgili devam edecek bir süreçtir. Gerek Sayın Putin, gerekse şahsımın bu konuda kararlılığımız var. Türkiye Cumhuriyeti'nin savunma sanayi veya savunmasıyla ilgili bağımsızlık ilkelerini veya bağımsız kararını herhalde kimsenin tartışmaya hakkı yoktur. Biz kendi bağımsızlığımızla ilgili kararımızı kendimiz veririz; ülkemizi savunmak için koruma tedbirlerini de, güvenlik tedbirlerini de kendimiz almakla mükellefiz. Eğer bir yerlerden bu noktada herhangi bir savunma unsurunu tedarikte zorluk çekiyorsak, girişimlerimiz çoğu kez engellemelere takılıyorsa biz ne yapacağız, başımızın çaresine bakacağız. Mesela, silahsız hava araçlarını maalesef dostlardan alamıyorduk biz, çok da yüksek paralar istiyorlardı, bedava da istemiyorduk üstelik. Ama terör örgütüne tank, top, zırhlı araçlar veriyorlar; ama biz parasıyla istediğimiz halde bazı ihtiyaçlarımızı tedarik edemiyoruz. Sonuçta ne oldu? Hamdolsun insansız hava aracını da kendi ülkemin insanı üretir hale geldi, silahlısını da üretir hale geldi. Son bir haftada 90 terörist öldürüldü. Ama bakıyorsun bir milletvekili çıkmış ana muhalefet partisinden bundan rahatsız oluyor! Kazakistan'a gelirken de söyledim: Sen kimden yanasın? Teröristten yana mısın yoksa benim güvenlik güçlerimden yana mısın? Ne yapacaktık, benim bu kadar vatandaşım, güvenlik gücü, askerim, polisim, subayım şehit edildi; adamın takındığı tavra bak. Tabi ki bunların üzerine gideceğiz, kusura bakmasınlar. Bu konuda savcılarımızın soruşturma açmasını da takdirle karşılıyorum. Böyle bir durumda, ana muhalefetin başındaki zat, kalkıp o milletvekilini bizzat kendi uyarmalıydı, sen ne yapıyorsun, ne diyorsun diye." dedi.