Erdoğan'dan Almanya'ya çok sert tepki
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Denizli'de yaptığı konuşmada Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel'e yönelik sert açıklamalarda bulundu.
- Gündem
- Giriş Tarihi: 19.08.2017 | 00:00
- Güncelleme Tarihi: 19.08.2017 | 20:43
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Denizli'de AK Parti Danışma Meclisi Toplantısı'nda konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Almanya Dışişleri Bakanı Sigmar Gabriel'e tepki göstererek, "Sen kimsin ki Türkiye'nin Cumhurbaşkanına konuşuyorsun, sen Türkiye'nin Dışişleri Bakanı ile konuş. Haddini bil" dedi.
Erdoğan, "Almanya'nın başındaki hanımefendiye 4 bin 500 teröristin dosyasını verdim. Ve bunların dosyaları kabul görmedi hala onlarda. Ama o kendisi benden 1-2 kişinin iadesini istedi. Kusura bakma sende yargı varsa bizde de var" sözleriyle Almanya'ya sert tepki gösterdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satırbaşları;
Türkiye bir yol ayrımındadır. Bir tarafta yeniden 1990'ların yeniden tek parti CHP'si döneminin zayıf ülkesi olma tehlikesi var diğer tarafta ise demokratik demokrat partiden başlayan ve günümüzde AK Parti ile süren güçlü büyük müreffeh Türkiye'yi inşa etme fırsatı var.
Birileri bizi ısrarla geleceğe dair ümidi olmayan eski Türkiye'ye yöneltmek istiyorlar. Biz ise ısrarla tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet diyoruz.
BU MÜCADELENİN KADİM BİR MÜCADELE OLDUĞUNU BİLMİYORLAR
Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz onlar diridirler ancak siz anlamaz bilemezsiniz. Bütün mesele bu. Zaten 15 Temmuz'da da yürüyenler böyle yürümedi mi? Ne diyordu, yeğenim belki olur da bir daha görüşemeyiz hakkını helal et. Buna inanmak bu bir aşk, Rabbim inşallah bizlere de o makamı nasip etsin. Buna inandığımız anda şu batı falan hepsi hikaye. İşte şu anda onları da görüyoruz. Tutmuşlar yine konuşuyorlar. Bu mücadelenin kadim bir mücadele olduğunu bilmiyorlar bilecekler.
ALMANYA'DAKİ SEÇİMLERDE BİRİLERİNE BİR DERS VERECEKSİNİZ
Son zamanlarda, şu referandum olayını geçirdik Almanya rahat durdu mu? Hollanda durdu mu? Hepsi bunların Türkiye aleyhinde AK Parti aleyhinde kampanyalar yaptılar. Bunları bir çoğu milletvekili hatta bazıları partilerinin eş başkanlarıydı. Hayır kampanyasına destek verdiler. Açık net, benim Almanya'ya girmemi kabullenemediler. Dışişleri Bakanımızın aynı şekilde Avrupa'ya girmesini kabullenemediler. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanımız bir bayan onun girişini hazmedemediler. Bu korku niye? Cuma günü bir açıklama yaptım ve dedim ki 'Ey benim Avrupa'daki kardeşlerim inanıyorum ki siz Almanya'daki seçimlerde birilerine bir ders vereceksiniz. Bunlar Türkiye'nin aleyhinde kampanyalar yürüttüler hala da yürütüyorlar. Siz Türkiye'ye dost olana dost olmalısınız' dedim. Almanya rahatsız oldu, hop oturdu hop kalktı. Avrupa'daki vatandaşlarımıza sesleniyorum. Demokratik hakkınızı sandıklarda en doğru şekilde yerine getirerek bunlara orada en güzel dersi vermelisiniz.
KUSURA BAKMA SENDE YARGI VARSA BİZDE DE VAR
Benim oyum, şuraya vermezsem zayi olur, buraya vermezsem zayi olur deme. Sen oyunu Türkiye'ye düşmanlık yapmayana ver. Çünkü ben Almanya'nın başındaki hanımefendiye 4 bin 500 teröristin dosyasını verdim. Ve bunların dosyaları kabul görmedi hala onlarda. Ama o kendisi benden 1-2 kişinin iadesini istedi. Kusura bakma sende yargı varsa bizde de var.
VAH ZAVALLILAR
Neymiş bize kapıları kapatacaklarmış. Buradaki kapılar bize yetiyor. Biz düşman çoğaltmanın değil azaltmanın dostları çoğaltmanın gayreti içerisindeyiz. Karşımızdakiler bize böyle yapıyorsa ne yapacağız? Biz de gereği neyse onu yaparız bu iş böyle. Bazıları bizim tarihimizin 1 asır önce başladığını sanıyor. Vah zavallılar. Bugün nereye giderseniz gidin ecdadımızın hürmetle yad edilen hatıraları ile karşılaşırsınız.
HANS'IN DEĞİL, MİLLETİMİN NE DEDİĞİNE BAKARIM
Bizi ısrarla tıpkı Sevr de yaptıkları gibi eyvallah etmediğimiz için bunca sıkıntı ile karşı karşıyayız. Ah ah ellerin yurdunda çiçek açarken bizim ile kar geliyor kardeşim, Bu hududu kimler kimler çizmiş dar geliyor dar geliyor kardeşim. Ben George'ın, Hans'ın ne dediğine değil milletimin ne dediğine bakarım. Kardeşlerimin ne dediğine bakarım. 2002'de ne diyorduk, her şey Türkiye için. 2007'de Durmak yok yola devam dedik. 2011'de hedef 2023 dedik 2015'te huzur ve istikrar dedik ve her seferinde de milletimizden bir heyecan aldık.
TÜRKİYE DÜŞMANLARI HEM İÇERDE HEM DIŞARDA PUSUDA YATIYOR
Şimdi önümüzde yeni bir imtihan var. Hem 2019 seçimleri hem de o tarihe kadar yapmamız gerekenler ülkemizin gelecek asrını şekillendirecek öneme sahiptir. Çünkü öyle bir mücadelenin içerisinden geçiyoruz ki ne ekonomide ne güvenlik de ne uluslararası ilişkilerde hiçbir şeyi yarım bırakamayız. 15 Temmuz'da hep birlikte bir şey gördük. Ülkemizin düşmanları hem içerde hem dışarda pusuda bekliyor. en küçük bir zafiyetimizde üzerimize çullanma fırsatını Allah'ın izni ile vermeyeceğiz. Biz zayıf düşersek Türkiye de zayıf düşer. Biz çok çalışır çok üretir çok terlersek Türkiye de o derece güçlü olur.
REFORMA KENDİMİZDEN BAŞLAYACAĞIZ
Biz sadece rüku da Allah'ın huzurunda eğiliriz. (Salondan yükselen dik dur eğilme sözlerinin ardından) Ben dik duruyorum ve sizlere güveniyorum. Ve ben inanıyorum ki önümüzdeki seçimlerde Denizli bir başka sandıkları patlatacak buna inanıyorum.
AK Parti çatısı altında şehrine ve ülkesine hizmet etmiş her bir kardeşim benim için değerlidir ve kendisine şükran borçluyum. Bir süredir, her fırsatta dile getirdiğim değişim ihtiyacı arkadaşlarımızın başarısızlığından değil kendimizi yeni şartlara alıştırma zorunluluğundan kaynaklanıyor. Milletimizin beklentilerine cevap vermek için öncelikle reforma kendimizden başlayacağız.
AK PARTİ, PARTİLERDEN BİR PARTİ DEĞİLDİR
Madem büyük Türkiye güçlü Türkiye kendisi ile birlikte kardeşlerine dostlarına güven veren Türkiye diyoruz o zaman AK Parti'yi bunları yapabilecek kapasiteye çıkartmak şart. Şu anda belde seçimlerini atamaları bitirdik. Şimdi ilçelere başlıyoruz ardından da illere. Güçlü daha güçlü bir AK Parti bunu başaracağız. Tüm arkadaşlarımdan bu sürece katkı sağlamalarını bekliyorum. AK Parti alışılmış bir parti değildir. Partilerden bir parti hiç değildir. AK Partinin bir davası vardır. Kurarken partimizin adını Adalet ve Kalkınma böyle koyduk. Bunu yaparken de bu kardeşiniz cezaevinden çıktıktan hemen sonra 42 bin donör üzerinde kamuoyu araştırması yaptı. 81 vilayetin tamamında.
Normalde en fazla 2 bin kişide yapılırken biz 42 bin denek üzerinde çalışma yaptık ve masaya yatırdık. Partimizin adı ne olmalı amblemi ne olmalı bunların üzerine de çalıştık. Onlardan sonra adalet ve kalkınma kararlılığına vardık. Bizim partimiz sağ parti mi sol parti mi olacak bunun kararını da öyle verdik. Türkiye'de sağ da var sol da var bunların aşırıları da var dedik ki merkezde bir parti yok, biz merkeze oturan bir parti olacağız. Bazı siyasi bilimciler merkezde parti olur mu dedi, dedik ki olacak sizler de göreceksiniz. Olur mu diyenler de şu anda partimize karşılar. Yaptık, oldu.
DİMDİK AYAKTA İSEK KÖKLERİMİZİN DERİNLİĞİNE BORÇLUYUZ
İnşallah bu yıldan itibaren Çanakkale gibi her yıl Malazgirt'i de öyle kutlayacağız. Bu yıl ikincisi oluyor bir başka olacak ama bu kez. Yaşadığımız bunca kumpasa oyuna rağmen hala dimdik ayakta isek bunu köklerimizin derinliğine borçluyuz. Önemli olan düşmek değil her defasında kalkıp yeniden koşmaya başlamaktır diye bir söz var. Türkiye önüne çıkartılan engeller sebebi ile zaman zaman biraz zaman kaybına uğramış olabilir. Enerjisinin bir kısmını boşa da harcamış olabilir imkanlarının bir kısmını heba etmiş olabilir. Ama milletimizin o hayranlık verici ferasetiyle ülkemiz yine de yoluna devam etmeyi bilmiştir.
TERÖR ÖRGÜTLERİNE TARİHİ DARBELER VURUYORUZ
Kaos çıkartarak ülkemizi düşürme çabalarına verdiğimiz cevap Türkiye'yi yeniden yükselişe geçirmek olacaktır. Suriye'de tümü ile dışlanmaya çalışılan Türkiye her gün yeni kazanımlarla gücünü göstermeye başladı. PKK'dan DEAŞ'a tüm terör örgütlerine tarihimizin en büyük darbelerini vuruyoruz. Ekonomide hamdolsun atılan adımlar ilk çeyrekteki yüzde 5'lik büyüme oranımızı ikinci çeyrekte en az yarı yarıya arttırmayı hedefliyoruz. İhracatta da rekorları sürekli kırdığımız bir dönemden geçiyoruz. Bunlar ülkemizin en zor yılı olan 2016'da elde ettiğimiz başarılardır. Bu yıl güzel haberleri ardı ardına alıyoruz. Enflasyonu tek haneye düşürdük. İşsizlikte de inşallah bir müjde bekliyoruz. Uluslararası yatırımcıların ülkemize ilgisi tüm sabotaj çalışmalarına rağmen hamdolsun artarak sürüyor.
TÜRKİYE KAYBI GÖZE ALINAMAYACAK KADAR BÜYÜK BİR ÜLKEDİR
Avrupa ile ilişkilerimizde kar zarar hesabına girersek AB üyeliği süreci ile ilgili kesinlikle AB zararlı genel ticari ilişkilerimizde de ancak başa baş çıkarız. Gümrük Birliği bizim kadar Avrupa'nın faydasına da olan bir uygulamadır. Biz bunun geliştirilerek devam etmesinden yanayız bunun için de üzerimize düşeni yaptık, yapıyoruz. Birileri Gümrük Birliği'ni kendi mecrasından çıkarıp kendisine çıkar yapmaya kalkarsa buna müsaade etmeyiz. Burada kazan kazan, sen de kazanacaksın ben de kazanacağım.
Yıl 1985 Türkiye Gümrük Birliği'ne alınmış. Şimdi yok artık. Yoksa yok, 6 milyona yakın insanımız var. Biz ne kadar AB, Gümrük Birliği diyorsak en az o kadar Avrupa Birliği ülkelerin de buna ihtiyacı var. Efendim şu kadar bu kadar ihracatımız var. İhtiyacı var ki alıyor. Türkiye kaybı göze alınamayacak kadar büyük bir ülke büyük bir ortak büyük bir potansiyeldir bu böyle biline.