Erdoğan'dan BND Başkanı'na çok sert sözler
Cumhurbaşkanı Erdoğan, BND Başkanı Bruno Kahl'ın FETÖ ile ilgili skandal sözlerine sert çıktı. Erdoğan, "Bu olayların arkasında biz bir terör örgütü olarak FETÖ'yü görmedik diyor. Şunlara bak yahu! Sen ne anlarsın FETÖ'nün terör örgütü olup olmadığından. Sen bunu MİT'le muhatabınla görüş. Sen kimsin, haddini bil." dedi.
- Gündem
- Giriş Tarihi: 24.03.2017 | 00:00
- Güncelleme Tarihi: 24.03.2017 | 18:37
'NASIL BAKEM YORULMADINIZ DE Mİ?'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, kendisini dinlemeye gelen yaklaşık 20 bin kişiyi Ege şivesiyle konuşarak, şu sözlerle selamladı:
"İki yıllık bir aranın ardından bir kez daha sizlerle birlikte olmanın, kucaklaşmanın memnuniyeti içindeyim. Buradan Denizli'nin tüm ilçelerindeki mahallelerindeki kardeşlerime selamlarımı iletiyorum. Nasıl bakem yorulmadınız de mi? Maşallah maşallah. Sevginiz için sizlere teşekkür ediyorum. Denizli bağımsızlığın, özgürlüğün, hürriyetin kıymetini iyi bilir. Düşmanın İzmir'den başlayarak Anadolu'nun işgaline karşı en güçlü tepkiyi veren yerlerden biri de Denizli'dir. 'Bu tecavüze karşı hareketsiz kalmak din ve devlete ihanettir' diyen Müftü Ahmet Hulusi Efendi'nin çağrısıyla Denizli milli mücadeleye katılmıştır. Denizli düşman işgaline uğramadı ama milli mücadelede en ön saflarda yer aldı. Maşallah Malazgirt Zaferi'nden sonra bu toprakları bizlere vatan yapan Serdar Gaziler'in, Mehmet Gaziler'in izinden giden Denizli halkı terörle mücadele de yiğitliğini ortaya koymuştur. 1.5 yılda sınırlarımız içinde ve dışında yürütülen terörle mücadele operasyonlarında 15 Temmuz darbe girişiminde 16 şehit vardır. Buradan bir kez daha tüm şehitlerimize Allah'tan rahmet yakınlarına başsağlığı diliyorum. Rabbim öyle buyuruyor; Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz onlar diridirler. Ancak siz bilemezsiniz."
'HEPSİ ÇİFTBAŞLILIKTAN RAHATSIZDI'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 1960 darbesinin ardından cumhurbaşkanları ile başbakanların birbirlerini yediklerini söyleyerek, şöyle konuştu:
"Kardeşlerim, Türkiye 16 Nisan'da tarihi bir tercihte bulunacak. Yapacağımız iş gayet basit. Ülkemizin eski yönetim sistemiyle mi devam edeceğinin yoksa yeni bir yönetim sistemine mi geçeceğinin tercihini yapacağız. Eski mi yeni mi? Eski yönetim siteminde hükümetler mecliste kuruluyordu eğer mecliste bir parti çoğunluğu elde edebilmişse mesele yok. Hükümet güvenoyu alıyor ve çalışıyordu. Bir parti çoğunluğu elde edemezse işte o zaman yandık demektir. Çünkü bu konuda çeşitli partilerin bir araya gelip koalisyon kurması gerekiyordu. Bu koalisyonu otellerde kuruyorlardı. Milletvekili pazarlarının açıldığı siyaset baronlarının, medya patronlarının hükümet kurup hükümet yıktığı günleri içimizde hatırlayan çoktur. 1960'lı yıllarda hükümetlerin ortalama ömrü 9 aydı. 1990'lı yıllarda neydi? 14 ay. 1950'den bu yana ülkemizde 16 ayda bir hükümet değişmişti. Böyle 9 ayda 16 ayda hükümetlerin kurulup indirildiği ülkede istikrar olur mu? Güven olur mu? 1960 darbesinin ardından ülkemizde öyle bir sistem kurulmuştu ki hiçbir sorumluluğu olmayan ama geniş yetkilerle donatılmış cumhurbaşkanları ile başbakanlar birbirlerini yemişlerdir. Hepsi çift başlılıktan rahatsızdı. Bakıyorsunuz Mustafa Kemal, İsmet İnönü ile kavgalıydı ve istifasını dahi istemişti. Bunları bu ülke yaşadı. Aynı şekilde İnönü kendi başbakanı ile kavgalıydı. Rahmetli Menderes geldi Menderes'ten sonra istikrar geldi."
'HERKES UZAYA GİDERKEN MEŞGUL OLDUKLARI ŞEY GEZİ PARKI'NDA OYNAMAKTI'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu eleştirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Ana muhalefet gençlerin parlamentoya girmesini istemiyor ama varsın istemesin biz istiyoruz. Genç dinamik bir parlamentonun nasıl olacağını 16 Nisan'da göstermeye hazır mıyız? Cumhurbaşkanının bir tarafa başbakanın başka tarafa çektiği Türkiye siyasi ve ekonomik istikrarsızlıktan başını kaldıramadı. Ana muhalefet 'Herkes uzaya giderken Türkiye ne yapıyordu' diyor. İşte o dönemlerde Türkiye koalisyonlarla cumhurbaşkanı başbakan kavgalarıyla uğraşıyordu ey Kılıçdaroğlu. 15 yıldır Türkiye nasıl kalkınıyor. Çünkü artık koalisyon diye bir şey olmadı. Bizler ülkemizi sıçrattık. Denizli 15 yıl önce neydi bugün ne oldu. Bakınız ben başbakan değildim Abdullah Gül başbakandı. Aydın'a geldim. Aydın- Denizli arası 105 kilometre bölünmüş yol meselesi vardı 14 yıl öncesinden söz ediyordum. Orada söz verdim. 'Burayı süratle yapacağız' dedim. Aydın- Denizli arasını bölünmüş yol yaptım mı? Biz buyuz? 'Yol medeniyettir' dedik yolları yaptık. 'Havalimanı' dedik, Çardak Havalimanını yaptık. Bunların herkes uzaya giderken meşgul oldukları şey Gezi Parkı'nda oynamaktı. Onlar onunla meşgul oluyordu. Biz 'Dört temel direk' dedik. Eğitim, sağlık, adalet, emniyet. 75 üniversitemiz varken 181'e çıkardık, şu anda üniversitesi olmayan il yok. Üniversitelerdeki öğrencilere ciddi rakamlarla burslar vermeye başladık. Burs ve kredi olarak kim başvurursa eli boş dönmez. İlla da burs diyor gençler. Krediyi iş bulduğun zaman ödemeye başlıyorsun üstelik faizsiz böyle bir imkan kaçırılır mı? Bununla kalmadık, Türkiye'deki bütün dersliklerin sayısını artırdık. 270 bin derslik ilave ettik, ilk ve orta öğretimde 70- 80 kişilik dersliklerde tahsil yapıyorduk. Bunun ortalaması 30 olacak dedik. En fazla payı eğitime ayırdık. Öğretmen sayısını artırmak için yoğun bir şekilde öğretmen alıyoruz yetiştiriyoruz. Derdimiz insan. Her şey insan için. Her şey Türkiye için diğerleri boş. Kardeşlerim eğitimde hatırlayın o günleri kitap bulamazdık kitap. 50'li yaşlarda olanlar iyi bilirler kitap bulamazdık. Biz ne yaptık sıraların üzerine kitapları koyuyoruz. Yavrularımız kitapları sıraların üzerinde buluyor. Artık bilgisayar tabletler akıllı tahtalarla sınıflarımız donatılıyor."
Sağlıkta da çok önemli adımlar attıklarını söyleyen Erdoğan, "Şu anda hastanesi olmayan ilimiz var mı? İlçemizde bile hastaneler kurduk. Şimdi şehir hastaneleri kuruyoruz. Biz sıçramak zorundayız. Muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkmak zorundayız. Onun için çok çalışacağız. 16 Nisan neyi getirecek üretimi getirecek. 16 Nisan neyi getirecek? İnşallah süratle kalkınmayı getirecek. Bundan öncekiler neredeydi biz neredeyiz" dedi.
AVRUPA'YA; SİZE RAHAT OLMAYACAK
Erdoğan, Avrupa ülkelerine yönelik eleştirilerini şöyle sıraladı:
"Şu andaki muhalefetin bu ülkede terör estirdiği zamanları biliriz. Bunlar Menderes'i idama götürüldüğü zaman alkışlayanlardı. İki arkadaşı idama götürüldüğü zaman alkışlayanlardı. Bunlarda demokrasi yok. İşte Avrupa Almanya'sında, Hollanda'sında demokrasi mi var? İsviçre'sinde, Belçika'sında demokrasi mi var? Bunlarda özgürlük adına bir şey yok. İnanç özgürlüğü adına bir şey yok. Onun için 23 günde kapı kapı dolaşın. Gençler tüm arkadaşlarınızla bire bir çalışmaya var mısınız? Sabah Gazetesi'nin Avrupa baskısı Daily Sabah'ın AP'ye girmesini yasakladılar. Hani sizde medya özgürlüğü, basın özgürlüğü vardı, niye yasakladınız? Hesabını vereceksiniz? Tayyip Erdoğan'a 'Diktatör' de, o sana 'Faşist' dediği zaman, 'Nazi' dediği zaman rahatsız ol. Size rahat olmayacak. Siz Tayyip Erdoğan'a 'Diktatör' dediğiniz sürece Tayyip Erdoğan da sizlere 'Faşist' de diyecek, 'Nazi' de diyecek. Neden mi? Bizim Avrupa'daki mabetlerimizin duvarlarına bunlar gamalı haç yapıyor mu? Ey devlet sen neredesin? Neden bunlara müsaade ediyorsun? Camilerin camları çerçeveleri indiriliyor, niye bunlara müdahale etmiyorsunuz?"
'KÖPRÜLER ŞAKIR ŞAKIR HİZMET GÖRÜYOR KENDİLERİ DE ÜZERİDEN GEÇİYOR'
Türkiye'nin tek parti hükümetleri döneminde ortalama büyüme oranının yüzde 6 olduğunu söyleyen Erdoğan, "Koalisyon hükümetlerinde ise yüzde 4. Türkiye tek parti iktidarıyla yönetilseydi bugünkünden iki kat zengin olacaktı. Kişi başı milli gelir, 11 bin dolarken 22 bin dolar olacaktı" dedi. Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Türkiye'de istikrar ve güven ortamı teminat altına alınacak. Cumhurbaşkanlığı sisteminin devreye girmesiyle 2023 hedeflerini yakalayacağız. Ulaşımda 79 yılda Türkiye'de 6 bin 100 km bölünmüş yol yapıldı, 14 yılda 19 bin km yaptık. 79 yılda 6 bin 100 km, 14 yılda 19 bin km. Halep oradaysa arşın Denizli'de. Bitmedi geldik kaç havalimanı vardı 25, kaç oldu 59. Medeniyet bu. Bu hayırcılar var ya bunlar bir garip. 15 Temmuz Şehitler Köprüsü yapılırken bunlar hayır diyordu. İstanbul Fatih Sultan Mehmet Köprüsü yapılırken hayır diyorlardı. Biz Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nün temelini atıyoruz. Hayır dediler. Bu köprüler şimdi şakır şakır hizmet görüyor kendileri de üzerinden geçiyor. Çünkü bunlar hayır derken neden dediklerini bilmiyorlar. Osman Gazi Köprüsü'nü yaparken hayır dediler. İstanbul- İzmir arasına biz 3 saat 15 dakikaya indirelim istiyoruz. 18 Mart Çanakkale Köprüsü'nün temelini attık 2023'te açılışını yapacağız. Dünyanın 1 numaralı köprüsü olacak bu iki kule arasındaki açıklık itibariyle. Türkiye yapar. İman öyle bir şey. İman tekeden bile süt çıkarır. 'Ekonomi çöktü ekonomi bitti' dediler. Bitse 11 milyar TL. olan bu köprünün maliyeti eski parayla 11 katrilyon yarısı Kore'den geliyor. Yarısı Türk sermayesi, işbirliği bu. Bu köprünün temeli atıldı. Daha neler olacak neler. İstanbul'da önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde dünyanın bir numaralı havalimanının açılışını yapacağız. İlk etabında yıllık 90 milyon yolcu kapasitesi olacak. 2023 yılında 150 milyon olacak. Bunlara sorsan 'hayır. Çünkü hayırcı bunlar. Marmaray'ın temelini attığımızda da hayır dediler. İnanmadılar denizin altından nasıl böyle bir şey yapacaklar diye. 3 yıl oldu geçenlerin sayısı 200 milyonu aştı. Bak şimdi insanlar raylı sistemden geçiyor. 'Avrasya Tüneli' dedik 'istemezük' dediler. Onu da yaptık. şimdi otomobilleriyle geçiyorlar."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarını izlemek için tıklayın
BND İTİRAF ETTİ: FETÖ'NÜN ARKASINDA BİZ VARIZ
'DÜN KANAL D VE CNN TÜRK'TE 1.5 SAAT ANLATTIM'
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Nasrettin Hoca fıkrası anlattığı konuşmasının devamında şunları söyledi:
"Bakınız biz 'hayır' diyene, 'evet' diyene saygı duyduğumuz gibi saygı duyarız. Kimler 'hayır' diyor bu önemli. Bak Kandil'deki PKK terör örgütünün başındaki 'hayır' diyor. İmralı'daki 'hayır' diyor. Pensilvanya'daki FETÖ'cü 'hayır' diyor. 'Hayır' diyenin bunu iyi düşünmesi lazım 'Ben kimlerle beraberim'. Kişi sevdikleriyle beraberdir. Söyle bana arkadaşını, söyleyeyim sana kim olduğunu, mesele bu. Dün akşam Kanal D ve CNN Türk programında 1.5 saat bunları açık açık anlattım, izlediniz mi? Niye 'Evet' dediğimizi anladınız değil mi? Şüphe kaldı mı? Bizim ne içerde ne dışarda kimseyle kavga etmek gibi bir niyetimiz yok. Bizim milletimize karşı sorumluluğumuz var. 81 vilayeti ile bu ülkenin, yurtdışındaki kardeşlerimizin soydaşlarımızın hakkını hukukunu savunmak mecburiyetindeyiz. Bu ülke ve millet varsa hep birlikte biz de varız. Ülkemizin bütünlüğüne helal gelirse o zaman kıyamet hepimiz için kopmuş demektir. Nasrettin Hoca'ya sormuşlar; 'Kıyamet ne zaman kopacak?' diye. Hoca da 'Karım öldüğü zaman küçük kıyamet, ben öldüğümde büyük kıyamet kopacak' demiş. Ülkemizin başına kötü bir şey geldiğinde hep birlikte kıyameti yaşarız. Suriye'de yıkılmış yakılmış şehirleri görüyorsunuz. Irak'ta yaşananları takip ediyorsunuz. Türkiye'yi bu duruma düşürmek isteyenlere karşı en büyük gücümüz birliğimiz beraberliğimizdir. Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız; beraber olacağız, kardeş olacağız hep birlikte Türkiye olacağız. 16 Nisan bunun tescilidir. 16 Nisan bunun teyididir. İstanbul'da 4.5 yıl belediye başkanlığı yaptım 12 yıl başbakanlık yaptım, 2.5 yıldır da cumhurbaşkanlığı yapıyorum. Bu güne kadar ülkemizin milletimizin vatandaşımızın aleyhine bir adımımız olmamıştır. Yaptığımız hizmetlerden hangi bölgeden hangi kökenden meşrepten olursa olsun herkes yararlanmıyor mu? Yüreğimiz milletimizin tamamı için atmıyor mu? Alın terimiz herkes için dökülmüyor mu? Bu anayasa değişikliğinde farklı olması için bir sebep mi var? Tüm kardeşlerimiz için iyi güzel faydalı olacağına inanmazsak böyle bir reformun arkasında neden duralım?"
Erdoğan, "14 yıldır ülkeyi yöneten bir cumhurbaşkanı olarak kendim için bir şey istiyor olabilir miyim? Bizler faniyiz. 1 Nisan'a çıkmaya elimizde senet var mı? Bazıları diyor ki; Tayyip Erdoğan iyi de ondan sonra ne olacak? Bu Tayyip Erdoğan için yapılan bir sistem değişikliği değil ki. Biz eski köhne sistemi bir kenara koyalım. Rejim 1923. Biz yeni bir yönetim sistemiyle bir adım atıyoruz. Tayyip Erdoğan fani bugün var yarın yok. Allah'ım böyle emrediyor. Öyleyse öyle bir sistem kuralım ki kim gelirse gelsin bu sistemle ülkemizi çok daha ilerilere taşıyacak yapıyı elinde bulsun. Tek amacım ülkeme ve milletime gelecek hedeflerine ulaşmamızı sağlayacak birliğimizi beraberliğimizi kardeşliğimizi güçlendirecek yönetim sistemini sağlamaktır" diye konuştu.
Seçimin Kasım 2019'da yapılacağını söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Eğer partim beni kalkar da aday yaparsa milletim de teveccüh gösterirse o zaman beraber yürürüz başka birine teveccüh gösterirse o gelir yönetir. Bu sistemin işleyişi konusunda en büyük güvencem sizsiniz millettir millet. Bu milletin yarısından fazlasının teveccühünü kazanmak kolay değil. Bunun için milletle bütünleşmeniz gerekiyor. Karşı çıkanların asıl itirazı sistemin kendisi değildir. Bu sistemde milletin kendilerine teveccüh etmeyeceklerini biliyorlar. Denizli'den soruyorum öyle bir cevap verin ki tüm Türkiye ve dünya duysun. Tek millet için evet mi? Tek bayrak için evet mi? Tek vatan için evet mi? Tek devlet için evet mi? Allah'ın izniyle Türkiye'ye kimse diz çöktüremez. Biz Türkü, Kürdü, Lazı, Çerkezi, Abhazası, Romanıyla tek milletiz. Bayrağımızın rengi şehidimizin kanının rengi, hilal bağımsızlık, yıldız şehidimizin ta kendisidir. Bu vatanda kimse operasyon yapamaz. Askerimiz polisimizle Tendürek Dağları'nda Gabar'da, Besler Deresi'nde inlerine kadar girdik, giriyoruz. Bu terörü Allah'ın izniyle bitireceğiz. Bu ülkenin huzuruna mutluluğuna kast edenlere oralarda yaşam hakkı tanımayacağız. Denizli'den yükselen bu evetler 16 Nisan'dan da ötesinde istiklaline ve istikbaline sahip çıkan milletin arşa çıkan sadasıdır."
'KORKALAR ZAFER ANITI DİKEMEZ'
Cumhurbaşkanı Erdoğan, mitinge katılanların 'İdam isteriz' sloganı atmaları üzerine, "Öyleyse 16 Nisan kırılma noktasıdır. Kılıçdaroğlu 'Ben varım' diyor, Bahçeli de aynısını söylüyor, Yıldırım da. 16 Nisan'dan sonra parlamentodan geçip onay için bana geldiğinde ben bunu onaylarım. AB ne der beni enterese etmez. Biz Hans'a bakmayız biz Ayşe'ye Fatma'ya bakarız. Biz Rabbimize bakarız. Şehitlerimizin hesabını aksi takdirde veremeyiz. Türkiye 1923 yılında rejimi cumhuriyet olarak belirlemiştir. Gerçek anlamda cumhurun halkın yönetimi haline gelebilmemiz elbette biraz zaman alacak. Milletimiz demokrasiyi hak ve özgürlüklerin teminat altında olduğu rejimi benimsemiştir. Biz yerli milli bir başkanlıktan söz ediyoruz. Türk tipi bir başkanlık sistemi" diye konuştu.
Bugünlere demokrasi ile gelindiğini kaydeden Erdoğan, şunları söyledi:
"Bundan sonra da yolumuza demokrasi ile devam edeceğiz. Aksi bir tehditle karşılaşırsak mücadelenin en başında biz yer alırız. Silah zoruyla ülkeye el koymaya çalışan FETÖ'cu ihanet çetesine yaptığımız gibi milletimizle el ele verip mücadele ederiz. Halktan daha güçlü bir güç tanımıyorum dedim. 81 vilayette meydanlara döküldü benim milletim. Biz de eşim, çocuklarım ,damadım tereddütsüz atladık ve son ana kadar İstanbul mu Ankara mı pilot dahi bilmiyordu. Pist karanlık. Pilota sordum 'Karanlık piste inmesini bilmiyor musun?' Dedi 'Tanklar olabilir.' 'Alçak uçuşa geç bakalım' dedim. Pistin üzerine gelindiğinde hiçbir şey yok. O zaman dedik, 'İn.' Alçak uçuşlar yaptılar üstümüzden. Bütün bunlara rağmen halkımızla kucaklaştık. 16- 17 saatti bu karşı operasyon neticesini verdi. Çil yavrusu gibi dağıldılar. Korkaklar zafer anıtı dikemez. Bunu böyle biliniz. Halbuki bunların altında F16'lar vardı, helikopterlerle, tanklarla modern silahlarla saldırıyorlardı. Bizim gencimiz hanım kardeşlerimiz, yaşlılarımız hiçbiri tereddüt etmedi. Şüheda fışkıracak toprağı sıktan şüheda etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda. Biz öyle bir İstiklal Marşı'na sahibiz ki 'Arkadaş yurduma alçakları uğratma sakın. Siper et gövdeni dursun bu hayasızca akın. Doğacaktır sana vaat ettiği günler Hakkın. Kim bilir belki yarın belki yarından da yakın.' İşte o gece gövdesini siper eden bir milleti gördüm ben. 249 şehit verdik. 2 bin 193 gazimiz var. Ülke kurtuldu millet kurtuldu."
ALMANYA İSTİHBARAT BAŞKANI'NA: SEN KİMSİN YA HADDİNİ BİL
Avrupa'ya yönelik eleştirilerini de sürdüren Erdoğan şöyle konuştu:
"Bu Batıllılar var ya, üç gün geçmeden bize başsağlığı dileğinde bulunan olmadı. Bunlara güvenmeyin çünkü FETÖ'yü bunlar destekliyordu. Almanya İstihbarat Başkanı açıklama yapıyor. Bir istihbarat başkanı açıklama yapamaz. 'Bu olayların arkasında biz terör örgütü olarak FETÖ'yü görmedik' diyor. Şunlara bak ya sen ne anlarsın FETÖ'nün terör örgütü olup olmadığından? MİT ile görüş. Sen kimsin ya? Haddini bil. Almanya'nın en üst düzeyinde olanlar diyor ki; 'Ben söylemiyorum sen söyle.' Bu bu demektir Araplar'ın bir sözü var. Men dakka dukka. Kime kötülük yaparsanız, karşılığını bulursunuz. AB ile olan sorunlarımız demokrasi, insan hakları konularında geri dönmeleri. Biz bu değerlere aykırı davrandığı için Avrupa ülkelerini eleştiriyoruz. 54 yıl AB Türkiye'yi kapısında bekliyor. Hiçbir ülke kapıda bekletilmedi. Türkiye bekletiliyor. Neden? AB'nin içinde bir tane Müslüman ülke var mı? Türkiye'yi hazmedemiyorlar. Bize gerekçe gösteriyorlar 'Siz çok büyüksünüz nüfusunuz çok büyük.' Almanya'da da aynı. Biz ilk müracaat edenlerdeniz ya. Bu değerleri AB kendi çıkarları söz konusu olduğunda rafa kaldıracak başka devletlere dayatılacak hale dönüştürülemez. Ben bunları söyleyince rahatsız oluyorlar. Kendilerini tehdit ettiğimi söylüyorlar. Türk atasözü der ki dost acı söyler ama gerçeği söyler. Bizim söylediklerimiz acı geliyorsa bilsinler ki dost kabul ediyorduk yüze gülüp arkadan kuyu kazmak yoktur bizde. Türk arkadan hançerlemez, kuyu kazmaz. Biz ne düşünüyorsak açıkça yaparız."
'BADIRDAYIP DURUYORLAR'
Ardından tekrar CHP'yi eleştiren Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:
"Anayasa değişikliği 18 madde. 180 tane yalan uydurmuşlar dere tepe onu anlatıyorlar. Badırdayıp duruyorlar. 60 maddeyi ortak hallettik. Hadi adım atalım, CHP kaçtı. Bunlar ekmeden biçmeye alışmışlar. Sorumluluk dedi mi hemen sıvışıyorlar. Millete hizmet sıvışarak yapılmaz ki. Bunun için çalışacaksın bedel ödeyeceksin. İstanbul'a hizmetin bedelini demir parmaklıklar ardında ödedik, ülkeye hizmetin bedelini tehditlerle şantajlarla ödedik. Türkiye Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile daha iyi yönetilecek. Daha çok büyüyecek zengin olacak. Gensoru güvenoyu kalkacak. Hükümet 5 yıl ben bu işi götüreceğim diyor. Şikayet mi var. Yazılı soru önergeleri ile cumhurbaşkanı ve bakanlar hakkında önerge verebilirsin. Ülkemiz için dertlenirsek milletimizle birlikte biz dertleniriz. Onların her şeyi gibi ağıtları da yalandır. Türkiye dünyanın en müreffeh huzurlu mutlu toplumları arasında yer alacak. Gençler şimdi ne diyor? 18 yaşındaki gencin parlamentoda ne işi var? 18 yaş değil ki 18, 19, 20, 21, 22, 23, 24 yaşındaki gençlerin hepsi de parlamentoya girme hakkına sahip. Bu demek değil ki meclis 18- 25 yaş arası gençlerle dolacak. 25- 30 yaş arası kaç genç var biliyor musunuz şu anda? 5. CHP'ye sorun kaç genç göndermiş? Gençler parlamentoya girmeye kararlı mısınız? Öyleyse daha çok çalışacaksınız. Bu benim ne kadar hakkımsa sizin de o kadar hakkınız. Şu anda 59 ülkede 18 yaş grubu parlamentoya girme hakkı yok. ülkemizde gençlerin önünü açacağız. çok koyacağız çok çalışacağız bu değişimi hayata geçirmeden hedeflerimize ulaşamadığımız gördük görüyoruz."
DENİZLİ'YE YATIRIMLAR
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Denizli dış ticaret hacminde ülkedeki iller arasında 7. sırada olduğunu belirterek, "Bunun için Türkiye'nin ihracatını Denizli'nin bir evladına Nihat Zeybekci'ye emanet ettik. Geçen yıl 2.5 milyar lirayı bulan Denizli'nin bu gayretine 16 milyar lira kamu yatırımı ime destek verdik. Bugün de 953 milyon TL'lik yatırım yapıyoruz. 23 gün durmak yok çok gayret edeceğiz. Aynı zamanda 16 Nisan'da adeta nikah masasında gibi lider ülke Türkiye için 'evet'. 16 Nisan'da vurulacak her evet mührü, 2023 hedeflerimizin hayata geçmesi için atılmış bir adımdır. Her evet mührü devam eden başlayan başlayacak projelerimizin tamamlanması için verilmiş bir destektir. 2053 ve 2071 vizyonlarımızı emanet edeceğimiz çocuklarımıza gençlerimize sunulacak bir imkandır. Denizli evlatlarına bu imkanı sunmaya var mı? 16 Nisan gecesi gözüm Denizli'nin oylarında olacak. Sizlerden tarihi bir oylamayla Türkiye'yi yeni sisteme taşımanızı bekliyorum."
TOPLU AÇILIŞ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Denizli'de katıldığı törende Büyükşehir Belediyesi ve çeşitli kamu kuruluşlarına ait 1 milyar TL tutarındaki kamu yatırımlarının açılışını yaptı. Törende AK Partili Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Zolan, Erdoğan'a milli mücadelede 15 Mayıs 1919'da Müftü Ahmet Hulusi Efendi'nin vatandaşları milli mücadeleye çağırmak için açtığı sancağı hediye etti. 15 Temmuz darbe girişimi gecesi Başkan Osman Zolan'ın Delikliçınar Meydanı'nda toplanan vatandaşlar için ikinci kez açtığı sancağı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 3 kez öpüp alnına koyduktan sonra teslim aldı.
NOTLAR
- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile Denizli Büyükşehir Belediyesi Osman Zolan ve Denizli Valisi Ahmet Altıparmak'ın konuşmasının ardından tören alanındaki yerine geldi.
- Erdoğan törende 15 Temmuz darbe girişiminde İstanbul'da şehit olan Ali Aras'ın Pamukkale İlçesi'nde oturan 10 yaşındaki kızı Arzu Aras ile yakından ilgilendi. Aras'a oyuncak ve içinde fındık bulunan çerez paketi veren Erdoğan'ın cep telefonundaki fotoğraflara bakıp uzun süre ilgilendi. Erdoğan ayrıca törene annesiyle gelen 7 yaşındaki Ümmügülsüm Kızılhan'ı da korumalara söyleyip yanına çağırdı. Erdoğan küçük kıza oyuncak hediye etti.
- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan törende ilk kez ihracatçılara yeşil pasaportlarını da verdi. Erdoğan en fazla ihracat yapan 7 işadamına yeşil pasaportlarını verdikten sonra ihracat rakamlarını iki katına çıkarmalarını istedi. Erdoğan'dan ilk yeşil pasaportu Akça Holding Yönetim Kurulu Başkanı Rıza Akça aldı.
- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Denizli Büyükşehir Belediyesi ziyaretinin ardından 15 Temmuz Şehitler Anıtı'nın açılışını yaptı. Anıtın yanında bulunan alana çınar ağacı dikerek can suyunu veren Erdoğan daha sonra kendisini bekleyen vatandaşların yanına gidip özçekim yaptı. Üzerinde evet yazılı çerez paketlerinden dağıtan Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra Valiliğe geçti.
Havanın sıcak olması nedeniyle etkilenen 4 kadına sağlık ekipleri müdahale etti. Meydana gelişinde bir engelli vatandaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a tablo hediye etti.