Adalet Bakanı Bozdağ: Güçlenen, siyasi istikrarı olan bir Türkiye istemiyorlar

'Güçlenen, siyasi istikrarı olan bir Türkiye istemiyorlar' diyen Adalet Bakanı Bozdağ, "Her dara düştüğünde Avrupa'ya koşup 'Bize yardımcı olun' diyecek başbakanlar, bakanlar istiyorlar. Türkiye'yi istedikleri gibi idare edebilecekleri bir düzen istiyorlar." açıklamasında bulundu.

Bakan Bozdağ, Anadolu Ajansı'na gündeme dair önemli açıklamalarda bulundu.

"GÜÇLENEN, SİYASİ İSTİKRARI OLAN BİR TÜRKİYE İSTEMİYORLAR"

Bozdağ, bakanların Avrupa ülkelerindeki programlarının iptal edilmesine ilişkin, "Siyasi istikrarı olan bir Türkiye istemiyorlar. Güçlü iktidarlar tarafından yönetilen bir Türkiye hiç istemiyorlar. Ekonomisi her geçen gün güçlenen bir Türkiye istemiyorlar." dedi.

"Her dara düştüğünde Avrupa'ya koşup 'Bize yardımcı olun' diyecek başbakanlar, bakanlar istiyorlar. Türkiye'yi istedikleri gibi sevk ve idare edebilecekleri bir düzen istiyorlar." diye konuşan Bozdağ, şöyle devam etti:

"Biz bugün Türkiye'de neyi oyluyoruz, Türkiye'nin hükümet sistemini değiştirecek miyiz değiştirmeyecek miyiz, onu oyluyoruz. Türk halkı, Federal Almanya'nın hükümet sistemini değiştirmeyi oylayacak olsa ben Almanya'dakilerin, siyasetçilerin tutumunu anlarım veya Hollanda'nın anlarım. Ama biz ne Hollanda'nın ne Almanya'nın hükümet sistemi değişikliğini oyluyoruz."
"BÜTÜN BU YAKLAŞIMLARI REDDETMEMİZ LAZIM"

Bozdağ, Avrupa'nın yaklaşımının siyasi nezaketten uzak olduğunu vurgulayarak, şu ifadeleri kullandı:

"Şu anda bakıyorsunuz hep beraber hücum halindeler. Neden, niçin yapıyorlar? 'Evet' Türkiye'nin aleyhineyse bıraksınlar Türkiye'nin aleyhine bir şey çıksın, onların da keyfi yerine gelir. Ama bakıyorsunuz 'evet' çıkmasın diye uğraşıyorlar. Neden? Çünkü 'evet' Türkiye'nin lehinedir ve zayıf, güçsüz, istikrarsız bir Türkiye, terörle, krizlerle baş edemeyen, her defasında Avrupa'dan imdat dileyen bir Türkiye isteyenler sandıktan 'evet' çıkmasını istemiyorlar. Bu küstahça bir yaklaşım, skandal bir yaklaşım. Siyasi nezaketten, diplomatik nezaketten uzak bir yaklaşım. Bütün bu yaklaşımları bizim reddetmemiz lazım."
"DARBECİLER, TERÖRİSTLER HİMAYE EDİLİYOR"

Terör örgütü PKK yandaşlarının Almanya'da düzenlediği gösteriyi de değerlendiren Bozdağ, "Alman hükümeti, AB'ye göre terör örgütü olan PKK'ya ve yandaşlarına böylesi bir terör eylemi yapmasına nasıl izin veriyor. Bunu nasıl izah edeceğiz hukuk devletiyle, demokratik devlet anlayışıyla. Böyle bir durum olduğunda Alman hükümetinin ve kanunlarla görevli kıldığı kurumların, görevlilerin bu terör eylemine karşı kanunları uygulaması ve işletmesi lazım. Ama şu anda bunu göremiyoruz. Bu da çok net bir şekilde şu anda batı ülkelerinde, Türkiye aleyhine kim ne yapıyorsa himaye edildiğinin ispatıdır. Darbeciler, teröristler himaye ediliyor. Kim Türkiye'ye ihanet ediyorsa, zarar veriyorsa onların daha makbul insan kabul edildiği bir devlet, yönetici değerlendirmeleriyle karşı karşıyayız." ifadelerini kullandı.
"DEĞİŞEN TÜRKİYE DEĞİL AB ÜYESİ ÜLKELER"

Türkiye'nin ikircikli ve çifte standartlı tutuma rağmen bugüne kadar AB sürecinden vazgeçmediğini söyleyen Bozdağ, "Bakarsanız Türkiye'de bu anlamda hiçbir değişiklik yok. Biz şu anda demokratikleşme adımlarımızı, hukuk devleti standardını daha ileri götürecek adımları atıyoruz. Hatta bu referandum maddeleri içerisinde de bu var. Çıkardığımız pek çok kanun içerisinde de son dönemlerde yine aynı yoğunlukta biz bu adımları atmaya devam ediyoruz. Bana göre değişen biz değiliz, AB üyesi ülkeler ve bu ülkelerdeki yönetim kadrolarının olaya bakışı değişti." dedi.
"VİYANA SÖZLEŞMESİ, HOLLANDA ANAYASASI, HEPSİ AYAKLAR ALTINDA"

Adalet Bakanı Bozdağ, Hollanda'nın Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Kaya'ya yönelik tutumuna ilişkin de "Hollanda hükümetinin yaptığı bu olayı neresinden tutacağım? Hollanda hükümeti, polislere talimat veriyor. Polisler, Türkiye'nin bakanı geliyor, bakanın yolunu kesiyor. Yol kesmek eşkıyalıktır. Meşru bir devlet bunu yapmaz. Hele bir de meşru devletin bir bakanına karşı bunu yapmaz. Viyana Sözleşmesi, insan haklarına ilişkin sözleşmeler, Hollanda anayasası hepsi ayaklar altında." değerlendirmesinde bulundu.

"TÜRKİYE'DE IRKÇILIK, AYRIMCILIK HASTALIĞI YOKTUR"

"Türkiye'nin bakanlarını konuşturmayan kişiler, orada buna karşı sesini yükseltmeyen siyasetçileri de konuşturmayacaklardır." diyen Bozdağ, şöyle devam etti:

"Bu gidişe 'dur' denilmezse Avrupa'da, Merkel'in de Rutte'nin de başka Avrupa Birliği üyesi ülkelerin yöneticilerinin de kendi ülkelerinde konuşacakları yer bulamayacakları bir noktaya doğru gider. O zaman biz Türkiye olarak Merkel'e de Rutte'ye de, Türkiye'de konuşma hakkı, toplanma hakkı tanıyacağımızı buradan ifade etmek isterim. Gelsinler Türkiye'de istedikleri yerde konuşsunlar. Biz onların her türlü güvenliğini, tedbirini alır ve onlara yardımcı oluruz. Çünkü Türkiye'de ırkçılık, ayrımcılık hastalığı yoktur."
FETÖ ELEBAŞI GÜLEN'İN İADESİ: ABD ADALET BAKANI İLE TELEFONDA GÖRÜŞECEĞİM

Almanya ve diğer AB ülkelerinden 2007'den 2017'ye kadar iadesi talep edilen 443 kişi olduğunu söyleyen Bozdağ, "Şimdiye kadar bunlardan 12 tanesi bize iade edilmiş, geri kalanlar iade edilmedi. Örneğin Almanya'dan 177 kişinin iadesini talep etmişiz, ikisini bize iade etmiş. Hollanda'dan 11 kişinin iadesini talep etmişiz, bir kişinin iadesi var, Avusturya'dan talep ettiğimiz hiçbir kimsenin iadesi yok. Fransa'dan 32 PKK'lı talep etmişiz, hiçbirinin iadesi yok." dedi.

Bozdağ, FETÖ elebaşı Gülen'in iadesine ilişkin de "Bugün akşam ABD Adalet Bakanı'yla bir telefon görüşmemiz olacak. Bu konuyu tekrar kendileriyle görüşeceğiz. Ayrıca bugün yine Dışişleri Bakanımız Sayın Mevlüt Çavuşoğlu'nun da ABD'de, Washington'da bazı temasları olacak. Bu çerçevede büyük ihtimalle Adalet Bakanı'yla da konuşacak, bu konuları görüşme ve oraya birinci elden Türkiye'nin beklentilerini ve hassasiyetleri aktarma imkanı bulacaktır. Biz yeni yönetim döneminde bu konuda yeni bir anlayış beklediğimizi ve farklı bir uygulama olacağı beklentimizin çok yüksek olduğunu her defasında ifade ettik. Umarız beklediğimiz gibi bir sonuç çıkar." diye konuştu.

"GÜNEŞ GİBİ HER ŞEYİ ORTAYA KOYDUK"

Bakan Bozdağ, şöyle devam etti:

"FETÖ'cü generalleri kim ikna etti darbe yapmaya? Feto'nun emriyle ölmeyi, öldürmeyi cennete gidecek en büyük amel kabul eden bu haşhaşilerin hepsini darbenin aktörü haline kim getirdi? Kendilerini sürekli gizleyen, takiyeyle başka başka yollara sevk edenler nasıl oldu da bu darbe teşebbüsünün içerisinde yer aldılar? Bazıları şöyle iftiralar yapıyorlar, FETÖ'cü sosyal medyalar, bir senaryo iftirası dile getiriyorlar, 'FETÖ'cülerin kökünü kazımak için.' Ben şunu soruyorum, bu, FETÖ'cülerin kökünü kazımak için bir senaryoysa bu senaryoda FETÖ'cülerin tamamı niye rol almışlar?

Bu darbeyi FETÖ'nün yaptırdığına ve yaptığına dair koyduğumuz belge, bilgi ve delillerle eğer bu iade yapılmazsa veya geçici tutuklama yapılmazsa hiçbir dosyada iade, geçici tutuklama yapılamaz. Bu o kadar sağlam bir dosya. Güneş gibi biz her şeyi ortaya koymuşuz. Ama onlar başka bir yerde duruyor, başka bir yerden bakıyor."
"HAKİMLERİ, SAVCILARI ETKİLEMEYE ÇALIŞIYORLAR"

FETÖ'nün yargılanma sürecinde yeni bir talimat verdiğini belirten Bozdağ, "Örgüt yeni bir talimat verdi, 'Mahkemelere giderken, yaşlı hacı amcaları götürün, başörtülü hanımları götürün, çocukları götürün, aman bir saygısızlık yapmayın. Hakimlerin, savcıların yollarına çıkın, onları etkilemeye çalışın.' diye ayrı bir politika." dedi.

Bozdağ, "Türkiye üzerinde, FETÖ üzerinden kim hesap ve operasyon peşinde koşuyorsa, boşuna koşuyor. Sadece kendini yormaktan başka bu koşmadan bir netice elde etme şansı yoktur. Benim onlara tavsiyem, FETÖ'yü çöpe atmaları, kendilerine yeni FETÖ aramaları. Bundan onlara bir hayır çıkmaz." ifadelerini kullandı.
"ALMANYA NEDEN DENİZ YÜCEL'İN ÜZERİNDE BU KADAR DURUYOR?"

"Türkiye cezaevlerinde 7'si tutuklu, 22'si hükümlü 29 Alman vatandaşı var." diyen Bozdağ, şöyle konuştu:

"Ben Adalet Bakanı olduğum dönemde ne Alman Adalet Bakanı ne de Alman hükümetinin başka yetkilileri tutuklu ve hükümlü diğer Alman vatandaşları için böyle bir kamuoyu oluşturma, baskı yapma, açıklama yapma, konuyu gündemde tutma gibi gayret ve çabanın içerisine girmedi. Herhangi bir mektup falan da yazmadı. Ama Deniz Yücel tutuklanınca Sayın Merkel başta olmak üzere Adalet Bakanı ve diğer siyasi aktörler bu konunun üzerine düştü.

Ben de merak ediyorum, bu Deniz Yücel'i Almanya'nın Türkiye cezaevlerinde tutuklu ve hükümlü bulunan diğer vatandaşlarından ayrılan vasfı nedir ki Alman hükümeti bunun üzerinde bu kadar duruyor? Merak ediyorum, diğerlerinden farkı nedir? Alman devleti ve hükümeti için bu kadar kıymetli olmasının sebebini açıklamalarında fayda var."

Adalet Bakanı Bozdağ, Almanya'da tırla Noel pazarına girerek 12 kişinin ölümüne neden olan DEAŞ mensubu Anis Amri ile irtibatlı oldukları öne sürülen 3 şüpheliye ilişkin, "Biz, bu konularda Almanya gibi bakmayız. Orada, terör eylemine katılmış insanları himaye eden bir yaklaşımı Türkiye asla benimsemez." dedi.

X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.