Hürriyet'in darbe sevici alışkanlığı yine hortladı
Aydın Doğan medyası, “Karargah rahatsız” manşeti atarak, yine tehlikeli bir provokasyona imza attı. Doğan’ın, hiçbir kaynak gösterilmeden masa başında hazırlanan haberle hem kendisinin başörtü düşmanlığını açığa vurduğu, hem de Ordu ile hükümeti karşı karşıya getirmeyi amaçladığı vurgulandı.
Aydın Doğan'ın sahibi olduğu Hürriyet gazetesi dün manşetten, "7 eleştiriye 7 yanıt. Karargah rahatsız" başlıklı haber yayınladı. Ankara temsilcisi Hande Fırat'ın imzasıyla yayınlanan haberde, "Son dönemde Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ve TSK ile ilgili sık sık gündeme gelen eleştiriler, Karargah'ta böyle değerlendiriliyor" ifadesi kullanılarak, skandal bir analize yer verildi. TSK'ya ve özellikle de Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'a, darbe sevdalılarının yönelttiği mesnetsiz suçlamalar 7 maddede halinde sıralandı. Haberde, 'askeri kaynaklar'dan alındığı belirtilen cevaplar da sorularla birlikte sunuldu.
Tamamı okunduğunda haberin, geçen hafta TSK'da başörtüsü yasağının kaldırılmasına yönelik hükümet kararını eleştirmek amacıyla yapıldığı izlenimi doğdu. 7 maddede bitirilen haberin birinci maddesindeki şu ifadeler, 'tehlikeli bir provokasyon' olarak yorumlandı:
"TSK'da başörtüsünün serbest bırakılması: TSK'da başörtüsü yasağını Milli Savunma Bakanlığı kaldırdı. Edinilen bilgiye göre, Karargah'ın görüşü alınmadı. 'Düzenlemede Genelkurmay'ın dahli yok' deniliyor."
Doğan medyanın provokatif haberi, Ankara siyasetinde ve sosyal medyada büyük tepkiyle karşılandı. Tepkiler şöyle:
AK PARTİ MİLLETVEKİLİ MEHMET METİNER
28 ŞUBAT HABERCİLİĞİ
Son derece rahatsız edici bir başlık eski Türkiye alışkanlığının bir versiyonu, Genelkurmay'da başörtüsü ile ilgili düzenlemeden rahatsızlık duyulduğunu anlamakta zorlanıyorum.
Sivil otoritenin kendilerine hiç bir şekilde danışmadan yapıldığını söyleyen 'TSK Kaynaklarının' kim olduğunu Hürriyet Gazetesi açıklamalıdır muhakkak. Bu 28 Şubat haberciliğine yeni Türkiye'de yer kalmamıştır. Hulusi Akar Paşa'nın bu düzenlemeden rahatsız olduğunu düşünmüyorum. Ancak Hürriyet gazetesinin bu haberi, Genelkurmay Başkanımız ve TSK'yı zan altında bırakma amacı var burada. Eminim ki Genelkurmay Başkanımız ve TSK da bundan rahatsızlık duymuştur.
Demokrasilerde aslolan sivil otoritedir, başörtüsü düzenlemesi askeri bir konu değildir ki Genelkurmay bu konuda açıklama yapsın. Hürriyet'in Ankara temsilcisinin açıklama yapması gerektiğine inanıyorum.
Sayın Genelkurmay Başkanımız gerekeli açıklamayı yapacaktır. Biz de TSK ve Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'a yapılan eleştirilerden ve ithamlardan son derece rahatsızız.
Biz de insanların inancına yaşam tarzına yönelik yapılan kısıtlamalardan rahatsızız. O yüzden başörtüsü düzenlemesi konusunda yapılan bu yorumun, Genelkurmay Başkanlığımız tarafından açıklığa kavuşturulması gerektiğine inanıyoruz.
Hürriyet, eski Türkiye alışkanlığını manşete taşıyarak, halk oylamasına gittiğimiz süreçte, acaba ordu içinde yeni bir darbe hazırlama algısı oluşturmayı mı amaçlıyor. Demokrasi ile bağdaşmayan bir tutum bu. 15 Temmuz'da darbeye karşı şerefle direnen ordunun üstünden bu Bu milletin ordusu değerleri ile asla ters düşemez ve eski Türkiye alışkanlıklarından uzak durur.
Seçilmiş irade millet adına ne derse o olur. Bundan rahatsızlık duymak demokrasiye ve millete saygısızlıktır. Eski Türkiye artıklarının bu algı oyunlarına anlam verilebilir ama şerefli ordumuzun, darbeye karşı yiğitçe direnen TSK'nın kendi milletin değerlerinden rahatsız olabileceğine asla ihtimal veremeyiz bir algı operasyonu olarak değerlendiriyorum.
AK PARTİ MİLLETVEKİLİ ADNAN BOYNUKARA
MİLLET ANLAMINI ÇOK İYİ BİLİYOR
TSK'ya yönelik değerlendirmeleri "karargah rahatsız" şeklinde sunmak ve medyaya servis etmek doğru değil. Geçmiş olumsuz günleri ve darbeci geleneğin kendini ifade etme biçimini çağrıştıran bir tarz. Değerlendirmeleri biriktirip sonra da görünmez bir figür üzerinden rahatsızlık vurgusu yapmak kabul edilemez. Sebebi ve gerekçesi ne olursa olsun, bu ülkenin insanları "karargah rahatsız" ifadelerinin anlamını iyi biliyor. Kanlı bir darbe girişimini yeni atlatmışken o kanlı geceyi çağrıştıracak yaklaşımlardan uzak durmak şart.
GAZETECİ YAZAR CEM KÜÇÜK
'GENÇ SUBAYLAR RAHATSIZ' MANŞETİYLE AYNI
Bu manşetle beraber Hürriyet intihar etmiştir. Bunun "Genç subaylar rahatsız" manşetinden hiç farkı yoktur. Aydın Doğan darbeci genlerini terk etmiyor. Bunlar postal sevicilikten vazgeçmez. Aydın Doğan medyası hala darbeciliğin üssüdür bu ülkede. Genleri darbeci bunların. Düzelmez bunlar. Demokratik bir ülkede böyle bir manşeti atmak düşünülemez bile…
TSK ve medyadaki son darbeciyi tutuklayana dek bu milletin darbecilerle mücadelesi sürecek. Teyakkuza devam. Diğer tüm darbeci medya organlarına cesaret veren de Hürriyet gazetesi ve Aydın Doğan'dır. Aydın Doğan Kemalist askeri darbeleri hep destekledi ve olursa yine destekleyecek. Doğan'ın hep aklı darbe ihtimalinde.
Ertuğrul Özkök de "Erdoğan'ın dünürü silahlı örgüt kurdu" yalanını tekrarlıyor. Bunlar yine alçak bir tezgah kuruyor. Bu ülke için FETÖ kadar büyük tehdit Aydın Doğan tipi darbeci kafadır. İşte bugünkü manşet bunun kanıtıdır. Aydın Doğan medya 28 Şubat'ın 20. yılında hala darbecisin ve 2017 yılı içinde bunun bedelini muhakkak ödeyeceksiniz.
Ankara'daki savcılarımıza sesleniyorum. Sivil otoritenin aldığı bir kararla ilgili memurlar aleyhte haber yaptıramaz. Bu TCK'ya göre suçtur. Hangi general "Karargah rahatsız" haberini yaptırmışsa bu suçtur. Sivil hükümete meydan okumaktır. Savcılara bu darbeci manşeti kimin attırdığını açıklayacaksınız demokrasi düşmanları.
SABAH GAZETESİ YAZARI MELİH ALTINOK
ASKERİN SİYASİ BİR AÇIKLAMA YAPMASI DÜŞÜNÜLEMEZ
Henüz darbe atlatmışız bir ülkeyiz. Ordu içindeki cunta kalıntıları bir an önce kendilerine gelmeliler ve siyasi açıklama yapmaktan geri durmalıdırlar.
EMİR KOMUTA ZİNCİRİ İÇİNDE DEĞİL
Bu tür çıkışların emir komuta içinde olduğunu kesinlikle düşünmüyorum. Ordunun cuntacılardan temizlenmesi gerekiyor.
ASKERİN SİYASİ BİR AÇIKLAMA YAPMASI DÜŞÜNÜLEMEZ
Seçilmişlere emir komuta zincirinin üstüne bu çıkışı yapıyorsan sen cuntacısın demokrasi dışı bir unsursun. Ordunun askerin siyasi bir açıklama yapması düşünülemez. Teknik konularda bir takım rahatsızlıkları varsa bunları gider üstlerine anlatır üstleri de teknokrat mantığı ile üstlerine anlatırlar. TSK'nın komutanı Milli Savunma Bakanlığı'dır orası yönetir, Başkomutan da Cumhurbaşkanı Erdoğan'dır. Dolayısı ile bu cunta girişimidir.
GAZETECİNİN GÖREVİ BU DEĞİL
Gazetecinin görevi de kalkıp bu cunta yapılanmaların tehditlerini halka aktarmak, manşetlerine taşımak değil. Hürriyet Gazetesinin manşeti hem demokrasi, hem ordu sivil siyaset ilişkileri hem de gazetecilik açısından büyük sorun teşkil ediyor.
SOSYAL MEDYADA TEPKİLER ÇIĞ GİBİ BÜYÜYOR