Cuntacı Dişli mağdur edebiyatı yaptı!
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ı rehin alan ekibin başını çeken cuntacı Tümgeneral Mehmet Dişli, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi soruşturması kapsamında ek ifade verdi. Kendisinin de darbeciler tarafından rehin alındığını ve mağdur olduğunu ileri süren Dişli, "Darbecilerle görüşme ve onları ikna etme, komutanların kurtarılması ve krizin sona erdirilmesi konusunda faydalı olduğumu düşünüyorum" dedi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü FETÖ darbe soruşturması kapsamında tutuklanan ve TSK'dan ihraç edilen darbeci Mehmet Dişli ikinci kez ifade verdi. Dişli'nin ek ifadesinden önce tutuklu bulunduğu Sincan Cezaevinden Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldüğü öğrenildi. Terörle Mücadele Şubesinde 10 gün boyunca tutulan Dişli ile mülakat ve görüşmeler yapıldığı, ardından savcılığa sevk edildiği belirtildi.
"ZORLA ÜSSE GÖTÜRÜLDÜM"
Cumhuriyet Savcısı Kemal Aksakallı'ya ifade veren Dişli'nin ilk savunmasında yaptığı gibi kendisini suçsuz göstermeye çalışması dikkat çekti. Darbeciler tarafından silah zoruyla rehin alındığını, Genelkurmay Başkanı Akar'ın kelepçelenmesine engel olduğunu ve zorla Mürted (Akıncı) üssüne götürüldüğünü ileri süren Dişli, "Darbecilerle görüşme ve onları ikna etme, komutanların kurtarılması ve krizin sona erdirilmesi konusunda faydalı olduğumu düşünüyorum" diye konuştu.
"KRİZ MASASINDA GÖREV YAPTIM"
FETÖ imamlarıyla darbe toplantılarına katılan cuntacı Kurmay Albay Orhan Yıkılkan'ı, neden aradığı sorusuna ise Dişli, "Akıncı'ya komutanla beraber götürüldükten sonra Karargah'taki gelişmelerden bilgi almak amacıyla Orhan Yıkılkan ve Başyaver Levent Türkkan ile görüşmeler yaptım. Ayrıca Ramazan Gözel ile aynı amaçla görüşme yapmış olabilirim ancak onu tam hatırlamıyorum. Hatta bir ara Levent Türkkan'ın telefonuna Doğan cevap verdiğinden onunla da görüştüm. Darbe faaliyetinin başladığı saatten bizim Akıncı'ya götürüldüğümüz ana kadar ben görüşme yaptığım kişilerin darbe faaliyeti içerisinde olduğunu anlamadım" cevabını verdi. Dişli, Akar'ın kurtarılmasının ardından birlikte Çankaya Köşküne gitmeleri konusuna ilişkin ise, "Devam eden ateşin kesilmesi için komutanın ve ilgili bakanların emri ile Eskişehir'i aradım. Uzun süre onlarla görüştüm. Bu şekilde saat 15.30'a kadar oradaki kriz masasında görev yaptım" ifadesini kullandı.
Dişli savunmasının devamında ise şunları kaydetti: "Ayrı bir odaya geçtik. Orada bana Başbakan'ın korumaları tutanakta özet olarak Başbakan'ın özel kalem müdürü Albay Murat'ın ifadesine göre benim Sayın Genelkurmay Başkanına kelepçe taktığım ve Albay Murat'ın bu nedenle şikayetçi olduğu belirtilmekteydi. Ben 'Bu ifade yanlış, Albay Murat'ın böyle bir konuyu bilmesi mümkün değil, olay mahallinde yoktu. Tam tersi komutana kelepçe takılmasına ben mani oldum' dedim ve tutanağı imzalamadım. 'Siz bilirsiniz' dediler, oradan çıkıp Köşk'ün yanında bekleyen sivil polislere beni teslim ettiler. Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü Yabancılar Şubesine 16 Temmuz günü saat 16.30 sularında getirildim. Orada üzerimde külot ve atlet hariç her şey çıkarıldı ve nezarete atıldım. 18 Temmuz günü mahkemeye çıkarıldım ve 19 Temmuz günü saat 02.00 sıralarında Sincan Cezaevine teslim edildim."
SABAH
"ZORLA ÜSSE GÖTÜRÜLDÜM"
Cumhuriyet Savcısı Kemal Aksakallı'ya ifade veren Dişli'nin ilk savunmasında yaptığı gibi kendisini suçsuz göstermeye çalışması dikkat çekti. Darbeciler tarafından silah zoruyla rehin alındığını, Genelkurmay Başkanı Akar'ın kelepçelenmesine engel olduğunu ve zorla Mürted (Akıncı) üssüne götürüldüğünü ileri süren Dişli, "Darbecilerle görüşme ve onları ikna etme, komutanların kurtarılması ve krizin sona erdirilmesi konusunda faydalı olduğumu düşünüyorum" diye konuştu.
"KRİZ MASASINDA GÖREV YAPTIM"
FETÖ imamlarıyla darbe toplantılarına katılan cuntacı Kurmay Albay Orhan Yıkılkan'ı, neden aradığı sorusuna ise Dişli, "Akıncı'ya komutanla beraber götürüldükten sonra Karargah'taki gelişmelerden bilgi almak amacıyla Orhan Yıkılkan ve Başyaver Levent Türkkan ile görüşmeler yaptım. Ayrıca Ramazan Gözel ile aynı amaçla görüşme yapmış olabilirim ancak onu tam hatırlamıyorum. Hatta bir ara Levent Türkkan'ın telefonuna Doğan cevap verdiğinden onunla da görüştüm. Darbe faaliyetinin başladığı saatten bizim Akıncı'ya götürüldüğümüz ana kadar ben görüşme yaptığım kişilerin darbe faaliyeti içerisinde olduğunu anlamadım" cevabını verdi. Dişli, Akar'ın kurtarılmasının ardından birlikte Çankaya Köşküne gitmeleri konusuna ilişkin ise, "Devam eden ateşin kesilmesi için komutanın ve ilgili bakanların emri ile Eskişehir'i aradım. Uzun süre onlarla görüştüm. Bu şekilde saat 15.30'a kadar oradaki kriz masasında görev yaptım" ifadesini kullandı.
Dişli savunmasının devamında ise şunları kaydetti: "Ayrı bir odaya geçtik. Orada bana Başbakan'ın korumaları tutanakta özet olarak Başbakan'ın özel kalem müdürü Albay Murat'ın ifadesine göre benim Sayın Genelkurmay Başkanına kelepçe taktığım ve Albay Murat'ın bu nedenle şikayetçi olduğu belirtilmekteydi. Ben 'Bu ifade yanlış, Albay Murat'ın böyle bir konuyu bilmesi mümkün değil, olay mahallinde yoktu. Tam tersi komutana kelepçe takılmasına ben mani oldum' dedim ve tutanağı imzalamadım. 'Siz bilirsiniz' dediler, oradan çıkıp Köşk'ün yanında bekleyen sivil polislere beni teslim ettiler. Ankara Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü Yabancılar Şubesine 16 Temmuz günü saat 16.30 sularında getirildim. Orada üzerimde külot ve atlet hariç her şey çıkarıldı ve nezarete atıldım. 18 Temmuz günü mahkemeye çıkarıldım ve 19 Temmuz günü saat 02.00 sıralarında Sincan Cezaevine teslim edildim."
SABAH