Bin sayfalık raporda FETÖ’nün tüm hainlikleri tek tek anlatıldı
15 Temmuz’dan sonra TBMM’de oluşturulan darbe komisyonu çalışmalarını tamamlayarak taslak rapor çıkardı. Bin sayfalık raporda küresel bir tehdit olan FETÖ’nün tüm hainlikleri tek tek anlatıldı.
TBMM'de FETÖ Darbe Girişimi'ni Araştırma Komisyonu, yüzlerce kişiyi dinledi, ihanet girişiminde şehitlerin verildiği direniş noktalarına inceledi ve taslak raporunu tamamladı. Raporda öne çıkan tespitler, küresel bir tehdit noktasına gelen ve 15 Temmuz'da darbe girişiminde bulunan kanlı terör örgütünün anatomisini de ortaya koydu. Yaklaşık bin sayfalık taslak raporda dikkat çeken başlıklar özetle şöyle:
İSTİHBARATÇILARA İNFAZ İDDİASI
FETÖ'nün, Devletin PKK ile mücadelesinde, Hükümeti zor durumda bırakmak ve planladıkları darbe girişimine zemin hazırlamak için TSK ve Emniyet teşkilatı içindeki yandaşları vasıtasıyla "yapılması gerekenleri yapmayıp ya da yapılmaması gerekenleri yapmak" şeklindeki icraatları ile sekteye uğratmaya çalıştığı şüphesi oluşmuştur. HattaFETÖ elemanlarınca bazı devletin istihbarat elemanlarının PKK'ya sızdırıldığı ve bu elemanların PKK tarafından infaz edildiği basın yayın organlarında yer almıştır.
FETÖ-PKK-DEAŞ İŞ BİRLİĞİ
FETÖ-PKK yardımlaştı: Devletin istihbarat birimine sızmış olan FETÖ elemanın davranış şekli bazen gerçekleşebilecek önemli bir terör eyleminin istihbaratını ilgilerle zamanında paylaşmamak bazen de meydanlarda toplanan grupların arasında gerginliği artırıcı söylemlerde bulunmak şeklinde olmuştur. Darbe girişimi öncesinde ve sonrasında, PKK/KCK ve DEAŞ ile FETÖ/PDY arasındaki bağlantılara yönelik istihbarı bilgiler de elde edilmiştir.
VATİKAN OLAYINDA İKİYÜZLÜLÜK
FETÖ lideri ve çevresi 1995 yılından itibaren "Diyalog ve Hoşgörü" adı altında yürütülen yeni bir sürece dahil olmuşlardır. Bu süreçle birlikte FETÖ liderinin ve çevresinin söylemlerinde ve eylemlerinde radikal bir dönüşüm söz konusudur. Bu dönüşüm sürecini yapıya ait Zaman Gazetesi'nin manşetlerinden izlemek mümkündür. Dinî ve millî kaygıları net biçimde ifade eden örgütün Papa'ya mektup olayından sonra tanınmayacak düzeyde değiştiği görülmektedir.
ECEVİT KURTARDI!
2000'de Gülen ve yapılanması hakkında "FETÖ" ismiyle bir dava açılmıştır. Açılan bu dava, Bülent Ecevit Başbakanlığındaki koalisyon hükümetinin çıkardığı kanunla ortadan kaldırılmıştır.
OBAMA AİLESİNİ KENYA'DA OKUTTU
Gülen, ABD ile ilişkilerine özel önem vermiştir. ABD'deki örgüt okullarının sayısını Pensilvanya'da bulunduğu dönemde artırmıştır. 2007 yılı itibarıyla İstanbul İl İmamı ve Kenya Ülke Sorumlusu olarak atanan Ahmet Kara, Obama'nın başkanlık yemin törenine davet edilen şahıslar arasında yer almış, Obama'nın Kenya'da yaşayan ailesiyle ilgilenmiş, çocukları okutmuştur.
KASET KOMPLOSUYLA SİYASETİ DİZAYN ETTİ
Örgütün Haziran 2011 seçimleri öncesinde o dönemki CHP Genel Başkanı Deniz Baykal'ın kaset olayını organize ettiği, aynı şekilde seçim öncesi kaset şantajıyla MHP'li adaylarının topluca istifa ettirildiği vb. gibi yollarla siyaseti dizayn etmeye, 2011 ve 2014 seçimleri öncesi siyaseti belirlemeye kalkıştığı yönünde çok ciddi deliller söz konusudur.
ÖZKÖK DÖNEMİNDE SİVİL SINIF KURMUŞLAR
13 Ekim 2016'da Komisyona bilgi veren Emekli Jandarma Kurmay Albay ve Yazar Mustafa Önsel, 1982'de Harp Okulunda tamamen sivil lise kökenli öğrencilerden oluşan özel bir sınıf oluşturulması ile başladığını anlattı. Okulun o dönem öğrenci alay komutanının Hilmi Özkök olduğunu ve o sınıfın darbe teşebbüsüne katıldığını söylemiştir.
DİNDARLIK ŞART DEĞİL KUMAR, ZİNA SERBEST
FETÖ/PDY'ye üyelik için dindar olmak veya inançlı olmak şartı aramadığı gibi Müslüman olmak da gerekli değildir. Bu örgütün içerisinde her türlü suça bulaşmış kişiler olduğu gibi içki içen, zina eden, kumarbaz, tefeci türünden işleri yapanlarda vardır. Bu örgüte göre, eğer kişi himmetini veriyorsa işlediği suçun veya günahın bir önemi yoktur.
CIA: GÜLEN'İN ABD'Yİ TERK ETMESİNE İZİN VEREMEYİZ
Eski FBI Danışmanı Paul L. Wıllıams bir açıklamasında, Gülen'in 2007'de sürekli oturma izni için mahkemeye başvurduğunu, Kasım ayı içinde "Gülen'in CIA ile hem mali hem de siyasi ilişkide olması kuşkusu" ile reddedildiğini, sonraki süreçte FBI tarafından da "Bu adam tehlikeli, bu adamı ülkede tutamayız, geri göndermemiz gerekiyor" şeklinde mahkemeye bilgi verildiği belirtildi. Ancak Graham Fuller isimli CIA görevlisinin duruşmanın hakimine "Bu adamın ABD'yi terk etmesine izin veremeyiz, çünkü çok önemli bir varlık" şeklinde beyanda bulunduğunu ve bu sayede oturma izni alabildiği anlatılmıştır. Gülen'in 1980 yılı öncesi vaaz kasetleri ABD'ye ve yandaşlarına da küfür ettiği gerekçesiyle örgüt tarafından yok edilmiştir.
HEDEFİ HUMEYNİ GİBİ YÖNETİM ŞEKLİ
FETÖ'nün nihai hedefi; "kainatı yönetmek"tir. Başta Türkiye olmak üzere "dünya üzerinde hegemonik bir güç haline gelerek devletleri perde gerisinden yönetmek" dünya ve Türkiye üzerinde egemen tek güç haline gelebilmektir. Gülen'in devleti ele geçirme modeli, Mussolini ve Hitler'den çok Humeyni'ye benzemektedir. Gülen, bir siyasi parti olmadan, seçime girmeden, yetiştirdiği kamu görevlilerini kendine bağlayıp itaat ettirerek fedakarlık kültürü altında seçilmişlik duygusuna dayanarak devleti teslim almayı ve dışardan alternatif hiyerarşi üzerinden yönetmeyi amaçlamaktadır.
MİT TIR'LARI OLAYIYLA GÜÇLERİNİ TEST ETTİLER
FETÖ, yargı içinde ulaştı güçle, yargıda bir FETÖ cuntası oluşturmuştur. Yüksek yargıdaki değişim ile örgütün elindeki bu silahın etki alanı zirveye ulaşmıştır. Örgütün, gücünü test etmek maksadıyla yaptığı; MİT TIR'larının durdurulması, MİT Başkanının tutuklanmaya çalışılması gibi çeşitli denemeleri dışında meşru hükümete karşı polis marifetiyle gerçekleştirmeye çalıştığı ilk darbe girişimi olan 17-25 Aralık 2013 girişimi ise bu tarihte hangi noktaya geldiklerini açıkça göstermektedir.
AKŞAM