Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Böhmermann'a açtığı dava görülmeye başlandı
Alman komedyen Jan Böhmermann ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan arasındaki hukuk mücadelesi devam ediyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Jan Böhmermann’ın kendisine yönelik olarak okuduğu küfürlü şiirin tamamen yasaklanması için yaptığı başvuru Hamburg Eyalet Mahkemesi’nde bugün görüşülmeye başlandı.
Hamburg Eyalet Mahkemesi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatı Michael Hubertus von Sprenger aracılığıyla yaptığı ihtiyati tedbir talebini mayıs ayında görüşmüş ve şiirin hakaret ve onur kırıcı bölümlerinin tekrarlanamayacağına hükmetmişti. Bugün başlayan duruşmada şiirin tamamının yasaklanmasına yönelik başvuru ele alınıyor.
Duruşmada Böhmermann'ın avukatı Christian Scherz, müvekkilinin okuduğu şiirin basın ve ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu ve şiirin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı doğrudan hedef almadığını savundu. Scherz, Böhmermann'ın tamamen abartılı ifadelerle Almanya'da basın ve ifade özgürlüğünün sınırlarına dikkat çekmek istediğini söyledi. Bild gazetesine konuşan Scherz, davanın sonuçta kendi lehlerine sonuçlanacağından emin olduklarını belirtti.
SPRENGER: SİSTEMATİK BİR ŞEKİLDE DAVANIN ZAMAN AŞIMINA UĞRATILMASINI SAĞLANDI
Sprenger, duruşmada yaptığı konuşmada, daha önce Mainz Savcılığı ve Koblenz Başsavcılığınca Jan Böhmermann hakkında yürütülen soruşturmada şiire ilişkin kararın bilinçli olarak geç verildiğini ve kamu davası açılması için zaman bırakılmadığını belirtti. Almanya'da basınla ilgili konularda 6 aylık zaman aşımı süresinin bulunduğuna işaret eden Sprenger, "Savcılık sistematik bir şekilde davanın zaman aşımına uğratılmasını sağladı" dedi. Sprenger, savcılığın ve savunma tarafının 4 Mayıs'ta bir araya geldiğini hatırlatarak savcılığın soruşturmanın durdurulması kararını zaman aşımı süresinden 22 gün önce açıkladığını ve böylece kararın Eyalet Yüksek Mahkemesi tarafından incelenemediği savundu. Sprenger, savcılığın böylelikle açık bir şekilde bilerek davayı zaman aşımına uğrattığını kaydetti.
'BÖHMERMANN'IN ŞİİRİ SANAT VE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KAPSAMIYOR'
Savcılığın verdiği takipsizlik kararına da değinen Sprenger, kararda şiirdeki ifadelerin bilinçli kullanılıp kullanılmadığı konusunun kanıtlanamadığından dolayı değerlendirmenin açık bırakıldığını söyledi. Sprenger, şiirin, sanat ve basın özgürlüğünü kapsamadığını vurgulayarak şiirde arka arkaya sıralanmış hakaretler bulunduğunu yineledi.
'BU ŞİİRİ İSRAİL CUMHURBAŞKANI İÇİN OKUMAYA CESARET EDEMEZLERDİ'
Şiirin 'ırkçı' ve 'insan onurunu zedeleyici' olduğunu da söyleyen Spenger, Böhmermann'ın böyle bir şiiri İsrail'in cumhurbaşkanına yönelik okumaya cesaret edemeyeceğini ifade etti. Spenger, söz konusu şiirin PEGIDA gösterisinde okunması durumunda bunu okuyan kişinin hemen gözaltına alınacağını da vurguladı. Erdoğan'ın avukatı Sprenger, duruşmanın ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, burada karşılıklı olarak argümanların bir kez ortaya konduğunu belirterek "Mahkemenin şiirin okunmasını yasaklamasını bekliyorum" dedi.
Davaya ilişkin kararın 10 Şubat'ta çıkması bekleniyor.
Alman Komedyen Jan Böhmermann, 31 Mart tarihinde kamu kanalı ZDF'de yayınlanan Neo Magazin Royal adlı programda Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik küfür içerikli şiir okumuş, şiir Türkiye ile Almanya arasında mizah krizine yol açmıştı. Türkiye'nin başvurusu üzerine Alman hükümeti Jan Böhmermann hakkında 103.madde kapsamında yabancı devlet adamlarına hakaretten dolayı soruşturma izni vermiş, Mainz Savcılığı tarafından yürütülen soruşturma "cezalandırılacak bir eylemin gerekli düzeyde kanıtlanamadığı" gerekçesiyle ekim ayı başında durdurulmuştu.
Duruşmada Böhmermann'ın avukatı Christian Scherz, müvekkilinin okuduğu şiirin basın ve ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu ve şiirin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı doğrudan hedef almadığını savundu. Scherz, Böhmermann'ın tamamen abartılı ifadelerle Almanya'da basın ve ifade özgürlüğünün sınırlarına dikkat çekmek istediğini söyledi. Bild gazetesine konuşan Scherz, davanın sonuçta kendi lehlerine sonuçlanacağından emin olduklarını belirtti.
SPRENGER: SİSTEMATİK BİR ŞEKİLDE DAVANIN ZAMAN AŞIMINA UĞRATILMASINI SAĞLANDI
Sprenger, duruşmada yaptığı konuşmada, daha önce Mainz Savcılığı ve Koblenz Başsavcılığınca Jan Böhmermann hakkında yürütülen soruşturmada şiire ilişkin kararın bilinçli olarak geç verildiğini ve kamu davası açılması için zaman bırakılmadığını belirtti. Almanya'da basınla ilgili konularda 6 aylık zaman aşımı süresinin bulunduğuna işaret eden Sprenger, "Savcılık sistematik bir şekilde davanın zaman aşımına uğratılmasını sağladı" dedi. Sprenger, savcılığın ve savunma tarafının 4 Mayıs'ta bir araya geldiğini hatırlatarak savcılığın soruşturmanın durdurulması kararını zaman aşımı süresinden 22 gün önce açıkladığını ve böylece kararın Eyalet Yüksek Mahkemesi tarafından incelenemediği savundu. Sprenger, savcılığın böylelikle açık bir şekilde bilerek davayı zaman aşımına uğrattığını kaydetti.
'BÖHMERMANN'IN ŞİİRİ SANAT VE BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KAPSAMIYOR'
Savcılığın verdiği takipsizlik kararına da değinen Sprenger, kararda şiirdeki ifadelerin bilinçli kullanılıp kullanılmadığı konusunun kanıtlanamadığından dolayı değerlendirmenin açık bırakıldığını söyledi. Sprenger, şiirin, sanat ve basın özgürlüğünü kapsamadığını vurgulayarak şiirde arka arkaya sıralanmış hakaretler bulunduğunu yineledi.
'BU ŞİİRİ İSRAİL CUMHURBAŞKANI İÇİN OKUMAYA CESARET EDEMEZLERDİ'
Şiirin 'ırkçı' ve 'insan onurunu zedeleyici' olduğunu da söyleyen Spenger, Böhmermann'ın böyle bir şiiri İsrail'in cumhurbaşkanına yönelik okumaya cesaret edemeyeceğini ifade etti. Spenger, söz konusu şiirin PEGIDA gösterisinde okunması durumunda bunu okuyan kişinin hemen gözaltına alınacağını da vurguladı. Erdoğan'ın avukatı Sprenger, duruşmanın ardından gazetecilere yaptığı açıklamada, burada karşılıklı olarak argümanların bir kez ortaya konduğunu belirterek "Mahkemenin şiirin okunmasını yasaklamasını bekliyorum" dedi.
Davaya ilişkin kararın 10 Şubat'ta çıkması bekleniyor.
Alman Komedyen Jan Böhmermann, 31 Mart tarihinde kamu kanalı ZDF'de yayınlanan Neo Magazin Royal adlı programda Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik küfür içerikli şiir okumuş, şiir Türkiye ile Almanya arasında mizah krizine yol açmıştı. Türkiye'nin başvurusu üzerine Alman hükümeti Jan Böhmermann hakkında 103.madde kapsamında yabancı devlet adamlarına hakaretten dolayı soruşturma izni vermiş, Mainz Savcılığı tarafından yürütülen soruşturma "cezalandırılacak bir eylemin gerekli düzeyde kanıtlanamadığı" gerekçesiyle ekim ayı başında durdurulmuştu.