Yıldırım: Türk varlığı orada kalmaya devam edecek
Başbakan Binali Yıldırım, Irak ile yaşanan Başika krizine yönelik bir açıklama yaptı. Yıldırım, "Bağdat ne söylerse söylesin, DEAŞ'la mücadele için, bölgedeki demokratik yapının zorla değiştirilmemesi için Türk varlığı orada kalmaya devam edecektir." dedi.
Başbakan Binali Yıldırım, TOBB Genel Merkezi'nde 9. Türkiye Ticaret ve Sanayi Şurası'nda konuştu.
Yıldırım'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Hainlere en güzel cevabı verdiniz. Herkesin Allah yar ve yardımcısı olsun. Türkiye tarih boyunca herkesin gözünün üzerinde olduğu bir ülke olmuştur. Türkiye'nin doğu ve batı medeniyetleri arasında bir geçiş noktasında olması.
Türkiye ülkesini geleceğini inşa etmekle kalmıyor, farklı ülkelerde de barış sağlamaya devam ediyor. Etrafımızda istikrarsızlıklar var; Suriye, Irak, Karadeniz kuzeyinde yaşananların en başta etkilenen ülkesi Türkiye'dir. Türkiye birçok bakımdan bunun bedelini ödüyor.
"RUSYA, İRAN VE ABD İLE TEMASLARIMIZ SÜRÜYOR"
Mülteciler öncelikle Türkiye'nin yolunu tutuyor. Biz kapımıza geleni geri çeviremeyiz. Bütün kardeşlerimizi bağrımıza bastık, ekmeğimizi paylaştık. Biz bize yakışanı yaptık. Türkiye olarak aktif bir şekilde çabalarımızı sürdürüyoruz. Bütün bölgedeki paydaşlarla yakın temaslarımız devam ediyor.Türkiye sadece bölücü terörle uğraşmıyor aynı zamanda DEAŞ terör örgütüyle de amansız bir mücadele veriyor. Fırat Kalkanı'nı başlattık. Bunun amacı hudut güvenliği ile bölgedeki vatandaşlarımızın can vemal kaybını önlemek. Bin kilometrekarelik alan terör unsurlarından temizlenmiş, asli unsuru olan Suriyeli mülteciler yerleşmeye başladı. Cerablus 200 sivil varken, 2 bin - 2 bin 500 sivil hayatını yaşamaya başladı. Okullar açıldı. Biz için bir yerinden başladık. Suriye'nin normalleşmesi için işin bir yerinden başladık. Diğer ülkelerin de başlaması gerekiyor. Olumsuzluklara rağmen olumlu bir durum yaşarız umarım.Rusya, İran ve ABD ile temaslarımız sürüyor.
"TÜRK VARLIĞI IRAK'TA KALMAYA DEVAM EDECEK"
Musul'un DEAŞ'tan temizlenmesi konusunda Amerika özellikle, İran Merkezi Hükümeti ve aşiretlerden oluşan Milis gücüyle çalışması mevcut. Bu konuda Türkiye hassas. Tabii ki DEAŞ'ın temizlenmesi lazım. Uzun zamandan beri askeri unsurlarımız bir yandan mücadele ediyor, bir yandan da o bölgenin gerçek sahiplerinin eğitilmesi için faaliyet gösteriyor. Tüm bunlar yapılırken, operasyonun yaklaştığı bu günlerde Irak'tan anlaşılmaz tepki geldi. Irak'ta 63 değişik ülkeden askeri unsur vardır. PKK'nın barındığı Irak'ta bugüne kadar Irak Merkezi Yönetimi tedbir almazken, 63 ülkeden askeri unsur bulunurken Türkiye'nin oradaki varlığına takılması abesle iştigaldir. İyi niyetli bir yönü yoktur.
Bağdat ne söylerse söylesin, DEAŞ'la mücadele için, bölgedeki demokratik yapının zorla değiştirilmemesi için Türk varlığı orada kalmaya devam edecektir. Bizim amacımız daha fazla insanlık dramının yaşanmaması, bölgedeki oldu bittilerinin önüne geçilmesidir. Irak hükümetinin haddi değildir. Bölücü terörle amansız bir mücadelemiz var. Terörle mücadelede yeni bir safhaya geçtik. Çukur siyaseti ile şehirlerimiz bölgelerimiz işgal edildi.
"FETÖ 15 TEMMUZ'DA DERSİNİ ALDI, ŞİMDİ DE BETÖ'CÜLER DERSİNİ ALMAYA DEVAM EDİYOR"
Terör örgütünün Kürtlerle ilgili sorunu vardı. Bütün bu sorunu köklerini kazıyarak devam edeceğiz. Bunlar ne Kürtleri ne de Türkleri temsil ediyor. FETÖ de BETÖ de aynı merkezden kumanda ediliyor.Bunların iplerinin aynı yerde olduğunu gördük. Maksat Türkiye'yi oyalamak, ama başaramayacaklar. 15 Temmuz'da FETÖ'cüler dersini aldı, şimdi de BETÖ'cüler dersini almaya devam ediyor. Güvenlik güçlerimiz ensesinde. Hedef Türkiye'yi terörle anılan bir ülke olmaktan çıkarmak. Başarılı bir operasyon yürüyor, kırsal ve hudut boylarında. 12 ana merkezde polisimiz, askerimiz, korucularımız hepsi müthiş bir mücadele ediyor, ve bu mücadeleyi millet kazanacak.
Şu anda bölgede terörle mücadeledeki destek yüzde 90'lara ulaşacak. Milletin dediğini yapmak zorundayız. Milletin dediğinin tersini yapanların neler yaşadığını görüyorsunuz. Zayıf bir hükümetle 15 Temmuz'u yaşasaydık bunların hiçbirini konuşamayacaktık. Ama baştacı bir Cumhurbaşkanı, 79 milyon kahraman halkıyla o gece destanlar yazdı bütün dünyayı ters köşe yaptı. Bazı dost bildiklerimiz birbirini tebrik ediyordu. Ama gün aydınlandığında mosmor oldular. O gece halkın gücü tankın gücünün üstüne çıkmıştır. Hesaplar alt üst olmuştur. Hepimiz ne kadar gurur duysak azdır.
"ŞİRKETLER ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEK, KİŞİLER CEZA ALACAK"
Ticaretin canlanması talebin artması için tedbirler alınması gerekiyor. Bazı tedbirler aldık biliyorsunuz. Bazı kararlar aldık, 15 milyar liralık piyasalarda ilave canlanmayı sağlayacak paketi yürürlüğe koyduk. Taksit sayısının 36'dan 48'e çıkarılması gibi, tüketici kartlarının 72 aya kadar yeniden yapılandırması konularını karara bağladık.Bankaların ticaret erbabımıza sanayicilerimize gerektiği kadar yardımcı olmadığı. Yaşatmak yerine tökezleyenlere bir tekmede ben vurayım konusu olmaz. Bir FETÖ meselsi var. İş alemi için ölçümüz çok nettir. Biz şirketleri değil, sorumlu şahısları cezalandıracağız.Şirketin ne kabahati var. İş aş evlerine ekmek götürüyorlar. Şirket çalışmaya devam edecek, ama şirket içinde mensup birileri varsa tabii ki onları ayıplamak bizim görevimiz. Ölçü bu. Mahkemeler her yerde kayyum atıyorlardı. Değişiklik yaptık. Dedik ki tüm şirketlere tek kayyum olacak TMSF olacak. TMSF bu konuda uzman, yıllardır bu işi yapıyor. Halka açık şirketlerin birden bire değerleri artmaya başladı. Şunu unutmayalım türkiye hukuk devleti. Biz işin icraat yürütme tarafındayız. Yasama da Meclis de işini takip edecek. Ama vatandaş onlara hesap sormaz. Önce bize sorar. Eğer FETÖ mücadelesinde ortada keyfi karar veren varsa bunları tek tek ele alıp gereğini yapacağız.
"ORTA VADELİ PLAN BÜYÜK ORANDA KABUL GÖRDÜ"
Salı günü Orta Vadeli Planı açıkladık. Ey sanayiciler, ey vatandaşlar, ey ahali bütçe şöyle olacak, istihdam şöyle olacak, enflasyon şöyle olacak diye açık açık kamuya taahhüt veriyoruz. Bunu sizlerle milletle paylaştık.Eleştiriler her zaman olabilir geldi. Ama genelde büyük bir oranda kabul gördüğüne şahit oldum. 1- Orta Vadeli Plan büyümeyi öncelikli olarak ele alıyor. Daha fazla yatırım, daha fazla üretim, daha fazla istihdam. Gerçek ekonomiye kaynağa devam edeceğiz. Yatırımda kısıtlamaya gitmiyoruz. 2. prensibimiz, yapısal değişim ve dönüşüm programını sürdüreceğiz. Reformlara devam edeceğiz. Sorunlar teker teker çözülecek. Büyük reformlar yaptık ekonomide; bireysel emeklilikte katılım, varlık barışı, yapılandırma... Bunların hepsi reform mantığında işlerdir. Türkiye zenginleştikçe, refah arttıkça terör daha az konuşur. İnsanların kaybedecekleri kazanacaklarından daha fazla olunca güven tercih edilir. Vatandaşlarımız her toprağımıza rahatça seyahat edecek, sağlık hizmetleri eksiksiz verilecek. Benim sanayicilerden bir ricam var. Cazibe merkezi olarak tanımladığımız 23 bölgeye yönelik bir hamle başlatın. Bunu istiyorum. Hepimiz elimizi taşın altına koyacağız. El eli yıkar, el de döner yüzü yıkar. Karşılığını biz vereceğiz. Ben lükse yönelik bir talep görmedim, hepsi bölgeye daha fazla yatırım yapmayı temin edecek talepler.
"4-5 DAĞA ÇIKAN GENÇ VARDI, ŞU AN 400 BİLE YOK"
Şunu bilmenizi istiyorum. Türkiye'nin mutlak üstünlüğü yok, petrolü yol, doğalgazı yok. Bizim zenginliğimiz, gücümüz genç nüfusumuz. Bakın çıraklıkla ilgili düzenlememiz var, meslek okullarıyla ilgili düzenlememiz var. Gençleri işe aldığınızda bütün yüklerini biz karşılıyoruz hem de 12 ay boyunca. Çıraklık eğitimindeki masrafları da biz karşılıyoruz. Onlar gelsin işi öğrensin maaşı dahil her şeyi veriyor. OSB'lerde meslek okulu açmak isteyenler buyurun açın, desteği veriyoruz. Yeter ki gençlerimize yatırım yapın. Gençlerimiz dağa çıkmaktan daha heyecan verici yerler olduğunu bilmeli. 4-5 civarında dağa çıkan genç vardı, 400 bile yok şu an. Onlara daha çok şans tanıyacaksınız ve biz de destek vereceğiz.
"DÜNYA TÜRKİYE'NİN EN BÜYÜK HAVALİMANINI GÖRDÜ, KONSEY ÜYELİĞİNE SEÇTİ"
Finansmana erişim. Bunun için tedbirler alıyoruz. Exim Bank desteklerini 3 kat artırıyoruz. Kalkınma Bankası üzerinden bütün işler finanse edilecek. Diğer bankalar başka işlere daha çok yöneliyorlar. Kalkınma Bankası finanse edecek, parasal desteklerini verecek. Türkiye Varlık Fonu'nu Türkiye'nin geleceğini inşa edecek projelere kaynak için ayıracağız. Bütçe açığını fazla şişirmemek için yatırıma biraz para ayırsaydık bu yolları, köprüleri yapamazdık. Vatandaş devlet işbirliği ile yaptık. 50 milyar dolarlık ilave kaynakla bu işleri yaptık. Dünya Türkiye'nin en büyük havalimanını gördü. Kanada'da 172 üyeden 156'sının oyunu alarak konsey üyeliğine seçildi. Hani Türkiye'ye gelmeyin, gitmeyin Türkiye'yi yalnızlaştırın. BM'ye üye 156 ülkenin oyunu alarak en yüksek oyla seçilen ülke oldu.
"BU ÖRGÜTTE 3 YAPI VAR"
FETÖ'cüler himmet paralarını yandaşlarına aktarmaya devam ediyor. Borudaki suyu kullanabildiğin kadar kullan ne yapacaksın sonra. Kimi aldatacaksın Allah, cennet diyerek. Bu insanları mağdur ettiniz bundan büyük alçaklık olur mu? Yok şimdi geleceğiz tekrar geleceğiz, cennette buluşacağız, dayanın Allah ıslah etsin diyorum. Bu örgütte 3 yapı var. 1, ibadet edenler, 2 ticaret edenler, 3 ihanet edenler. Onların canına okuyacağız. İhanet edenlerin şaşarı yok. Ticaret edenler, FETÖ'ye aktardıysa onlara da af yok. İbadet edenlerin bir günahı yok, bunlarla alışverişimiz yok, hiç endişelenmesinler.
Bunlar notu düşürdü bizim göstergeler düzelmeye başladı. Bundan güzel cevap olur mu?İhracat artıyor, enflasyon düşüyor, daha ne istiyoruz. Gelişmekte olan ülkelerde Çin, Hindistan'ı çıkarın bu haliyle de birlikte en iyilerden. Ülkemiz her zaman zorlukların üstesinden gelmeyi başarmıştır.
"YENİ TEŞVİK YASAMIZI ÖNÜMÜZDEKİ YIL İTİBARİYLE YÜRÜRLÜĞE KOYACAĞIZ"
Fındık al,süt düştü süt al, bunlar kalıcı çözümler değil. Önemli olan bölgesel olarak her zaman değerini koruyan ürünleri belirlemektir. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımız bu konuyu çalışıyor.Çok güzel bir teşvik programı hazırladık. Tarım her şeye rağmen Türkiye için stratejik bir sektördür. Tarım bizim için stratejik olmaya devam edecek. Bu teşvikleri sokunca kısa sürede 15 milyar artıracak. Her şey her yerde ekilmeyecek. Ürünler hangi bölgede ekilecek buna karar verilecek. Hayvancılıkta esas olan kendi hayvan varlığımızı artırmak, satın alıp kesmekle bu işin içinden çıkamayız. Başlangıçta ithal etmemiz gerekir. TİGEM'lerde buralarda hayvan varlığını artıracak sistemleri devreye sokacağız. Yılda 2 sefer bir ekim mevsiminin başlangıcında, bir de hasat zamanı. İki kalemde ödeyeceğiz. Vatandaş da ne alacağını bilecek. Gidiyor yüksek faizle borç alıyor. Tefeciye gidiyor.Bunu da aldığı para ondan sonra işini derdini görmüyor. Verimliliği artıracağız. Maliyetlerimizi düşüreceğiz, tarımdaki ürünlerimizin katma değerini artıracağız. İşin özeti bu. Bunun bütün detaylarını çalıştık. Bakanımız hazır, kaynağımız hazır, ilçe ilçe havza havza her şey planlandı. Önümüzdeki yıl itibariyle umarım bunu da yürürlüğe koyacağız.