Bakan Işık: Pist vurulmasaydı bugün darbecilerin tamamı yurtdışına kaçmış olurdu
Milli Savunma Bakanı Işık, Akıncı üssünden FETÖ'nün darbe girişimine katılanlara ilişkin, "Bunlar darbenin başarısız olduğunu anladıkları anda üç Casa uçağını hazır ettiler, Akıncılar'dan kaçacaklardı." dedi.
- Gündem
- Giriş Tarihi: 18.08.2016 | 00:00
- Güncelleme Tarihi: 18.08.2016 | 11:30
'PİST VURULMASAYDI BUGÜN DARBECİLERİN TAMAMI YURTDIŞINA KAÇMIŞ OLURDU'
Milli Savunma Bakanı Işık, Akıncı üssünden FETÖ'nün darbe girişimine katılanlara ilişkin, "Bunlar darbenin başarısız olduğunu anladıkları anda üç Casa uçağını hazır ettiler, Akıncı'dan kaçacaklardı." dedi.
Işık, "Sayın Başbakanımızın o emrinden sonra pist vurulmamış olsaydı, bilin ki bugün darbecilerin neredeyse tamamı yurtdışına kaçmış olurdu." diye konuştu.
FETÖ'nün darbe girişimine ilişkin değerlendirmesinin sorulması üzerine Işık, 15 Temmuz gecesinin çok karanlık başladığını belirtti.
15 Temmuz'da, Türkiye'nin geldiği seviyede "olur mu?" denilen bir darbe teşebbüsüyle karşı karşıya kaldığına dikkati çeken Işık, bu açıdan bakıldığında o gecenin ilk saatlerinin Türkiye tarihinin en karanlık saatleri olarak tarihe geçtiğini bildirdi.
"Bunların bir hesabı varsa, Allah'ın da bir hesabı var" diyen Işık, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın planlanandan 15 dakika erken hareket etmesi, ilk andan itibaren insanların bunu kabul etmemesi, çağrıyla beraber sokağa çıkması ve darbecilere direnmesinin o kapkaranlık gecenin Türkiye'nin geleceği için çok güzel bir aydınlığa dönmesini sağladığını ifade etti.
Işık, "Gece ne kadar karanlıksa, sabah o kadar aydınlık oldu. Türk demokrasi tarihinin en önemli gecesini yaşadık. 15 Temmuz'u 16 Temmuz'a bağlayan gece, Türk demokrasi tarihinin en önemli gecesi oldu. Türk demokrasisinin olgunluk seviyesine ulaştığını, aslında o gece bir kez daha teyit etmiş olduk." dedi.
15 Temmuz'un sadece Türk demokrasi tarihine değil, dünya demokrasi tarihine de altın harflerle yazıldığına işaret eden Işık, şehitlere Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifa diledi.
"YAŞANANLARI TARİH YAZACAK"
Bakan Işık, Bir daha böyle bir şeyin yaşanmaması için ellerinden gelen her tedbiri aldıklarını belirten Işık, şunları kaydetti:
"Bunun, bir FETÖ'nün darbe teşebbüsü olduğu ilk andan itibaren aslında anlaşılmıştı. TSK'nın içine sızmış, asker üniforması giymiş hainlerin Türkiye'yi küresel birtakım güç merkezlerinin uydusu haline getirmek, onların emrine sunmak, onların adeta bir maşası yapmak konusundaki attıkları adım, Allah'a şükür başarısızlıkla sonuçlandı. Türkiye çok aydınlık bir sabaha uyandı. Tabii o gece yaşananlar, ileride çok detaylı yazılacak, anlatılacak. İnsanlar o gece kimin ne yaptığını, kimin ne yapmadığını bunları tarih yazacak. O gece canlarını hiçe sayarak bu darbe girişimini durduran insanları da demokrasi tarihimiz her zaman yazacak. İşte Ömer Halisdemir gibi kahramanlar, şimdiden Türkiye'nin pek çok yerindeki kurumlara isimlerini yazdırdılar. Çok karanlık başlayan gece, Türkiye'nin en aydınlık sabahına belki bizi götürdü, o açıdan inşallah böyle bir şeyi tekrar yaşamayız ama milletimizin de demokrasiyi ne kadar içselleştirdiğini biz o gece bir kez daha gördük. O tankları ezen anlayışın, milletimizin demokrasiye bağlılığı olduğunu bir kez daha gördük."
ELAZIĞ VE VAN'DAKİ TERÖR SALDIRILARI HAKKINDA AÇIKLAMA
Bakan Fikri Işık Elazığ ve Van'da hain saldırıya ilişkin ilk değerlendirmekde şunları söyledi:
15 Temmuz'dan sonra ortaya koydukları haince eylem tarzı bizim bildiğimiz ancak dünyanın görmek istemediği yüzünü ortaya koydu. Kendi hedeflerine ulaşmak için hiçbir şeyden kaçınmayacaklarının göstergesi. PKK terör örgütünün bir takım küresel güçlerin istekleriyle hareket ettiğinin göstergesi. Sivilleri hedef alan bombalı saldırılar düzenlemesinin hiçbir izahı olamaz. Küresel güçlerin maşası olduğunun göstergesi. Bunu 40 yıla yakın zamandır yapıyor ama 15 Temmuz'dan sonra güvenlik güçlerinde bir zaaf oluşmuş gibi bir fırsatçılık gibi bombalı saldırılarla eylem yapması, Ceylanpınar'da 2 polisimizi yatağında şehit etmesi gibidir. Türkiye Cumhuriyeti, 15 Temmuz'dan daha güçlüdür. TSK içine sızmış hainleri kendi içerisinden çok büyük oranda temizlemiştir. PKK'nın içeriden destek alma şansı kalmamıştır. Bundan sonrasını PKK'nın yöneticileri düşünsün. Bölge halkının güvenlik güçleriyle işbirliği yapması gerekiyor. Halkımız bu konudaki hazırlıkları en yakın güvenlik gücüne bildirme noktasında çok hassas, bunu artırmaları yerinde olacak.
TSK YAPISINDAKİ DÜZENLEMELER
Milli Savunma Bakanı Fikri Işık, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) yapısındaki yeni düzenlemelere ilişkin, "Bu düzenlemelerin üç temel hedefi var. Bunlardan birincisi, 15 Temmuz itibarıyla MSB'nin fiili görevlerini de üzerine almış Genelkurmay Başkanlığının üzerindeki gereksiz yükleri alıyoruz, Genelkurmay Başkanlığını kendi askerin asli işlerine döndürüyoruz." dedi.
Dün Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren kanun hükmünde kararnamelerle TSK'nın yapısında yeni düzenlemelere gidildiği hatırlatılarak, "Genelkurmay Başkanının görev ve yetkileri ile kuvvet komutanlıkları arasındaki bağlantılar yapıldı. Bunlarla neler amaçlandı, yeni düzenlemeler neler getiriyor? Ayrıca kamuoyunda bunların çok aceleye getirildiğine ilişkin bir eleştiri de var, neler söylersiniz" sorusu üzerine Bakan Işık, bir musibetin bin nasihatten iyi olduğunu bildirdi.
Işık, şöyle devam etti:
"KHK'lerle yaptığımız işlerle ilgili Türkiye'de daha önce hiçbir şey bilinmiyor değildi. Türkiye bu konuları hiç tartışmamış değildi. Bu konularda Türkiye'nin bir bilgi birikimi yok değildi ama ne zaman bu konular tartışılsa bu bir eyleme dönüşemezdi. Türkiye'de aslında herkesin bildiği bazı sırlar vardı. Mesela Milli Savunma Bakanlığının (MSB) yapısı, Türkiye'de herkesin bildiği ama hiç kimsenin açıkça ortaya çok koyup gündemde tutmadığı bir konuydu. Yani düşünün, ben görevi devraldığımda bakanlıkta memurların dışında, idari görevde bakan, bakan yardımcısı bir de basın müşaviri vardı. Sivil olarak 3 kişinin bulunduğu bir bakanlık."
Çoğu demokratik ülkede Savunma Bakanlığına verilen görevi yüzde 50'den fazla sivillerin yürüttüğüne dikkati çeken Fikri Işık, "Ama Türkiye'de tamamen askerin hakim olduğu bir Milli Savunma Bakanlığı vardı, bakanlık maalesef tedarik başkanlığı konumunda veya bir şube müdürlüğü konumunda işler görüyordu." dedi.
"ETKİNLİĞİ DAHA DA DÜŞÜRÜLDÜ"
Işık, yapılan düzenleme ile MSB'nin etkinliğinin 1987'de daha da düşürüldüğünü belirterek, bütün bunların bilindiğini ve değiştirilmesi gerektiğinin konuşulduğunu ifade etti.
Bunu söyleyenlerin de sivillerden daha çok asker olduğuna değinen Işık, "NATO'da görev yapan, yurtdışıyla temas kuran pek çok askerimiz, özellikle generalimiz 'Bu değişmeli, MSB demokratik ülkelerdeki konumuna gelmeli' anlayışındaydı, bu çoğu zaman da Genelkurmayla görüşülmüştü." diye konuştu.
Kendisinden önceki Bakanların da bununla ilgili çalışmaları olduğunu ancak bunların bir türlü hayata geçirilemediğini aktaran Bakan Işık, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Bunlar 'çok aceleye getirildi' ifadesi doğru değil. Türkiye'nin bu konuda çok ciddi bir bilgi birikimi var. Ne yapılması konusunda bir bilgi eksikliğimiz, açığımız yok. Ama maalesef Türkiye'nin şartları bunların hayata geçmesini mümkün kılmadı. Şimdi böyle ağır bir darbe girişiminden sonra bu Türkiye için bir kaçınılmazlık, bir zaruret oldu. Herkesin kabul ettiği bir gerçek haline dönüşünce, bize düşen görev bunların bir an önce hayata geçirilmesini sağlamak oldu. Yoksa aceleye getirildiği konusuna kesinlikle katılmıyoruz. Türkiye'nin bu konuda uzun süre önce yaptığı çalışmalar var."
DÜZENLEMELERİN HEDEFİ
Işık, bu düzenlemelerin üç temel hedefinin olduğuna işaret ederek, şu görüşlere yer verdi:
"Bunlardan birincisi, 15 Temmuz itibarıyla MSB'nin fiili görevlerini de üzerine almış Genelkurmay Başkanlığının üzerindeki gereksiz yükleri alıyoruz, Genelkurmay Başkanlığını kendi askerin asli işlerine döndürüyoruz.
Batı demokrasilerinde MSB'nin yapması gereken işlerin yüzde 90'ından fazlasını bizde Genelkurmay yapıyor. Kağıt üzerinde MSB yapıyor gibi gözüken işleri de MSB'ye atadığı kadrolarla yine emir komuta zinciri içerisinde kendisi yapıyor. Bu, demokratik ülkede anlaşılamayacak, izah edilemeyecek bir durum. Öncelikle Genelkurmay Başkanlığını bu aşırı yükten kurtarıyoruz. İkinci olarak MSB'yi yeniden yapılandırıyoruz. MSB'yi yeniden yapılandırırken, MSB'nin tamamen askerlerden oluşması ne kadar yanlışsa, tamamen sivillerden oluşmasının da yanlış olacağını düşünüyoruz. Bütün demokratik ülkelerde savunma bakanlıkları, askerlerle sivillerin birlikte çalıştığı, iç içe çalıştığı bakanlıklardır. Biz bu anlayışla MSB'nin görev, yetki ve sorumluluklarını, Genelkurmayla olan kesişmelerini, hatta Genelkurmayın bir alt kümesi olmaktan kurtarıyoruz. Gerçekte birlikte çok iyi çalışan, güvene dayalı bir çalışma yapan iki ayrım kurum haline getiriyoruz. Bu Türkiye açısından son derece önemli."
"KAPALI YAPILAR BİRBİRİNE KUŞKUYLA BAKAR"
Askerle sivilin iç içe çalışmasının özellikle Türkiye açısından büyük önem taşıdığını vurgulayan Işık, şunları ifade etti:
"Kapalı yapılarda birbirlerine karşı her yapı kuşkuyla bakar. Birlikte çalışma önce kuşkuları ortadan kaldırır.
Birbirini daha iyi tanımayı ve daha anlayışla yaklaşmayı, hatta birbirine daha sevgiyle yaklaşmayı sağlar. Asker sivil ilişkilerinin çok rasyonel bir düzleme oturması için zeminin güçlenmesi için birlikte çalışmayı çok önemsiyoruz. Asker sivil iç içe olacak. Türkiye'nin savunma politikalarının belirlenmesi sivilin sorumluluğundadır ama bunun belirlenmesinde askerin söyleyeceği şey çok önemlidir. Bu anlayışı yeni yapılanmada ortaya koyuyoruz."