Minareler süngü, kubbeler miğfer!
Şaka değil çıplak gerçeklerdi duyduğu.
Gördüğü de öyle.
Daha 5 dakika önce dünyada bir başkasının aklına bile gelmeyecek feraseti göstermiş, "Milletimi meydanlara, havalimanlarına davet ediyorum!" demişti.
Bir bekleyeni vardı yani artık.
Bekleyeni bekletmezdi, bekletemezdi.
Bekletilmezdi bekleyen, bekleyenler.
İman bunu gerektirirdi.
Kararını vermişti.
Bir devrim, bir savaş "Hazırım bekliyorum" diye haykırmıştı çoktan.
Vermişti kararını.
Endişeyle gözünün içine bakanlara döndü.
Dilinde sadece Allah kelamı.
Kelamda binbir anlam.
Ve mekeru ve mekerallah vallahü hayrul makırîn.
Onlar bir tuzak kurdular. Allah da buna karşılık bir tuzak kurdu. Şüphesiz Allah tuzak kuranların en hayırlısıdır.
Sefer namazına niyetlendi.
2 rekat.
"Efendim acele etmeliyiz buraya geliyorlarmış."
Yanıt vermedi.
Kim bilir Sevr geçti belki aklından.
Hani, eğilip baksalar göreceklerdi de endişe etmişti ya sadıkların en sadığı. O an yaradan buyurmuştu ya Resûlullah'ın dilinden.
La tahzen innallahe meana.
Korkma, hüzünlenme, ye'se kapılma Allah bizimle beraberdir.
Ayağa kalktı.
"Ya bismillah" dedi.
Sözünü söylemişti bir kere.
"Ölümüne, ölümüne!"
Tevafuk bu ya "Minarelerin süngü, kubbelerin miğfer" olacağı o gün gelip çatmıştı sonunda.
Daha o gece sabaha dönmeden camiler kışla olup cepheye nefer çağıracak, müminler çağrıya uyup asker olacak, şehit düşeceklerdi bir bir.
Aklı 20 yıl öncesine 1997 Aralık ayına gitti belki, kim bilir.
Siirt'e.
Tevafuk, son sözünü en başta söylemişti belki kim bilir.
Söyletene bak sen!
Dediğini yaptı.
Dönülür müydü o yoldan, onca yıldan?
Dönülmezdi elbet.
Fatih Sultan Mehmed Han rahvan atını sürmüştü de İstanbul'a Konstantin'in üzerine. O uçağını sürdü, İstanbul'a, Konstantinlerin üzerine.
"İnebilir misin?" diye sordu pilotuna.
"İnerim de sizi riske atamam" dedi pilot.
"Boşver sen riski orasını Allah bilir"
Ve indi uçak!
Ve düştü sur!
Ve dikti bayrağı Ulubatlı Hasan tepeye, en tepeye.
Dikti istiklâl bayrağını, Hasanlar, Erollar, Sevdalar, Aliler, Ömerler, Alparslanlar şehitler tepesine.
237 Şehit.
O gün 15 Temmuz'du.
2016!
Göğe salâların yükseldiği minareler süngü oldu o gece.
Altında ellerin göğe kalktığı kubbeler miğfer.
Camiler kışla oldu nefer biriktirdi tanka, topa, göğü yırtan uçağa karşı.
Müminler asker oldu, düşmanla savaştı, kazandı.
Bir kazandıran vardı o gece.
O gece ümmet ve millet bir oldu onun peşinden şehadete koştu!
MURAT GENER
GÜNÜN MANŞETLERİ İÇİN TIKLAYIN