Kandil, Öcalan'ı pasifize etti
Kandil, Öcalan ve HDP üçgeninde güç mücadelesi yeniden tanımlanıyor. Tespitlere göre Öcalan, seçim sonrası pasifize edilirken, HDP de Kandil'le İmralı arasında sıkıştırıldı
Son bir ayda gerçekleştirildiği terör saldırılarıyla çözüm sericini sabote eden terör örgütü PKK'nın saldırıları, Kandil, HDP ve İmralı arasındaki güç dengesine dair de ciddi ipuçları veriyor. Değerlendirmelere göre Kandil, 7 Haziran seçimleri öncesinde başlayan tartışmalar dikkate alındığında, olumlu havayı her defasında boşa çıkardı. Her fırsatta ateşkesin bozulduğu tehdidinde bulundu. Sık sık Çözüm süreci bitmiştir açıklaması yapan Kandil, bu adımla hem Öcalan'a hem de baskı altında tuttuğu HDP'ye adeta "Yegane aktör benim" mesajı verdi. İşte Kandil, İmralı ve Öcalan arasında güçler kavgası...
EMANET OYLAR: Kandil'in güç gösterisine dair ilk sinyal seçimden hemen sonra HDP'nin, aldığı oylara ilişkin "emanet oylar" açıklaması ardından geldi. HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in "Bizim aldığımız oyda bize emanet edilen oylar olduğu gerçeğini çok iyi biliyoruz" açıklamasına KCK terör örgütü elebaşılarından Mustafa Karasu yanıt verdi. Karasu'nun "Emanet oylar falan yoktur" tepkisi sonrasında HDP geri adım attı. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ise Karasu'nun bu değerlendirmesi üzerine "HDP emaneten barajı geçmiştir' diye bir durum yok" sözleriyle partisini tekzip etti.
KOALİSYON SÜRECİ: Kandil ile HDP arasındaki sürtüşme 'koalisyon konusunda da kendisini gösterdi. 16 Haziran'da HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, "Süreç bakımından gelebilecek tüm görüşme taleplerine kapılarının açık olacağını" açıkladı. Yüksekdağ'a yanıt bu kez, Kandil'deki örgütün elebaşlarından Duran Kalkan'dan geldi. Kalkan'ın, "Yeni güçler; HDP de mevcut güçleri yönetmeye giremez" açıklaması sonrası ise HDP koalisyon konusunda kapılarını kapattı.
"KANDİL: ÖCALAN VE HDP ÇAĞRI YAPAMAZ"
HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, 11 Haziran'da "Silah bırakma çağrısını PKK lideri Abdullah Öcalan yapabilir" dedi. Demirtaş'ın açıklamasına ilk tepki KCK'dan geldi. Örgüte yakın ANF internet sitesinde yer alan açıklamada, "Böyle bir çağrıyı HDP yapamayacağı gibi, mevcut İmralı koşullarında bulunan önder Apo'nun da böyle bir çağrıyı yapması mümkün değildir" görüşlerine yer verilmişti. KCK terör örgütü Yürütme Konseyi Eş Başkanı Bese Hozat ise 22 Temmuz'da "HDP'den bazı kişilerin AKP'nin oyununa gelerek silah bıraktırma adresi olarak Apo'yu göstermeleri büyük bir yanlıştır" ifadelerini kullandı. AA
KANDİL YOK OLMAKTAN KORKUYOR
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başdanışmanı Burhan Kuzu: Öcalan daha makul düşünüyordu. Ancak onu da 7 Haziran seçimleri sonrası pasifize ettiler.
SDE Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün: Kandil'in iradesi HDP'nin iradesinin önüne geçmiştir. Kandil, HDP'yi kendisiyle eş güdümlü, senkronize çalışacak pozisyona çekmeye çalışıyor. Kandil, HDP'nin bağımsız bir aktör olmasını istemiyor. Tam tersine kendisine bağımlı hareket etmesini istiyor.
Gazeteci yazar Ahmet Taşgetiren: Kandil, HDP'yi meşruiyet dışında kalmaya zorluyor.
Anayasa Hukukçular Derneği Başkanı Prof. Dr. Yusuf Şevki Hakyemez: Kandil, demokratik siyasete inisiyatif vermek istemedi. Siyaset daha fazla ön planda olursa, silahlı unsurun ikinci plana düşeceği ve zamanla yok olacağı aşikardır.
HDP Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen: Uluslararası deneyimler ve insanlığın ortak kazanımı olan değerler ekseninde, Türkiye'nin özgün koşullarını da dikkate alarak bir çözüm yolunun bulunması, ciddi bir toplumsal talebe dönüşmüştür.
KAYNAK: SABAH
EMANET OYLAR: Kandil'in güç gösterisine dair ilk sinyal seçimden hemen sonra HDP'nin, aldığı oylara ilişkin "emanet oylar" açıklaması ardından geldi. HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder'in "Bizim aldığımız oyda bize emanet edilen oylar olduğu gerçeğini çok iyi biliyoruz" açıklamasına KCK terör örgütü elebaşılarından Mustafa Karasu yanıt verdi. Karasu'nun "Emanet oylar falan yoktur" tepkisi sonrasında HDP geri adım attı. HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ise Karasu'nun bu değerlendirmesi üzerine "HDP emaneten barajı geçmiştir' diye bir durum yok" sözleriyle partisini tekzip etti.
KOALİSYON SÜRECİ: Kandil ile HDP arasındaki sürtüşme 'koalisyon konusunda da kendisini gösterdi. 16 Haziran'da HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, "Süreç bakımından gelebilecek tüm görüşme taleplerine kapılarının açık olacağını" açıkladı. Yüksekdağ'a yanıt bu kez, Kandil'deki örgütün elebaşlarından Duran Kalkan'dan geldi. Kalkan'ın, "Yeni güçler; HDP de mevcut güçleri yönetmeye giremez" açıklaması sonrası ise HDP koalisyon konusunda kapılarını kapattı.
"KANDİL: ÖCALAN VE HDP ÇAĞRI YAPAMAZ"
HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, 11 Haziran'da "Silah bırakma çağrısını PKK lideri Abdullah Öcalan yapabilir" dedi. Demirtaş'ın açıklamasına ilk tepki KCK'dan geldi. Örgüte yakın ANF internet sitesinde yer alan açıklamada, "Böyle bir çağrıyı HDP yapamayacağı gibi, mevcut İmralı koşullarında bulunan önder Apo'nun da böyle bir çağrıyı yapması mümkün değildir" görüşlerine yer verilmişti. KCK terör örgütü Yürütme Konseyi Eş Başkanı Bese Hozat ise 22 Temmuz'da "HDP'den bazı kişilerin AKP'nin oyununa gelerek silah bıraktırma adresi olarak Apo'yu göstermeleri büyük bir yanlıştır" ifadelerini kullandı. AA
KANDİL YOK OLMAKTAN KORKUYOR
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başdanışmanı Burhan Kuzu: Öcalan daha makul düşünüyordu. Ancak onu da 7 Haziran seçimleri sonrası pasifize ettiler.
SDE Başkanı Prof. Dr. Birol Akgün: Kandil'in iradesi HDP'nin iradesinin önüne geçmiştir. Kandil, HDP'yi kendisiyle eş güdümlü, senkronize çalışacak pozisyona çekmeye çalışıyor. Kandil, HDP'nin bağımsız bir aktör olmasını istemiyor. Tam tersine kendisine bağımlı hareket etmesini istiyor.
Gazeteci yazar Ahmet Taşgetiren: Kandil, HDP'yi meşruiyet dışında kalmaya zorluyor.
Anayasa Hukukçular Derneği Başkanı Prof. Dr. Yusuf Şevki Hakyemez: Kandil, demokratik siyasete inisiyatif vermek istemedi. Siyaset daha fazla ön planda olursa, silahlı unsurun ikinci plana düşeceği ve zamanla yok olacağı aşikardır.
HDP Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen: Uluslararası deneyimler ve insanlığın ortak kazanımı olan değerler ekseninde, Türkiye'nin özgün koşullarını da dikkate alarak bir çözüm yolunun bulunması, ciddi bir toplumsal talebe dönüşmüştür.
KAYNAK: SABAH