İnsanlık öldü
Myanmar'da Müslüman oldukları için vatandaşlık hakkı bulunmayan Rohingyalılar, katlediliyor. Gemilerle ülkeden kaçanlar ise açık denizde aç susuz halde yaşam mücadelesi veriyor. Tüm dünya da bu zulmü naklen seyrediyor...
Her fırsatta Müslümanları terörist olarak gören ve Müslümanlar'a yapılan zulme gözlerini kapatan dünya bir kez daha insanlık suçuna ortak oldu.
Birleşmiş Milletler, Batılı ülkeler ve dünyanın en önemli toplum kuruluşlarının hiç gündemine almadığı Myanmar'daki Rohingyalı Müslümanlar tüm dünyanın gözü önünde, canlı yayınlar eşliğinde açlıktan ölmeye başladı. Rohingyalı Müslümanlar'ın çilesi 1982'de başladı.
BUDİSTLER YOK EDİYOR
Ülkeleri Myanmar'da Müslüman oldukları için vatandaş kabul edilmeyen Rohingyalılar bu günden sonra ya Budistler tarafından öldürüldü ya da Arakan'daki mülteci kamplarına gitti. Hiçbir ülkeden vatandaşlık alamadıkları için "İstenmeyen halk" olarak anılan Rohingyalılar'ın Budistler tarafından katledilmesi son birkaç yıldır artınca Arakan kampları da güvenli olmaktan çıktı. Sadece yaşayabilmek için Tayland, Bangladeş, Endonezya ve Malezya'ya kaçak yollardan gitmeye çalışan talihsiz halktan 200 bini Bangladeş'e giderken bu ülke ekonomik sebeplerle daha fazla mülteci alamadı.
AÇE'Lİ BALIKÇILAR EL UZATTI
Tayland'da da topluca öldürülmeye başlayan talihsiz halk rotayı Endonezya ve Malezya'ya çevirse de bu iki ülke bir müddet sonra gördüğü göçmen teknelerini uzaklaştırmaya başladı. Şansı olanlar ise Açe'li Müslüman balıkçılar tarafından kurtarıldı. Son olarak iki ülke arasındaki denizde mahsur kalan 350 kişi, tüm dünyanın canlı yayınları eşliğinde gemide açlıktan ölmeye başladı. Adaman Denizi'nde mahsur kalan 350 kişi gün boyu kendilerine yiyecek atan helikopterler ve canlı yayın alan tekneler tarafından çevrelenirken ortaya çıkan görüntüler insanlığın ölümü olarak nitelendirildi. Genç yaşlı, kadın erkek yüzlerce insan denize düşen ekmek parçalarını toplayabilmek için canla başla mücadele verirken kameralara yansıyan çaresiz görüntüleri onlara kucak açacak bir vatan bulmaya yine yetmedi. Tüm dünya ise bu insanlık dışı muameleye "Vah vah" demekle yetindi. Hiç kimse canlı yayınla izlediği 350 mülteciyi kurtarmak için kılını bile kıpırdatma gereği hissetmedi.
Birleşmiş Milletler, Batılı ülkeler ve dünyanın en önemli toplum kuruluşlarının hiç gündemine almadığı Myanmar'daki Rohingyalı Müslümanlar tüm dünyanın gözü önünde, canlı yayınlar eşliğinde açlıktan ölmeye başladı. Rohingyalı Müslümanlar'ın çilesi 1982'de başladı.
BUDİSTLER YOK EDİYOR
Ülkeleri Myanmar'da Müslüman oldukları için vatandaş kabul edilmeyen Rohingyalılar bu günden sonra ya Budistler tarafından öldürüldü ya da Arakan'daki mülteci kamplarına gitti. Hiçbir ülkeden vatandaşlık alamadıkları için "İstenmeyen halk" olarak anılan Rohingyalılar'ın Budistler tarafından katledilmesi son birkaç yıldır artınca Arakan kampları da güvenli olmaktan çıktı. Sadece yaşayabilmek için Tayland, Bangladeş, Endonezya ve Malezya'ya kaçak yollardan gitmeye çalışan talihsiz halktan 200 bini Bangladeş'e giderken bu ülke ekonomik sebeplerle daha fazla mülteci alamadı.
AÇE'Lİ BALIKÇILAR EL UZATTI
Tayland'da da topluca öldürülmeye başlayan talihsiz halk rotayı Endonezya ve Malezya'ya çevirse de bu iki ülke bir müddet sonra gördüğü göçmen teknelerini uzaklaştırmaya başladı. Şansı olanlar ise Açe'li Müslüman balıkçılar tarafından kurtarıldı. Son olarak iki ülke arasındaki denizde mahsur kalan 350 kişi, tüm dünyanın canlı yayınları eşliğinde gemide açlıktan ölmeye başladı. Adaman Denizi'nde mahsur kalan 350 kişi gün boyu kendilerine yiyecek atan helikopterler ve canlı yayın alan tekneler tarafından çevrelenirken ortaya çıkan görüntüler insanlığın ölümü olarak nitelendirildi. Genç yaşlı, kadın erkek yüzlerce insan denize düşen ekmek parçalarını toplayabilmek için canla başla mücadele verirken kameralara yansıyan çaresiz görüntüleri onlara kucak açacak bir vatan bulmaya yine yetmedi. Tüm dünya ise bu insanlık dışı muameleye "Vah vah" demekle yetindi. Hiç kimse canlı yayınla izlediği 350 mülteciyi kurtarmak için kılını bile kıpırdatma gereği hissetmedi.