Yüz karası
Dün Akhisar'da, Soma'da şehit olan 301 madencinin davası vardı. Aileler faciadan 11 ay sonra 8 sanıkla yüz yüze kaldı. Kimlik tespiti sırasında en acı yoklama yaşandı.
- Gündem
- Giriş Tarihi: 16.04.2015 | 00:00
- Güncelleme Tarihi: 16.04.2015 | 02:48
GÖZYAŞLARINI TUTAMADILAR
Ve herkes duruşma salonundaki yerini aldıktan sonra kimlik tespiti başladı. 301 maden şehidinin yakınları kendini tanıttı. Bazıları kaybettiği yakınlarının ismini söyleyince gözyaşlarını tutamadı. Bunun üzerine hakim, "Sadece isminizi söylemeniz yeterli" dedi. En acı yoklamadan sonra sıra sanıklardaydı. Duruşmada müşteki yakınlarının kendilerini tanıtmasının ardından sanıkların kimlik, kişisel ve ekonomik durumlarının tespitine geçildi. İlk olarak sanık Can Gürkan, aylık geliri sorulduğunda "Şu anda yok" dedi. Bunun üzerine madenci yakınları, "Var" diyerek karşı çıktı. Gürkan'dan sonra kimlik ve ekonomik durum tespiti için konuşan maden mühendisi Ramazan Doğru aylık gelirinin 37 bin lira, maden mühendisi Akın Çelik ise 12 bin lira olduğunu ifade etti. Buna tepki gösteren aileler "Yalan" diye bağırdı.
SUÇU BİRBİRLERİNE ATTILAR
Kimlik tespitinin ardından 103 sayfalık iddianamenin okunmasına geçildi. İddianamede tutuklu sanıkların, soruşturma aşamasında verdikleri ifadeler dikkat çekti. Can Gürkan, madenle ilgili yatırım konularını takip ettiğini, ancak teknik olarak Doğru'nun sorumlu olduğunu belirtti. Suçu Doğru'nun üzerine atan Gürkan, "Meydana gelen kazada en çok biz mağdur olduk. Olayda bir ihmalim yok" dedi.
Ramazan Doğru ise "Ölenlerin çoğunu tanıyorum. Keşke ben ölseydim. Bu olaydan dolayı vicdani olarak bana gelebilecek her türlü cezaya razıyım" diye konuştu. Tutuklu diğer sanıklar işletme müdürü Akın Çelik, mühendis Ertan Ersoy, vardiya amirleri Yasin Kurnaz, Hilmi Kazık, Mehmet Ali Günay Çelik ve İsmail Adalı'nın da savcılık ifadelerinde kazada ihmallerinin olmadığını savundu. Duruşma, sözlü savunmaların alınması için bugüne ertelendi.
Aralarında madenin sahibi Can Gürkan'ın da bulunduğu 8 sanık, "olası kastla öldürme", "neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama", "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne" neden olma suçundan yargılanıyor. Bu arada Can Gürkan'ın babası Alp Gürkan ise hakkında verilen beraat kararından sonra ortadan kaybolmuştu.
Güvenlik güçleri dün Akhisar'da teyakkuza geçti. Mahkeme salonu girişinde üst araması yapıldı. Cep telefonları, çakmaklar ve bozuk paralar polisler tarafından alındı.
432 ÇOCUK BABALARINA DEĞİL TOPRAĞA SARILIYOR
Duruşma sırasında madenci yakınları gözyaşlarına hakim olamadı. Özellikle eşlerini kaybeden kadınların feryatları yürekleri dağladı. Şehit madenci Bayram Erol'un eşi Selda Erol'un "432 çocuk baba diye kara toprağa sarılıyor. Adalet istiyoruz" şeklindeki sözleri boğazları düğümledi.
Madenci eşi Derya Girgin, "Adalet istiyorum. Eşim çocuğunu göremedi" diye haykırırken Naciye Kayan'ın "Siz bizi nasıl yaktıysanız, Allah da sizi öyle yaksın" şeklindeki sözleri yürekleri dağladı.
Şehit madenci Uğur Çolak'ın annesi Gülsüm Çolak ise sanıklara dönerek, "İki yetim kaldı. Onlar da çocuklarının yüzünü bu hayatta göremesinler" dedi.
Şehit madenci İsmail Coşkun'un eşi Hüsniye Coşkun da "Onlar kefen yerine naylon ile toprağa gömülsün. Niye yaptınız bunu?" deyip sinir krizi geçirdi.
CEYHAN TORLAK - DENİZ DERİN