Gülen Örgütü Masonik bir yapı
Yasin Aktay, Gülen hareketi ile ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Geçtiğimiz günlerde Gülen'in Mason olduğuna dair çıkan belgelere ilişkin Aktay, Gülen hareketinin ezoterik bir yapı olduğunu ve bu yapılardan birinin de Masonik yapı olduğunu ifade ederek benzerliklerine dikkat çekti.
24 TV'de Fadime Özkan'ın moderatörlüğünü yaptığı 'Yüz Yüze' programına AK Parti Genel başkan Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Aktay konuk oldu. Aktay, gündeme dair çok önemli tespitlerde bulunurken, Hizmet hareketinin ezoterik bir yapı olduğunu, bu yapılardan birinin Masonik yapının olduğunu söyledi.
Yasin Aktay, çözüm sürecinin tüm Türkiye'ye yaradığını ve Gündeydoğu'ya özel bir statü verilmeyeceğini, kimsenin zehaba kapılmaması gerektiğini ifade etti. HDP'nin örgütü temsil ettiğini, AK Parti'nin Kürtleri temsil ettiğini söyleyen Aktay, "HDP, PKK veya Kandil Kürtleri kendine borçlu çıkarmaya çalışıyor" dedi.
Yasin Aktay, konuşmasında şunları söyledi:
► "Çözüm süreci bizim bir demokratikleşme sürecidir ve tek muhatabı ve tek kazananı sanki örgütmüş gibi, veya Kürtlermiş gibi lanse edilmeye çalışılıyor. Öyle bir şey değil. Çözüm sürecinden tüm Türkiye vatandaşlarının kazandığı yeni bir Türkiye tasarlıyoruz. Çözüm süreci denen sadece Güneydoğu'ya özel bir statü verilmesi veya bir takım siyasi aktörlere imtiyazların tanınması gibi bir şey değil. Birileri çözüm sürecinden başka beklentiler içine girebiliyor. Şimdiden ilan ediyoruz; öyle zehaba kimse kapılmasın. Biz hiç kimseye bir imtiyaz tanımayacağız. Hiç kimseye özel statü de tanımayacağız. Türkiye'de yaşayan herkes vatandaşlık hakları itibariyle eşit olacak, eşit olmaktadır da. Şuanda geride kalan tek problemimiz terör problemidir, şiddet problemidir. O sorunda bizden değil, başkalarından kaynaklanıyor. Çözüm sürecinin artık bir muhatabı kaldı."
► "10 madde, şu bu bir retoriktir, başka bir şey değildir. Karşımızdaki yapı bir retorik kurmaya çalışıyor. Ve bu retorik üzerinden kendi hedef kitlesi üzerinde psikolojik baskı kurmaya çalışıyor. Onları kendine borçlu çıkarmaya çalışıyor. HDP, PKK veya Kandil Kürtleri kendine borçlu çıkarmaya çalışıyor. Demek istiyor ki; bak senin adına müzakereler yapıyorum. Biz de aynı hedef kitlesine dönüp diyorum ki; bunlar sizin adınıza falan davranmıyor. Bunlar sadece örgütsel imtiyazlar elde etmeye çalışıyorlar, sizi esir almaya çalışıyorlar. Bunlar devletten adeta şunu talep ediyorlar; "Kürtleri bize bırakın, Kürtler bundan sonra bize çalışsın, bize hizmet etsinler. Kürtler üzerinden siyasi derebeylik kuralım" demeye çalışıyorlar. Biz de bunu yapmayız, yaptırmayız. Kürtleri bunlara bırakmayız. Çünkü biz Kürtleri özgürleştirmek gibi bir tarihi misyonu yerine getirdik, onurlu vatandaşlık statüsü kazandırmak gibi bir misyonu yerine getirdik. Kürt partisi biziz. Kürtlerin hakkını biz temsil ediyoruz. Karşımızdaki güç sadece örgütü temsil ediyor. HDP, ne yazık ki Kürtleri değil, sadece Kandil'i temsil eden bir yapıdır."
► Yasin Aktay, Gülen hakkında yayınlanan Mason belgelerine ilişkin çarpıcı ifadeler kullandı. "Hizmet hareketi da bir tür komiteci zihniyettir" diyen Aktay, Fethullahçılarda ezoterik bir yapı olduğunu ve Masonik yapının da böyle yapılardan biri olduğunu söyledi. Yeni Şafak'ın yayınladığı belgelere ilişkin, inandırıcılığını zedelemek için bazı medyalarda dalga konusu yapıldığını fakat bu belgelerin üretilemeyeceğini ifade etti.
► "Türkiye'de şuana kadar kutuplaşma yoktu. Sağlıksız olan oydu. Türkiye'de kurtarıcı kutup geliştiği için şuanda rahatsızlık veriyor. Şimdiye kadar toplum üzerinde vesayet kurmuş olan ve topluma nefes aldırmayan bir kutup vardı. Elitistler, seçkinciler tek başlarına, tek kutup olarak yönetiyorlardı. "İttihat Terakki zihniyeti" diyelim, "Komitacı zihniyeti" diyelim. Hizmet hareketi da bir tür komiteci zihniyettir."
► "Fethullah Gülen, toplumsal kesime yayılmış deniyor, hiç de öyle değildir. Kendini daha çok ayrı gören, biraz daha kendi topluluğu içerisinde kapalı bir yapıydı. Kapalı bir yapı ve komitacı bir yapı olmaktan hiçbir zaman çıkmadı aslında. Mesela, dindar insanlarla ilişkilerinde hep kendilerini ayrıştıran, kendilerini onların üstünde, onlardan farklı gören bir yaklaşımları hep vardı."
► "97'de doktora tezimi yaparken bu yapının nasıl kapalı, nasıl elitist olduğunu yazmışım. Bu yapının ne kadar zeka fetişisti olduğunu o zaman tespit etmiştim ve doktora tezimde yazmıştım."
► "Onların İslam anlayışını hiçbir zaman benimsemiş değilim. Bir şahıs kültürüne dayalı ve esoterik bir yapısı var. Benim öğrendiğim İslam anlayışıyla hiçbir şekilde bağdaşmayan, tamamen batıl İslam anlayışıdır. Şahıs kültürü bizim dinimizde yoktur."
► "Hizmetteki o disiplin, sergilenen o gizlilik, alabildiğine denetlenmiş ilişkiler ağı, hiyerarşi... bütün bunlara baktığımız zaman dünyada bir tek teşkilatta vardır bu tür şeyler. Ya Hasan Sabbah tarzı bir yapıda olur böyle Batini, ezoterik yapılar. Dünyada en ezoterik yapılardan bir tanesi de Masonik yapılardır. Masonik yapılarda gördüğümüz türden bir disiplin, bir grup bağlılığı ve bir kadrolaşma faaliyeti söz konusu. Bu kopyalanmış belli ki. Bu nerden kopyalanmış olabilir? Masonik ilişkilerden kopyalanmış olma ihtimali var. Ben bu Yeni Şafak'ın yayınladığı belgeler de azımsanacak belgeler değil. Bakmayın "çay lekesi dökülmüş" "sahtedir" dendiğine. Öyle belgeler üretilemez. Bu tür şeylerle en etkili mücadele yöntemi; dalgaya alırsın, sosyal medyada birkaç mizaha bağlarsın, Zaytung'a bir-iki haber yaptırırsın, böylece inandırıcılığını biraz zedelemiş olursun. Oysa bu belgeler olmasa bile tablo zaten net. Bu yapı Türkiye'ye ait bir yapı değil."
Yasin Aktay, çözüm sürecinin tüm Türkiye'ye yaradığını ve Gündeydoğu'ya özel bir statü verilmeyeceğini, kimsenin zehaba kapılmaması gerektiğini ifade etti. HDP'nin örgütü temsil ettiğini, AK Parti'nin Kürtleri temsil ettiğini söyleyen Aktay, "HDP, PKK veya Kandil Kürtleri kendine borçlu çıkarmaya çalışıyor" dedi.
Yasin Aktay, konuşmasında şunları söyledi:
► "Çözüm süreci bizim bir demokratikleşme sürecidir ve tek muhatabı ve tek kazananı sanki örgütmüş gibi, veya Kürtlermiş gibi lanse edilmeye çalışılıyor. Öyle bir şey değil. Çözüm sürecinden tüm Türkiye vatandaşlarının kazandığı yeni bir Türkiye tasarlıyoruz. Çözüm süreci denen sadece Güneydoğu'ya özel bir statü verilmesi veya bir takım siyasi aktörlere imtiyazların tanınması gibi bir şey değil. Birileri çözüm sürecinden başka beklentiler içine girebiliyor. Şimdiden ilan ediyoruz; öyle zehaba kimse kapılmasın. Biz hiç kimseye bir imtiyaz tanımayacağız. Hiç kimseye özel statü de tanımayacağız. Türkiye'de yaşayan herkes vatandaşlık hakları itibariyle eşit olacak, eşit olmaktadır da. Şuanda geride kalan tek problemimiz terör problemidir, şiddet problemidir. O sorunda bizden değil, başkalarından kaynaklanıyor. Çözüm sürecinin artık bir muhatabı kaldı."
► "10 madde, şu bu bir retoriktir, başka bir şey değildir. Karşımızdaki yapı bir retorik kurmaya çalışıyor. Ve bu retorik üzerinden kendi hedef kitlesi üzerinde psikolojik baskı kurmaya çalışıyor. Onları kendine borçlu çıkarmaya çalışıyor. HDP, PKK veya Kandil Kürtleri kendine borçlu çıkarmaya çalışıyor. Demek istiyor ki; bak senin adına müzakereler yapıyorum. Biz de aynı hedef kitlesine dönüp diyorum ki; bunlar sizin adınıza falan davranmıyor. Bunlar sadece örgütsel imtiyazlar elde etmeye çalışıyorlar, sizi esir almaya çalışıyorlar. Bunlar devletten adeta şunu talep ediyorlar; "Kürtleri bize bırakın, Kürtler bundan sonra bize çalışsın, bize hizmet etsinler. Kürtler üzerinden siyasi derebeylik kuralım" demeye çalışıyorlar. Biz de bunu yapmayız, yaptırmayız. Kürtleri bunlara bırakmayız. Çünkü biz Kürtleri özgürleştirmek gibi bir tarihi misyonu yerine getirdik, onurlu vatandaşlık statüsü kazandırmak gibi bir misyonu yerine getirdik. Kürt partisi biziz. Kürtlerin hakkını biz temsil ediyoruz. Karşımızdaki güç sadece örgütü temsil ediyor. HDP, ne yazık ki Kürtleri değil, sadece Kandil'i temsil eden bir yapıdır."
► Yasin Aktay, Gülen hakkında yayınlanan Mason belgelerine ilişkin çarpıcı ifadeler kullandı. "Hizmet hareketi da bir tür komiteci zihniyettir" diyen Aktay, Fethullahçılarda ezoterik bir yapı olduğunu ve Masonik yapının da böyle yapılardan biri olduğunu söyledi. Yeni Şafak'ın yayınladığı belgelere ilişkin, inandırıcılığını zedelemek için bazı medyalarda dalga konusu yapıldığını fakat bu belgelerin üretilemeyeceğini ifade etti.
► "Türkiye'de şuana kadar kutuplaşma yoktu. Sağlıksız olan oydu. Türkiye'de kurtarıcı kutup geliştiği için şuanda rahatsızlık veriyor. Şimdiye kadar toplum üzerinde vesayet kurmuş olan ve topluma nefes aldırmayan bir kutup vardı. Elitistler, seçkinciler tek başlarına, tek kutup olarak yönetiyorlardı. "İttihat Terakki zihniyeti" diyelim, "Komitacı zihniyeti" diyelim. Hizmet hareketi da bir tür komiteci zihniyettir."
► "Fethullah Gülen, toplumsal kesime yayılmış deniyor, hiç de öyle değildir. Kendini daha çok ayrı gören, biraz daha kendi topluluğu içerisinde kapalı bir yapıydı. Kapalı bir yapı ve komitacı bir yapı olmaktan hiçbir zaman çıkmadı aslında. Mesela, dindar insanlarla ilişkilerinde hep kendilerini ayrıştıran, kendilerini onların üstünde, onlardan farklı gören bir yaklaşımları hep vardı."
► "97'de doktora tezimi yaparken bu yapının nasıl kapalı, nasıl elitist olduğunu yazmışım. Bu yapının ne kadar zeka fetişisti olduğunu o zaman tespit etmiştim ve doktora tezimde yazmıştım."
► "Onların İslam anlayışını hiçbir zaman benimsemiş değilim. Bir şahıs kültürüne dayalı ve esoterik bir yapısı var. Benim öğrendiğim İslam anlayışıyla hiçbir şekilde bağdaşmayan, tamamen batıl İslam anlayışıdır. Şahıs kültürü bizim dinimizde yoktur."
► "Hizmetteki o disiplin, sergilenen o gizlilik, alabildiğine denetlenmiş ilişkiler ağı, hiyerarşi... bütün bunlara baktığımız zaman dünyada bir tek teşkilatta vardır bu tür şeyler. Ya Hasan Sabbah tarzı bir yapıda olur böyle Batini, ezoterik yapılar. Dünyada en ezoterik yapılardan bir tanesi de Masonik yapılardır. Masonik yapılarda gördüğümüz türden bir disiplin, bir grup bağlılığı ve bir kadrolaşma faaliyeti söz konusu. Bu kopyalanmış belli ki. Bu nerden kopyalanmış olabilir? Masonik ilişkilerden kopyalanmış olma ihtimali var. Ben bu Yeni Şafak'ın yayınladığı belgeler de azımsanacak belgeler değil. Bakmayın "çay lekesi dökülmüş" "sahtedir" dendiğine. Öyle belgeler üretilemez. Bu tür şeylerle en etkili mücadele yöntemi; dalgaya alırsın, sosyal medyada birkaç mizaha bağlarsın, Zaytung'a bir-iki haber yaptırırsın, böylece inandırıcılığını biraz zedelemiş olursun. Oysa bu belgeler olmasa bile tablo zaten net. Bu yapı Türkiye'ye ait bir yapı değil."