Başbakan Davutoğlu: Herkes tehlike altında
Başbakan Ahmet Davutoğlu, İstanbul'u dünyanın önemli bir finans merkezi haline getirmeyi istediklerini belirterek, kent için çok iddialı planları bulunduğunu belirtti. Başbakan, Ortadoğu'daki çalkantılara da dikkat çekerek, "IŞİD gibi bir durumla karşı karşıyayız. Hepimiz bu bölgede demokratik dönüşüm olması için çaba gösterdik. ve Arap gençliğinin demokratik taleplerini destekledik." diye konuştu.
Davutoğlu, Uluslararası Finans Enstitüsü'nün The Four Seasons Bosphorus Hotel'de düzenlediği Türkiye'nin Dönem Başkanlığında G-20 Gündemi başlıklı toplantıda konuşma yaptı. Davutoğlu, İngilizce yaptığı konuşmasında, sanayi devriminden sonra İstanbul'un önemli bir geçiş noktası olmaya devam ettiğini ve geleneksel toplumların ürünlerini ulaştırdığı yer olduğunu vurguladı.
Ahmet Davutoğlu, İstanbul şimdi çok dinamik bir süreçten geçiyor. Biz İstanbul'u dünyanın önemli bir finans merkezi haline getirmeyi istiyoruz. Bu nedenle, çok dinamik, çok iddialı planlarımız var İstanbul için. Şu anda 150 milyon yolcu kapasiteli, dünyanın en büyük havalimanını inşa ediyoruz. Geçen yıl iki kıtayı tüp tünelle birleştirdik diye konuştu.
SON 25 YILDA 4 BÜYÜK DEPREM
Uluslararası finansal sistemin içinde bulunduğu bağlamdan söz eden Davutoğlu, dünyadaki son dönüşümleri depreme benzeterek anlattı. Başbakan, şöyle dedi
Son 25 yılda 4 deprem oldu. 1991'deki jeopolitik deprem. Sovyetler'in çöküşü. Balkanlar'da zorluklar ortaya çıktı. 20 yıl sonrasında baktığınızda, bugün kimse Ukrayna gibi istikrarlı bir ülkenin böyle bölünme gibi bir olayla karşı karşıya kalacağını beklemiyordu. jeopilitik kırılma oldu. İkinci deprem, 2001'deki 11 Eylül. ABD'nin çok güvenli olduğunu düşünenler için şok oldu. Yakın zamanda İspanya'daki saldırılar, Türkiye'deki saldırılar. Sonra, 2008'deki küresel finansal kriz. Bu ekonomik bir krizdi. Ancak daha sonra birçok ülkede sosyal kriz haline dönüştü. Sosyal istikrarsızlık nedeniyle özellikle Avrupa'da sorunlar ortaya çıkmaya başladı. Yabancı düşmanlığı, İslamaofobi, göçmenlere karşı tavır... Çok dikkatli olmamız gereken bir zaman. 1929'da dünyada ilk buhran yaşandığında, yine birtakım yabancı düşmanlığına, ırkçılığa dayalı oluşumlar ortaya çıkmıştı. O yüzden terörle, ırkçılıkla mücadele etmek lazım.
"IŞİD GİBİ BİR DURUMLA KARŞI KARŞIYAYIZ"
Yunanistan'daki Syriza demokratik bir gelişme. Ancak ekonomik krizler çok önemli siyasi değişiklikler ortaya çıkarıyor. Bunu her zaman öngörmek mümkün olmayabiliyor. Ama uyanık olmak lazım diyen Başbakan Ahmet Davutoğlu, dördüncü depremi de Ortadoğu'ya bağladı. Davutoğlu şöyle devam etti
Dördüncü deprem, Arap Baharı'ndan sonra ortaya çıkan oluşumlar ve radikalleşme. IŞİD gibi bir durumla karşı karşıyayız. Hepimiz bu bölgede demokratik dönüşüm olması için çaba gösterdik. ve Arap gençliğinin demokratik taleplerini destekledik. Ancak maalesef Ortadoğu'da bazı otokratik yönetimlere de destek verildi. Ortadoğu'da otokratik yönetimlere veya teröre destek vermek seçenek olmamalı. Herkes tehlike altında. Türkiye de bu olayların merkezinde yer alıyor. 11 Eylül'de de merkezdeydik. Finansal krizde de Türkiye başarılı olan ender ülkelerden biriydi. 3 genee seçim, 2 yerel seçim, 2 referandum ve bir Cumhurbaşkanlığı seçimi geçirdik. Bizim başarımız da demokratik seçimlerle test edildi. Kendi ekonomik performansımıza baktığımızda da çok önemli gelişmeler var. Bugün bütçe açısından çok iyi durumdayız. Açığımız sadece 1,4... Yüzde 33 borç açığımız var. Türkiye bir başarı hikayesi yarattı. İşsizlik çok önemli bir konuydu. Geçen yıl 1 milyon 350 bin istihdam yarattı. Küresel krizden bu yana 6 milyon istihdam yarattı. Kişi başına gelir 19 bini aşmış durumda. Ve Türkiye şu anda 'üst orta gelir' grubunda bir ülke. 2023 vizyonumuz var. O tarihte Türkiye dünya ekonomisinde ilk 10 ülkeden biri olmak istiyor. Turizmde 6. sıradayız. Ayrıca Avrupa'daki en büyük, dünyadaki 6. tarım üreticisiyiz. Cari açığımız da azalıyor. Enflasyon düşüyor. Vizyonu olan ve iyi yönetilen ülkeler yükselen ülkeler olacak. Yatırım yapacaklar. Türkiye işte böyle bir ülke. Türkiye'nin etrafında 6-7 ülke var. Fakat bu farklı ve zorlu ortama rağmen, Türkiye ekonomik istikrarını devam ettiriyor. O açıdan Türkiye'nin G20'nin Dönem Başkanı olması çok önemli.
G20'NİN ÖNEMİ
Davutoğlu, 2008 ekonomik krizinden sonra G20 toplantılarının başladığına dikkat çekerek, G20 soğuk savaş sonrasında yeni uluslararası bağlama uygun tek uluslararası kurum. Esnek olduğu için, liderler çok rahat ortamlarda bir araya gelebiliyorlar. G20 Dönem Başkanlığı, Türkiye'nin küresel krize çözüm katkısı sunması açısından bir fırsat. Yeni piyasalara ihtiyaç var. Ekonomik büyüme ancak bu şekilde olabilir. Türkiye, gelişmiş ülkeler ile gelişmekte olan ülkeler arasında bir köprü olmak istiyor dedi.
KOBİ'lerin desteklenmesini isteyen Davutoğlu, petrolde son dönemdeki artışa dikkat çekerek, Enerji çok önemli. Hepimiz her sabah petrol fiyatlarına bakıyonuz. Artıyor mu, azalıyor mu... Fiyat artınca bazı ülkeler çok memnun oluyor. Ama bizim açımızdan hiçbir karar tamamen olumlu veya olumsuz değil. Petrol fiyatlarının artmasının turizm ve ihracat üzerinde olumsuz etkisi var diye konuştu.
Ahmet Davutoğlu, İstanbul şimdi çok dinamik bir süreçten geçiyor. Biz İstanbul'u dünyanın önemli bir finans merkezi haline getirmeyi istiyoruz. Bu nedenle, çok dinamik, çok iddialı planlarımız var İstanbul için. Şu anda 150 milyon yolcu kapasiteli, dünyanın en büyük havalimanını inşa ediyoruz. Geçen yıl iki kıtayı tüp tünelle birleştirdik diye konuştu.
SON 25 YILDA 4 BÜYÜK DEPREM
Uluslararası finansal sistemin içinde bulunduğu bağlamdan söz eden Davutoğlu, dünyadaki son dönüşümleri depreme benzeterek anlattı. Başbakan, şöyle dedi
Son 25 yılda 4 deprem oldu. 1991'deki jeopolitik deprem. Sovyetler'in çöküşü. Balkanlar'da zorluklar ortaya çıktı. 20 yıl sonrasında baktığınızda, bugün kimse Ukrayna gibi istikrarlı bir ülkenin böyle bölünme gibi bir olayla karşı karşıya kalacağını beklemiyordu. jeopilitik kırılma oldu. İkinci deprem, 2001'deki 11 Eylül. ABD'nin çok güvenli olduğunu düşünenler için şok oldu. Yakın zamanda İspanya'daki saldırılar, Türkiye'deki saldırılar. Sonra, 2008'deki küresel finansal kriz. Bu ekonomik bir krizdi. Ancak daha sonra birçok ülkede sosyal kriz haline dönüştü. Sosyal istikrarsızlık nedeniyle özellikle Avrupa'da sorunlar ortaya çıkmaya başladı. Yabancı düşmanlığı, İslamaofobi, göçmenlere karşı tavır... Çok dikkatli olmamız gereken bir zaman. 1929'da dünyada ilk buhran yaşandığında, yine birtakım yabancı düşmanlığına, ırkçılığa dayalı oluşumlar ortaya çıkmıştı. O yüzden terörle, ırkçılıkla mücadele etmek lazım.
"IŞİD GİBİ BİR DURUMLA KARŞI KARŞIYAYIZ"
Yunanistan'daki Syriza demokratik bir gelişme. Ancak ekonomik krizler çok önemli siyasi değişiklikler ortaya çıkarıyor. Bunu her zaman öngörmek mümkün olmayabiliyor. Ama uyanık olmak lazım diyen Başbakan Ahmet Davutoğlu, dördüncü depremi de Ortadoğu'ya bağladı. Davutoğlu şöyle devam etti
Dördüncü deprem, Arap Baharı'ndan sonra ortaya çıkan oluşumlar ve radikalleşme. IŞİD gibi bir durumla karşı karşıyayız. Hepimiz bu bölgede demokratik dönüşüm olması için çaba gösterdik. ve Arap gençliğinin demokratik taleplerini destekledik. Ancak maalesef Ortadoğu'da bazı otokratik yönetimlere de destek verildi. Ortadoğu'da otokratik yönetimlere veya teröre destek vermek seçenek olmamalı. Herkes tehlike altında. Türkiye de bu olayların merkezinde yer alıyor. 11 Eylül'de de merkezdeydik. Finansal krizde de Türkiye başarılı olan ender ülkelerden biriydi. 3 genee seçim, 2 yerel seçim, 2 referandum ve bir Cumhurbaşkanlığı seçimi geçirdik. Bizim başarımız da demokratik seçimlerle test edildi. Kendi ekonomik performansımıza baktığımızda da çok önemli gelişmeler var. Bugün bütçe açısından çok iyi durumdayız. Açığımız sadece 1,4... Yüzde 33 borç açığımız var. Türkiye bir başarı hikayesi yarattı. İşsizlik çok önemli bir konuydu. Geçen yıl 1 milyon 350 bin istihdam yarattı. Küresel krizden bu yana 6 milyon istihdam yarattı. Kişi başına gelir 19 bini aşmış durumda. Ve Türkiye şu anda 'üst orta gelir' grubunda bir ülke. 2023 vizyonumuz var. O tarihte Türkiye dünya ekonomisinde ilk 10 ülkeden biri olmak istiyor. Turizmde 6. sıradayız. Ayrıca Avrupa'daki en büyük, dünyadaki 6. tarım üreticisiyiz. Cari açığımız da azalıyor. Enflasyon düşüyor. Vizyonu olan ve iyi yönetilen ülkeler yükselen ülkeler olacak. Yatırım yapacaklar. Türkiye işte böyle bir ülke. Türkiye'nin etrafında 6-7 ülke var. Fakat bu farklı ve zorlu ortama rağmen, Türkiye ekonomik istikrarını devam ettiriyor. O açıdan Türkiye'nin G20'nin Dönem Başkanı olması çok önemli.
G20'NİN ÖNEMİ
Davutoğlu, 2008 ekonomik krizinden sonra G20 toplantılarının başladığına dikkat çekerek, G20 soğuk savaş sonrasında yeni uluslararası bağlama uygun tek uluslararası kurum. Esnek olduğu için, liderler çok rahat ortamlarda bir araya gelebiliyorlar. G20 Dönem Başkanlığı, Türkiye'nin küresel krize çözüm katkısı sunması açısından bir fırsat. Yeni piyasalara ihtiyaç var. Ekonomik büyüme ancak bu şekilde olabilir. Türkiye, gelişmiş ülkeler ile gelişmekte olan ülkeler arasında bir köprü olmak istiyor dedi.
KOBİ'lerin desteklenmesini isteyen Davutoğlu, petrolde son dönemdeki artışa dikkat çekerek, Enerji çok önemli. Hepimiz her sabah petrol fiyatlarına bakıyonuz. Artıyor mu, azalıyor mu... Fiyat artınca bazı ülkeler çok memnun oluyor. Ama bizim açımızdan hiçbir karar tamamen olumlu veya olumsuz değil. Petrol fiyatlarının artmasının turizm ve ihracat üzerinde olumsuz etkisi var diye konuştu.