Müezzinoğlu: "Demokrasiye değer vermeliyiz"
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşabilmesi için sağlıklı milli irade ve demokrasiye ihtiyacı olduğunu belirterek, “Bizler kendi işimize verdiğimiz değer kadar, sandığa ve demokrasiye de değer vermeliyiz dedi.
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, İkitelli Organize Sanayi Bölgesi (İOSB) tarafından düzenlenen kahvaltı programına katıldı. Müteşebbis Heyet ve Yönetim Kurulu Başkanlığı'nı İstanbul Valisi Vasip Şahin'in yaptığı İOSB'nin mevcut çalışmalarının, bölgedeki gelişmelerin, yaşanan problemlerin ve 2015 yılında İOSB'nin hedeflediği projelerin aktarıldığı bir program düzenlendi. Programa Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu'nun yanı sıra İBB Başkanvekili Ahmet Selamet, Vali İl Emniyet Müdürü Selami Altınok, Başakşehir Kaymakamı Kazım Tekin ve Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, Küçükçekmece Belediye Başkanı Temel Karadeniz, İOSB Yönetim Kurulu Başkanvekili Nihat Tunalı ile üyeler, OSB bünyesinde faaliyet gösteren 37 kooperatif başkanı ile çok sayıda sanayici katıldı.
İOSB'nin sayısal olarak Türkiye'nin en büyük OSB'si olduğunu hatırlatarak konuşmasına başlayan Vali Şahin, "İOSB'nin büyüklüğü oranında sorunları da yok değil. Ancak bu sorunlara yönelik çözüm arayışlarının yanlız bırakılmadığını ifade etmek isterim. Başta Bakanlıklarımız olmak üzere, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve tüm yerel otoritelere bu sorunlara el attıkları için teşekkür ediyorum" dedi.
Zamanında Antalya'da bir İngiliz turistin başına gelen kaza olayını anlatarak konuşmasına başlayan Bakan Müezzinoğlu, "Antalya'da bir İngiliz turist trafik kazası geçirmiş. İngiltere'yi aramış ve ambulans uçak gelip turisti ülkesine götürmüş. 'Biz bunları yapamayız, biz bunları göremeyiz' diyorlardı ve dedirtiyorlardı bizim insanımıza. Bunu kabullendirtiyorlardı. Ama o günlerde bu görüşe isyan eden kişi bugün Cumhurbaşkanımız, o kişi 'Muhtar bile olamaz' denilen kişi Tayyip Bey'dir. Almanya'nın, Fransa'nın, İngiltere'nin yaptığını Türk milleti de yapar dedi. Yaklaşık 1.5 yıl önce Londra'da bir milli atletimiz geçirdiği enfeksiyon nedeniyle yoğun bakıma yattı. Biz buradan uzmanlarımızı gönderdik. Orada ilk müdahalesi yapıldı. Ardından bizi aradılar, 'Sayın Bakanım bu tedavi Türkiye'de daha iyi yapılır' dediler ve ambulans uçaklarımız gibi vatandaşımızı ülkemize getirdi diyerek Türkiye'nin sağlık sektöründe geldiği noktayı anımsattı.
"EN BÜYÜK DESTEKÇİLERİMİZ SANAYİCİLERİMİZ VE GİRİŞİMCİLERİMİZ"
Ülke insanımıza birileri tarafından 200 yıldır, 'Sen yapamazsın, sen beceremezsin, senin olman gereken konum budur' muamelesinin yapıldığı ve büyük oranda da başarılı olunduğunu ifade eden Müezzinoğlu, "Şimdi artık itirazımız var. Biz farklı gen yapısı ve fıtratı olan, dünyaya 500 yıl hak ve adaleti, barış esasıyla sunmuş bir medeniyetin mensuplarıyız. Bizde bu muameleyi kabul edemeyiz ve etmemeliyiz. Dolayısıyla bizde muasır medeniyet seviyesindeki hedeflerimize hep birlikte yürüyeceğiz. Bu yürüyüşte en büyük güç dinamiklerimiz; girişimcilerimiz, sanayicilerimiz ve Ar-Ge alanında daha duyarlı olan yatırımcılarımız olacaktır. İnşallah bütün alanlarda bu önemli süreci başarı ile götüreceğiz diye konuştu.
"DÜNYADA BU DİNAMİĞİ OLAN BAŞKA BİR ÜLKE YOK!"
Sağlık Bakanlığı'nın da Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız gibi, orta ve orta üstü katma değeri olan ürünleri almayı stratejik olarak planladığını söyleyen Bakan Müezzinoğlu, "Şu an da sizlere çok net iki rakam vereceğim. Biz şu anda Sağlık Bakanlığı olarak biz, 216 tane 32 bin yatak kapasiteli hastane inşa ediyoruz. Bunların bir kısmı bu yıl hizmete girecek. Büyük çoğunluğu gelecek yıl, geri kalanı ise 2017 yılında hizmete açılacaktır. Diğer taraftan şehir hastaneleri… Şu an da imza attığımız ve inşa süreçlerine başlanan 24 bin yatak kapasiteli şehir hastanelerimiz 2016-2017 yılında hizmete girecektir. 24 bin artı 32 bin yani 56 bin kapasiteli hastanelerin inşaatları start aldı. En geç 2017'de hizmete girecek. Bu yıl ise 10 bin yatak kapasitesi olarak kamu, 20 bin yatak kapasiteli kamu-özel hastanenin ihalesi yapılacaktır. Yaklaşık 90 bin kapasiteli hastanelerimiz 2018'de tamamen, yeniden, sıfırdan, ileri teknolojili ve çevre dostu hastaneleri yeniden yapmış bir ülke olacağız. Dünyada böyle bu dinamiği olan başka bir ülke yok. Şimdi burada 90 bin yatak kapasiteli hastaneleri 10 binlerce ameliyathanesi, yoğun bakımları, diyaliz merkezleri, radyoloji merkezleri ve laboratuarları önümüzdeki 4-5 içerisinde yeniden, sıfırdan yapılmış bir ülke olacağız. Tabi yeniden derken bunların tamamını İngiltere, Japonya, Hollanda ve Almanya'dan mı almak lazım? Yoksa bu piyasayı bizim sanayicilerimiz ve girişimcilerimizin hem kalıcı bir üretim alanı hem de gelecekte yakın coğrafyasına bir pazar oluşturacak dinamiklerimizin mi olması lazım? ifadelerini kullandı.
"2018'DE FARKLI ÇOK FARKLI BİR NOKTAYA GELECEĞİZ"
Türkiye'nin artık edilgen bir ülke değil, etken bir ülke olduğunu ifade eden Bakan Müezzinoğlu, "Dünyanın yaptıklarının içinde bende varım, dünyanın yaptıklarına ben de Türk sanayisi, bilim adamları ve tıbbı olarak ilave katkı sağlıyorum diyecek vizyonların alt yapısını kurduk. İnşallah 2018'de çok farklı bir noktaya geleceğiz. Burada çok farklı bir noktayı gözden kaçırmamalıyız. Bütün bu hedef ve stratejik planları yapabilen bir yönetim dinamiği ve bu duyarlılığı olan bir üretim kadromuz var. Tabi bütün bunları bir bütün olarak yürütebilmemiz için sağlıklı bir demokrasi ve milli iradeye sahip olmalıyız dedi.
"İŞİMİZE VERDİĞİMİZ DEĞER KADAR SANDIĞA DA VERMELİYİZ"
Türkiye'nin rakiplerine geri kalma sebeplerinin başında milli iradenin çiğnenmesi olduğunu ifade eden Bakan Müezzinoğlu, şunları kaydetti:
"Türkiye daha önce başarmış olunması gereken hedefleri başaramadıysa, sebebi milli iradenin sağlığına yapılan müdahalelerdir. 1960 darbesidir. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diyen milli iradenin temsilcisini idama götüren anlayıştır. Dolayısıyla burada milli iradenin sağlığını katletme gibi bir anlayışın bedelini ödedi bu millet. Bu bedelin çektirdikleridir bugün yaşadığımız sıkıntılar. Daha sonra 12 Mart Muhtırası. Bu milletin seçtikleri başaramaz, ben şunu seçiyorum, siz bunları destekleyin. O yetmedi 80 müdahalesi, o yetmedi 28 Şubat müdahalesi, o yetmedi AK Parti dönemindeki dünya kadar müdahale girişimleri. Bu ülkede yüzde 47'lik kesimin, iki kişiden birinin oy verdiği bir siyasi partiye, bir kişi tek başına dava açıp, kapatmaya kadar götürebiliyor. Böyle milletin kaderiyle oynayan, milli iradeyi koruyan bir sistem olmaz, demokrasi ve sandığın hukukunu koruyan bir sistem olmaz. Bu davayı 11 kişi gördü. 5 ay süresince 11 kişi'yi dinledik. Bir gün bir haber bir kişiyle kurtuluyoruz, diğer gün bir kişiyle kapatılıyoruz. Bu bir kişiyle kurtulan milletin iradesi oldu. Bugün o bir kişi kapatılsın deseydi, bugün Türkiye'de 2023 hedeflerini konuşabiliyor olabilecek miydik? Bu işte esas olan milli iradeyi, sandığın hukuku ve demokrasiyi koruyabilmektir. Dolayısıyla bizler kendi işimize verdiğimiz değer kadar, sandığa ve demokrasiye de değer vermeliyiz.
"2023 HEDEFLERİNİ RAHATÇA YAKALAYABİLELİM"
Şimdi artık bu millete dünya vizyonu olan, milletin derdinin peşinde olan bir anayasayı yapılmasının gerekli olduğunu ifade eden Müezzinoğlu, "Onun için de milli iradenin sağlığı ve sandığın sağlığı için sizlerden bir ricam olacak. Kendi işinizi, kendi geleceğinizi, kendi evlatlarınızın geleceğini tabii ki düşünüyorsunuz. Ama bunu düşündüğümüz kadar ülkenin ve milletin geleceğini düşünmek gibi görev ve sorumluluklarımız var. Mutlaka elbirliğiyle artık bu ülke ve millete yakışır bir anayasa, cumhurun seçtiği ve 5 yıl sonra dilerse devam et dilerse de güle güle diyeceği bir yapıyı hakim kılmamız lazım. Böyle olsun ki 2023 hedeflerini rahatça yakalayabilelim. Ancak bu istikrarı bazı kimseler tuzaklarla bozacak gücü kendinde bulacaksa bizim sonumuz da 2001 gibi olacaktır. 2001'de bu ülke insanı yüzde 40 fakirleşti. Bir sürü sanayici ve iş adamımız devlete güvendiği için hacizlerle iflas etti. Niye? Çünkü ülkenin geleceğini başkalarının ellerine verecek iradeler vardı. Ay-yıldızlı bayrağımızın gelecekte daha iyi dalgalanabilmesi için milli irade ve sandığın sağlığı mutlaka en önemli bakış açılarımız arasında olmasıdır diye konuştu.
Sanayici ve iş adamlarına seslenen Bakan Müezzinoğlu, "Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşabilmesi için sağlıklı milli irade ve demokrasiye ihtiyacı vardır dedi.
OSB'lerin sorunlarının doğal olarak hiçbir zaman bitmeyeceğini ifade eden Bakan Müezzinoğlu, "Onun dışında OSB'lerimizin sorunları elbette olacaktır. Bugün 10 tane sorunumuz olur çözeriz, yarın yeni bir 10 sorun karşımıza çıkar. Bu işin doğasının gereğidir. Biz iki günü birbirine eşit olan ziyandadır anlayışının mensuplarıyız. Onu çözdüğümüzde bir basamak daha yukarı çıkacağız diyerek tüm sanayici ve işadamlarına bol üretim ve bereketli kazançlar diledi.
İOSB'nin sayısal olarak Türkiye'nin en büyük OSB'si olduğunu hatırlatarak konuşmasına başlayan Vali Şahin, "İOSB'nin büyüklüğü oranında sorunları da yok değil. Ancak bu sorunlara yönelik çözüm arayışlarının yanlız bırakılmadığını ifade etmek isterim. Başta Bakanlıklarımız olmak üzere, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve tüm yerel otoritelere bu sorunlara el attıkları için teşekkür ediyorum" dedi.
Zamanında Antalya'da bir İngiliz turistin başına gelen kaza olayını anlatarak konuşmasına başlayan Bakan Müezzinoğlu, "Antalya'da bir İngiliz turist trafik kazası geçirmiş. İngiltere'yi aramış ve ambulans uçak gelip turisti ülkesine götürmüş. 'Biz bunları yapamayız, biz bunları göremeyiz' diyorlardı ve dedirtiyorlardı bizim insanımıza. Bunu kabullendirtiyorlardı. Ama o günlerde bu görüşe isyan eden kişi bugün Cumhurbaşkanımız, o kişi 'Muhtar bile olamaz' denilen kişi Tayyip Bey'dir. Almanya'nın, Fransa'nın, İngiltere'nin yaptığını Türk milleti de yapar dedi. Yaklaşık 1.5 yıl önce Londra'da bir milli atletimiz geçirdiği enfeksiyon nedeniyle yoğun bakıma yattı. Biz buradan uzmanlarımızı gönderdik. Orada ilk müdahalesi yapıldı. Ardından bizi aradılar, 'Sayın Bakanım bu tedavi Türkiye'de daha iyi yapılır' dediler ve ambulans uçaklarımız gibi vatandaşımızı ülkemize getirdi diyerek Türkiye'nin sağlık sektöründe geldiği noktayı anımsattı.
"EN BÜYÜK DESTEKÇİLERİMİZ SANAYİCİLERİMİZ VE GİRİŞİMCİLERİMİZ"
Ülke insanımıza birileri tarafından 200 yıldır, 'Sen yapamazsın, sen beceremezsin, senin olman gereken konum budur' muamelesinin yapıldığı ve büyük oranda da başarılı olunduğunu ifade eden Müezzinoğlu, "Şimdi artık itirazımız var. Biz farklı gen yapısı ve fıtratı olan, dünyaya 500 yıl hak ve adaleti, barış esasıyla sunmuş bir medeniyetin mensuplarıyız. Bizde bu muameleyi kabul edemeyiz ve etmemeliyiz. Dolayısıyla bizde muasır medeniyet seviyesindeki hedeflerimize hep birlikte yürüyeceğiz. Bu yürüyüşte en büyük güç dinamiklerimiz; girişimcilerimiz, sanayicilerimiz ve Ar-Ge alanında daha duyarlı olan yatırımcılarımız olacaktır. İnşallah bütün alanlarda bu önemli süreci başarı ile götüreceğiz diye konuştu.
"DÜNYADA BU DİNAMİĞİ OLAN BAŞKA BİR ÜLKE YOK!"
Sağlık Bakanlığı'nın da Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız gibi, orta ve orta üstü katma değeri olan ürünleri almayı stratejik olarak planladığını söyleyen Bakan Müezzinoğlu, "Şu an da sizlere çok net iki rakam vereceğim. Biz şu anda Sağlık Bakanlığı olarak biz, 216 tane 32 bin yatak kapasiteli hastane inşa ediyoruz. Bunların bir kısmı bu yıl hizmete girecek. Büyük çoğunluğu gelecek yıl, geri kalanı ise 2017 yılında hizmete açılacaktır. Diğer taraftan şehir hastaneleri… Şu an da imza attığımız ve inşa süreçlerine başlanan 24 bin yatak kapasiteli şehir hastanelerimiz 2016-2017 yılında hizmete girecektir. 24 bin artı 32 bin yani 56 bin kapasiteli hastanelerin inşaatları start aldı. En geç 2017'de hizmete girecek. Bu yıl ise 10 bin yatak kapasitesi olarak kamu, 20 bin yatak kapasiteli kamu-özel hastanenin ihalesi yapılacaktır. Yaklaşık 90 bin kapasiteli hastanelerimiz 2018'de tamamen, yeniden, sıfırdan, ileri teknolojili ve çevre dostu hastaneleri yeniden yapmış bir ülke olacağız. Dünyada böyle bu dinamiği olan başka bir ülke yok. Şimdi burada 90 bin yatak kapasiteli hastaneleri 10 binlerce ameliyathanesi, yoğun bakımları, diyaliz merkezleri, radyoloji merkezleri ve laboratuarları önümüzdeki 4-5 içerisinde yeniden, sıfırdan yapılmış bir ülke olacağız. Tabi yeniden derken bunların tamamını İngiltere, Japonya, Hollanda ve Almanya'dan mı almak lazım? Yoksa bu piyasayı bizim sanayicilerimiz ve girişimcilerimizin hem kalıcı bir üretim alanı hem de gelecekte yakın coğrafyasına bir pazar oluşturacak dinamiklerimizin mi olması lazım? ifadelerini kullandı.
"2018'DE FARKLI ÇOK FARKLI BİR NOKTAYA GELECEĞİZ"
Türkiye'nin artık edilgen bir ülke değil, etken bir ülke olduğunu ifade eden Bakan Müezzinoğlu, "Dünyanın yaptıklarının içinde bende varım, dünyanın yaptıklarına ben de Türk sanayisi, bilim adamları ve tıbbı olarak ilave katkı sağlıyorum diyecek vizyonların alt yapısını kurduk. İnşallah 2018'de çok farklı bir noktaya geleceğiz. Burada çok farklı bir noktayı gözden kaçırmamalıyız. Bütün bu hedef ve stratejik planları yapabilen bir yönetim dinamiği ve bu duyarlılığı olan bir üretim kadromuz var. Tabi bütün bunları bir bütün olarak yürütebilmemiz için sağlıklı bir demokrasi ve milli iradeye sahip olmalıyız dedi.
"İŞİMİZE VERDİĞİMİZ DEĞER KADAR SANDIĞA DA VERMELİYİZ"
Türkiye'nin rakiplerine geri kalma sebeplerinin başında milli iradenin çiğnenmesi olduğunu ifade eden Bakan Müezzinoğlu, şunları kaydetti:
"Türkiye daha önce başarmış olunması gereken hedefleri başaramadıysa, sebebi milli iradenin sağlığına yapılan müdahalelerdir. 1960 darbesidir. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diyen milli iradenin temsilcisini idama götüren anlayıştır. Dolayısıyla burada milli iradenin sağlığını katletme gibi bir anlayışın bedelini ödedi bu millet. Bu bedelin çektirdikleridir bugün yaşadığımız sıkıntılar. Daha sonra 12 Mart Muhtırası. Bu milletin seçtikleri başaramaz, ben şunu seçiyorum, siz bunları destekleyin. O yetmedi 80 müdahalesi, o yetmedi 28 Şubat müdahalesi, o yetmedi AK Parti dönemindeki dünya kadar müdahale girişimleri. Bu ülkede yüzde 47'lik kesimin, iki kişiden birinin oy verdiği bir siyasi partiye, bir kişi tek başına dava açıp, kapatmaya kadar götürebiliyor. Böyle milletin kaderiyle oynayan, milli iradeyi koruyan bir sistem olmaz, demokrasi ve sandığın hukukunu koruyan bir sistem olmaz. Bu davayı 11 kişi gördü. 5 ay süresince 11 kişi'yi dinledik. Bir gün bir haber bir kişiyle kurtuluyoruz, diğer gün bir kişiyle kapatılıyoruz. Bu bir kişiyle kurtulan milletin iradesi oldu. Bugün o bir kişi kapatılsın deseydi, bugün Türkiye'de 2023 hedeflerini konuşabiliyor olabilecek miydik? Bu işte esas olan milli iradeyi, sandığın hukuku ve demokrasiyi koruyabilmektir. Dolayısıyla bizler kendi işimize verdiğimiz değer kadar, sandığa ve demokrasiye de değer vermeliyiz.
"2023 HEDEFLERİNİ RAHATÇA YAKALAYABİLELİM"
Şimdi artık bu millete dünya vizyonu olan, milletin derdinin peşinde olan bir anayasayı yapılmasının gerekli olduğunu ifade eden Müezzinoğlu, "Onun için de milli iradenin sağlığı ve sandığın sağlığı için sizlerden bir ricam olacak. Kendi işinizi, kendi geleceğinizi, kendi evlatlarınızın geleceğini tabii ki düşünüyorsunuz. Ama bunu düşündüğümüz kadar ülkenin ve milletin geleceğini düşünmek gibi görev ve sorumluluklarımız var. Mutlaka elbirliğiyle artık bu ülke ve millete yakışır bir anayasa, cumhurun seçtiği ve 5 yıl sonra dilerse devam et dilerse de güle güle diyeceği bir yapıyı hakim kılmamız lazım. Böyle olsun ki 2023 hedeflerini rahatça yakalayabilelim. Ancak bu istikrarı bazı kimseler tuzaklarla bozacak gücü kendinde bulacaksa bizim sonumuz da 2001 gibi olacaktır. 2001'de bu ülke insanı yüzde 40 fakirleşti. Bir sürü sanayici ve iş adamımız devlete güvendiği için hacizlerle iflas etti. Niye? Çünkü ülkenin geleceğini başkalarının ellerine verecek iradeler vardı. Ay-yıldızlı bayrağımızın gelecekte daha iyi dalgalanabilmesi için milli irade ve sandığın sağlığı mutlaka en önemli bakış açılarımız arasında olmasıdır diye konuştu.
Sanayici ve iş adamlarına seslenen Bakan Müezzinoğlu, "Türkiye'nin 2023 hedeflerine ulaşabilmesi için sağlıklı milli irade ve demokrasiye ihtiyacı vardır dedi.
OSB'lerin sorunlarının doğal olarak hiçbir zaman bitmeyeceğini ifade eden Bakan Müezzinoğlu, "Onun dışında OSB'lerimizin sorunları elbette olacaktır. Bugün 10 tane sorunumuz olur çözeriz, yarın yeni bir 10 sorun karşımıza çıkar. Bu işin doğasının gereğidir. Biz iki günü birbirine eşit olan ziyandadır anlayışının mensuplarıyız. Onu çözdüğümüzde bir basamak daha yukarı çıkacağız diyerek tüm sanayici ve işadamlarına bol üretim ve bereketli kazançlar diledi.