Gökçek: Kim oluyorsun? Nesin sen?
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, ODTÜ'den yol geçirilmesine karşı yapılan eylemlere destek veren CHP milletvekillerinin suç işlediğini savundu. Gökçek, olaylar sırasında polise kimlik sorduğunu belirttiği CHP’li Aylin Nazlıaka için “Kim oluyorsun? Nesin sen?” ifadelerini kullandı.
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek başkanlığında belediye meclisinde ODTÜ olayları konuşuldu.
4 kilometrelik yolun 2.2 kilometresinin büyükşehir, 1.8 kilometresinin ODTÜ'nün mülkiyetinde olduğunu anlatan Gökçek, "ODTÜ Rektörü söyledi. '1990'lı yıllarda burayı biz Karayollarına terk ettik' diye belge var. Bu nedenle otomatikman belediyeye geçmesi gereken yol" ifadesini kullandı.
ODTÜ'nün görevlendirdiği fakültelerin 27 kez plan istediğini belirten Gökçek, "Nihayetinde 27'ncisini kabul ettiler. Bunu da Belediye Meclisi'nden geçirdik. Bu, ODTÜ'nün istediği 'böyle olacak' dediği plandır" diye konuştu.
'YÜZDE 80'İ KAÇAK'
Gökçek, koruma planı yapmak amacıyla ODTÜ Rektörlüğü'nün daha sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığına başvurduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Bunun nedeni de ODTÜ'deki binaların yüzde 80'i kaçak inşa edildi. Bu kaçağa meşruiyet kazandırmak. Bunun için bir plan yapılacaktı. Biz bu koruma planına karşı değiliz. ODTÜ'nün 1.8 kilometrelik mülkiyeti olan yolun 400 metresi Koruma Kurulu'nda kalıyor. ODTÜ de 'Ondan sonra biz size müsaade edelim' dedi. Biz de inşaata bizim elimizdeki 2.2 kilometrelik bölümden başladık."
ODTÜ'YE ÖNERİ
ODTÜ ile aralarında herhangi sorun kalmadığını belirten Gökçek, ODTÜ'ye "bir ağaç söküyorsak yerine 10 yetişkin ağaç dikelim" şeklinde teklifte bulunduklarını bildirdi.
Melih Gökçek, açıklamaları nedeniyle ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Acar'a da teşekkür etti.
'ARABAYA TAŞ ATMASINLAR'
CHP milletvekillerinin suç işlediğini savunan Gökçek, "Buradaki CHP grubuna rica ediyorum. Milletvekillerini aydınlatsınlar. Özellikle oradaki anarşi olayların içine girip, o öğrencileri tahrik ve teşvik etmesinler. Arabalarımıza taş atmasınlar" diye konuştu.
CHP Grup Başkanı Yaşar Çatak'ın "CHP'li milletvekillerinin taş atmasını meşru savunma olarak görüyoruz" şeklindeki açıklaması üzerine Gökçek, "Bravo, meşru savunma için dozerler ve kepçeler taşlanabilir. Ortada ne polis var ne bir şey" şeklinde konuştu.
'NESİN SEN?'
Televizyonda olaylarla ilgili bazı fotoğraflar göstereceğini de dile getiren Gökçek şöyle konuştu:
"Bir tanesinde polis yok. İftira atmayın polise. İlhan Cihaner geliyor, ayağını basıyor, duruyor; Hüseyin Aygün eline taş alıyor, resimleri var. Aylin Nazlıaka 'Sen, sen gel bakalım buraya, kimliğin var mı' diye soruyor. Sen kim oluyorsun? Nesin sen? Oradaki garip de kalkıp kimlik gösteriyor. Hayret bir şey. 'Hadi yürü işine, sen kimsin' dese bitti. Ben olsam onu derim. Nazlıaka, çok iyi şov yapıyor. Dozerin önüne çıkıp Gezi Parkı olaylarında TOMA'nın önüne geçen siyah elbiseli hanım gibi aynı hareketi yapıyor. Sen milletvekili olarak bir kamu çalışmasına nasıl mani olabilirsin?
Bizim yaptığımız eksik bir çalışma varsa bunun yolu nedir, gidersin savcılığa verirsin. Sen polis misin, savcı mısın? Milletvekili titrini sana parlamento vermiş, o kimliğini orada kullanamazsın, dokunulmazlığını suiistimal ediyorsun. Böyle bir yetkin yok. Bundan sonra arkadaşlara tembih edeceğim, geldiği zaman 'Hadi bakalım, hadi bakalım' aynen böyle diyecekler.
Milletvekili olmak, kalkıp da bu tarzda diklenmeyi gerektirmez, herkes haddini bilecek. Oradaki çocuklar terbiyesinden, edebinden bu duruma sessiz kaldılar."
4 kilometrelik yolun 2.2 kilometresinin büyükşehir, 1.8 kilometresinin ODTÜ'nün mülkiyetinde olduğunu anlatan Gökçek, "ODTÜ Rektörü söyledi. '1990'lı yıllarda burayı biz Karayollarına terk ettik' diye belge var. Bu nedenle otomatikman belediyeye geçmesi gereken yol" ifadesini kullandı.
ODTÜ'nün görevlendirdiği fakültelerin 27 kez plan istediğini belirten Gökçek, "Nihayetinde 27'ncisini kabul ettiler. Bunu da Belediye Meclisi'nden geçirdik. Bu, ODTÜ'nün istediği 'böyle olacak' dediği plandır" diye konuştu.
'YÜZDE 80'İ KAÇAK'
Gökçek, koruma planı yapmak amacıyla ODTÜ Rektörlüğü'nün daha sonra Çevre ve Şehircilik Bakanlığına başvurduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Bunun nedeni de ODTÜ'deki binaların yüzde 80'i kaçak inşa edildi. Bu kaçağa meşruiyet kazandırmak. Bunun için bir plan yapılacaktı. Biz bu koruma planına karşı değiliz. ODTÜ'nün 1.8 kilometrelik mülkiyeti olan yolun 400 metresi Koruma Kurulu'nda kalıyor. ODTÜ de 'Ondan sonra biz size müsaade edelim' dedi. Biz de inşaata bizim elimizdeki 2.2 kilometrelik bölümden başladık."
ODTÜ'YE ÖNERİ
ODTÜ ile aralarında herhangi sorun kalmadığını belirten Gökçek, ODTÜ'ye "bir ağaç söküyorsak yerine 10 yetişkin ağaç dikelim" şeklinde teklifte bulunduklarını bildirdi.
Melih Gökçek, açıklamaları nedeniyle ODTÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Acar'a da teşekkür etti.
'ARABAYA TAŞ ATMASINLAR'
CHP milletvekillerinin suç işlediğini savunan Gökçek, "Buradaki CHP grubuna rica ediyorum. Milletvekillerini aydınlatsınlar. Özellikle oradaki anarşi olayların içine girip, o öğrencileri tahrik ve teşvik etmesinler. Arabalarımıza taş atmasınlar" diye konuştu.
CHP Grup Başkanı Yaşar Çatak'ın "CHP'li milletvekillerinin taş atmasını meşru savunma olarak görüyoruz" şeklindeki açıklaması üzerine Gökçek, "Bravo, meşru savunma için dozerler ve kepçeler taşlanabilir. Ortada ne polis var ne bir şey" şeklinde konuştu.
'NESİN SEN?'
Televizyonda olaylarla ilgili bazı fotoğraflar göstereceğini de dile getiren Gökçek şöyle konuştu:
"Bir tanesinde polis yok. İftira atmayın polise. İlhan Cihaner geliyor, ayağını basıyor, duruyor; Hüseyin Aygün eline taş alıyor, resimleri var. Aylin Nazlıaka 'Sen, sen gel bakalım buraya, kimliğin var mı' diye soruyor. Sen kim oluyorsun? Nesin sen? Oradaki garip de kalkıp kimlik gösteriyor. Hayret bir şey. 'Hadi yürü işine, sen kimsin' dese bitti. Ben olsam onu derim. Nazlıaka, çok iyi şov yapıyor. Dozerin önüne çıkıp Gezi Parkı olaylarında TOMA'nın önüne geçen siyah elbiseli hanım gibi aynı hareketi yapıyor. Sen milletvekili olarak bir kamu çalışmasına nasıl mani olabilirsin?
Bizim yaptığımız eksik bir çalışma varsa bunun yolu nedir, gidersin savcılığa verirsin. Sen polis misin, savcı mısın? Milletvekili titrini sana parlamento vermiş, o kimliğini orada kullanamazsın, dokunulmazlığını suiistimal ediyorsun. Böyle bir yetkin yok. Bundan sonra arkadaşlara tembih edeceğim, geldiği zaman 'Hadi bakalım, hadi bakalım' aynen böyle diyecekler.
Milletvekili olmak, kalkıp da bu tarzda diklenmeyi gerektirmez, herkes haddini bilecek. Oradaki çocuklar terbiyesinden, edebinden bu duruma sessiz kaldılar."