Akillere oyun oynadılar!
İç Anadolu Bölgesi Akil İnsanlar Heyeti Üyesi, 78’liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can, A Haber’de Selin Ongun’un sunduğu Bi Sormak Lazım programında, akil insanlar heyetinde karşılaştıkları protestoları anlatırken ilginç detaylar anlattı.
ahaber.com.tr / "Niğde Üniversitesi'ndeki toplantı sırasında şok olduklarını" söyleyen Can, "Bizi orada konuşturmadılar, bunu yapanlar öğretim görevlileri, bir arkadaşımızı yine bir öğretim görevlisi dövmeye kalktı" dedi. Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi'nde de, benzer olaylarla karşılaştıklarını dile getiren Can, "Halk barış istiyor, eğitim seviyesi yükseldikçe, ideolojik takıntı artıyor. Irkçı, şovenist, Kürt düşmanı tavırlarla karşı çıkıyorlar" ifadesini kullandı.
"1 Mayıs'ta İstanbul'da yaşananların akillerin işini zorlaştıracağını" söyleyen Can, Halil Berktay'ın "1Mayıs 1977 katliamı solcuların iç çekişmelerinin ürünüdür" sözlerine yönelik olarak, "Halil Berktay ajan mı, ruh hastası mı bilmiyorum ama yaptığı haksızlıktır" dedi.
HALİL BERKTAY AJAN MI, RUH HASTASI MI BİLMİYORUM AMA BİZE YAPTIĞI HAKSIZLIK
Berktay'ın ilişkilerini bağlantılarını bilemiyorum. Kendisi ile ilgili özel bir yorum yapmak istemem. Kimin adamıdır, nasıldır ne değildir, onu bilemem ama çok derin bir haksızlık yapmıştır, çok derin bir haksızlık yapılmıştır. Ölen insanlar ortadadır. 35 insanın hemen hemen hepsi emek güçlerinin insanlarıdır. Saldırıya uğrayan, gözaltına alınan güçler ortadadır. Olayla ilgili yapılan soruşturma vardır, o dönemin 5. Cumhuriyet Savcılığı'nın yaptığı araştırma vardır. Onun belgeleri ve dokümanları vardır. Karanlık güçlerin bunu bir darbe ve provokasyon yapmak için yaptığını yazar onlar. Bunlar çok açıktır. Bununla ilgili kitaplar yazıldı, belgeler yazıldı, emniyetin tutanakları ortadadır. Bunların hepsi ortada olduğu halde Halil Berktay niye bunu ortaya attı, ne diyeyim ben Halil Berktay'a ajan mı diyeyim, kimin adamı mı diyeyim, ruh hastası mı diyeyim? Bilemiyorum ama tüm bu gerçeklere rağmen kalkıp da bu şeyleri iddia etmesi en azından Bize çok büyük haksızlıktır, hukuksuzluktur. Bizim mahşeri vicdanımızı yaralamıştır. Olabilir, sol hareketi terk edebilir, sosyalist hareketlerden uzaklaşabilir. Bizi hiç sevmeyebilir. Kendi geçmişini unutturmak için bu tür manevralara girmiş olabilir. Ama adalet ve hukuk diye bir şey vardır. İnsan en azından iftira etmeyi tercih etmez, yalan söylemeyi tercih etmez. Önümüzde kurşun yiyip ölen arkadaşlarımız var. Bu şekilde yaşadık biz bunu.
İÇ ANADOLU AKİLLERİ'NE EN SIK SORULAN NEDİR?
İç Anadolu'da biz tüm bölgelerde tüm grupları davet ettik, hepsine söz hakkı verdik. İlk toplantılara aydınlıkçılar da geldi, MHP'liler zaten geldi. Giderek hepsi birden gelmek yerine parça parça geldiler. Bir kısmı dışarıda kalıp, bir kısmı içeriye gelmeye başladılar. Sonra gelmemeye başladılar. Sonra biz gittik. Niğde Üniversitesi'ne gittik.
NİĞDE ÜNİVERSİTESİ BİZİ ŞOKE ETTİ
Konya'da yaptığımız toplantıda, 120 sivil toplum örgütü geldi. Her şeyi rahat konuşabildik. Kulu'ya geçtik orada Kürtler ağırlıkta. Orada da her şeyi rahat konuşabildik. Karaman'da da her şeyi rahatça konuşabildik. Sınırlı bir katılım vardı. Ama Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi'ne gittiğimizde, öğretim üyelerinin çoğunun bu işe karşı olduğunu fark ettim, hatta biri beni protesto etti. Diyarbakır Cezaevi üzerinden. Orada ben Kürtlerin uğradığı haksızlıkları anlattım. Böyle bir şey olamaz diyor, siz doğru konuşmuyorsunuz dedi. Beni en çok zorlayanlardan biri de Niğde Üniversitesi oldu. Niğde Üniversite'sinin rektörü bizi davet etti. Konuştuk, nasıl durum dedik. 10-15 kişi protesto edebilecek bir grup var ama genel kitle dinler görüşlerini söyler. Biz dedik ki onlar da konuşsunlar, görüşlerini söylesinler. Tabi söylesinler ama çok aşırı giderlerse alırız biz dediler. Bize sert bir protestoda bulunurlarsa polise aldıracaklar. Biz yapmayın böyle bir şey dedik.
ÖĞRETİM GÖREVLİSİ ARKADAŞIMIZI DÖVECEKTİ
Toplantıya gittiğimizde aman ya rabbim ciddi bir protesto ile karşılaştık. Bizi konuşturmuyorlardı. Bu konuşturmayanlar öğretim görevlileri. 50-60 öğretim görevlisi 400-500 öğrenciyi motive ediyordu. Hatta bir 78'li arkadaş söz aldı, anlatmaya çalıştı, öğretim görevlisi bizzat üzerine yürüyüp dövmeye kalktı.
BİZE OYUN OYNANDI
Ben beklerdim ki rektör orada bir konuşma yapsın, sakinleştirsin. Rektöre rağmen öğretim görevlilerinin böyle bir şey yapması mümkün değil. Nasıl yaptılar anlayamadım. Orada ben fark ettim ki; bizimle bir oyun oynadılar. Türk usulü bir oyun oynadılar. Bizi karşı karşıya getirip öğrencilerle aradan çıktılar.
HALK ÇÖZÜM İSTİYOR, ÖĞRETİM GÖREVLİLERİ KARŞI ÇIKIYOR, KÜRT DÜŞMANLIĞI YAPIYOR
Benim gördüğüm iç Anadolu Bölgesi'nde halk bu işin bitmesini istiyor. Halkın ağırlıklı bir bölümü, eğer haklarının verilmesiyle bu iş bitecekse, kan dökülmeyecekse, anneler ağlamayacaksa hakları da verildi. "da" takısını kullanarak ama. Bu düşünce ağır basıyor. Ama eğitim seviyesi yükseldikçe, üniversitelere doğru geldikçe çok ideolojik davranıyorlar ve karşı çıkıyorlar. Açık söyleyeyim ırkçı, şovenist ve Kürt düşmanı tavırlarla karşılaşıyoruz.
"1 Mayıs'ta İstanbul'da yaşananların akillerin işini zorlaştıracağını" söyleyen Can, Halil Berktay'ın "1Mayıs 1977 katliamı solcuların iç çekişmelerinin ürünüdür" sözlerine yönelik olarak, "Halil Berktay ajan mı, ruh hastası mı bilmiyorum ama yaptığı haksızlıktır" dedi.
HALİL BERKTAY AJAN MI, RUH HASTASI MI BİLMİYORUM AMA BİZE YAPTIĞI HAKSIZLIK
Berktay'ın ilişkilerini bağlantılarını bilemiyorum. Kendisi ile ilgili özel bir yorum yapmak istemem. Kimin adamıdır, nasıldır ne değildir, onu bilemem ama çok derin bir haksızlık yapmıştır, çok derin bir haksızlık yapılmıştır. Ölen insanlar ortadadır. 35 insanın hemen hemen hepsi emek güçlerinin insanlarıdır. Saldırıya uğrayan, gözaltına alınan güçler ortadadır. Olayla ilgili yapılan soruşturma vardır, o dönemin 5. Cumhuriyet Savcılığı'nın yaptığı araştırma vardır. Onun belgeleri ve dokümanları vardır. Karanlık güçlerin bunu bir darbe ve provokasyon yapmak için yaptığını yazar onlar. Bunlar çok açıktır. Bununla ilgili kitaplar yazıldı, belgeler yazıldı, emniyetin tutanakları ortadadır. Bunların hepsi ortada olduğu halde Halil Berktay niye bunu ortaya attı, ne diyeyim ben Halil Berktay'a ajan mı diyeyim, kimin adamı mı diyeyim, ruh hastası mı diyeyim? Bilemiyorum ama tüm bu gerçeklere rağmen kalkıp da bu şeyleri iddia etmesi en azından Bize çok büyük haksızlıktır, hukuksuzluktur. Bizim mahşeri vicdanımızı yaralamıştır. Olabilir, sol hareketi terk edebilir, sosyalist hareketlerden uzaklaşabilir. Bizi hiç sevmeyebilir. Kendi geçmişini unutturmak için bu tür manevralara girmiş olabilir. Ama adalet ve hukuk diye bir şey vardır. İnsan en azından iftira etmeyi tercih etmez, yalan söylemeyi tercih etmez. Önümüzde kurşun yiyip ölen arkadaşlarımız var. Bu şekilde yaşadık biz bunu.
İÇ ANADOLU AKİLLERİ'NE EN SIK SORULAN NEDİR?
İç Anadolu'da biz tüm bölgelerde tüm grupları davet ettik, hepsine söz hakkı verdik. İlk toplantılara aydınlıkçılar da geldi, MHP'liler zaten geldi. Giderek hepsi birden gelmek yerine parça parça geldiler. Bir kısmı dışarıda kalıp, bir kısmı içeriye gelmeye başladılar. Sonra gelmemeye başladılar. Sonra biz gittik. Niğde Üniversitesi'ne gittik.
NİĞDE ÜNİVERSİTESİ BİZİ ŞOKE ETTİ
Konya'da yaptığımız toplantıda, 120 sivil toplum örgütü geldi. Her şeyi rahat konuşabildik. Kulu'ya geçtik orada Kürtler ağırlıkta. Orada da her şeyi rahat konuşabildik. Karaman'da da her şeyi rahatça konuşabildik. Sınırlı bir katılım vardı. Ama Karamanoğlu Mehmet Bey Üniversitesi'ne gittiğimizde, öğretim üyelerinin çoğunun bu işe karşı olduğunu fark ettim, hatta biri beni protesto etti. Diyarbakır Cezaevi üzerinden. Orada ben Kürtlerin uğradığı haksızlıkları anlattım. Böyle bir şey olamaz diyor, siz doğru konuşmuyorsunuz dedi. Beni en çok zorlayanlardan biri de Niğde Üniversitesi oldu. Niğde Üniversite'sinin rektörü bizi davet etti. Konuştuk, nasıl durum dedik. 10-15 kişi protesto edebilecek bir grup var ama genel kitle dinler görüşlerini söyler. Biz dedik ki onlar da konuşsunlar, görüşlerini söylesinler. Tabi söylesinler ama çok aşırı giderlerse alırız biz dediler. Bize sert bir protestoda bulunurlarsa polise aldıracaklar. Biz yapmayın böyle bir şey dedik.
ÖĞRETİM GÖREVLİSİ ARKADAŞIMIZI DÖVECEKTİ
Toplantıya gittiğimizde aman ya rabbim ciddi bir protesto ile karşılaştık. Bizi konuşturmuyorlardı. Bu konuşturmayanlar öğretim görevlileri. 50-60 öğretim görevlisi 400-500 öğrenciyi motive ediyordu. Hatta bir 78'li arkadaş söz aldı, anlatmaya çalıştı, öğretim görevlisi bizzat üzerine yürüyüp dövmeye kalktı.
BİZE OYUN OYNANDI
Ben beklerdim ki rektör orada bir konuşma yapsın, sakinleştirsin. Rektöre rağmen öğretim görevlilerinin böyle bir şey yapması mümkün değil. Nasıl yaptılar anlayamadım. Orada ben fark ettim ki; bizimle bir oyun oynadılar. Türk usulü bir oyun oynadılar. Bizi karşı karşıya getirip öğrencilerle aradan çıktılar.
HALK ÇÖZÜM İSTİYOR, ÖĞRETİM GÖREVLİLERİ KARŞI ÇIKIYOR, KÜRT DÜŞMANLIĞI YAPIYOR
Benim gördüğüm iç Anadolu Bölgesi'nde halk bu işin bitmesini istiyor. Halkın ağırlıklı bir bölümü, eğer haklarının verilmesiyle bu iş bitecekse, kan dökülmeyecekse, anneler ağlamayacaksa hakları da verildi. "da" takısını kullanarak ama. Bu düşünce ağır basıyor. Ama eğitim seviyesi yükseldikçe, üniversitelere doğru geldikçe çok ideolojik davranıyorlar ve karşı çıkıyorlar. Açık söyleyeyim ırkçı, şovenist ve Kürt düşmanı tavırlarla karşılaşıyoruz.