Erdoğan: ODTÜ'lü değil, terörist!
Başbakan Erdoğan ODTÜ'de olaylarla ilgili konuştu..
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin 2023 hedeflerini tutturabilmesi daha ileri teknoloji ve ileri demokrasiyi yakalaması gerektiğini belirterek, ''Önümüzdeki 10 yıl boyunca bizim bu iki alana daha fazla yoğunlaşmamız ve daha fazla reformu gerçekleştirmemiz gerekiyor'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Swissotel'de düzenlenen Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Olağan Genel Kurulu'nun açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin büyüme rakamları ile kredi kullanım oranları, kredileri takibe düşme oranlarına bakıldığında, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının, uluslararası ekonomi çevrelerinin, yayınların, raporların tam tersini söylediğini belirtti.
Türkiye'ye komşu olan bir ülkeyle ilgili bir kredi kuruluşunun yaptığı değerlendirmeyi hatırlatan Erdoğan, ''Bir baktık ki, 6 basamak birden tırmanıyor. Bu nasıl olur? Hangi bilimsel alt yapıya uyuyor? Komşuyu 6 basamak birden hemen tırmandırıverdiler. Tabii bu bizim Temel'in fıkralarına benziyor; 'Ha bu gördüğüm rüya değilse'. Bir anda 6 basamak'' diye konuştu.
İstanbul'da bir kaç yıl önce kredi derecelendirme kuruluşlarının toplantılarına katıldığını anlatan Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, ''İdeolojik davranıyorsunuz. Türkiye tırmanıyor, siz batanları hala derecelendirmek suretiyle büyütüyorsunuz. Bununla dünyayı aldatamazsınız, batmaya aday ülkeler var'' dediğini anımsattı.
Bu konuşmaya kulak asmayanların, Avrupa Birliği üyesi ülkeler batmaya başlayınca Türkiye'nin derecelerini arttırmaya başladığını ifade eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Hala durum böyle. En önemlisi de sandık, muhalefetin tam tersini Türkiye'de söylüyor. Böyle muhalefet olmadı. Bu muhalefet tarzı, 10 yıl öncesinde kalmış, günü yakalayamamış, kendisini yenileyememiş bir muhalefet tarzıdır. Bu muhalefet tarzı milletle, halkla aynı dili, aynı söylemi yakalayamayan, aynı ufka bakamayan bir muhalefet tarzıdır.
Bizim 2023 hedeflerini tutturabilmemiz için iki alanda daha güçlenmemiz ve daha ileri standartları yakalayabilmemiz gerekiyor. İleri teknoloji ve ileri demokrasi. Önümüzdeki 10 yıl boyunca bizim bu iki alana daha fazla yoğunlaşmamız ve daha fazla reformu gerçekleştirmemiz gerekiyor. Biz ülke olarak da millet olarak da bunu başarabilecek hem demokraside hem teknolojide çok daha ileri standartları yakalayabilecek güce, potansiyele sahibiz. Geçmişte millet olarak bunu başardık, bugün de başarırız, Allah'ın izniyle başarıyoruz.''
-ODTÜ'deki olaylar-
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 4 gün önce yüzde 80 oranında yerli üretim olan ileri teknoloji bir gözlem uydusunun uzaya fırlatıldığını hatırlatarak, uydunun başarıyla yörüngeye oturduğunu, ilk sinyalleri gönderdiğini, ocak ayı içinde de ilk görüntülerin alınmaya başlanacağını söyledi.
Ankara'da bir üniversite içindeki TÜBİTAK Uzay Merkezi'nde bu organizasyonun yapıldığını anımsatan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Türkiye için böyle tarihi bir anı büyük bir coşkuyla izlerken, yerleşke içinde ne yazık ki o malum muhalefet tarzı, o malum statüko kendisini gösterdi. Ne yazık ki, bizim oraya geleceğimizi bilen, duyan, maalesef bir kısmı o üniversitenin öğrencisi, büyük bir çoğunluğu farklı üniversitelerden gelen öğrenciler, bazılarının öğrencilikle de alakası yok, terör gruplarının içerisinde dolaşan takımlar... Üniversite kampüsünde, sırtlarındaki çantaların içinden molotoflardan tutunuz, taşlara varıncaya kadar... Bu arada üniversitenin kampüsü içinde araba lastikleri yakılmaya başlandı. Bu tablo karşısında polisle çatışmaya başladılar ve şiddete dayalı bir protesto gerçekleştirdiler.''
Medyada, Göktürk-2 Uydusu'ndan daha çok öğrencilerin şiddete dayalı protestolarının yer aldığını kaydeden Erdoğan, ''Hiç kimsenin bu öğrencilerin tarzını eleştirdiğini göremezsiniz. Hiç kimsenin 'Yahu böyle öğrenci olur mu? Bu nasıl bir öğrenci? Bu nasıl bir rektör ve bu nasıl bir yönetim?' demiyor. Niye? Burası bir üniversite ve burada yapılan ilk defa Türkiye uzaya bir uydusunu gönderiyor. Sen burada gerçekten kalite öğrenciler yetiştirdiysen burada olması gereken nedir yönetim?'' diye konuştu.
-''Biz de öğrencilik yaptık ama...''-
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin ilk defa böyle bir heyecanı yaşadığını dile getirerek, ''Ülkenin en üst düzey yöneticileri bu organizasyonda bir araya geliyor. Onlar orada toplanıyorlar, araba lastikleri yakmak, taş, sopa, molotoflarla... Neymiş? Eleştiriymiş bu, protestoymuş. Bunu yapmışlar. Biz böyle protesto hakkına engel olamayız. Kusura bakmayın, biz de öğrencilik yaptık ama taşla sopayla öğrencilik yapmadık. Bu ülkede atılan her hayırlı adıma destek olan bir gençlik olarak yetiştik'' ifadelerini kullandı.
Türkiye, bugüne kadar yaşamadıklarını yaşarken, kalkıp da bunu bir protesto olarak nitelemenin, bilimden de nasibini almadığını kaydeden Erdoğan, ''Bu hocalar öğrencilerini böyle yetiştiriyorsa ben diyorum ki, onlara da yazıklar olsun. Bir defa bir hocanın, öğrencisine ilme saygıyı öğretmesi lazım. İlmin ortaya koyduğu esere saygıyı öğretmesi lazım. Sen ideolojik olarak bunu yapabilen ekibi veya iktidarı kabul etmeyebilirsin ama gerçeğe de teslim olacaksın ve onu da takdir edeceksin. İşin aslı budur ama ne yazık ki bu heyecanı yaşayamayan bir muhalefetin demek ki oralarda uzantıları var'' dedi.
Bu protestoları şirin göstermek, polisi şiddet yanlısı, protestocuları da masum göstermenin, demokratik ve vicdanlı bir tavır olmadığını belirten Erdoğan, muhalefetin de standartlarını yükseltmek, yenilemek, kendi özeleştirisini yapmak zorunda olduğunu ifade etti.
-''Herkesin bizim gibi düşünmesini istemiyoruz''-
Başbakan Erdoğan, herkesin, kendileri gibi düşünmesini istemediklerini, böyle bir istekte ve dayatmada asla bulunamayacaklarını söyledi.
İnsanların düşüncelerinin, yaşam tarzlarının, dünyaya, olaylara, sorunlara bakışlarının farklı olabileceğini ifade eden Erdoğan, demokrasiyi de ekonomiyi de siyaseti de zenginleştirenin bu farklılık olduğunu vurguladı.
Erdoğan, ''Bunu kabul ediyorum. Biz herkesin yaşam tarzına, fikrine, düşüncesine saygılıyız. Vatandaşımızın düşüncesini özgürce ifade edebilmesi için de 10 yıl boyunca tarihi nitelikte adımlar atmış bir iktidarız. Ama hiç kimsenin hakkı dahi olsa şiddete başvurma hakkı yoktur. Hiç kimsenin kendi özgürlüğünü savunurken, başkasının özgürlük alanına müdahale etme hakkı yoktur'' diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ilk gençlik yıllarında siyasetle ilgilenmeye başladığı andan itibaren her türlü haksızlığa ve insanlık dışı muameleye maruz kaldıklarını ifade ederek, ''Okullarımıza gidemedik. Her aşamada önümüze engeller çıkardılar. Ama hiç bir zaman şiddeti, anarşiyi, terörü bir metot olarak benimsemedik. Bunu hiç bir zaman onaylamadık, meşru görmedik ve göstermedik. Uzun, sabırlı bir mücadele verdik. Anayasa'nın, yasaların çerçevesi içinde kaldık. Bu şekilde milletten teveccüh gördük, milletin takdirini kazandık. Milletten aldığımız yetki ve güçle bize yaşatılanların başkalarına yaşatılmaması için cesaretli adımlar attık ve atıyoruz'' dedi.
Başbakan Erdoğan, Swissotel'de düzenlenen Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) Olağan Genel Kurulu'nun açılışında yaptığı konuşmada, Türkiye'nin büyüme rakamları ile kredi kullanım oranları, kredileri takibe düşme oranlarına bakıldığında, uluslararası kredi derecelendirme kuruluşlarının, uluslararası ekonomi çevrelerinin, yayınların, raporların tam tersini söylediğini belirtti.
Türkiye'ye komşu olan bir ülkeyle ilgili bir kredi kuruluşunun yaptığı değerlendirmeyi hatırlatan Erdoğan, ''Bir baktık ki, 6 basamak birden tırmanıyor. Bu nasıl olur? Hangi bilimsel alt yapıya uyuyor? Komşuyu 6 basamak birden hemen tırmandırıverdiler. Tabii bu bizim Temel'in fıkralarına benziyor; 'Ha bu gördüğüm rüya değilse'. Bir anda 6 basamak'' diye konuştu.
İstanbul'da bir kaç yıl önce kredi derecelendirme kuruluşlarının toplantılarına katıldığını anlatan Erdoğan, burada yaptığı konuşmada, ''İdeolojik davranıyorsunuz. Türkiye tırmanıyor, siz batanları hala derecelendirmek suretiyle büyütüyorsunuz. Bununla dünyayı aldatamazsınız, batmaya aday ülkeler var'' dediğini anımsattı.
Bu konuşmaya kulak asmayanların, Avrupa Birliği üyesi ülkeler batmaya başlayınca Türkiye'nin derecelerini arttırmaya başladığını ifade eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Hala durum böyle. En önemlisi de sandık, muhalefetin tam tersini Türkiye'de söylüyor. Böyle muhalefet olmadı. Bu muhalefet tarzı, 10 yıl öncesinde kalmış, günü yakalayamamış, kendisini yenileyememiş bir muhalefet tarzıdır. Bu muhalefet tarzı milletle, halkla aynı dili, aynı söylemi yakalayamayan, aynı ufka bakamayan bir muhalefet tarzıdır.
Bizim 2023 hedeflerini tutturabilmemiz için iki alanda daha güçlenmemiz ve daha ileri standartları yakalayabilmemiz gerekiyor. İleri teknoloji ve ileri demokrasi. Önümüzdeki 10 yıl boyunca bizim bu iki alana daha fazla yoğunlaşmamız ve daha fazla reformu gerçekleştirmemiz gerekiyor. Biz ülke olarak da millet olarak da bunu başarabilecek hem demokraside hem teknolojide çok daha ileri standartları yakalayabilecek güce, potansiyele sahibiz. Geçmişte millet olarak bunu başardık, bugün de başarırız, Allah'ın izniyle başarıyoruz.''
-ODTÜ'deki olaylar-
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 4 gün önce yüzde 80 oranında yerli üretim olan ileri teknoloji bir gözlem uydusunun uzaya fırlatıldığını hatırlatarak, uydunun başarıyla yörüngeye oturduğunu, ilk sinyalleri gönderdiğini, ocak ayı içinde de ilk görüntülerin alınmaya başlanacağını söyledi.
Ankara'da bir üniversite içindeki TÜBİTAK Uzay Merkezi'nde bu organizasyonun yapıldığını anımsatan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Türkiye için böyle tarihi bir anı büyük bir coşkuyla izlerken, yerleşke içinde ne yazık ki o malum muhalefet tarzı, o malum statüko kendisini gösterdi. Ne yazık ki, bizim oraya geleceğimizi bilen, duyan, maalesef bir kısmı o üniversitenin öğrencisi, büyük bir çoğunluğu farklı üniversitelerden gelen öğrenciler, bazılarının öğrencilikle de alakası yok, terör gruplarının içerisinde dolaşan takımlar... Üniversite kampüsünde, sırtlarındaki çantaların içinden molotoflardan tutunuz, taşlara varıncaya kadar... Bu arada üniversitenin kampüsü içinde araba lastikleri yakılmaya başlandı. Bu tablo karşısında polisle çatışmaya başladılar ve şiddete dayalı bir protesto gerçekleştirdiler.''
Medyada, Göktürk-2 Uydusu'ndan daha çok öğrencilerin şiddete dayalı protestolarının yer aldığını kaydeden Erdoğan, ''Hiç kimsenin bu öğrencilerin tarzını eleştirdiğini göremezsiniz. Hiç kimsenin 'Yahu böyle öğrenci olur mu? Bu nasıl bir öğrenci? Bu nasıl bir rektör ve bu nasıl bir yönetim?' demiyor. Niye? Burası bir üniversite ve burada yapılan ilk defa Türkiye uzaya bir uydusunu gönderiyor. Sen burada gerçekten kalite öğrenciler yetiştirdiysen burada olması gereken nedir yönetim?'' diye konuştu.
-''Biz de öğrencilik yaptık ama...''-
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin ilk defa böyle bir heyecanı yaşadığını dile getirerek, ''Ülkenin en üst düzey yöneticileri bu organizasyonda bir araya geliyor. Onlar orada toplanıyorlar, araba lastikleri yakmak, taş, sopa, molotoflarla... Neymiş? Eleştiriymiş bu, protestoymuş. Bunu yapmışlar. Biz böyle protesto hakkına engel olamayız. Kusura bakmayın, biz de öğrencilik yaptık ama taşla sopayla öğrencilik yapmadık. Bu ülkede atılan her hayırlı adıma destek olan bir gençlik olarak yetiştik'' ifadelerini kullandı.
Türkiye, bugüne kadar yaşamadıklarını yaşarken, kalkıp da bunu bir protesto olarak nitelemenin, bilimden de nasibini almadığını kaydeden Erdoğan, ''Bu hocalar öğrencilerini böyle yetiştiriyorsa ben diyorum ki, onlara da yazıklar olsun. Bir defa bir hocanın, öğrencisine ilme saygıyı öğretmesi lazım. İlmin ortaya koyduğu esere saygıyı öğretmesi lazım. Sen ideolojik olarak bunu yapabilen ekibi veya iktidarı kabul etmeyebilirsin ama gerçeğe de teslim olacaksın ve onu da takdir edeceksin. İşin aslı budur ama ne yazık ki bu heyecanı yaşayamayan bir muhalefetin demek ki oralarda uzantıları var'' dedi.
Bu protestoları şirin göstermek, polisi şiddet yanlısı, protestocuları da masum göstermenin, demokratik ve vicdanlı bir tavır olmadığını belirten Erdoğan, muhalefetin de standartlarını yükseltmek, yenilemek, kendi özeleştirisini yapmak zorunda olduğunu ifade etti.
-''Herkesin bizim gibi düşünmesini istemiyoruz''-
Başbakan Erdoğan, herkesin, kendileri gibi düşünmesini istemediklerini, böyle bir istekte ve dayatmada asla bulunamayacaklarını söyledi.
İnsanların düşüncelerinin, yaşam tarzlarının, dünyaya, olaylara, sorunlara bakışlarının farklı olabileceğini ifade eden Erdoğan, demokrasiyi de ekonomiyi de siyaseti de zenginleştirenin bu farklılık olduğunu vurguladı.
Erdoğan, ''Bunu kabul ediyorum. Biz herkesin yaşam tarzına, fikrine, düşüncesine saygılıyız. Vatandaşımızın düşüncesini özgürce ifade edebilmesi için de 10 yıl boyunca tarihi nitelikte adımlar atmış bir iktidarız. Ama hiç kimsenin hakkı dahi olsa şiddete başvurma hakkı yoktur. Hiç kimsenin kendi özgürlüğünü savunurken, başkasının özgürlük alanına müdahale etme hakkı yoktur'' diye konuştu.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ilk gençlik yıllarında siyasetle ilgilenmeye başladığı andan itibaren her türlü haksızlığa ve insanlık dışı muameleye maruz kaldıklarını ifade ederek, ''Okullarımıza gidemedik. Her aşamada önümüze engeller çıkardılar. Ama hiç bir zaman şiddeti, anarşiyi, terörü bir metot olarak benimsemedik. Bunu hiç bir zaman onaylamadık, meşru görmedik ve göstermedik. Uzun, sabırlı bir mücadele verdik. Anayasa'nın, yasaların çerçevesi içinde kaldık. Bu şekilde milletten teveccüh gördük, milletin takdirini kazandık. Milletten aldığımız yetki ve güçle bize yaşatılanların başkalarına yaşatılmaması için cesaretli adımlar attık ve atıyoruz'' dedi.