Büyükanıt özür diledi!
Darbe Komisyonu’nda ilginç olay..
TBMM Darbe ve Muhtıraları Araştırma Komisyonu Üyesi BDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, ''Derdimiz spekülasyon yapmak değil. Bunu, ülkenin yakın dönem kirli tarihi için aynı zamanda bir yüzleşmeye dönüştürmek, hakikatleri araştırma komisyonuna dönüşmesini sağlamak'' dedi.
Önder, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın komisyon tarafından Dolmabahçe Sarayı'nda dinlenmesine ilişkin soruları yanıtladı.
Genel eğilimin, Büyükanıt'ın 5 yıl önce Dolmabahçe'de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşme üzerine olduğunu ifade eden Önder, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Dolmabahçe'de ne konuşulduğunu hiç merak etmediğimi söyledim. Devlet çarkının da böyle çalışmadığını, bunları bir miktar da spekülatif bulduğumu belirterek başka sorular yönelttim.
Büyükanıt, konuşmasının içerisinde Şemdin Sakık'ın ifadelerinden duyduğu rahatsızlığı anlatırken 'Sırrı Sakık bile onu sevmiyor' anlamında bir şey söyledi. 'Bile' lafını düzeltmesini ve özür dilemesi gerektiğini söyledim. 'Bile' lafını düzeltti ve özür diledi.''
-''Ona Cumartesi annelerini anlattım''-
Sırrı Süreyya Önder, Mehmet Ağar'ın siyasetçiyken söylediği, ''Düz ovada siyaset yapmalarını sağlamak lazım ve anaların feryadını duydum'' demeci üzerine Büyükanıt'ın ''Herhalde Cumartesi annelerinin feryadını duymuş olmalı'' yönünde bir demeç verdiğini idda eden Önder, şunları kaydetti:
''Ona Cumartesi annelerini anlattım ve bunun anaların kalbinde çok derin bir tahribat yaptığını söyledim. Hatırlamadı ve böyle bir şey söylemediğini ifade etti. Çünkü hükümetle olan ilişkilerine hep belli bir yorum getiriyor ama kayıtlara geçmiş böyle bir demeci vardı. Cep telefonumdan verdiği o demeci buldum ve kendisine okuttum. 'Haklısınız, söylemişim' dedi ama bir yorum getirmedi.
'Hükümet bize sınır ötesi operasyon için yetki vermiyor' deyip gittikleri ve üç günde döndükleri harekat vardı. Bu harekata dair düşüncelerini sordum. 'Çok soğuktu, su bile donuyordu, daha fazla kalmamaz lazımdı' gibi gerekçeler söyledi. Bir asker olarak bunu söylemeyin, oradaki muhataplarınız da 'düşmanlarınız da' aynı koşullarda mücadele ediyor dedim. 'Onlar mağaradaydılar' dedi.''
-Kutlu Doğum Haftası kutlamaları-
Büyükanıt'ın, ''Kutlu Doğum Haftası için özellikle Diyarbakır, Mardin ve Şanlıurfa'da çocuklara çağ dışı kıyafetler giydirilerek gösteriler yaptırılıyor'' yönünde de demeci olduğunu iddia eden Önder, bununla ilgili soru yönelttiğini de söyledi.
''Bu demeci olduğunu hatırlattım. 'Buradaki kut, bir şaman inanışıdır. Ben buna daha fazla takılıyorum hadi siz kendinizi yönergelerle sınırlayan bir eğitim almışsınız ama bir Şaman inanışını böyle bir döngünün yanına koymaktaki çarpıklığı' belirttikten sonra bu konudaki soruları sordum'' diye konuştu.
Önder, şöyle devam etti:
''Büyükanıt, bizim seçilmiş milletvekillerimizin meclisten tekme-tokat atılmalarından sonra, 'Onlardan emekli olanların halen maaş almalarını içime sığdıramıyorum' demişti. Şimdi sizin silah arkadaşlarınız, bizim yargılandığımız ve ceza aldığımız maddeyle aynı maddeden ceza aldılar. Yarın, öbür gün bu hüküm kesinleştiğinde bunların aldığı emekli maaşı için de böyle bir şey söyleyecek misiniz dedim. Büyükanıt, 'Onlar için böyle bir değerlendirmeyi yapamam' dedi.''
-Başbakan Erdoğan'ın komisyonda dinlenmesi-
Bir gazetecinin, ''MHP Milletvekili Atilla Kaya'nın, Dolmabahçe görüşmesiyle ilgili Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da komisyonda dinlenebileceğinin içeride konuşulduğunu'' söylediğini hatırlatması üzerine Önder, komisyon çalışma etiğine bağlı kalmaya özen gösterdiğini, bu açıklamayı komisyon başkanı ya da sözcüsünün yapmasının daha doğru olacağını ifade etti.
Bu konuda ne söylense spekülasyon olduğunu dile getiren Önder, ''Derdimiz spekülasyon yapmak değil. Bunu, ülkenin yakın dönem kirli tarihi için aynı zamanda bir yüzleşmeye dönüştürmek, hakikatleri araştırma komisyonuna dönüşmesini sağlamak. Parti olarak bu bilinçle yaklaşıyoruz bu sürece'' dedi.
Kandil'e yapılan harekata kaç generalin katıldığını da sorduğunu anlatan Önder, ''Büyükanıt bu harekata 20'in üzerinde generalin katıldığını söyledi. Bu kadar generale ihtiyaç var mı sorusunu da yönelttim. Suskun kaldı. 'Bu savaş tazminatı olarak emekliliğinde yansıyormuş' diye bir söylenti var, bu ne derece diye doğru diye sordum. 'Böyle bir şey olmaması lazım' dedi. Aynı şeyi bir soru önergesi haline getirip Milli Savunma Bakanlığı'na da soracağım'' diye konuştu.
Cevapları tatmin edici bulup bulmadığı sorulan Önder, ''Komisyonun ruhunu hırpalamamak adına pek bir şey söylemek istemiyorum ama o yetki ve kudret ellerinden alındığında, son derece mülayim ve geçiştirici bir şekilde yaklaşıyorlar. Araştırma komisyonunun da farkı o. Bu ülke topyekun birbiriyle helalleşmeli ama bu helalleşme kuru kuruya olmamalı. Herkes bu konudaki sorumluluklarını, eksiklerini, fazlalarını sayıp dökmeli'' dedi.
-''Yaşadığım olaylar neyse onları anlattım''-
Eski Bakanlardan Cavit Çağlar da komisyondaki görüşmenin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Komisyonun, 28 Şubat ve darbelerle ilgili bir araştırma yaptığını ve o dönemde parlamentoda bulunan veya o günlerde belirli görevlerde bulunan kişilerin bilgisine başvurduğunu ifade eden Çağlar, ''Beni de davet ettiler ve ben de davete icabet ettim. O günlerde yaşadığımız bazı olaylar ve gazetelerde çıkan olaylar hakkında bilgiler öğrenmek istediler. Ben de komisyon üyelerini aydınlattım'' dedi.
Komisyon üyelerinin istedikleri bilgileri aldığına inandığını belirten Çağlar, ''Ben de o gün yaşadığım olaylar neyse onları anlattım. Refahyol iktidarının kurulduğu gün, biz ret oyu vermiştik ve on gün sonra da 10 arkadaş istifa ettik. Daha sonra da ben hiç bir siyasi partiye girmedim. 1999 yılında da bu işi bıraktım ve iş hayatına döndüm'' diye konuştum.
Önder, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Yaşar Büyükanıt'ın komisyon tarafından Dolmabahçe Sarayı'nda dinlenmesine ilişkin soruları yanıtladı.
Genel eğilimin, Büyükanıt'ın 5 yıl önce Dolmabahçe'de Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşme üzerine olduğunu ifade eden Önder, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Dolmabahçe'de ne konuşulduğunu hiç merak etmediğimi söyledim. Devlet çarkının da böyle çalışmadığını, bunları bir miktar da spekülatif bulduğumu belirterek başka sorular yönelttim.
Büyükanıt, konuşmasının içerisinde Şemdin Sakık'ın ifadelerinden duyduğu rahatsızlığı anlatırken 'Sırrı Sakık bile onu sevmiyor' anlamında bir şey söyledi. 'Bile' lafını düzeltmesini ve özür dilemesi gerektiğini söyledim. 'Bile' lafını düzeltti ve özür diledi.''
-''Ona Cumartesi annelerini anlattım''-
Sırrı Süreyya Önder, Mehmet Ağar'ın siyasetçiyken söylediği, ''Düz ovada siyaset yapmalarını sağlamak lazım ve anaların feryadını duydum'' demeci üzerine Büyükanıt'ın ''Herhalde Cumartesi annelerinin feryadını duymuş olmalı'' yönünde bir demeç verdiğini idda eden Önder, şunları kaydetti:
''Ona Cumartesi annelerini anlattım ve bunun anaların kalbinde çok derin bir tahribat yaptığını söyledim. Hatırlamadı ve böyle bir şey söylemediğini ifade etti. Çünkü hükümetle olan ilişkilerine hep belli bir yorum getiriyor ama kayıtlara geçmiş böyle bir demeci vardı. Cep telefonumdan verdiği o demeci buldum ve kendisine okuttum. 'Haklısınız, söylemişim' dedi ama bir yorum getirmedi.
'Hükümet bize sınır ötesi operasyon için yetki vermiyor' deyip gittikleri ve üç günde döndükleri harekat vardı. Bu harekata dair düşüncelerini sordum. 'Çok soğuktu, su bile donuyordu, daha fazla kalmamaz lazımdı' gibi gerekçeler söyledi. Bir asker olarak bunu söylemeyin, oradaki muhataplarınız da 'düşmanlarınız da' aynı koşullarda mücadele ediyor dedim. 'Onlar mağaradaydılar' dedi.''
-Kutlu Doğum Haftası kutlamaları-
Büyükanıt'ın, ''Kutlu Doğum Haftası için özellikle Diyarbakır, Mardin ve Şanlıurfa'da çocuklara çağ dışı kıyafetler giydirilerek gösteriler yaptırılıyor'' yönünde de demeci olduğunu iddia eden Önder, bununla ilgili soru yönelttiğini de söyledi.
''Bu demeci olduğunu hatırlattım. 'Buradaki kut, bir şaman inanışıdır. Ben buna daha fazla takılıyorum hadi siz kendinizi yönergelerle sınırlayan bir eğitim almışsınız ama bir Şaman inanışını böyle bir döngünün yanına koymaktaki çarpıklığı' belirttikten sonra bu konudaki soruları sordum'' diye konuştu.
Önder, şöyle devam etti:
''Büyükanıt, bizim seçilmiş milletvekillerimizin meclisten tekme-tokat atılmalarından sonra, 'Onlardan emekli olanların halen maaş almalarını içime sığdıramıyorum' demişti. Şimdi sizin silah arkadaşlarınız, bizim yargılandığımız ve ceza aldığımız maddeyle aynı maddeden ceza aldılar. Yarın, öbür gün bu hüküm kesinleştiğinde bunların aldığı emekli maaşı için de böyle bir şey söyleyecek misiniz dedim. Büyükanıt, 'Onlar için böyle bir değerlendirmeyi yapamam' dedi.''
-Başbakan Erdoğan'ın komisyonda dinlenmesi-
Bir gazetecinin, ''MHP Milletvekili Atilla Kaya'nın, Dolmabahçe görüşmesiyle ilgili Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da komisyonda dinlenebileceğinin içeride konuşulduğunu'' söylediğini hatırlatması üzerine Önder, komisyon çalışma etiğine bağlı kalmaya özen gösterdiğini, bu açıklamayı komisyon başkanı ya da sözcüsünün yapmasının daha doğru olacağını ifade etti.
Bu konuda ne söylense spekülasyon olduğunu dile getiren Önder, ''Derdimiz spekülasyon yapmak değil. Bunu, ülkenin yakın dönem kirli tarihi için aynı zamanda bir yüzleşmeye dönüştürmek, hakikatleri araştırma komisyonuna dönüşmesini sağlamak. Parti olarak bu bilinçle yaklaşıyoruz bu sürece'' dedi.
Kandil'e yapılan harekata kaç generalin katıldığını da sorduğunu anlatan Önder, ''Büyükanıt bu harekata 20'in üzerinde generalin katıldığını söyledi. Bu kadar generale ihtiyaç var mı sorusunu da yönelttim. Suskun kaldı. 'Bu savaş tazminatı olarak emekliliğinde yansıyormuş' diye bir söylenti var, bu ne derece diye doğru diye sordum. 'Böyle bir şey olmaması lazım' dedi. Aynı şeyi bir soru önergesi haline getirip Milli Savunma Bakanlığı'na da soracağım'' diye konuştu.
Cevapları tatmin edici bulup bulmadığı sorulan Önder, ''Komisyonun ruhunu hırpalamamak adına pek bir şey söylemek istemiyorum ama o yetki ve kudret ellerinden alındığında, son derece mülayim ve geçiştirici bir şekilde yaklaşıyorlar. Araştırma komisyonunun da farkı o. Bu ülke topyekun birbiriyle helalleşmeli ama bu helalleşme kuru kuruya olmamalı. Herkes bu konudaki sorumluluklarını, eksiklerini, fazlalarını sayıp dökmeli'' dedi.
-''Yaşadığım olaylar neyse onları anlattım''-
Eski Bakanlardan Cavit Çağlar da komisyondaki görüşmenin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.
Komisyonun, 28 Şubat ve darbelerle ilgili bir araştırma yaptığını ve o dönemde parlamentoda bulunan veya o günlerde belirli görevlerde bulunan kişilerin bilgisine başvurduğunu ifade eden Çağlar, ''Beni de davet ettiler ve ben de davete icabet ettim. O günlerde yaşadığımız bazı olaylar ve gazetelerde çıkan olaylar hakkında bilgiler öğrenmek istediler. Ben de komisyon üyelerini aydınlattım'' dedi.
Komisyon üyelerinin istedikleri bilgileri aldığına inandığını belirten Çağlar, ''Ben de o gün yaşadığım olaylar neyse onları anlattım. Refahyol iktidarının kurulduğu gün, biz ret oyu vermiştik ve on gün sonra da 10 arkadaş istifa ettik. Daha sonra da ben hiç bir siyasi partiye girmedim. 1999 yılında da bu işi bıraktım ve iş hayatına döndüm'' diye konuştum.