Cerrahpaşa'dan ilk 'bebeğe neşter' açıklaması
İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yunus Söylet A Haber'e konuştu
- Gündem
- Giriş Tarihi: 17.08.2012 | 00:00
- Güncelleme Tarihi: 17.08.2012 | 14:03
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi'nde doğum sırasında neşterle yüzü kesildiği için öldüğü öne sürülen bebekle ilgili açıklama yapan Söylet "hata payının olup olmadığı inceleme sonrası ortaya çıkacak" dedi. Yunus Söylet; şiddet uygulayanlarla diyalog içine girmeyeceğini söylerken, YÖK'ün yok edilemeyeceğini de sözlerine ekledi.
"HATA PAYI İNCELEME SONRASI ORTAYA ÇIKACAK"
Üniversite hastaneleri en karmaşık en zorlu en problemli hastaların gönderildiği ve gittiği yerlerdir. Benim öğrendiğim kadarıyla bu doğum da zor bir doğum, müdahale gerektiren bir doğum. Zaten başından itibaren iki üç gün doğum geciktirilmiş, ondan sonra ortaya bir acil durum çıkmış. Bu acil durumda da acil müdahaleler yapılmış. Tabi çok üzüntü veriyor, bir bebeğin, bir insanın kaybı. Bizim için son derece üzüntü verici. Konu zaten bir şikâyet konusu olduğu için inceleniyor. Hepimiz için çok üzüntü verici bir durum. Bu bir hata sonucu muydu, İşin İçinde hata payı var mıydı yok muydu Bunları tabi inceledikten sonra söylemek mümkündür.
"ŞİDDET UYGULAYANLARLA DİYALOG İÇİNE GİRMEM"
Sertlik yapan, şiddet uygulayanlarla asla diyalog içine girmem. Mutlaka cezalandırıyoruz Ama dört beş sene öncesine göre, uzaklaştırma cezası oranı yarıya düştü, Geçen sene 27-28 kişi uzaklaştırıldı. 89.000 öğrencimiz var. Bir kere oran çok düşük. Şiddete bulaşanı kalbimde de asla affetmiyorum Zaten inceleme heyetleri de disiplin kuralları çerçevesinde cezalandırıyorlar. Üzülmüyorum da. Bütün öğrencilerimiz biliyor, Taraf gözetmeden. Aynı suça aynı cezayı veriyoruz. Bir kere bunu net olarak biliyorlar. Sanırım sayının düşmesinde böyle bir etken var.
"YÖK'Ü YOK EDEMEZSİNİZ"
(Yusuf Ziya Özcan'ın "en büyük hayalim YÖK'ü yok etmek sözlerinin hatırlatılması üzerine)
YÖK'ü yok edemezsiniz. Yusuf Ziya Hoca'ya buradan saygılarımı sunuyorum. Benim çok sevdiğim ve saydığım bir insandı ama bu düşüncesine katılmıyorum. Eminim ki, o da YÖK'e çok kızdığı duygusal bir anında söylemiştir. Fakat şunu söylemek lazım, YÖK'ü yok edemezsiniz. Bir koordinasyon kurumuna bir planlama kurumuna ihtiyaç var. Hele üniversite sayısı bu kadar arttıktan sonra, bu üniversitelerin arasındaki koordinasyonu sağlamak, doçentlik sınavıydı, öğrencilerinin işleriydi, denkliklerdi… YÖK'ü kaldırmanız mümkün değil. YÖK'ün fonksiyonunu değiştirmeliyiz. Üniversiteleri kendi kararlarını daha çok alabilir hale, YÖK'ü de daha çok denetleyen ve daha çok planlayan hale getirmeliyiz. YÖK daha çok kalite denetim kurumu haline dönüşmeli.
"ÖĞRENCİLERİME DAVA AÇMAYI HİÇ DÜŞÜNMEDİM"
Gayretli bir twitter kullanıcısıyım. Öğrencilerimle de ciddi bir diyalogum var. Sık sık hoşuma gitmeyen cümleler kuruyorlar. Bazen hiç yakıştıramadığım sözler sarf ediyorlar. Ama onları dava etmeyi aklımın ucundan bile geçirmiyorum. Bazen hakikaten canımı yakıyorlar. Yani canım yanıyor. Bir şikâyet konusu yapmayı da hiçbir zaman düşünmüyorum. Şöyle düşünüyorum. Çocuklarım da bazen benim canımı yakıyor, ben onları da affediyorum. Dolayısıyla bunları da bir şekilde tolere etmem gerekiyor diye. Bazen içime kapanıp birkaç gün yazmıyorum, ciddi can sıkıcı bir şey olduğu zaman. Ama en ağır tepkim bu oluyor. (ahaber.com.tr)