İTÜ, insansız hava aracı üretti
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) ve savunma sanayisinde faaliyet gösteren firmalarla birlikte geliştirilen insansız hava aracı, 200 kilometrelik bir mesafede tarama yapabilecek ve diğer insansız hava araçlarından farklı olarak havada sabit kalarak istenilen bölge hakkında detaylı görüntü alabilecek.
İTÜ Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi, Uzay Mühendisliği Bölüm Başkanı ve ROTAM Proje Yürütücü Yardımcısı Prof. Dr. Alim Rüstem Aslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Devlet Planlama Teşkilatı ile ortaklaşa 2002 yılından beri sürdürülen Türkiye'nin ilk sivil helikopteri 'ARIKOPTER' projesinden bu yana rotorlu sistemler konusunda çalıştıklarını kaydetti.
İnsansız hava aracı projesine yaklaşık 4 yıl önce İTÜ Rektörü Prof. Dr. Muhammed Şahin'in özel yönlendirmesi ve desteğiyle başladıklarını aktaran Aslan, şöyle konuştu:
''Birinci prototipi 2 yıl süre ile test ettik. Bu testlerden öğrendiklerimiz ile daha iyisini yapmak üzere ilgili sanayi kuruluşları ile birlikte harekete geçtik. Bu ikinci prototip helikopteri 9 ayda bitirebilirdik ama özellikle bir takım malzemelerin hemen temin edilememesinden ya da üretimdeki gecikmelerden süre uzadı. Örneğin; bazı temel malzemelerin alımına başlanması 6 ay sürdü. O süre zarfında bir imalat çalışması olamadı. İnsan ve bilgi altyapımız daha da geliştikçe, İTÜ'nün tasarım yeteneği, oldukça gelişmiş laboratuvarları ile İstanbul ve diğer ana şehirlerdeki yan sanayiyi de kullanarak geliştirdiğimiz sistemleri prototipleyip uçuruyoruz.''
-''En önemli özelliği, havada sabit kalabilmesidir''-
İnsansız hava araçlarına, son yıllarda gelişen ihtiyaçlardan dolayı önem verildiğini vurgulayan Aslan, insanlı sistemlerin düşman bölgeye gidildiğinde pilot ve diğer mürettebat için ciddi risk oluşturduğunu, buna benzer nedenlerden dolayı insansız sistemlerin tercih edildiğini kaydetti.
İnsansız helikopterin uzaktan kumanda ve oto-pilot yöntemiyle çalışabileceğini, yaklaşık 2 saat aralıksız havada kalabilecek helikopterin 200 kilometre mesafe kat edebileceğini dile getiren Aslan, şunları söyledi:
''Özellikle sınır güvenliği, mayın taraması, keşif gözetleme gibi görevler için oldukça uygun. helikopterin en önemli özelliği havada sabit kalabilmesidir. Diğer bir konu diğer insansız hava araçları kalkmak ve inmek için özel bir piste ihtiyaç duyarlar. Helikopterin ise böyle bir zorunluluğu yoktur. Herhangi bir yerden kalkıp herhangi bir yere rahatlıkla inebilir. Bu çok büyük bir esneklik. Coğrafyanın yeterince bilinmesi halinde sisli ve bulutlu havalar sorun değil. Gece görüş kamerası kullanırsanız gece görmeniz mümkün. Kullanacağınız sensöre, algılayıcıya göre kütle sınırı içinde kalmak suretiyle gereğini yapabilirsiniz. Basın ve polis tarafından da kullanılabilir.''
-''Helikopterin daha büyüğünü yapabiliriz''-
Helikopterin toplam kalkış kütlesinin 90 kilo, taşıma kapasitesinin 25 kilo, toplam uzunluğunun 4 metre, yüksekliğinin 1 metre olduğunu ifade eden Aslan, şunları söyledi:
''Deniz seviyesinde uçuş tavanı 3000 metre. Kapsamlı bir gece gündüz termal kamerayı alabiliyor. Bunun daha yeteneklisini, daha fazla yük taşıyanını, daha uzun uçanını, daha yüksekte uçanını da tasarlayabiliriz, yapabiliriz. Bu konuda bir sıkıntımız yok. Bunu yapabilecek alt yapıya sahibiz. Eğer yeterli bir bütçe ortaya konulursa, endüstriyel ortaklarla birlikte, çok hızlı bir şekilde yaklaşık 2 yıllık bir zaman zarfında daha kapasiteli bir helikopter ortaya koymak mümkün. En önemli konu şu aslında; İTÜ'de oluşan yetenek ile, endüstriyi de yanımıza alarak, çok rahat bir şekilde bu helikopterin bir kaç katı büyüklüğünde daha kapsamlı bir helikopter yapabiliriz.''
Aslan, bu projelerin daha çabuk ilerlemesi için iradenin kesin destek vermesi, harcamaların hızlı bir şekilde gerçekleştirmesi ve bir takım üretimlere de öncelik vermesi gerektiğini belirterek, ''Örneğin bir parçayı ürettirmek istediğinizde bazen 1 ay sırada bekliyorsunuz. Bu işlerin hızlı devam etmesi için kesin bir yaklaşım sergilenmesi gerekiyor. Zamanın çok verimli kullanılması gerekiyor. Türkiye de şu an idari olarak, bir çok şeyin yapılması isteniyor ama karar verme süreçlerinde, yöneticiler yeterince hızlı davranamıyor'' diye konuştu.
-''Türkiye kendi motorunu da üretecek''
Bu projeyi, test uçuşlarının ardından ilgililere teslim edeceklerini ifade eden Aslan, ''Helikopteri, ilgili kuruma teslim ettikten sonra, hemen diğer projeye başlayacağız. Bir sonraki proje daha da iyi olacak. Biz üniversite olarak yaptığımız şeyin kopya ikincisini yapmayız. Önemli olan her zaman dünya ölçeğinde daha da iyisini geliştirmek'' dedi.
Dünyada, bu alanda üretim yapan çok sayıda ülke olmadığını dile getiren Aslan, şunları aktardı:
''Çok küçük boyutlu araç çalışmalarını bir çok ülke yapıyor ama orta ve büyük boyutlu çalışmaları yapan yerler büyük ülkeler. Örneğin bir Amerikalı geliyor, gördüğünde çekinmeye başlıyor. Önce şaşırıyor sonra takdir ediyor. Projemiz yüzde yüz yerlidir. Şu an motor yapamıyoruz ama Türkiye'de motor tasarım ve üretim projeleri de başladı. 5 yıla kadar Türkiye kendi turbo jet motorunu üretecek. İTÜ'de bu projenin partneri. Bu projeler daha da gelişerek artacak. Motor yapar duruma da geliyoruz. Türkiye açısından çok önemli bir proje. Türkiye'de firmaların yerli üretim yapmalarına olanak sağlaması, Türkiye'deki karar vericilerin önlerini açması açısından çok önemli bir proje.''
Rektör Prof. Dr. Muhammed Şahin de son 4 yıldır ağırlıklı olarak doğrudan ürün odaklı Ar-Ge faaliyetleri yürüttüklerini belirterek, ''Yakında havalanacak olan insansız helikopterimiz de bu projelerimizden bir tanesidir. Türkiye'nin teknoloji üssü olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. Üniversite olarak tüm amacımız ülkemizi 2023 hedeflerine ulaştırmada en büyük bilimsel ve teknolojik katkıyı vermektir" dedi.
İnsansız hava aracı projesine yaklaşık 4 yıl önce İTÜ Rektörü Prof. Dr. Muhammed Şahin'in özel yönlendirmesi ve desteğiyle başladıklarını aktaran Aslan, şöyle konuştu:
''Birinci prototipi 2 yıl süre ile test ettik. Bu testlerden öğrendiklerimiz ile daha iyisini yapmak üzere ilgili sanayi kuruluşları ile birlikte harekete geçtik. Bu ikinci prototip helikopteri 9 ayda bitirebilirdik ama özellikle bir takım malzemelerin hemen temin edilememesinden ya da üretimdeki gecikmelerden süre uzadı. Örneğin; bazı temel malzemelerin alımına başlanması 6 ay sürdü. O süre zarfında bir imalat çalışması olamadı. İnsan ve bilgi altyapımız daha da geliştikçe, İTÜ'nün tasarım yeteneği, oldukça gelişmiş laboratuvarları ile İstanbul ve diğer ana şehirlerdeki yan sanayiyi de kullanarak geliştirdiğimiz sistemleri prototipleyip uçuruyoruz.''
-''En önemli özelliği, havada sabit kalabilmesidir''-
İnsansız hava araçlarına, son yıllarda gelişen ihtiyaçlardan dolayı önem verildiğini vurgulayan Aslan, insanlı sistemlerin düşman bölgeye gidildiğinde pilot ve diğer mürettebat için ciddi risk oluşturduğunu, buna benzer nedenlerden dolayı insansız sistemlerin tercih edildiğini kaydetti.
İnsansız helikopterin uzaktan kumanda ve oto-pilot yöntemiyle çalışabileceğini, yaklaşık 2 saat aralıksız havada kalabilecek helikopterin 200 kilometre mesafe kat edebileceğini dile getiren Aslan, şunları söyledi:
''Özellikle sınır güvenliği, mayın taraması, keşif gözetleme gibi görevler için oldukça uygun. helikopterin en önemli özelliği havada sabit kalabilmesidir. Diğer bir konu diğer insansız hava araçları kalkmak ve inmek için özel bir piste ihtiyaç duyarlar. Helikopterin ise böyle bir zorunluluğu yoktur. Herhangi bir yerden kalkıp herhangi bir yere rahatlıkla inebilir. Bu çok büyük bir esneklik. Coğrafyanın yeterince bilinmesi halinde sisli ve bulutlu havalar sorun değil. Gece görüş kamerası kullanırsanız gece görmeniz mümkün. Kullanacağınız sensöre, algılayıcıya göre kütle sınırı içinde kalmak suretiyle gereğini yapabilirsiniz. Basın ve polis tarafından da kullanılabilir.''
-''Helikopterin daha büyüğünü yapabiliriz''-
Helikopterin toplam kalkış kütlesinin 90 kilo, taşıma kapasitesinin 25 kilo, toplam uzunluğunun 4 metre, yüksekliğinin 1 metre olduğunu ifade eden Aslan, şunları söyledi:
''Deniz seviyesinde uçuş tavanı 3000 metre. Kapsamlı bir gece gündüz termal kamerayı alabiliyor. Bunun daha yeteneklisini, daha fazla yük taşıyanını, daha uzun uçanını, daha yüksekte uçanını da tasarlayabiliriz, yapabiliriz. Bu konuda bir sıkıntımız yok. Bunu yapabilecek alt yapıya sahibiz. Eğer yeterli bir bütçe ortaya konulursa, endüstriyel ortaklarla birlikte, çok hızlı bir şekilde yaklaşık 2 yıllık bir zaman zarfında daha kapasiteli bir helikopter ortaya koymak mümkün. En önemli konu şu aslında; İTÜ'de oluşan yetenek ile, endüstriyi de yanımıza alarak, çok rahat bir şekilde bu helikopterin bir kaç katı büyüklüğünde daha kapsamlı bir helikopter yapabiliriz.''
Aslan, bu projelerin daha çabuk ilerlemesi için iradenin kesin destek vermesi, harcamaların hızlı bir şekilde gerçekleştirmesi ve bir takım üretimlere de öncelik vermesi gerektiğini belirterek, ''Örneğin bir parçayı ürettirmek istediğinizde bazen 1 ay sırada bekliyorsunuz. Bu işlerin hızlı devam etmesi için kesin bir yaklaşım sergilenmesi gerekiyor. Zamanın çok verimli kullanılması gerekiyor. Türkiye de şu an idari olarak, bir çok şeyin yapılması isteniyor ama karar verme süreçlerinde, yöneticiler yeterince hızlı davranamıyor'' diye konuştu.
-''Türkiye kendi motorunu da üretecek''
Bu projeyi, test uçuşlarının ardından ilgililere teslim edeceklerini ifade eden Aslan, ''Helikopteri, ilgili kuruma teslim ettikten sonra, hemen diğer projeye başlayacağız. Bir sonraki proje daha da iyi olacak. Biz üniversite olarak yaptığımız şeyin kopya ikincisini yapmayız. Önemli olan her zaman dünya ölçeğinde daha da iyisini geliştirmek'' dedi.
Dünyada, bu alanda üretim yapan çok sayıda ülke olmadığını dile getiren Aslan, şunları aktardı:
''Çok küçük boyutlu araç çalışmalarını bir çok ülke yapıyor ama orta ve büyük boyutlu çalışmaları yapan yerler büyük ülkeler. Örneğin bir Amerikalı geliyor, gördüğünde çekinmeye başlıyor. Önce şaşırıyor sonra takdir ediyor. Projemiz yüzde yüz yerlidir. Şu an motor yapamıyoruz ama Türkiye'de motor tasarım ve üretim projeleri de başladı. 5 yıla kadar Türkiye kendi turbo jet motorunu üretecek. İTÜ'de bu projenin partneri. Bu projeler daha da gelişerek artacak. Motor yapar duruma da geliyoruz. Türkiye açısından çok önemli bir proje. Türkiye'de firmaların yerli üretim yapmalarına olanak sağlaması, Türkiye'deki karar vericilerin önlerini açması açısından çok önemli bir proje.''
Rektör Prof. Dr. Muhammed Şahin de son 4 yıldır ağırlıklı olarak doğrudan ürün odaklı Ar-Ge faaliyetleri yürüttüklerini belirterek, ''Yakında havalanacak olan insansız helikopterimiz de bu projelerimizden bir tanesidir. Türkiye'nin teknoloji üssü olma yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. Üniversite olarak tüm amacımız ülkemizi 2023 hedeflerine ulaştırmada en büyük bilimsel ve teknolojik katkıyı vermektir" dedi.