"Delikanlı olsaydı ismini yazardı!"
Mahkeme Başkanı, sanığa "İsimsiz mektubun hukuki niteliği yok. Savunma yapmak zorunda hissetmeyin. Delikanlı olan üzerine ismini de yazar gönderir'' dedi.
Orgeneral Bilgin Balanlı, eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek, eski 1. Ordu Komutanı emekli Orgeneral Çetin Doğan ve Güney Deniz Saha Komutanı Koramiral Abdullah Can Erenoğlu'nun da aralarında bulunduğu 249'u tutuklu 365 sanıklı ''Balyoz Planı'' davasının 85'inci duruşması başladı.
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesinde oluşturulan salonda yapılan duruşmada, söz alan tutuklu sanık Albay Mustafa Önsel, geçen hafta mahkemeye gelen bir mektupta kendisi hakkında beyanların yer aldığını belirterek, bununla ilgili konuşmak istediğini söyledi.
Mahkeme Heyeti Başkanı Ömer Diken ise ''İsimsiz olan bu mektubun hiçbir hukuki niteliği yok. Kendinizi savunma yapmak zorunda hissetmeyin. Bir deli, bir kuyuya taş atmış. Kaldı ki 'A' şahsın ismi yazsa ne olacak? Delikanlı olan üzerine ismini de yazar gönderir. Ben bu mektubu mahkemede okuma gereği bile duymadım'' dedi.
Önsel'in, mektubu isteyen herkesin mahkemeden alabildiğini söylemesi üzerine Diken, mahkemenin gelen yazıları gizleyemeyeceğini, ancak devlet sırrı olanlar ile gizli tanığın kimlik bilgilerinin söylenemeyeceğini ifade etti. Diken, sanıklar tarafından istenilmesi üzerine mektubu verdiğini dile getirdi.
Önsel de mektupta yargılanan bazı sanıkların isimlerinin bulunduğunu belirterek, ''Şiddetle reddediyorum. Doğruların arasında provokatif, manipülatif bilgiler eklenmiş. Amaç, arkadaşlarımızın arasında bizleri küçük düşürmek. Mektubu yazan, sanıklardan birinin yakını gibi gözüküyor. Benim hiçbir arkadaşım, yakınım böyle bir mektup yazamaz'' diye konuştu.
Başkan Diken de mahkemeye yönelik de bu şekilde mektuplar gönderildiğini belirterek, mektubun sanıklar tarafından gönderilmiş gibi yazıldığını söyledi.
''Ben biliyorum ki bu mektubu gönderenler sizlerden biri değil'' diyen Diken, ''Benim, hakim beylerin isimlerine de tehdit mektupları gönderiliyor. Biz onları gereğinin yapılması için savcılığa gönderiyoruz. Mahkemede evrakı çöp tenekesine atmak diye bir şey yok. Gelen evraklar mutlaka bir yerlere konulur'' dedi.
Önsel de kendi adı geçtiği için mektubu yazanın bulunmasını istedi.
'ÖZKÖK VE YALMAN TANIKLIK YAPSIN'
Albay Mustafa Önsel, ayrıca mahkemede artık tanık dinleme aşamasının bitip bitmediğini anlamadığını ifade ederek, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hilmi Özkök ile eski Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Aytaç Yalman'ın bu davanın en önemli tanıkları olduğunu savundu.
Özkök ve Yalman'ın mahkemenin çağırmasını beklemeden duruşmaya gelmelerini isteyen Önsel, ''Gerçekleri anlatsınlar. Bu bize ve tarihe karşı sorumluluklarıdır. Gelmezlerse gelecek nesiller onları lanetleyeceklerdir'' dedi.
Duruşmada, 5-7 Mart 2003 tarihinde 1. Ordu Komutanlığında düzenlenen plan seminerine ait ses kasetlerinin dinlenilmesine devam ediliyor. (AA)
İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları Yerleşkesinde oluşturulan salonda yapılan duruşmada, söz alan tutuklu sanık Albay Mustafa Önsel, geçen hafta mahkemeye gelen bir mektupta kendisi hakkında beyanların yer aldığını belirterek, bununla ilgili konuşmak istediğini söyledi.
Mahkeme Heyeti Başkanı Ömer Diken ise ''İsimsiz olan bu mektubun hiçbir hukuki niteliği yok. Kendinizi savunma yapmak zorunda hissetmeyin. Bir deli, bir kuyuya taş atmış. Kaldı ki 'A' şahsın ismi yazsa ne olacak? Delikanlı olan üzerine ismini de yazar gönderir. Ben bu mektubu mahkemede okuma gereği bile duymadım'' dedi.
Önsel'in, mektubu isteyen herkesin mahkemeden alabildiğini söylemesi üzerine Diken, mahkemenin gelen yazıları gizleyemeyeceğini, ancak devlet sırrı olanlar ile gizli tanığın kimlik bilgilerinin söylenemeyeceğini ifade etti. Diken, sanıklar tarafından istenilmesi üzerine mektubu verdiğini dile getirdi.
Önsel de mektupta yargılanan bazı sanıkların isimlerinin bulunduğunu belirterek, ''Şiddetle reddediyorum. Doğruların arasında provokatif, manipülatif bilgiler eklenmiş. Amaç, arkadaşlarımızın arasında bizleri küçük düşürmek. Mektubu yazan, sanıklardan birinin yakını gibi gözüküyor. Benim hiçbir arkadaşım, yakınım böyle bir mektup yazamaz'' diye konuştu.
Başkan Diken de mahkemeye yönelik de bu şekilde mektuplar gönderildiğini belirterek, mektubun sanıklar tarafından gönderilmiş gibi yazıldığını söyledi.
''Ben biliyorum ki bu mektubu gönderenler sizlerden biri değil'' diyen Diken, ''Benim, hakim beylerin isimlerine de tehdit mektupları gönderiliyor. Biz onları gereğinin yapılması için savcılığa gönderiyoruz. Mahkemede evrakı çöp tenekesine atmak diye bir şey yok. Gelen evraklar mutlaka bir yerlere konulur'' dedi.
Önsel de kendi adı geçtiği için mektubu yazanın bulunmasını istedi.
'ÖZKÖK VE YALMAN TANIKLIK YAPSIN'
Albay Mustafa Önsel, ayrıca mahkemede artık tanık dinleme aşamasının bitip bitmediğini anlamadığını ifade ederek, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral Hilmi Özkök ile eski Kara Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Aytaç Yalman'ın bu davanın en önemli tanıkları olduğunu savundu.
Özkök ve Yalman'ın mahkemenin çağırmasını beklemeden duruşmaya gelmelerini isteyen Önsel, ''Gerçekleri anlatsınlar. Bu bize ve tarihe karşı sorumluluklarıdır. Gelmezlerse gelecek nesiller onları lanetleyeceklerdir'' dedi.
Duruşmada, 5-7 Mart 2003 tarihinde 1. Ordu Komutanlığında düzenlenen plan seminerine ait ses kasetlerinin dinlenilmesine devam ediliyor. (AA)