Esad adım atmadı bu iş patladı
Başbakan Erdoğan, Suriye'de Hama katliamının bir tekrarı halinde insanlığın tavır alacağını, Türkiye'nin de üzerine düşeni yapmak zorunda kalacağını söyledi. Erdoğan, Esad'ın adım atmaması nedeniyle bu işin patladığını söyledi
Başbakan Erdoğan, Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad'a sert politikasından vazgeçmesi mesajı gönderdi, bir katliamın ardından uluslararası müdahale gelebileceğini söyledi. Siyaset Meydanı programında soruları yanıtlayan Erdoğan "Önümüzde bir Libya olayı var. Bakın Amerika'nın, Batı'nın açıklamaları var. Sonunda BM Güvenlik Konseyi bunu da masaya yatıracak, büyük ihtimalle" dedi. Erdoğan şunları söyledi:
DOMİNO ETKİSİ ENDİŞEMİZİ İLETMİŞTİK
("Esad direnirse Batı yine devreye girebilir mi? NATO devreye girer mi?" sorusuna) Suriye olayına bir Libya olayı gibi bakmıyorum. Ama Suriye dediğimizde 850 km sınırımız olan ve tarihi birlikteliklerimiz çok ileri olan bir ülke. Kuzey Afrika'daki gelişmelerden sonra bunun bir domino etkisi olarak buralara da sirayet eder mi endişesini hep taşıdık. Son Şam seyahatimde bunu Halep'te çok uzun görüşme imkanımız oldu. Bu endişelerimizi orada da dile getirdik. Ne yapabiliriz? Olağanüstü hal kalkması lazım.
KARDEŞ GİBİ KONUŞTUM:
Bir diğeri tek parti dönemini, bir Baas yönetimini aşmanız lazım. Bu güç sizde var. Şu anda muhalefet liderlerinin ciddi bir kısmı da aslında başta Beşar'a karşı çıkmıyorlardı. Siyasi tutuklular noktasında ciddi sıkıntılar vardı. Bunların hepsini dost olarak söyledim. Bir kardeş olarak, konuşalım, dertleşelim, filan. Bu samimiyet içinde bunları konuştuk. Bunun, dedim, bir demokratik parlamenter sistem için müşterek yaparız, deneyimlerimizi paylaşırız.
BU İŞ PATLADI:
Tabii olumsuz bir bakış getirmedi ama adım da atmadı. Tabii şimdi bu iş patladı. Bu arada kendisiyle sürekli telefonda görüştüm. Özel temsilcilerimi de gönderdim. Yapmayacağım, demiyor, yapacağım diyor, ama bir yerden veya birileri tarafından bir engeller mi var, bir tereddütün içerisinde mi, kararsızlık mı yaşıyor, doğrusu çözmekte bir kararsızlık yaşıyorum. Çünkü bu sonunda bizi vuracak. Pat Yayladağı çıktı ortaya. Yayladığı'ndan girişte bu insanlara kapılarımız kapatamayız. Kapılarımızı açtık, tedbirlerimizi aldık, bunu geliştiriyoruz. Çünkü devamı gelecek gibi görünüyor şu anda. Suriye'nin bölünmesini asla istemiyoruz. Suriye bölünmeye fırsat verecek herhangi bir çıkışa müsaade etmemeli. Çünkü burada insanların özgürlükleri sözkonusu. İnsanlara kurşun sıkılmasın. Artık bunlar aşıldı. Kurşun sıkarsan olmaz.
BM MASAYA YATIRIR:
Önümüzde bir Libya olayı var. Bakın Amerika'nın, Batı'nın açıklamaları var. Sonunda BM Güvenlik Konseyi bunu da masaya yatıracak, büyük ihtimalle. BM Güvenlik Konseyi bunu masaya yatırdığı zaman, tabii ki burada en büyük rol gelecek Türkiye'nin üzerine. Çünkü bizim gibi sınırı olan yok, ilişkileri olan yok. Onun için biz ilişkileri çok daha ileri noktaya taşımak durumundayız. Çünkü biz bir daha Hama, Humus yaşamak istemiyoruz. Bunu da özellikle söyledik. Bir Hama katliamını Suriye bir daha görmemeli, yaşamamalı, bu konuda çok titiz olmalısınız, hassas olmalısınız. Bunun hatırlatmasını yaptık. Böyle bir şey tekrar yapılacak olursa Suriye bunun altından zor kalkar diye düşünüyorum. Çünkü o zaman ister istemez insanlık tabii ki burada tavrını koyacaktır. Türkiye olarak biz üzerimize düşeni yapmak durumunda kalacağız.
İKİ ŞEHRİ ÇARŞAMBA GÜNÜ ANLATACAĞIM
İKİ ŞEHİR:Başbakan, İstanbul'un çevresine yapılacak iki şehirle ilgili de detay verdi: İstanbul çirkin bir yapılanmanın içindedir, deprem tehdidi altındadır. Bunun çözümü işte o iki şehir olayı var ya, onu çarşamba açıklayacağım, ama bu çarşamba değil öbür çarşamba (11 Mayıs). Hepsi birbiriyle bağlantılı ve bu iki şehrin dışında bu ayrı bir yapılanma olacak. Kordon boyu olarak. Bunlar yalı olmayacak. Güvenlik şeridinin çok çok dışında olacak. Buralardan nüfus kaydıralım istiyoruz. Oralarda yaptığımız yerlerde göstereceğiz, 'buyur sana ev'. Deprem tehdidini göre göre biz o vatandaşları orada nasıl bırakırız? 'Bak senin şu anki binanın bedeli şu, buyur sana şuradan bir iki daire'. Yeni dönemde Şehircilik Bakanlığı kuruyoruz.
CUMHURBAŞKANLIĞI:
Erdoğan, başkanlık sistemiyle ilgili "Bunu halkım tartışacak. Hangi başkanlık sistemi olacağına ilişkin çeşitli modeller var. Bunun çalışması yapılır" dedi. Erdoğan, sunucu Ali Kırca'nın "gönlünüzden cumhurbaşkanlığı geçiyor mu" sorusuna "Çok uyanıksın ama ben de senden geri kalmam. Bu soruları sorma hakkınız olduğu kadar ben de istediğim cevabı verme hakkına sahibim" yanıtı verdi.
YGS'DE KOPYA YOK, DOLAYISIYLA SORUN YOK
Başbakan Erdoğan, YGS'deki şifre tartışmalarıyla ilgili de şunları söyledi: "Böyle bir sınavda asıl olan nedir? Kopya var mı yok mu? Kopya varsa tehlike. Ama kopya yoksa şifreydi, sehvendi vs. bunların hepsi işin teknik detay şeyleri, bunlar neticeyi ilgilendiren şeyler değil. Başkana sordum. Dedi ki 'kesinlikle kopya yok'. 'Bakın' dedim, 'Bu olduğu anda bu zulüm olur'. Ama burada kopya yoksa problem de yok. Başarı oranlarında eskiye göre düşüş var. YGS'deki iddialar temel matematik testine odaklı. 2010'da 1 milyon 473 bin 337 adaydan 2 bin 141 kişi temel matematikte 40 sorudan tamamını yapmış. 2011'de 1 milyon 609 bin 144 adaydan, sadece 1801 kişi tüm sorulara yanıt verebilmiş. Katılan artıyor ama sayı düşüyor. 2010'da tüm puan türlerinde tam puan alan öğrenci sayısı 3, 2011'de sadece 1. Bunların hepsi kopya şeyini düşürüyor. Son açıklamalardan sonra tatmin oldum."
SENDİKALARIMIZ ÇOK İYİ BİR DİYALOG İÇİNDE OLDU
Başbakan Erdoğan, Siyaset Meydanı'nda 1 Mayıs kutlamalarıyla ilgili de şöyle konuştu: "Ben bu yıl için gerçekten mutluyum, memnunum. Şundan dolayı; sendikalarımız bu defa gerçekten güvenlik güçleriyle çok iyi bir diyalog içinde oldular, ellerinden gelen bütün tedbiri aldılar. Bu tedbiri almanın da yanında, örneğin orada bir sendika temsilcisi konuştu ve burada da mesela kalkıp 'Üçümüz de konuşalım' gibi bir yarışın içine girmediler. Eğlence, müzik gösterileriyle falan bu işi adeta bir bayrama dönüştürme olayı oldu ki Türkiye genelinde de aldığım raporlarda, o sizlerin söylediği birkaç olayı bile biz olay olarak kabul etmiyoruz. Temenni ederiz ki bundan sonraki yıllarda da aynı şekilde devam etsin ve bizler de AK Parti iktidarı olarak 1 Mayıs'ı işçilerimizin bu şekilde kutlamasının yolunu açan bir yasayı çıkarmanın mutluluğu içerisinde, sonraki süreçte de herhalde buna bir katkımız kayıtlara girmiş olacak.''
DOMİNO ETKİSİ ENDİŞEMİZİ İLETMİŞTİK
("Esad direnirse Batı yine devreye girebilir mi? NATO devreye girer mi?" sorusuna) Suriye olayına bir Libya olayı gibi bakmıyorum. Ama Suriye dediğimizde 850 km sınırımız olan ve tarihi birlikteliklerimiz çok ileri olan bir ülke. Kuzey Afrika'daki gelişmelerden sonra bunun bir domino etkisi olarak buralara da sirayet eder mi endişesini hep taşıdık. Son Şam seyahatimde bunu Halep'te çok uzun görüşme imkanımız oldu. Bu endişelerimizi orada da dile getirdik. Ne yapabiliriz? Olağanüstü hal kalkması lazım.
KARDEŞ GİBİ KONUŞTUM:
Bir diğeri tek parti dönemini, bir Baas yönetimini aşmanız lazım. Bu güç sizde var. Şu anda muhalefet liderlerinin ciddi bir kısmı da aslında başta Beşar'a karşı çıkmıyorlardı. Siyasi tutuklular noktasında ciddi sıkıntılar vardı. Bunların hepsini dost olarak söyledim. Bir kardeş olarak, konuşalım, dertleşelim, filan. Bu samimiyet içinde bunları konuştuk. Bunun, dedim, bir demokratik parlamenter sistem için müşterek yaparız, deneyimlerimizi paylaşırız.
BU İŞ PATLADI:
Tabii olumsuz bir bakış getirmedi ama adım da atmadı. Tabii şimdi bu iş patladı. Bu arada kendisiyle sürekli telefonda görüştüm. Özel temsilcilerimi de gönderdim. Yapmayacağım, demiyor, yapacağım diyor, ama bir yerden veya birileri tarafından bir engeller mi var, bir tereddütün içerisinde mi, kararsızlık mı yaşıyor, doğrusu çözmekte bir kararsızlık yaşıyorum. Çünkü bu sonunda bizi vuracak. Pat Yayladağı çıktı ortaya. Yayladığı'ndan girişte bu insanlara kapılarımız kapatamayız. Kapılarımızı açtık, tedbirlerimizi aldık, bunu geliştiriyoruz. Çünkü devamı gelecek gibi görünüyor şu anda. Suriye'nin bölünmesini asla istemiyoruz. Suriye bölünmeye fırsat verecek herhangi bir çıkışa müsaade etmemeli. Çünkü burada insanların özgürlükleri sözkonusu. İnsanlara kurşun sıkılmasın. Artık bunlar aşıldı. Kurşun sıkarsan olmaz.
BM MASAYA YATIRIR:
Önümüzde bir Libya olayı var. Bakın Amerika'nın, Batı'nın açıklamaları var. Sonunda BM Güvenlik Konseyi bunu da masaya yatıracak, büyük ihtimalle. BM Güvenlik Konseyi bunu masaya yatırdığı zaman, tabii ki burada en büyük rol gelecek Türkiye'nin üzerine. Çünkü bizim gibi sınırı olan yok, ilişkileri olan yok. Onun için biz ilişkileri çok daha ileri noktaya taşımak durumundayız. Çünkü biz bir daha Hama, Humus yaşamak istemiyoruz. Bunu da özellikle söyledik. Bir Hama katliamını Suriye bir daha görmemeli, yaşamamalı, bu konuda çok titiz olmalısınız, hassas olmalısınız. Bunun hatırlatmasını yaptık. Böyle bir şey tekrar yapılacak olursa Suriye bunun altından zor kalkar diye düşünüyorum. Çünkü o zaman ister istemez insanlık tabii ki burada tavrını koyacaktır. Türkiye olarak biz üzerimize düşeni yapmak durumunda kalacağız.
İKİ ŞEHRİ ÇARŞAMBA GÜNÜ ANLATACAĞIM
İKİ ŞEHİR:Başbakan, İstanbul'un çevresine yapılacak iki şehirle ilgili de detay verdi: İstanbul çirkin bir yapılanmanın içindedir, deprem tehdidi altındadır. Bunun çözümü işte o iki şehir olayı var ya, onu çarşamba açıklayacağım, ama bu çarşamba değil öbür çarşamba (11 Mayıs). Hepsi birbiriyle bağlantılı ve bu iki şehrin dışında bu ayrı bir yapılanma olacak. Kordon boyu olarak. Bunlar yalı olmayacak. Güvenlik şeridinin çok çok dışında olacak. Buralardan nüfus kaydıralım istiyoruz. Oralarda yaptığımız yerlerde göstereceğiz, 'buyur sana ev'. Deprem tehdidini göre göre biz o vatandaşları orada nasıl bırakırız? 'Bak senin şu anki binanın bedeli şu, buyur sana şuradan bir iki daire'. Yeni dönemde Şehircilik Bakanlığı kuruyoruz.
CUMHURBAŞKANLIĞI:
Erdoğan, başkanlık sistemiyle ilgili "Bunu halkım tartışacak. Hangi başkanlık sistemi olacağına ilişkin çeşitli modeller var. Bunun çalışması yapılır" dedi. Erdoğan, sunucu Ali Kırca'nın "gönlünüzden cumhurbaşkanlığı geçiyor mu" sorusuna "Çok uyanıksın ama ben de senden geri kalmam. Bu soruları sorma hakkınız olduğu kadar ben de istediğim cevabı verme hakkına sahibim" yanıtı verdi.
YGS'DE KOPYA YOK, DOLAYISIYLA SORUN YOK
Başbakan Erdoğan, YGS'deki şifre tartışmalarıyla ilgili de şunları söyledi: "Böyle bir sınavda asıl olan nedir? Kopya var mı yok mu? Kopya varsa tehlike. Ama kopya yoksa şifreydi, sehvendi vs. bunların hepsi işin teknik detay şeyleri, bunlar neticeyi ilgilendiren şeyler değil. Başkana sordum. Dedi ki 'kesinlikle kopya yok'. 'Bakın' dedim, 'Bu olduğu anda bu zulüm olur'. Ama burada kopya yoksa problem de yok. Başarı oranlarında eskiye göre düşüş var. YGS'deki iddialar temel matematik testine odaklı. 2010'da 1 milyon 473 bin 337 adaydan 2 bin 141 kişi temel matematikte 40 sorudan tamamını yapmış. 2011'de 1 milyon 609 bin 144 adaydan, sadece 1801 kişi tüm sorulara yanıt verebilmiş. Katılan artıyor ama sayı düşüyor. 2010'da tüm puan türlerinde tam puan alan öğrenci sayısı 3, 2011'de sadece 1. Bunların hepsi kopya şeyini düşürüyor. Son açıklamalardan sonra tatmin oldum."
SENDİKALARIMIZ ÇOK İYİ BİR DİYALOG İÇİNDE OLDU
Başbakan Erdoğan, Siyaset Meydanı'nda 1 Mayıs kutlamalarıyla ilgili de şöyle konuştu: "Ben bu yıl için gerçekten mutluyum, memnunum. Şundan dolayı; sendikalarımız bu defa gerçekten güvenlik güçleriyle çok iyi bir diyalog içinde oldular, ellerinden gelen bütün tedbiri aldılar. Bu tedbiri almanın da yanında, örneğin orada bir sendika temsilcisi konuştu ve burada da mesela kalkıp 'Üçümüz de konuşalım' gibi bir yarışın içine girmediler. Eğlence, müzik gösterileriyle falan bu işi adeta bir bayrama dönüştürme olayı oldu ki Türkiye genelinde de aldığım raporlarda, o sizlerin söylediği birkaç olayı bile biz olay olarak kabul etmiyoruz. Temenni ederiz ki bundan sonraki yıllarda da aynı şekilde devam etsin ve bizler de AK Parti iktidarı olarak 1 Mayıs'ı işçilerimizin bu şekilde kutlamasının yolunu açan bir yasayı çıkarmanın mutluluğu içerisinde, sonraki süreçte de herhalde buna bir katkımız kayıtlara girmiş olacak.''