'Çılgın Proje' açıklandı
Erdoğan, İstanbul için 'çılgın projesi'ni açıkladı: Karadeniz ve Marmara arasında yeni bir kanal açılacak, kanalın uzunluğu 40 kilometreyi bulacak, derinliği 25 metre, genişliği ise 150 metre olacak.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul'da iki yarımada ve bir adanın oluşacağını belirterek, ''İstanbul'un Avrupa yakasında, şehrin batısında, Karadeniz ile Marmara Denizi'nin arasına, yaklaşık 45-50 kilometre uzunluğunda bir kanal yapıyoruz. İstanbul'umuza 'Kanal İstanbul'u kazandırıyoruz'' dedi.
Başbakan Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'ndeki toplantıda ''çılgın proje'' olarak adlandırılan ''İstanbul Hazır; Hedef 2023'' projesini açıkladı. Türkiye'nin bu büyük hayali, bu büyük projeyi gerçekleştirecek iradeye sahip olduğunu belirten Erdoğan, kaynak noktasında bir sıkıntı olmadığını söyledi.
Projenin, tamamıyla milli kaynaklardan karşılanacağını belirten Erdoğan, ''Çünkü, Türkiye bir istikrar ülkesi, Türkiye bir güven ülkesi. Buraya güvenildikçe, burada istikrar oldukça, buraya artık girişimciler, müteşebbisler rahatlıkla girebiliyor. Türkiye 2023'e böyle büyük böyle çılgın, böyle muhteşem bir projeyle girmeyi fazlasıyla hak etmektedir ve bunun adımını attık'' diye konuştu.
-KANAL İSTANBUL-
Açıklayacağı projenin, çok boyutlu bir proje olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
''Aynı zamanda bir enerji projesidir. Bu proje, bir ulaştırma projesidir. Bayındırlık, tarım, eğitim, istihdam projesidir. Bu proje bir şehircilik projesidir. Onun kadar da bir aile projesi, konut projesi, kültür projesi, bir turizm projesidir. En önemlisi de bu proje, bir çevre projesidir. İstanbul'u ve çevresini, tabiatı, denizi, su kaynaklarını yeşili, hayvan ve bitki yaşamını koruma projesidir. Projeyi, açıklamadan önce özellikle iki hususun altını çiziyorum. Biz, çok uzun bir süredir bu proje üzerinde büyük bir titizlikle dar çerçevede çalıştık. Ve birkaç grubu, dar çerçevede çalıştırdık. Her türlü olumsuzluğu, haksızlığı, adaletsizliği önlemek adına projenin yeri ve maliyeti konusunu gizli tutmaya devam edeceğiz. Bunu açıklayacak değilim. Çünkü, onu açıkladığımız anda birçok olumsuzlukların olabileceğini görüyoruz. Projenin, yeri ve maliyeti 3 aşağı 5 yukarı belirlenmiş durumdadır. Sadece etüt çalışmaları tahminen 2 yıl sürecek. Böyle devasa bir projenin süreç içinde yer ve maliyet açısından değişikliklere uğrayacak olması da son derece tabiidir.
Dünyada içinden nehir geçen nice şehirler var. Ama içinden deniz geçen yegane şehir İstanbul. Şu andan itibaren başlattığımız projemizle İstanbul, içinden 2 deniz geçen bir şehre dönüşüyor. İstanbul'da bu projeyle beraber, 2 yarımada, 1 ada oluşuyor. Anadolu yakası, zaten bir yarımada. Fakat şimdi bir ada oluşacak. Bu projeyle birlikte bir yarım ada daha oluşacak. İstanbul'un Avrupa yakasında, şehrin batısında, Karadeniz ile Marmara Denizi'nin arasına, yaklaşık 45-50 kilometre uzunluğunda bir kanal yapıyoruz. İstanbul'umuza 'Kanal İstanbul'u kazandırıyoruz.''
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Biz, konuşan, düşüncelerini özgürce ifade edebilen, korkmayan, korkutulmayan, hiçbir ferdi dışlanmayan, ötelenmeyen bir Türkiye hayalini kurduk ve bunu başardık, başarıyoruz, başaracağız'' dedi.
Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde, kamuoyunda ''çılgın proje'' olarak adlandırılan ''Türkiye Hazır Hedef 2023, İstanbul Hazır Hedef 2023'' projesinin tanıtım toplantısında, temiz bir Haliç, sağlıklı konutlar, modern ilçeler, şefkatle sahip çıkılan yoksullar, hızla akan bir trafik hayalini İstanbul'da gerçeğe dönüştürdüklerini söyledi.
Başbakan Erdoğan, ''İstanbul sevdamız, İstanbul tutkumuz, özgürlük mücadelemiz bizi buralara getirdi. Yılmadık, yüksünmedik, umudumuzu kaybetmedik, hayallerimizi hiç yitirmedik. Pınarhisar'a gittik, Pınarhisar'da bile gecelerimizi, İstanbul rüyası, Türkiye rüyası her zaman zenginleştirdi. Aylar boyunca, özgürlüğün hayalini kurduğumuz kadar, büyük Türkiye'nin, güçlü Türkiye'nin, itibarlı Türkiye'nin hayallerini kurduk'' şeklinde konuştu.
14 Ağustos 2001'de o hayallerin peşine düştüklerini ifade eden Erdoğan, hem hayaller kurduklarını hem de milletin, geleceğine ilişkin hayaller kurabilmesini sağladıklarını kaydetti.
Erdoğan, ''Biz, konuşan, düşüncelerini özgürce ifade edebilen, korkmayan, korkutulmayan, hiçbir ferdi dışlanmayan, ötelenmeyen bir Türkiye hayalini kurduk ve bunu başardık, başarıyoruz, başaracağız'' dedi.
30 kişilik sınıflarda, kucağında bilgisayarla dünyayı izleyen öğrenci hayali kurduklarını vurgulayan Erdoğan, tüm sınıflarda akıllı tahtaların olduğu, her öğrencinin elinde elektronik kitapların bulunduğu bir Türkiye'nin hazırlığını yaptıklarını ve bugün-yarın ihalesini yapmak suretiyle bunu hayata geçireceklerini aktardı.
Kendi yaşadığı şehirdeki üniversiteye gidebilen öğrencilerin hayalini kurduklarını, 89 yeni üniversite açarak bu hayali gerçeğe dönüştürdüklerini de vurgulayan Erdoğan, şu anda Türkiye'de 81 ilin tamamında olmak üzere 165 üniversite bulunduğunu belirtti.
Bir zamanlar kitap bulamayan öğrenciler olduğunu anımsatan Erdoğan, ''Biz de bulamamıştık, teksir notlarıyla okumuştuk. Çala kalem öğretmen ders anlatırken biz de yazmıştık. Bunu artık yeni nesil yaşamasın istedik'' dedi.
Erdoğan, 162 bin dersliğin tamamında artık sıraların üzerinde, fakir-zengin ayrımı yapılmaksızın birinci hamur kağıttan ders kitaplarının çocuklara takdim edildiğini kaydetti.
Okul öncesi eğitimde yüzde 10'dan yüzde 40'ı aşan bir düzeye ulaşıldığını, ilköğretimde ciddi bir sıçrama yapıldığını ve yüzde 100'e gelindiğini, ortaöğretimde de yüzde 60'ın aşıldığını, onda da yüzde 100'ün aşılacağını aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:
''Kışın, dağ başlarında, kızakların üzerinde hastaneye yetişmeye çalışan bacılarımızın hayali, onların ıstırabı bizim hayalimiz oldu, gerçeğe dönüştürdük. Hastaneler kurduk, paletli ambulansları, hava ambulanslarını, en ücra köşeye ulaşan hekimleri hayal olmaktan çıkardık. Köyünde çeşmeden su taşıyan teyzelerin hayalleri de bizim hayallerimize dönüştü. Her köye hemen her eve su getirdik. Kömür kovaları taşıyan annelerin hayali bizim hayalimiz oldu, 69 ilimize doğalgaz ulaştırdık. Artık kombiye basıyor, Ayşe Bacı Fatma Anne artık kombiyle sıcak suyunun ve tüm odalarının ısındığını görüyor. Nerelerden nereler geldik? Hans, Corç, Katarina , Helga bu güzellikleri yaşayacak da Ahmet, Mehmet, Hüseyin, Fatma, Ayşe, Hatice, Hülya onun neyi eksik?''
-''2023'E KADAR İKİNCİ 15 BİN KİLOMETRE HEDEFİMİZ''-
Başbakan Erdoğan, 15 bin kilometre yolun hayalini kurduklarını, bunu ilan ettiklerine anamuhalefetin Genel Başkanınını ''Bu hayaldir, yapamazlar neyle yapacaklar'' dediğini anlatarak, Cumhuriyet tarihinde 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol yapılmışken, kendilerinin 8,5 senede 13 bin 600 kilometre yol inşa ederek bu hayali gerçeğe dönüştürdüklerini söyledi.
Erdoğan, ''Şimdi ikinci 15 binin de startını veriyoruz. 2023'e kadar ikinci 15 bin kilometre hedefimiz'' dedi.
''Ahh benim İstanbullu kardeşlerim sizlere sesleniyorum; çocukluğumda uçak nedir bilmezdim. Uçağın sesini duyduğum zaman sırt üstü yatar uçağı seyrederdim'' diyen Erdoğan, artık uçağa binmenin, bu ülkede hayal olmadığını, artık hava yollarının kaymak tabakanın azınlığın yolu olmaktan çıktığını ve halkın yolu olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin 46 noktasında şu anda havaalanının bulunduğunu anımsatan Erdoğan, şu anda Zafer Havaalanı'nın, Çukurova Havaalanı'nın adımlarının atıldığını, aynı şekilde Karadeniz'de Ordu ile Giresun arasında ORGİ Havalanı'nın adımlarının atılacağını kaydetti.
Başbakan Erdoğan, Hakkari Yüksekova'da, Şırnak Cizre'de havaalanı yapılmakta olduğuna işaret ederek, ayrımın yapılmadığını, batıda ne varsa güneydoğu doğuda da aynısının olduğunu, güneyde ne varsa kuzeyde de aynısının olduğunu, 780 bin kilometrenin tamamına modern bir Türkiye olarak baktıklarını kaydetti.
-''OLAYLARA HİÇBİR ZAMAN İNSAN ÖNCELİKLİ BAKMADILAR''-
Sultan Abdülmecit'in 1856'da Boğaz'ın altına tüp geçit projesini hazırladığını, fakat başlayamadığını anımsatan Erdoğan, ''O projeyi tamamlamak biz torunlarına nasip oldu'' dedi.
Bununla da kalmadıklarını orada Marmaray'ın yanına otomobiller için ikinci bir tüp geçidin temelini attıklarını, onun da devam ettiğini dile getiren Erdoğan, 2013 sonunda Marmaray'ın 2014'te de diğer tüp geçidin bitirilmiş olacağını söyledi.
''(Üçüncü köprü) dedik. CHP'lilerin hemen eteği tutuştu. Hemen açıklama yaptılar 'üçüncü köprüye karşıyız' dediler. Sizden zaten başka bir şey beklenmez ki'' diyen Erdoğan, bu zihniyetin, birinci ve ikinci köprüye ve Marmaray'a da karşı olduğunu dile getirdi.
Recep Tayyip Erdoğan, bu zihniyetin, Marmaray Projesi'nin bitimini 4 yıl geciktirdiğini ifade ederek, ''Neden biliyor musunuz? Efendim, kazılar esnasında buradan bazı çanak çömlekler çıkmış. Bundan dolayı ama lafa geldiği zaman insandan daha önemli bir şey yok. İnsan öncelikliyse, insanın hizmetinde sunulacak böyle bir adımdan dolayı bu tür şeyler toplanır bir kenara konur ama 4 yıl bir proje geciktirilmez'' şeklinde konuştu.
Bu gecikmenin maliyetini kimsenin düşünmediğini, projenin getireceği artıların düşünülmediğini belirten Erdoğan, ''Olaylara hiçbir zaman insan öncelikli bakmadılar. Bunlar, her zaman ideolojik yaklaştılar ama benim milletim hiçbir zaman prim vermedi. Yine vermeyeceğine inanıyorum'' dedi.
Yarım bırakılan Bolu Dağı tünelini de kendilerinin tamamladığını ifade eden Erdoğan, 15 yılda yüzde 35'i yapılan Karadeniz Sahil Yolu'nu tamamlamanın da kendilerine kısmet olduğunu, sadece Ünye viyadükleri hariç, Samsun'dan Sarp'a kadar yolu bitirdiklerini belirtti.
Erdoğan, Karadeniz Sahil Yolu'nda 12 tünel olduğuna işaret ederek, ''Dağları gelip geçmek bizim işimiz'' dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Kanal İstanbul'' projesiyle Boğaz yük trafiğini tamamen sona erdireceklerini belirterek, ''Böylece Boğazı İstanbul'a, Türkiye'ye yeniden kazandırıyoruz. Artık İstanbul Boğazı, tarihin ve geleceğin iç içe yaşayacağı, su sporlarının yapılacağı, kent içi ulaşımın kolaylaşacağı bir tabiat harikası olarak eski günlerine geri dönüyor'' dedi.
Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde, kamuoyunda ''çılgın proje'' olarak adlandırılan ''Türkiye Hazır, Hedef 2023, İstanbul Hazır Hedef 2023'' tanıtım toplantısında, ''Kanal İstanbul'' projesini anlattı.
İstanbul'da bu projeyle 2 yarımada, 1 ada oluşacağını ve İstanbul'un Avrupa yakasında, şehrin batısında, Karadeniz ile Marmara Denizi'nin arasında yaklaşık 45-50 kilometre uzunluğunda bir kanal olacağını söyleyen Erdoğan, ''Kanal İstanbul'' olarak adlandırdığı ''çılgın proje'' ile ilgili, ''Panama Kanalı ile Süveyş'te, Yunanistan'da Corinth Kanalı ile kıyas dahi kabul etmeyecek, yüzyılın en büyük projelerinden biri için bugün kolları sıvıyoruz'' diye konuştu.
Kanalın su derinliğinin yaklaşık 25 metre, su yüzeyinde genişliğin yaklaşık 145-150 metre civarında, tabanda ise yaklaşık 120 metre olacağını belirten Başbakan Erdoğan, şu bilgileri verdi:
''Dünyadaki mevcut kanallardan bugün dünyanın en büyük gemileri, 250-260 bin DW ton gemiler geçebiliyor ama bizim kanaldan 300 bin DW tonluk gemi geçebiliyor. Kanal üzerine inşa edeceğimiz köprülerle kara ve deniz yolu ulaşımı hiçbir kesintiye uğramayacak. Tam aksine bu köprüler de kanala ayrı bir güzellik ve cazibe katacak. Üçüncü köprü de bu kanalın üzerinden geçecek, üçüncü köprünün bağlantısı olan yollar geçecek. Kanalın inşası sırasında, milyonlarca metreküp hafriyat çıkarılacak. Kazıdan çıkarılacak topraklar, uygun yere taşınacak. Kazı malzemesini, büyük bir liman ve havalimanının yapımında, sönmüş maden ocaklarının bir kısmının çevre düzenlemesinde, göl olarak kullanılan bazı alanların kapatılma noktasında değerlendireceğiz.''
Bu projenin, sadece İstanbul'u ve Türkiye'yi değil, başta içinde bulunulan bölge ile dünyayı çok yakından ilgilendirdiğini anlatan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Projenin önemli gerekçelerinden birisi, Boğaz trafiğini azaltmak ve Boğaz'daki tehlikeyi artık ortadan kaldıracak derecede minimize etmeye yöneliktir. Şu anda İstanbul Boğazı'ndan yılda 358 milyon 590 bin ton yük taşınıyor. Yılda yaklaşık 4 milyon ton LPG, 3 milyon ton kimyasal madde ve 139 milyon ton petrol taşınıyor. 147 milyon ton tehlikeli madde her gün her saat İstanbulumuzu, İstanbulumuzun güzelliğini, İstanbulluları ciddi manada tehdit ediyor. Bir medeniyet şehri olan İstanbul'da kültürel eserler, ata yadigarları ciddi tehdit altında. Boğaz ve çevresinde yaşayan, çalışan 2 milyona yakın nüfus aynı şekilde tehdit altında. Boğaz'da ve Marmara'da gemi trafiği nedeniyle doğal yaşam tehdit altında. Geçmişte bu noktada çok büyük tehlikeler atlattık. Zaman zaman meydana gelen kazalar, Boğaz'ı adeta bir cehenneme çevirdi. Yanan tankerler, suyu, havayı kirlettiği kadar karada yaşamı olumsuz etkiledi. Türkiye'nin milli gelirinin yüzde 40'ını sağlayan İstanbul'u, böyle büyük bir tehlikeden kurtarıyor, İstanbul'un, İstanbulluların, Türkiye'nin can güvenliğini sağlamak, denizlerimizi korumak, kültür varlıklarımızı muhafaza etmek adına bu büyük adımı atıyoruz.
Kanal İstanbul ile Boğaz yük trafiğini tamamen sona erdiriyoruz. Böylece Boğaz'ı İstanbul'a, Türkiye'ye yeniden kazandırıyoruz. Artık İstanbul Boğazı, tarihin ve geleceğin iç içe yaşayacağı, su sporlarının yapılacağı, kent içi ulaşımın kolaylaşacağı bir tabiat harikası olarak eski günlerine geri
dönüyor.''
Başbakan Erdoğan, projeyle Marmara'da demirleyen gemilerden artık büyük oranda kurtulacaklarını ve Boğaz'ın hemen ağzında oluşturdukları kirliliğin önüne geçeceklerini ve biyoçeşitliliği de muhafaza altına alacaklarını söyledi.
Kanal İstanbul'dan, günde 130 ile 160 arasında geminin geçmesini hedeflediklerini bildiren Erdoğan, İstanbul Boğazı'ndan günde ortalama 149 gemi geçtiği düşünüldüğünde kanalın gemi trafiğini yavaşlatmayacağını, tam tersine hızlandıracağını belirtti.
Erdoğan, Boğaz'dan geçen gemilerin bekleme maliyetinin yıllık ortalama 1.4 milyar dolar olduğunu bildirerek, kanalın tamamlanmasıyla bekleme maliyetinde de önemli ölçüde azalma olacağını söyledi.
'Çılgın proje'yi gündeme ilk Hıncal Uluç getirmişti. Başbakan'la telefon görüşmesi yapan Uluç köşesinde şunları yazmıştı: "İki cümle ile projenin adını söyledi. Telefon elimde dondum kaldım.. Bu İstanbul konusunda bugüne dek duyduğum en çılgın proje.. Biri bana "Bin proje say" dese, bin gün izin verse aklıma gelmez. Öyle çılgın.
Bu projeyi, bir TV canlı yayınında Türk ve Dünya (Dünya.. Bu sözcüğe dikkat edin. Şifre o.) kamuoyuna açıklamak Başbakanın hakkı.."
Başbakan Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'ndeki toplantıda ''çılgın proje'' olarak adlandırılan ''İstanbul Hazır; Hedef 2023'' projesini açıkladı. Türkiye'nin bu büyük hayali, bu büyük projeyi gerçekleştirecek iradeye sahip olduğunu belirten Erdoğan, kaynak noktasında bir sıkıntı olmadığını söyledi.
Projenin, tamamıyla milli kaynaklardan karşılanacağını belirten Erdoğan, ''Çünkü, Türkiye bir istikrar ülkesi, Türkiye bir güven ülkesi. Buraya güvenildikçe, burada istikrar oldukça, buraya artık girişimciler, müteşebbisler rahatlıkla girebiliyor. Türkiye 2023'e böyle büyük böyle çılgın, böyle muhteşem bir projeyle girmeyi fazlasıyla hak etmektedir ve bunun adımını attık'' diye konuştu.
-KANAL İSTANBUL-
Açıklayacağı projenin, çok boyutlu bir proje olduğunu belirten Başbakan Erdoğan, şunları söyledi:
''Aynı zamanda bir enerji projesidir. Bu proje, bir ulaştırma projesidir. Bayındırlık, tarım, eğitim, istihdam projesidir. Bu proje bir şehircilik projesidir. Onun kadar da bir aile projesi, konut projesi, kültür projesi, bir turizm projesidir. En önemlisi de bu proje, bir çevre projesidir. İstanbul'u ve çevresini, tabiatı, denizi, su kaynaklarını yeşili, hayvan ve bitki yaşamını koruma projesidir. Projeyi, açıklamadan önce özellikle iki hususun altını çiziyorum. Biz, çok uzun bir süredir bu proje üzerinde büyük bir titizlikle dar çerçevede çalıştık. Ve birkaç grubu, dar çerçevede çalıştırdık. Her türlü olumsuzluğu, haksızlığı, adaletsizliği önlemek adına projenin yeri ve maliyeti konusunu gizli tutmaya devam edeceğiz. Bunu açıklayacak değilim. Çünkü, onu açıkladığımız anda birçok olumsuzlukların olabileceğini görüyoruz. Projenin, yeri ve maliyeti 3 aşağı 5 yukarı belirlenmiş durumdadır. Sadece etüt çalışmaları tahminen 2 yıl sürecek. Böyle devasa bir projenin süreç içinde yer ve maliyet açısından değişikliklere uğrayacak olması da son derece tabiidir.
Dünyada içinden nehir geçen nice şehirler var. Ama içinden deniz geçen yegane şehir İstanbul. Şu andan itibaren başlattığımız projemizle İstanbul, içinden 2 deniz geçen bir şehre dönüşüyor. İstanbul'da bu projeyle beraber, 2 yarımada, 1 ada oluşuyor. Anadolu yakası, zaten bir yarımada. Fakat şimdi bir ada oluşacak. Bu projeyle birlikte bir yarım ada daha oluşacak. İstanbul'un Avrupa yakasında, şehrin batısında, Karadeniz ile Marmara Denizi'nin arasına, yaklaşık 45-50 kilometre uzunluğunda bir kanal yapıyoruz. İstanbul'umuza 'Kanal İstanbul'u kazandırıyoruz.''
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Biz, konuşan, düşüncelerini özgürce ifade edebilen, korkmayan, korkutulmayan, hiçbir ferdi dışlanmayan, ötelenmeyen bir Türkiye hayalini kurduk ve bunu başardık, başarıyoruz, başaracağız'' dedi.
Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde, kamuoyunda ''çılgın proje'' olarak adlandırılan ''Türkiye Hazır Hedef 2023, İstanbul Hazır Hedef 2023'' projesinin tanıtım toplantısında, temiz bir Haliç, sağlıklı konutlar, modern ilçeler, şefkatle sahip çıkılan yoksullar, hızla akan bir trafik hayalini İstanbul'da gerçeğe dönüştürdüklerini söyledi.
Başbakan Erdoğan, ''İstanbul sevdamız, İstanbul tutkumuz, özgürlük mücadelemiz bizi buralara getirdi. Yılmadık, yüksünmedik, umudumuzu kaybetmedik, hayallerimizi hiç yitirmedik. Pınarhisar'a gittik, Pınarhisar'da bile gecelerimizi, İstanbul rüyası, Türkiye rüyası her zaman zenginleştirdi. Aylar boyunca, özgürlüğün hayalini kurduğumuz kadar, büyük Türkiye'nin, güçlü Türkiye'nin, itibarlı Türkiye'nin hayallerini kurduk'' şeklinde konuştu.
14 Ağustos 2001'de o hayallerin peşine düştüklerini ifade eden Erdoğan, hem hayaller kurduklarını hem de milletin, geleceğine ilişkin hayaller kurabilmesini sağladıklarını kaydetti.
Erdoğan, ''Biz, konuşan, düşüncelerini özgürce ifade edebilen, korkmayan, korkutulmayan, hiçbir ferdi dışlanmayan, ötelenmeyen bir Türkiye hayalini kurduk ve bunu başardık, başarıyoruz, başaracağız'' dedi.
30 kişilik sınıflarda, kucağında bilgisayarla dünyayı izleyen öğrenci hayali kurduklarını vurgulayan Erdoğan, tüm sınıflarda akıllı tahtaların olduğu, her öğrencinin elinde elektronik kitapların bulunduğu bir Türkiye'nin hazırlığını yaptıklarını ve bugün-yarın ihalesini yapmak suretiyle bunu hayata geçireceklerini aktardı.
Kendi yaşadığı şehirdeki üniversiteye gidebilen öğrencilerin hayalini kurduklarını, 89 yeni üniversite açarak bu hayali gerçeğe dönüştürdüklerini de vurgulayan Erdoğan, şu anda Türkiye'de 81 ilin tamamında olmak üzere 165 üniversite bulunduğunu belirtti.
Bir zamanlar kitap bulamayan öğrenciler olduğunu anımsatan Erdoğan, ''Biz de bulamamıştık, teksir notlarıyla okumuştuk. Çala kalem öğretmen ders anlatırken biz de yazmıştık. Bunu artık yeni nesil yaşamasın istedik'' dedi.
Erdoğan, 162 bin dersliğin tamamında artık sıraların üzerinde, fakir-zengin ayrımı yapılmaksızın birinci hamur kağıttan ders kitaplarının çocuklara takdim edildiğini kaydetti.
Okul öncesi eğitimde yüzde 10'dan yüzde 40'ı aşan bir düzeye ulaşıldığını, ilköğretimde ciddi bir sıçrama yapıldığını ve yüzde 100'e gelindiğini, ortaöğretimde de yüzde 60'ın aşıldığını, onda da yüzde 100'ün aşılacağını aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:
''Kışın, dağ başlarında, kızakların üzerinde hastaneye yetişmeye çalışan bacılarımızın hayali, onların ıstırabı bizim hayalimiz oldu, gerçeğe dönüştürdük. Hastaneler kurduk, paletli ambulansları, hava ambulanslarını, en ücra köşeye ulaşan hekimleri hayal olmaktan çıkardık. Köyünde çeşmeden su taşıyan teyzelerin hayalleri de bizim hayallerimize dönüştü. Her köye hemen her eve su getirdik. Kömür kovaları taşıyan annelerin hayali bizim hayalimiz oldu, 69 ilimize doğalgaz ulaştırdık. Artık kombiye basıyor, Ayşe Bacı Fatma Anne artık kombiyle sıcak suyunun ve tüm odalarının ısındığını görüyor. Nerelerden nereler geldik? Hans, Corç, Katarina , Helga bu güzellikleri yaşayacak da Ahmet, Mehmet, Hüseyin, Fatma, Ayşe, Hatice, Hülya onun neyi eksik?''
-''2023'E KADAR İKİNCİ 15 BİN KİLOMETRE HEDEFİMİZ''-
Başbakan Erdoğan, 15 bin kilometre yolun hayalini kurduklarını, bunu ilan ettiklerine anamuhalefetin Genel Başkanınını ''Bu hayaldir, yapamazlar neyle yapacaklar'' dediğini anlatarak, Cumhuriyet tarihinde 6 bin 100 kilometre bölünmüş yol yapılmışken, kendilerinin 8,5 senede 13 bin 600 kilometre yol inşa ederek bu hayali gerçeğe dönüştürdüklerini söyledi.
Erdoğan, ''Şimdi ikinci 15 binin de startını veriyoruz. 2023'e kadar ikinci 15 bin kilometre hedefimiz'' dedi.
''Ahh benim İstanbullu kardeşlerim sizlere sesleniyorum; çocukluğumda uçak nedir bilmezdim. Uçağın sesini duyduğum zaman sırt üstü yatar uçağı seyrederdim'' diyen Erdoğan, artık uçağa binmenin, bu ülkede hayal olmadığını, artık hava yollarının kaymak tabakanın azınlığın yolu olmaktan çıktığını ve halkın yolu olduğunu vurguladı.
Türkiye'nin 46 noktasında şu anda havaalanının bulunduğunu anımsatan Erdoğan, şu anda Zafer Havaalanı'nın, Çukurova Havaalanı'nın adımlarının atıldığını, aynı şekilde Karadeniz'de Ordu ile Giresun arasında ORGİ Havalanı'nın adımlarının atılacağını kaydetti.
Başbakan Erdoğan, Hakkari Yüksekova'da, Şırnak Cizre'de havaalanı yapılmakta olduğuna işaret ederek, ayrımın yapılmadığını, batıda ne varsa güneydoğu doğuda da aynısının olduğunu, güneyde ne varsa kuzeyde de aynısının olduğunu, 780 bin kilometrenin tamamına modern bir Türkiye olarak baktıklarını kaydetti.
-''OLAYLARA HİÇBİR ZAMAN İNSAN ÖNCELİKLİ BAKMADILAR''-
Sultan Abdülmecit'in 1856'da Boğaz'ın altına tüp geçit projesini hazırladığını, fakat başlayamadığını anımsatan Erdoğan, ''O projeyi tamamlamak biz torunlarına nasip oldu'' dedi.
Bununla da kalmadıklarını orada Marmaray'ın yanına otomobiller için ikinci bir tüp geçidin temelini attıklarını, onun da devam ettiğini dile getiren Erdoğan, 2013 sonunda Marmaray'ın 2014'te de diğer tüp geçidin bitirilmiş olacağını söyledi.
''(Üçüncü köprü) dedik. CHP'lilerin hemen eteği tutuştu. Hemen açıklama yaptılar 'üçüncü köprüye karşıyız' dediler. Sizden zaten başka bir şey beklenmez ki'' diyen Erdoğan, bu zihniyetin, birinci ve ikinci köprüye ve Marmaray'a da karşı olduğunu dile getirdi.
Recep Tayyip Erdoğan, bu zihniyetin, Marmaray Projesi'nin bitimini 4 yıl geciktirdiğini ifade ederek, ''Neden biliyor musunuz? Efendim, kazılar esnasında buradan bazı çanak çömlekler çıkmış. Bundan dolayı ama lafa geldiği zaman insandan daha önemli bir şey yok. İnsan öncelikliyse, insanın hizmetinde sunulacak böyle bir adımdan dolayı bu tür şeyler toplanır bir kenara konur ama 4 yıl bir proje geciktirilmez'' şeklinde konuştu.
Bu gecikmenin maliyetini kimsenin düşünmediğini, projenin getireceği artıların düşünülmediğini belirten Erdoğan, ''Olaylara hiçbir zaman insan öncelikli bakmadılar. Bunlar, her zaman ideolojik yaklaştılar ama benim milletim hiçbir zaman prim vermedi. Yine vermeyeceğine inanıyorum'' dedi.
Yarım bırakılan Bolu Dağı tünelini de kendilerinin tamamladığını ifade eden Erdoğan, 15 yılda yüzde 35'i yapılan Karadeniz Sahil Yolu'nu tamamlamanın da kendilerine kısmet olduğunu, sadece Ünye viyadükleri hariç, Samsun'dan Sarp'a kadar yolu bitirdiklerini belirtti.
Erdoğan, Karadeniz Sahil Yolu'nda 12 tünel olduğuna işaret ederek, ''Dağları gelip geçmek bizim işimiz'' dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Kanal İstanbul'' projesiyle Boğaz yük trafiğini tamamen sona erdireceklerini belirterek, ''Böylece Boğazı İstanbul'a, Türkiye'ye yeniden kazandırıyoruz. Artık İstanbul Boğazı, tarihin ve geleceğin iç içe yaşayacağı, su sporlarının yapılacağı, kent içi ulaşımın kolaylaşacağı bir tabiat harikası olarak eski günlerine geri dönüyor'' dedi.
Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi'nde, kamuoyunda ''çılgın proje'' olarak adlandırılan ''Türkiye Hazır, Hedef 2023, İstanbul Hazır Hedef 2023'' tanıtım toplantısında, ''Kanal İstanbul'' projesini anlattı.
İstanbul'da bu projeyle 2 yarımada, 1 ada oluşacağını ve İstanbul'un Avrupa yakasında, şehrin batısında, Karadeniz ile Marmara Denizi'nin arasında yaklaşık 45-50 kilometre uzunluğunda bir kanal olacağını söyleyen Erdoğan, ''Kanal İstanbul'' olarak adlandırdığı ''çılgın proje'' ile ilgili, ''Panama Kanalı ile Süveyş'te, Yunanistan'da Corinth Kanalı ile kıyas dahi kabul etmeyecek, yüzyılın en büyük projelerinden biri için bugün kolları sıvıyoruz'' diye konuştu.
Kanalın su derinliğinin yaklaşık 25 metre, su yüzeyinde genişliğin yaklaşık 145-150 metre civarında, tabanda ise yaklaşık 120 metre olacağını belirten Başbakan Erdoğan, şu bilgileri verdi:
''Dünyadaki mevcut kanallardan bugün dünyanın en büyük gemileri, 250-260 bin DW ton gemiler geçebiliyor ama bizim kanaldan 300 bin DW tonluk gemi geçebiliyor. Kanal üzerine inşa edeceğimiz köprülerle kara ve deniz yolu ulaşımı hiçbir kesintiye uğramayacak. Tam aksine bu köprüler de kanala ayrı bir güzellik ve cazibe katacak. Üçüncü köprü de bu kanalın üzerinden geçecek, üçüncü köprünün bağlantısı olan yollar geçecek. Kanalın inşası sırasında, milyonlarca metreküp hafriyat çıkarılacak. Kazıdan çıkarılacak topraklar, uygun yere taşınacak. Kazı malzemesini, büyük bir liman ve havalimanının yapımında, sönmüş maden ocaklarının bir kısmının çevre düzenlemesinde, göl olarak kullanılan bazı alanların kapatılma noktasında değerlendireceğiz.''
Bu projenin, sadece İstanbul'u ve Türkiye'yi değil, başta içinde bulunulan bölge ile dünyayı çok yakından ilgilendirdiğini anlatan Başbakan Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Projenin önemli gerekçelerinden birisi, Boğaz trafiğini azaltmak ve Boğaz'daki tehlikeyi artık ortadan kaldıracak derecede minimize etmeye yöneliktir. Şu anda İstanbul Boğazı'ndan yılda 358 milyon 590 bin ton yük taşınıyor. Yılda yaklaşık 4 milyon ton LPG, 3 milyon ton kimyasal madde ve 139 milyon ton petrol taşınıyor. 147 milyon ton tehlikeli madde her gün her saat İstanbulumuzu, İstanbulumuzun güzelliğini, İstanbulluları ciddi manada tehdit ediyor. Bir medeniyet şehri olan İstanbul'da kültürel eserler, ata yadigarları ciddi tehdit altında. Boğaz ve çevresinde yaşayan, çalışan 2 milyona yakın nüfus aynı şekilde tehdit altında. Boğaz'da ve Marmara'da gemi trafiği nedeniyle doğal yaşam tehdit altında. Geçmişte bu noktada çok büyük tehlikeler atlattık. Zaman zaman meydana gelen kazalar, Boğaz'ı adeta bir cehenneme çevirdi. Yanan tankerler, suyu, havayı kirlettiği kadar karada yaşamı olumsuz etkiledi. Türkiye'nin milli gelirinin yüzde 40'ını sağlayan İstanbul'u, böyle büyük bir tehlikeden kurtarıyor, İstanbul'un, İstanbulluların, Türkiye'nin can güvenliğini sağlamak, denizlerimizi korumak, kültür varlıklarımızı muhafaza etmek adına bu büyük adımı atıyoruz.
Kanal İstanbul ile Boğaz yük trafiğini tamamen sona erdiriyoruz. Böylece Boğaz'ı İstanbul'a, Türkiye'ye yeniden kazandırıyoruz. Artık İstanbul Boğazı, tarihin ve geleceğin iç içe yaşayacağı, su sporlarının yapılacağı, kent içi ulaşımın kolaylaşacağı bir tabiat harikası olarak eski günlerine geri
dönüyor.''
Başbakan Erdoğan, projeyle Marmara'da demirleyen gemilerden artık büyük oranda kurtulacaklarını ve Boğaz'ın hemen ağzında oluşturdukları kirliliğin önüne geçeceklerini ve biyoçeşitliliği de muhafaza altına alacaklarını söyledi.
Kanal İstanbul'dan, günde 130 ile 160 arasında geminin geçmesini hedeflediklerini bildiren Erdoğan, İstanbul Boğazı'ndan günde ortalama 149 gemi geçtiği düşünüldüğünde kanalın gemi trafiğini yavaşlatmayacağını, tam tersine hızlandıracağını belirtti.
Erdoğan, Boğaz'dan geçen gemilerin bekleme maliyetinin yıllık ortalama 1.4 milyar dolar olduğunu bildirerek, kanalın tamamlanmasıyla bekleme maliyetinde de önemli ölçüde azalma olacağını söyledi.
Başbakan Erdoğan, ''Kanal sadece bir ulaşım projesi, enerji ve çevre projesi olarak görev yapmayacak, kanal çevresinde modern bir yaşam alanını da oluşturacağız. Bunlar düzenlemede çok daha farklı ölçütlerde olacak. Kongre, festival, fuar merkezleriyle, otelleri, spor tesisleriyle Kanal İstanbul, yeni bir yaşam merkezinin de ortaya çıkmasını sağlayacak. İstanbul'un kentsel dönüşümü, kanal çevresinde gerçekleştireceğimiz projelerle devam edecek ve İstanbul'un en büyük havalimanını bu bölgede gerçekleştireceğiz. Hedefimiz yaklaşık 60 milyon/yıl kapasiteye sahip bir havalimanı. Artık Atatürk Havalimanı ve Sabiha Gökçen Havalimanı ihtiyaca cevap vermiyor'' dedi.
İLK HINCAL ULUÇ YAZMIŞTI
'Çılgın proje'yi gündeme ilk Hıncal Uluç getirmişti. Başbakan'la telefon görüşmesi yapan Uluç köşesinde şunları yazmıştı: "İki cümle ile projenin adını söyledi. Telefon elimde dondum kaldım.. Bu İstanbul konusunda bugüne dek duyduğum en çılgın proje.. Biri bana "Bin proje say" dese, bin gün izin verse aklıma gelmez. Öyle çılgın.
Bu projeyi, bir TV canlı yayınında Türk ve Dünya (Dünya.. Bu sözcüğe dikkat edin. Şifre o.) kamuoyuna açıklamak Başbakanın hakkı.."