Çelik’ten Özkök’e tavsiyeler
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çelik, ''Aslında ben Sayın Ertuğrul Özkök'e şunu tavsiye ederdim: Keşke kendisi de Oktay Ekşi ile bir CHP'den aday olsaydı da takım tamamlansaydı” dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, Gaziantep'te düzenlediği basın toplantısında, elindeki gazete kupürlerini göstererek, 28 Şubat sürecinde Ertuğrul Özkök'ün yönetimindeki Hürriyet gazetesinin attığı manşetleri çok iyi bildiklerini söyledi.
28 Şubatçıların, cuntacıların, halkın iradesine yönelik ''gerekirse silah bile kullanırız'' söylemini, Ertuğrul Özkök'ün Hürriyet gazetesinde manşet yapmaktan çekinmediğini dile getiren Çelik, şöyle konuştu:
''Tayyip muhtar bile olamaz' manşetlerinin sahibi, öte taraftan bakın 411 milletvekili TBMM'de anayasa değişikliğine (evet) oyu verdi. Özgürlükleri genişleten, üniversitelere alınmayan genç kızlarımızın gözyaşlarını dindirmeye yönelik yapılan bir anayasa değişikliğiydi ve Ertuğrul Özkök'ün yönetimindeki Hürriyet gazetesi yüzde 75 halk çoğunluğuna dayalı olan bu 411 milletvekilinin iradesini gazetesinde şu şekilde manşet atıyordu: '411 el kaosa kalktı'.
Bu anlayış hükümet kurup hükümet deviriyordu. Bu anlayış bakan azlettirip, bakan tayin ettiriyordu. Cumhurbaşkanının kim olması gerektiğine, kim olmaması gerektiğine bu zihniyet karar veriyordu. Ve iktidarlar üzerinde oluşturdukları baskıyla milletin iradesi yerine kendi iradelerini koyuyorlardı ve bu şekilde ülkeyi idare etmeye çalışıyorlardı.
Ayrıca üniversitelerdeki yasakçılığı sürdüren zihniyete karşı AK Parti Genel Başkanı'nın yapmış olduğu açıklamayı bakın şu başlıklarla veriyordu: hocalara gözdağı... Bunu çoğaltabiliriz. Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasetten yasaklanması, cezaevine atılması, bir daha siyaset yapamamasıyla ilgili olarak çok ciddi bir gayret vardı. Bu gayretin içinde Vural Savaşlar, Nuh Mete Yükseller, bunun bir yargı ayağı, bir medya ağı vardı. Hürriyet gazetesindeki bir haberi okuyorum.
'Soruyor: Erdoğan'ın belediye başkanlığı düşüyor mu? Evet düşüyor. Yeniden belediye başkanı olabilir mi? Hayır olamaz. Erdoğan milletvekili adayı olabilir mi? Hayır olamaz. Erdoğan parti genel başkanı olabilir mi? Hayır olamaz.'
Bakın bunlar hepsi milletin hafıza kayıtlarında yer alan ve hafız kayıtlarından silinmemiş olan manşetlerdi.''
'MİLLETİN İRADESİNE HAKSIZLIK'
Çelik, Ertuğrul Özkök'ün yıllarca başyazarı olan ve şu anda, 80'inden sonra CHP'nin milletvekili adayı olan Oktay Ekşi ile birlikte milletin değerlerine, iradesine, haksızlık etmeye devam ettiklerini dile getirdi.
Oktay Ekşi'nin ''1960 darbesinin şakşakçısı'' olduğunu, 1961 Anayasası'nı hazırlamak üzere kurulan Kurucu Meclis'te CHP'lilerin teklifiyle milletvekili yapılan, Kurucu Meclis'te milletvekili olmak üzere görevlendirilen biri olduğunu ifade eden Çelik, şöyle devam etti:
''Bugün CHP saflarında. Aslında ben Sayın Ertuğrul Özkök'e şunu tavsiye ederdim. Keşke kendisi de Oktay Ekşi ile birlikte Balyozcularla ve Ergenekoncularla birlikte o da CHP'den aday olsaydı da takım tamamlansaydı. Bu takım birbirine çok yakışan bir takımdı. Ülkede bugün gerçekten her alanda demokratik standartlar yükselmişken, işkenceye sıfır tolerans, kötü muameleye sıfır tolerans denmişken.
Her türlü ayrımcılığın önüne geçilmişken, faili meçhul cinayetler ortadan kalkmışken, olağanüstü hal uygulamaları, yargısız infazlar ortadan kaldırılmışken, hukukun üstünlüğü kavramını yerleştirmeye yönelik anayasa değişiklikleri yapılmışken, yapılmaya çalışılırken bütün bunları yapan da AK Parti hükümeti iken, AK Parti bütün bu uygulamalara imzasını atmışken, siz AK Parti'yi, AK Parti'nin Türkiye'de tesis etmiş olan yönetimini ara rejim olarak nitelendireceksiniz.
Yıllar yılı bu ülkede halkın iradesini frenlemeye çalışan insanlar 'irtica geliyor' dediler, 'irtica tehdidi var' dediler. 'Laiklik elden gidiyor' dediler, 'Atatürkçülük elden gidiyor' dediler. Bunu bu dediğim merkez medya yapmadı, CHP ile birlikte yaptı, CHP zihniyetiyle. Tek parti özlemcisi olan, tek parti dönemi özlemcisi olan ara rejim özlemcisi zihniyetle birlikte bunu yaptı. 'İrtica geliyor', efendim 'şeriat geliyor', 'Cumhuriyet ortadan kalkıyor', 'Atatürkçülük efendim yara alıyor' gibi maalesef manşetlerle ülkede kaosu, gerginliği kabartmaya çalıştılar. Baktılar bu tutmuyor sonra bunun yerine 'sivil dikta vardır' demeye başladılar.
Bir süre de 'sivil dikta var' dediler. Baktılar bu da tutmuyor, sonra irtica yerine şimdi bir cemaat ürettiler, sabah akşam ne olsa ne bitse, milletin başına gökten taş düşse (bunu cemaat yaptı) demeye başladılar. İrtica tehdidi yerine kendi akıllarındaki ürettikleri senaryo içinde baş aktör olan irtica yerine, şimdi cemaati koymaya başladılar.
Bütün hesap milletin iktidarını önlemek, milletin iradesini hiçe saymaktır. AK Parti'nin iktidara gelmesiyle birlikte kendisine merkez medya diyen Ertuğrul Özkök, Oktay Ekşi zihniyetinin düdüğü kırılmıştır. Artık milletin düdüğü ötmektedir ve bunu herkesin çok iyi bilmesi gerekiyor.''
'HAKKI DA DEĞİL, HADDİ DE DEĞİL'
Ertuğrul Özkök ve onun zihniyetini taşıyanların kendilerine ''Beyaz Türk'' demeye devam edebileceğini; ancak hangi yüzün ak, hangi yüzün kara olduğunu milletin çok iyi bildiğini dile getiren Çelik, şöyle devam etti:
''Sayın Ertuğrul Özkök'ün ve o zihniyetteki insanların geriye dönük olarak lütfen yazdığı yazılara bakın, çelişkilere bakın, kimler adına kalem oynattıklarına şöyle bir bakın. Dolayısıyla bizi ara rejim heveslisi veya ara rejim kurmakla suçlayan, itham eden Sayın Ertuğrul Özkök'e bu ithamlarını iade ediyorum ve kendisini tekrar huzurlarınızda kınıyorum.
Her alanda dediğim gibi binbir türlü zorluklarla boğuşarak Türkiye'yi anlamsız yasaklardan kurtara kurtara bugüne gelmiş olan Başbakanımızı, partimizi ve hükümetimizi bu şekilde itham ve izam etmek Ertuğrul Özkök ve benzerlerinin hakkı da değil haddi de değildir. Meselenin böyle değerlendirilmesi gerekiyor. Ben bugüne kadar bir köşe yazarını doğrudan muhatap alarak bir basın toplantısı yaptığımı hatırlamıyorum. Ama bizim suskunluğumuzu, bizim özellikle toleranslı davranışımızı birileri bizim zaafımız olarak değerlendirmemelidir.
Elbette herkes bizi eleştirebilir. Ama kimsenin bizi ara rejim kurmakla itham etmesi kesinlikle kabul edilebilir bir şey değildir. İktidar hazmeden olmalıdır ama iktidar ve iktidar partisi kimsenin şamar oğlanı falan da değildir. Bu zümre herkesi susturmaya, siyasetçiler üzerine baskı kurmaya alışmışlardı.
Kendinden şüphesi olan arkasında bohçası olan siyasetçi de buna boyun eğmişti. Ama bizim sırtımızda bohçamız yok, bizim başımız dik, alnımız ak. Bugüne kadar iktidar olarak, hükümet olarak parti olarak biz mafyalara, cuntacılar, çetelere boyun eğmedik. Onlar adına kalem oynatan kalemşörlere boyun hiç eğmedik. Bundan sonra da eğmeye niyetimiz yok. Herkes lütfen kendi konumunu çok iyi bilsin.''
AA
28 Şubatçıların, cuntacıların, halkın iradesine yönelik ''gerekirse silah bile kullanırız'' söylemini, Ertuğrul Özkök'ün Hürriyet gazetesinde manşet yapmaktan çekinmediğini dile getiren Çelik, şöyle konuştu:
''Tayyip muhtar bile olamaz' manşetlerinin sahibi, öte taraftan bakın 411 milletvekili TBMM'de anayasa değişikliğine (evet) oyu verdi. Özgürlükleri genişleten, üniversitelere alınmayan genç kızlarımızın gözyaşlarını dindirmeye yönelik yapılan bir anayasa değişikliğiydi ve Ertuğrul Özkök'ün yönetimindeki Hürriyet gazetesi yüzde 75 halk çoğunluğuna dayalı olan bu 411 milletvekilinin iradesini gazetesinde şu şekilde manşet atıyordu: '411 el kaosa kalktı'.
Bu anlayış hükümet kurup hükümet deviriyordu. Bu anlayış bakan azlettirip, bakan tayin ettiriyordu. Cumhurbaşkanının kim olması gerektiğine, kim olmaması gerektiğine bu zihniyet karar veriyordu. Ve iktidarlar üzerinde oluşturdukları baskıyla milletin iradesi yerine kendi iradelerini koyuyorlardı ve bu şekilde ülkeyi idare etmeye çalışıyorlardı.
Ayrıca üniversitelerdeki yasakçılığı sürdüren zihniyete karşı AK Parti Genel Başkanı'nın yapmış olduğu açıklamayı bakın şu başlıklarla veriyordu: hocalara gözdağı... Bunu çoğaltabiliriz. Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın siyasetten yasaklanması, cezaevine atılması, bir daha siyaset yapamamasıyla ilgili olarak çok ciddi bir gayret vardı. Bu gayretin içinde Vural Savaşlar, Nuh Mete Yükseller, bunun bir yargı ayağı, bir medya ağı vardı. Hürriyet gazetesindeki bir haberi okuyorum.
'Soruyor: Erdoğan'ın belediye başkanlığı düşüyor mu? Evet düşüyor. Yeniden belediye başkanı olabilir mi? Hayır olamaz. Erdoğan milletvekili adayı olabilir mi? Hayır olamaz. Erdoğan parti genel başkanı olabilir mi? Hayır olamaz.'
Bakın bunlar hepsi milletin hafıza kayıtlarında yer alan ve hafız kayıtlarından silinmemiş olan manşetlerdi.''
'MİLLETİN İRADESİNE HAKSIZLIK'
Çelik, Ertuğrul Özkök'ün yıllarca başyazarı olan ve şu anda, 80'inden sonra CHP'nin milletvekili adayı olan Oktay Ekşi ile birlikte milletin değerlerine, iradesine, haksızlık etmeye devam ettiklerini dile getirdi.
Oktay Ekşi'nin ''1960 darbesinin şakşakçısı'' olduğunu, 1961 Anayasası'nı hazırlamak üzere kurulan Kurucu Meclis'te CHP'lilerin teklifiyle milletvekili yapılan, Kurucu Meclis'te milletvekili olmak üzere görevlendirilen biri olduğunu ifade eden Çelik, şöyle devam etti:
''Bugün CHP saflarında. Aslında ben Sayın Ertuğrul Özkök'e şunu tavsiye ederdim. Keşke kendisi de Oktay Ekşi ile birlikte Balyozcularla ve Ergenekoncularla birlikte o da CHP'den aday olsaydı da takım tamamlansaydı. Bu takım birbirine çok yakışan bir takımdı. Ülkede bugün gerçekten her alanda demokratik standartlar yükselmişken, işkenceye sıfır tolerans, kötü muameleye sıfır tolerans denmişken.
Her türlü ayrımcılığın önüne geçilmişken, faili meçhul cinayetler ortadan kalkmışken, olağanüstü hal uygulamaları, yargısız infazlar ortadan kaldırılmışken, hukukun üstünlüğü kavramını yerleştirmeye yönelik anayasa değişiklikleri yapılmışken, yapılmaya çalışılırken bütün bunları yapan da AK Parti hükümeti iken, AK Parti bütün bu uygulamalara imzasını atmışken, siz AK Parti'yi, AK Parti'nin Türkiye'de tesis etmiş olan yönetimini ara rejim olarak nitelendireceksiniz.
Yıllar yılı bu ülkede halkın iradesini frenlemeye çalışan insanlar 'irtica geliyor' dediler, 'irtica tehdidi var' dediler. 'Laiklik elden gidiyor' dediler, 'Atatürkçülük elden gidiyor' dediler. Bunu bu dediğim merkez medya yapmadı, CHP ile birlikte yaptı, CHP zihniyetiyle. Tek parti özlemcisi olan, tek parti dönemi özlemcisi olan ara rejim özlemcisi zihniyetle birlikte bunu yaptı. 'İrtica geliyor', efendim 'şeriat geliyor', 'Cumhuriyet ortadan kalkıyor', 'Atatürkçülük efendim yara alıyor' gibi maalesef manşetlerle ülkede kaosu, gerginliği kabartmaya çalıştılar. Baktılar bu tutmuyor sonra bunun yerine 'sivil dikta vardır' demeye başladılar.
Bir süre de 'sivil dikta var' dediler. Baktılar bu da tutmuyor, sonra irtica yerine şimdi bir cemaat ürettiler, sabah akşam ne olsa ne bitse, milletin başına gökten taş düşse (bunu cemaat yaptı) demeye başladılar. İrtica tehdidi yerine kendi akıllarındaki ürettikleri senaryo içinde baş aktör olan irtica yerine, şimdi cemaati koymaya başladılar.
Bütün hesap milletin iktidarını önlemek, milletin iradesini hiçe saymaktır. AK Parti'nin iktidara gelmesiyle birlikte kendisine merkez medya diyen Ertuğrul Özkök, Oktay Ekşi zihniyetinin düdüğü kırılmıştır. Artık milletin düdüğü ötmektedir ve bunu herkesin çok iyi bilmesi gerekiyor.''
'HAKKI DA DEĞİL, HADDİ DE DEĞİL'
Ertuğrul Özkök ve onun zihniyetini taşıyanların kendilerine ''Beyaz Türk'' demeye devam edebileceğini; ancak hangi yüzün ak, hangi yüzün kara olduğunu milletin çok iyi bildiğini dile getiren Çelik, şöyle devam etti:
''Sayın Ertuğrul Özkök'ün ve o zihniyetteki insanların geriye dönük olarak lütfen yazdığı yazılara bakın, çelişkilere bakın, kimler adına kalem oynattıklarına şöyle bir bakın. Dolayısıyla bizi ara rejim heveslisi veya ara rejim kurmakla suçlayan, itham eden Sayın Ertuğrul Özkök'e bu ithamlarını iade ediyorum ve kendisini tekrar huzurlarınızda kınıyorum.
Her alanda dediğim gibi binbir türlü zorluklarla boğuşarak Türkiye'yi anlamsız yasaklardan kurtara kurtara bugüne gelmiş olan Başbakanımızı, partimizi ve hükümetimizi bu şekilde itham ve izam etmek Ertuğrul Özkök ve benzerlerinin hakkı da değil haddi de değildir. Meselenin böyle değerlendirilmesi gerekiyor. Ben bugüne kadar bir köşe yazarını doğrudan muhatap alarak bir basın toplantısı yaptığımı hatırlamıyorum. Ama bizim suskunluğumuzu, bizim özellikle toleranslı davranışımızı birileri bizim zaafımız olarak değerlendirmemelidir.
Elbette herkes bizi eleştirebilir. Ama kimsenin bizi ara rejim kurmakla itham etmesi kesinlikle kabul edilebilir bir şey değildir. İktidar hazmeden olmalıdır ama iktidar ve iktidar partisi kimsenin şamar oğlanı falan da değildir. Bu zümre herkesi susturmaya, siyasetçiler üzerine baskı kurmaya alışmışlardı.
Kendinden şüphesi olan arkasında bohçası olan siyasetçi de buna boyun eğmişti. Ama bizim sırtımızda bohçamız yok, bizim başımız dik, alnımız ak. Bugüne kadar iktidar olarak, hükümet olarak parti olarak biz mafyalara, cuntacılar, çetelere boyun eğmedik. Onlar adına kalem oynatan kalemşörlere boyun hiç eğmedik. Bundan sonra da eğmeye niyetimiz yok. Herkes lütfen kendi konumunu çok iyi bilsin.''
AA