CANLI YAYIN
A HABER GALERİ
Yunan basınından flaş Dedeağaç iddiası! ABD muharip gemileri için hazırlanıyor
Türkiye'nin dibindeki Dedeağaç'ı ABD'ye peşkeş çeken Yunanistan'dan bir hamle daha geldi. Yunan basını, ABD'nin Dedeağaç limanını deniz üssüne dönüştürmeyi hedeflediğini yazdı. Çıkan haberde Amerikalıların, Girit'teki Suda Üssü'nün büyük insansız hava araçları (İHA) ve F-35 tipi savaş uçaklarının konuşlanabilmelerini sağlayacak şekilde yeni tesis inşası ile de yakından ilgilendiklerini kaydetti. A Haber muhabiri İlhan Tahsin Gümülcine'den ayrıntıları aktardı. ABD Türkiye'yi kuşatıyor mu? Ege ve Akdeniz'de ne planlıyor? Terör ve Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar, konu ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. Ağar, harita üzerinde tek tek anlattı "Amaçları Türkiye'yi biat ettirmek" ifadelerini kullandı.
ABD, son yıllarda Balkanlar ile Avrupa'ya silah ve personel sevkıyatı için kullandığı Dedeğaç (Aleksandrupolis) limanını, adeta yeni bir askeri deniz üssüne dönüştürmeyi planlıyor.
Hedef, özelleştirme süreci başlatılan Dedeğaç limanı ile ilgili ihaleyi, Amerikan şirketlerinin kazanması ve limanın ABD Deniz Kuvvetleri'nin "çelik yumruğu" olarak da bilinen "Arleigh Burke" sınıfı muhrip gemiler (destroyer) ile benzer büyüklükteki savaş gemilerinin yanaşabilecekleri şekilde genişletilmesi.
Yunan Kathimerini gazetesi, ABD'nin, başta yüksek rütbeli askerler olmak üzere çeşitli vesilelerle, Dedeağaç limanının büyük savaş gemilerini barındırabilecek şekilde genişletilmesi planlarını Yunan yetkililere ilettiklerini yazdı.
ÜS OLARAK TAHSİS EDİLMİŞ
"Arleigh Burke" sınıfı destroyerler, ABD'nin Girit adasındaki Suda üssüne yanaşabiliyorlar. Bu planın gerçekleştirilmesi halinde çeşitli tipte savaş gemileri, Dedeağaç limanını da kullanabilecek.
Yunanistan, geçen yıl ABD ile imzaladığı yeni savunma işbirliği anlaşması çerçevesinde, Türkiye'den sadece 40 kilometre mesafedeki Dedeağaç'ta, 156'ncı Motorize Topçu Taburu'nun barındığı "Yanuli" kışlasını üs olarak tahsis etti.
"Yanuli" kışlasında, Balkanlar ve Avrupa ülkelerine gitmek üzere Dedeağaç'a gelen Amerikan askerlerinin konaklayabilmeleri için 300-400 kişi kapasiteli tesisler inşa ediliyor.
F-35 VE İHA'LAR KONUŞLANDIRACAKLAR
Kathimerini, haberinde ayrıca Amerikalıların, Girit'teki Suda Üssü'nün (deniz ve hava üssü) büyük insansız hava araçları (İHA) ve F-35 tipi savaş uçaklarının konuşlanabilmelerini sağlayacak şekilde, yeni tesis inşası ile de yakından ilgilendiklerini kaydetti.
İki ülke arasındaki savunma işbirliği anlaşması, Suda Üssü'nün genişletilmesini de öngörüyor. Gazete, ABD'nin ilgilendiği bir diğer konunun ise, Rus savaş gemilerinin Doğu Akdeniz'deki faaliyetlerini daha iyi izleyebilmesi için Ege'de "Denizcilik alan bilinci" (Maritime Awareness Domain) radarları yerleştirmek olduğunu da belirtti.
ATİNA'NIN YENİ PROPAGANDA BİRİMİ
Bu arada, Haftalık Real News gazetesi, Yunan hükümetinin, Türkiye'ye karşı bir propaganda birimi olarak faaliyet gösterecek "Merkezi İletişim İdaresi"ni kurmayı kararlaştırdığını belirtti.
Birimin başına ABD'nin New York kentindeki eski Yunan konsolosu Kontantinos Kutras'ın önerildiğini yazan gazete, "Hedef, Türkiye'nin iletişim alanındaki her iddiasına cevap vermek" ifadesini kullandı.
ABD TÜRKİYE'Yİ KUŞATIYOR MU?
ABD Ege ve Akdeniz'de ne planlıyor? Rum Kesimi'nin silah ambargosunun kaldırılması ne anlama geliyor? ABD'nin yeni üssü Rum Kesimi mi olacak? ABD'nin dedeağaç planı ne? Terör ve Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar, A Haber canlı yayınında konu ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
İşte o açıklamalardan satır başları;
Tek bir bakış açısı geliştirmek doğru değil. ABD dünya hakimiyetiyle ilgili dünya üzerinde bilinen 800 tane üssü ve dünya denizlerini okyanuslarını dolaşan 300 civarında da muharip gemisi var. Bunlarla ilgili bir dünya hakimiyeti sağlıyor ve bununla birlikte de bölgesel bir takım etkiler yani nokta atışlı bir takım etkiler üretmeye çalışıyor. Bunlardan bir tanesiyle karşı karşıya kaldığımızı düşünüyorum.
"MESELE RUSYA GİBİ GÖZÜKÜYOR AMA..."
Mesele Rusya gibi gözüküyor ama pek çok amacı var ABD hem Ermenistan'da hem Suriye'de hem Irak'ta hem Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nde hem Adalar'da hem de Yunan ana kıtasında oluşturmuş olduğu üslerle birlikte.
Güney Kıbrıs Rum Kesimi ile ilgili ambargo kararını 1987 yılında almıştı ABD. Amacı neydi? Özellikle Rum ve Yunan aşırı milliyetçilerin Kıbrıs'ı Yunanistan'a bağlamak gibi bir temel gayeleri vardı bunların hepsi Kıbrıs savaşından sonra şekillenmiş olduğu için ambargo uygulamaya başladı.
Temel eğilimi adanın tekrar birleştirilmesiyle ilgili bir modeli teşvik emek. Bununla ilgili pek çok operasyon da yaptı Annan Planı dahil olmak üzere referandum dahil olmak üzere. Ancak bunların hiç birisi tutmadı başaramadılar. Burada da Rumların ihtirasları son derece etkili oldu.
Zaman içerisinde böyle bir fotoğraf ortaya çıktıktan sonra Güney Kıbrıs özellikle Rusya ile geliştirmiş olduğu angajmanlar ABD'yi çok rahatsız etmeye başladı. Bunlardan bir tanesi buranın bir kara para aklama cennetine dönüşmüş olması. En sonunda da özellikle Suriye iç savaşına Rusların müdahil olmasıyla beraber Ruslarla Güney Kıbrıs Rum Kesimi bir anlaşma imzaladı.
Bu anlaşmaya bağlı olarak bu bölgeye gelen özellikle buradaki Rus üslerine gelen Rus savaş gemilerinin yakıt ikmali ve bakım gibi bir takım gerekçelerle buradaki Rumlara ait olan alanlara girmeleri buralarda yakıt ikmali yapmaları bakım yapmaları ve bununla birlikte kiliselere falan gitmeye başladıkları ve kara para işiyle Güney Kıbrıs'ın ABD inisiyatifinden çıkıp Rus inisiyatifine girmesiyle ilgili bir takım riskler kendisini göstermeye başladı.
KİME KARŞI KULLANACAK?
Jeopolitik anlamda ABD'nin elindeki kartları teker teker almaya başladı. O zaman biz bir karar verelim. Öncelikle savunma silah sistemlerine dair ambargoyu kaldırdılar. Ama bu yaptıklarıyla ilgili başka etki taarruz silah sistemleriyle ilgili ambargoyu da kaldırıyorlar. Bunun bir anlamı var. İnsanlara sormazlar mı hadi savunma sistemini anlıyoruz. Taarruz sistemlerini kime karşı kullancak? Böyle olunca Türkiye bu işten çok huylanmış durumda. Mesele buradaki üslerle Adalar'daki üslerle mesele Türkiye'yi can alıcı bir şekilde ilgilendirmeye başladı.
"SON DERECE BÜYÜK BİR TEHDİTLE KARŞI KARŞIYAYIZ"
Yunanistan'ın tavrı belli bununla birleşince Türkiye'nin bu hattan ablukaya alındığını görüyoruz. Abluka sadece Türkiye'nin karadan ve denizden dışarıya çıkışını engellemiyor aynı zamanda şu havzadaki yaklaşık 50-55 trilyon dolar seviyesinde olduğu ifade edilen gaz ve petrol kaynaklarına erişmesini engelleyecek bir askeri hamleye dönüştü. Bu açıdan son derece can alıcı bir güvenlik fotoğrafı var Türkiye açısından. Mutlaka bunları engellemesi gerekiyor. Son derece büyük bir tehditle karşı karşıyayız.
"EMELLERİ SON DERECE NET"
Yunanistan'ın ve Güney Kıbrıs Rum Kesimi'nin Türkiye ile KKTC ile ilgili emelleri son derece net fırsatı buldukları an mutlaka tekrar bir mevzi kazanmak tekrar bir deniz alanı kara alanı hava alanı kazanmak için mutlaka bu elde etmiş oldukları inisiyatifi Türkiye'ye karşı kullanacaklar.
"AMAÇLARI TÜRKİYE'Yİ BİAT ETTİRMEK"
Türkiye'nin kendi başına operasyon harekat yapmasını savaş yapmasını engellemeliyiz tarzında bir yaklaşım benimsemiş durumdalar. Bu yaklaşımla beraber Yunanistan'ı, Güney Kıbrıs'ı, PKK'yı diğer terör örgütlerini bir şekilde Türkiye'nin aleyhine kimini doğrusal kimini asimetrik olarak kullanıyorlar. Amaçları ne? Türkiye'yi tekrar kendilerine biat ettirmek.
