CANLI YAYIN
A HABER GALERİ
Yavuz Sultan Selim'in gizemli sırrı! Tarih bilgileriniz değişecek
Yavuz Sultan Selim'in, sert mizacına rağmen çok sevecen ve duygusal bir kişilik olduğu bilinir. Türk ve Fas dillerine hakim olan Selim, aynı zamanda iyi bir şairdi. Gösteriş ve ihtişamdan hoşlanmayan Selim, her öğününde tek çeşit yemek yer ve tahta tabaklar kullanırdı. Devlet malını israf etmekten kaçınır, sade bir yaşam sürerdi.
Yavuz Sultan Selim, sert mizacına rağmen oldukça sevecen ve duygusal bir yapıya sahipti. Türk ve Fas dillerine hakim olup, aynı zamanda yetenekli bir şairdi. Gösterişten hoşlanmayan Selim, her öğünde tek çeşit yemek yer ve tahta tabaklar kullanırdı, devlet malını israf etmemeye özen gösterirdi. Ünlü küpeli ve pala bıyıklı resminin ona ait olmadığı ve asla sakal bırakmadığı ise ortaya çıkmış bir gerçektir. Peki, Yavuz Sultan Selim'in sakal bırakmama sebebini biliyor musunuz? Bu gerçeği öğrendiğinizde oldukça şaşıracaksınız...
Gerçek Yavuz Sultan Selim
Yavuz Sultan Selim'in çok bilinen küpeli ve pala bıyıklı resminin ona ait olmadığı ortaya çıkmıştır. Selim, Yeniçeri geleneklerine olan bağlılığından dolayı asla sakal bırakmamıştır. Kendisini Yeniçerilerin babası olarak gören Selim'in, sakal bırakmama sebebi de buradan gelir.
Kişisel Özellikleri ve Yeme Alışkanlıkları
Yavuz Sultan Selim, 10 Ekim 1470 tarihinde doğdu. Babası Sultan II. Bayezid ve annesi Gülbahar Hatun'dur. Uzun boylu, geniş omuzlu ve iri kemikli yapısıyla dikkat çekerdi. Sert ve cesur tabiatı, ona 'Yavuz' lakabını kazandırdı. Süs ve ihtişamdan hoşlanmayan Selim, sade bir yaşam tarzını benimsemişti. Her öğününde sadece tek çeşit yemek yer, tahta tabaklar kullanırdı.
Başarıları ve Savaşları
Yavuz Sultan Selim, askeri başarılarıyla tanınır. 1512 yılında tahta geçtiğinde Osmanlı İmparatorluğu, doğudaki Safevi İmparatorluğu ile büyük bir sıkıntı yaşıyordu. Selim, Anadolu'daki Osmanlı egemenliğini sağlamlaştırmak ve doğudaki İslam devletlerini tek bir çatı altında birleştirmek için harekete geçti. 1514'teki Çaldıran Savaşı'nda Şah İsmail'in ordusunu yenerek büyük bir zafer kazandı.
Mısır Seferi ve Halifelik
Çaldıran zaferinin ardından Selim, 1516'da Mercidabık Savaşı'nda Memlükleri yenerek Suriye, Ürdün, Filistin ve Lübnan'ı Osmanlı topraklarına kattı. Ardından Mısır'a yönelen Selim, 1517'de Ridaniye Savaşı'nda Memlük ordusunu bir kez daha yenerek Mısır'ı fethetti ve Abbasi Halifeliği'ne son verdi. Bu zaferler, Osmanlı İmparatorluğu'nun topraklarını üç katına çıkardı ve halifelik Osmanlı soyuna geçti.
Mütevazı Bir Hükümdar
Yavuz Sultan Selim, babasından devraldığı hazineyi ağzına kadar doldurdu ve hazinenin kapısını mühürleyerek torunlarına "Benim altınlarla doldurduğum hazineyi torunlarımdan her kim doldurabilirse, kendi mührü ile mühürlesin. Aksi halde Hazine-i Hümayun benim mührüm ile mühürlensin" şeklinde bir vasiyet bıraktı. Bu vasiyet, sonrasında gelen padişahlar tarafından yerine getirilemedi ve hazine daima Yavuz'un mührü ile mühürlendi.
Son Yılları ve Ölümü
Selim, 22 Eylül 1520'de 'Şirpençe' denilen bir çıban yüzünden 50 yaşında vefat etti. Vefat etmeden önce en yakın dostu Hasan Can'a "Bre Hasan Can, sen bunca zamandır bizi kiminle bilirdin?" diyerek Allah'a olan yakınlığını ifade etmiştir.
Yavuz Sultan Selim, sadece sekiz yıl süren hükümdarlığı süresince Osmanlı Devleti'ni maddi ve manevi olarak güçlendirdi. Onun temellerini attığı güçlü ordu ve dolu hazine, Osmanlı İmparatorluğu'nun Kanuni Sultan Süleyman döneminde altın çağını yaşamasını sağladı.
