HABİTATI SULAK ALANLAR
Türkiye'de 1950'lerden sonra çok sayıda sulak alan ve gölün kuruduğu veya kurutulduğuna dikkat çeken Dr. Mengüllüoğlu, "Saz kedilerinin habitatı zaten sulak alanlar. Orta Anadolu, Ege, Büyük Menderes Havzası-Bafa, Ankara-Bolu-Eskişehir civarları, Güneydoğu'da Dicle ve Fırat havzaları, Amik Gölü ve Iğdır'da bulunduğu biliniyordu. Asıl sorun sulak alanların kurutulması veya kurumasıyla birçok türle birlikte bu hayvanın da habitatı yok oluyor. Şimdi popülasyonları çok parçalanmış şekilde. Yani birkaç göl etrafında, Göller Yöresi, Büyük Menderes Deltası, Amik'te var mı yok mu, kurtulduktan sonra Asi'nin kenarında kaldıysa vardır. Sayısı çok azaldı" diye konuştu.
PROJE ÜÇ AŞAMADAN OLUŞUYOR
Popülasyonlarının da parçalanmış halde olduğuna dikkat çeken Dr. Mengüllüoğlu, popülasyonlar arasında bağlantı kopukluğu olduğunu da söyleyerek, şöyle devam etti:
"Proje GPS, genetik ve beslenme ekolojileri olmak üzere üç aşamada araştırmalar içeriyor. Genetik çalışmada, hem günümüzdeki popülasyonda genetik çeşitliliğine bakmak hem de kopuk birkaç popülasyonun Orta Anadolu, Batı Anadolu, Güney ve Güneydoğu Anadolu'daki popülasyonlar arasında bağlantı, gen akışı var mı, birbirlerinden farklılaşmışlar mı yoksa hala popülasyonlar bağlantılı mı çıkartacağız. GPS vericiyle alanları nasıl kullanıyorlar, hangi yollardan geçiyorlar, yavrular dağılırken hangi yolları kullanıyor, insanlarla ilişkileri nasıl, bunları belirleyeceğiz. Beslenme ekolojileri çalışmasında ise kalan habitat alanları yeterli mi, kaç birey yaşıyor, hangi türlerle besleniyorlar, su kuşları mı, küçük memeliler mi gibi araştırmaları içeriyor."