Tarih boyunca sırları çözülemedi

Çek Cumhuriyeti'nin Brno kentindeki sıradışı mahzen mezar turistlerin büyük ilgisini çekiyor.

Tarih boyunca sırları çözülemedi

YÜZ HATLARI BİRBİRİNDEN FARKLI 8 BİN TAŞ ASKER

Terra-Cotta Ordusu, 1974 yılında bir çiftçi tarafından bulundu. Atları, at arabaları, okları ve bronz kılıçlarıyla 2 bin yıldır yerin altında kalan bu "ordu" arkeoloji dünyasında büyük heyecan yarattı.

Ancak heykellerin birbirine çok yakın olması, kırılgan ve kilden yapılmaları nedeniyle arkeologlar inceleme yapmakta zorlandılar. Toprak Askerler aslında daha önce 1920 yılında bulunmuştu; fakat askerleri gören köylü korkarak askerleri tekrar gömmüştü.

Terra-cotta diğer bir ismiyle "Taş Askerler" 1974 yılında yine bölge halkından birileri kuyu kazarken tesadüfen fark edildi. Çiftçiler kazdıkça yerin altında sadece askerlerin değil; askerlerle birlikte gerçeğine uygun boyutta yapılmış atlar, at arabaları, diğer savaş arabaları, silahlar ve hizmetkârların da bulunduğunu keşfettiler.

Toprak Askerlerin inşası eski Çin Hükümdarı Qin Şhi Huang'ın ölümüyle ilişkilendirilir. Çünkü Çin'de Qin Hanedanlığı döneminden önce eski bir geleneğe göre, hükümdar öldüğünde hizmetkârları, savaş malzemeleri, askerleri, özel eşyaları ve hatta eşleri ile birlikte gömülürdü. Ancak Çin hükümdarı Qin Şhi Huang, öldüğünde kendisi için askerlerinin ve hizmetkârlarının öldürülmesini istemedi ve kendisine diğer dünyada eşlik etmek üzere pişmiş toprak ve bronzdan askerler, savaş arabaları, hizmetkârlar ve diğer ihtiyaçlarının hazırlanmasını emretti.

Boyları 183-195 cm arasında değişen bu Toprak Askerlerin her birinin yüz hatları farklıdır. Kazı alanında çoğu halen toprak altında 8000 asker, 520 atıyla birlikte 130 savaş arabası, 150 süvari atı bulunduğu tahmin ediliyor.

Tarih boyunca sırları çözülemedi

82 TONLUK DEV MOAİ HEYKELLERİ

Pasifik okyanusundaki Paskalya Adasında yer alan Moai adlı insan heykellerinin en büyüğü 10 metre uzunluğa ve 82 ton ağırlığa sahip.

Moai heykellerini ve adada yer alan tapınakları 1722'de adaya ayak basan Alman bir denizci keşfetti. 1935'te giden Alman dilbilimci ise, adada yaptığı inceleme sonucunda 638 tane heykeli türlerine ve büyüklüklerine göre sınıflandırarak kaydetti.

1969 ile 1976 arasında yürütülen araştırmalarda ise, 887 heykel kayda geçirildi. Ancak adada toplamda binden fazla heykel olduğu tahmin ediliyor. Moailer abartılmış derecede uzun kulakları, güçlü çıkıntılı çeneleri, büyük başları ve kolsuz gövdeleri ile insanı etkileyen görkemli heykellerdir. İyice belirli olan göz delikleri ile düz burunları ile hepsi aynı biçimdedir.

Uzmanların araştırmalarına göre bir Moai'yi yontmak, taşımak ve ahunun üzerine yerleştirmek için 23 bin kişinin çalışması gerektirir. Yaklaşık bin adet heykel olduğu düşünüldüğünde olayın ihtişamı daha belirgin hale gelir. Bunca yıllık araştırma sonucunda bile, ancak yaklaşık bilgiler elde ediliyor. Okyanusun ortasındaki bu küçücük ada, 21'inci yüzyıl insanı için gizemini korumayı sürdürüyor.

Tarih boyunca sırları çözülemedi

DYATLOV GEÇİDİ'NDE DAĞCILAR NEDEN ÖLDÜ?

Dyatlov Geçidi Vakası, Rus dağcıların Ural dağları eteklerindeki sır dolu ölümüdür. 2 Şubat 1959 yılında, Rus dağcı on arkadaş, Ural dağlarının eteklerinde bulunan ve bölgenin yerli kabilesi Mansiler tarafından "Ölüm Dağı" olarak adlandırılan bölgede, bir gece sır dolu şekilde öldüler.

Rus dağcılardan geriye, soğuktan kaskatı kesilmiş bedenleri, birinin koparılmış dili ve hiçbir darp izi olmamasına rağmen kırık kaburga kemikleri ve kafatası kırılmış bir dağcı kaldı. Olay yerine, ekibin lideri olan Alekseievich Dyatlov'un anısına "Dyatlov Geçidi" adı verildi.

Dokuz gencin ölümünden geriye kocaman bir sır perdesi kalmıştı. Olayın hemen ardından yapılan bir araştırma, dağcıların telefon ve kameraları çadırda bırakarak ve çadırı içeriden yırtarak, farklı yönlere botlarını dahi almadan çadırdan kaçtıklarını gösterdi. Olay yerinde, dağcılardan başka hiçbir insan türü canlının ayak izlerine rastlanmadı. Gece -30 derecelerde dağcıları o denli korkutan ve botsuz karda koşmalarına neden olacak ne yaşandı?

Arama kurtarma ekiplerinin ilk ulaştıkları cesetler olan Yuri Krivonişenko, Yuri Doroşenko, Igor Dyatlov, Zina Kolmogorova ve Rüstem Slobodin'e yapılan ilk incelemenin ardından ölüm nedenleri olarak Hipotermi teşhisi konulmuştu. Dağcılar soğuktan etkilenmiş ve gecenin karanlığında tek tek ölmeye başlamışlardı. Hatta Slobodin'in kafatasında bir kırık tespit edilmiş; fakat incelemelerde kırığın genel durumunun ölüm sebebi olmayacağı kanısına varılmıştı. Ancak, şu da belirtilmiştir ki; Slobodin, o gece sebebi bilinmeyen darbeyi aldıktan sonra bayılarak soğuktan donmuştu.

Olayın en ilginç yönü ise, Brinollel'in kafatasındaki, Dubinina ve Zolotarev'in kaburgalarındaki kırıklardı. Daha da fazlası Dubinina'nın dili, gözleri ve dudağı yoktu. Kaburgalarında kırıklar tespit edilen iki cesette de dışarıdan bir darbe izine rastlanmamıştı. Çok ilginçtir ki sonradan yapılan incelemede, elbiselerin üzerinde radyasyon kalıntılarına rastlandı.

Tarih boyunca sırları çözülemedi

51. BÖLGE'DE NELER OLUYOR?

"Başkan seçildiğiniz zaman insanların size sorduğu ilk soru, '51. Bölge'de ne olup bitiyor' oluyor"

Obama, aktris Shirley MacLaine ile konuşurken…

51. bölge her zaman kurgu ve gerçek arasında gidip gelmiştir. Ta ki Amerika başkanı Barrack Obama "51. bölge" sözünü ağzına alıp bölgeyi resmileştirene kadar.

51. Bölge, ABD Las Vegas'ın 153 km kuzeyinde, Groom Gölü yakınında olup Nevada Test Sahası ve Nellis Hava Kuvvetleri Sahası ile çevrelidir. En yakın yerleşim birimi, hemen kuzey sınırında bulunan Rachel kasabasıdır. 51. Bölgenin içinde bulunduğu arazi 76 kilometrekaredir. 51. Bölgeye yetkisiz hiç kimse alınmadığından, daha üst düzey askeri görevlilerin öldürme yetkisi bulunur. Ne karadan, ne de havadan, bu çok gizli üssün 30 mil etrafına hiç kimse yaklaştırılmaz.

51. Bölge, günümüzün en gizemli konularından birisidir. Bir bölgenin sır gibi saklanılması, hakkında açıklama yapılmaması, başkanların bile özel izinle girebiliyor olması, bölge hakkındaki merakları uyandırmakla birlikte, burada bir şeyler mi gizleniyor sorusunu da beraberinde getiriyor.

UFO'ların ve uzaylıların burada tutuldukları 51. Bölge teorilerinden birisidir. Fakat en büyük teori "Aya Çıkma Yalanı" adlı belgeselde geçer.

Soğuk Savaş döneminde aya ilk ayak basan ülkenin dünyanın süper gücü olacağına inanılıyordu. Bu nedenle uzay yolculuğu o dönemin iki süper güç adayı Amerika ve Rusya için çok önemli bir husustu. Belgeseldeki iddiaya göre aya hiç bir zaman ayak basılmamıştı ve bu video Amerika'nın Soğuk Savaş döneminde kendisini süper güç ilan etme oyunuydu.

Ne o zamanın teknolojisi Ay'a insan taşımak için yeterliydi, ne de video Ay'da çekilmişe benziyordu. İddialara göre Ay'a çıkma videosu, 51. Bölgede çekilmişti ve bölgenin sır gibi saklanmasının asıl sebebi de buydu.

Tarih boyunca sırları çözülemedi

LANETLİ OAK ADASININ GİZEMİ

Kanada'nın Yeni İskoçya bölgesinde bulunan Oak Adası, iddialara göre nadir sanat eserleriyle dolu bir hazinenin üzerinde yatıyor.

En büyük efsaneye göre, iri kayalardan oluşan bir yapı olan 'The Money Pit' henüz keşfedilmemiş bir hazine barındırıyor. Ancak birçok eleştirmen bu hikâyenin hiçbir dayanağı olmadığını düşünüyor.

1795 yılında Kanada'da Oak Adasında gömülü bir hazinenin bulunduğu söylentisi duyuldu. O günden beri define avcıları, hazineyi bulmak için yaşamlarını ve servetlerini harcadılar. Ancak, sarf edilen çabalar sonucunda define bir türlü bulunamadı.

Oak Adasının bu kadar gizemli kalması ve defineciler tarafından lanetli sayılmasının en büyük sebebi, yapılan çalışmaların bir aşamaya geldiğinde para çukuru diye adlandırılan bölgenin bir anda suyla dolması ve kazı işleminin yapıldığı bütün bölgeleri su basmasıydı. Cevabı bulmak zor değildi. Para çukurundan 500 fit uzaklıkta, en yakın kumsalda yapılan bir araştırma her şeyi açığa çıkardı. Sular çekilince, kumlar suyu sıkılan bir sünger gibi akıtıyor, bu nedenle defineciler kazdıkları çukurun içinde kalıyorlardı.

Tarih boyunca sırları çözülemedi

BİR ROCKSTAR EFSANESİ: PAUL ÖLDÜ

Ünlü klasik rock grubu The Beatles hayranları arasında oldukça yaygın olan iddiaya göre, grubun basçısı Paul McCartney, 1966 yılında bir trafik kazasında hayatını kaybetti. Grubun popüleritesini kaybetmemesi için de McCartney'e tıpatıp benzeyen bir kişi, ünlü müzik adamının yerine geçti. İddiayı öne süren ve destekleyenler, şu gerekçeleri kanıt olarak gösteriyorlardı:

Paul Mccartney'in farklı dönemlerde çekilmiş fotoğraflarında görünen fiziksel farklılıklar.

The White Album ve St. Pepper's Lonely Heart Club Band albümlerinin kapaklarında, McCartney'in ölümünü temsil eden işaretler bulunması.

The Beatles'ın "I'm So Tired" adlı şarkısının sonundaki konuşma tersten çalındığında "Paul is a dead man, miss him, miss him" (Paul ölü bir adam, onu özlüyoruz) şeklinde bir mesaj duyulması.

Tarih boyunca sırları çözülemedi

HİROŞİMANIN İKİ BİN FAZLASI: TUNGUSKA PATLAMASI

Sibirya'nın Tunguska bölgesinde 1908 yılında meydana gelen büyük patlamanın sebebi hâlâ çözülemedi. Patlama o kadar şiddetliydi ki, uzmanlar bu gücü Hiroşima'ya atılan atom bombasından iki binden fazlasının ancak ortaya çıkarabileceğinde hemfikirler.

2 bin 150 kilometre karelik alanda 80 milyon ağacı dümdüz eden patlama 20'inci yüzyılın en gizemli olaylarından biri olarak görülüyor.

Aradan geçen bir asır sonra, Tunguska'daki patlamanın kuyruklu bir yıldız tarafından gerçekleştiği sonucuna varılsa da; bazı kafa karıştırıcı sorular bulunuyor. Araştırmacının numuneleri bulduğu yıl 1988 olmasına rağmen, analizlerin yapıldığı yıl 2008, sonuçların yayımlandığı yıl ise 2013. Tunguska Patlaması hâlen gizemini koruyor.

Tarih boyunca sırları çözülemedi

SEBEBİ AÇIKLANAMAYAN TAOS UĞULTUSU

Bir dizel motorunun çıkardığına benzer, uğultuya yakın bir sesin dünyanın dört bir köşesinden insanlarca duyulduğu rapor ediliyor. Özellikle Amerika, İngiltere ve Kuzey Avrupa'da insanlar zaman zaman uğultuya benzer bu sesi duyduklarını söylüyorlar.

10 Temmuz 2011'de, İngiltere'de Woodland kasabası sakinleri bu uğultuyu 2 ay boyunca duyduklarını açıkladılar. 1997 yılında, New Mexico'da Taos adlı küçük kasabada düzenlenen ve bu uğultuya ismini veren kongrede araştırmacılar bu sesin kaynağına ulaşmaya çalıştılar, ancak başarılı olamadılar.

Kaynağı ve sebebi hakkında halen birçok açıklama bulunan Taos Uğultusu'nun gerçek sebebi bulunamadı.

Tarih boyunca sırları çözülemedi

BİLİMİN İNCELEYEMEDİĞİ YILDIRIM TOPLARI

Atmosferde çok nadir görülen bir durum da, yıldırımların küre şeklinde meydana gelmesi.

Bu konudaki en iyi belgelenmiş olay, 1984 yılında yaşandı. Bir yıldırım topu, Rus yolcu uçağına girdi ve tüm uçağı baştan sona yolcuların kafaları üzerinde aştı.

Hiç ses yapmadığı belirtilen elektrik yüklü topun, herhangi bir zarara sebep olmadan uçaktan çıktığı açıklandı. Çok nadir gerçekleştiği için bu doğa olayını bilim insanlarının incelemesi ise, asla mümkün olmadı.

Tarih boyunca sırları çözülemedi

MALEZYA UÇAĞI, ABD'NİN DIEGO GARCIA ADASINDA MI?
2014 yılında, 239 yolcusu ve mürettebatıyla birlikte Malezya Hava Yolları'nın Boeing 777 uçağı kayıplara karıştı. O tarihten günümüze arama çalışmaları uluslararası düzeyde sürdü, ancak uçak ile ilgili bir enkaza veya bir ize hâlen rastlanamadı.

Uçağın kaybolmasıyla alakalı birçok teori tartışılmaya başlandı. Bunlardan en ilginci Fransız yazar Marc Dugain'in iddialarıydı. Dugain'in, Maldivlere giderek gerçekleştirdiği röportajlarına göre, uçak Maldiv Adaları'ndan biri olan ve üzerinde ABD'ye ait bir askeri üs bulunan Diego Garcia Adası yakınlarında olabilir.

O tarihlerde, Paris Match Dergisi'nde yayımlanan yazıda, uçağın kaybolduğu 8 Mart günü Kudahuvadhoo Adası'ndaki balıkçıların "Dev bir uçak gördük. Çok alçaktan uçuyordu ve üstünde kırmızı ve mavi çizgiler vardı" sözlerine yer verilmişti.

Dugain, uçağın sır olmasından iki hafta sonraysa Barah Adası sahilinde bir yangın söndürme tüpünün bulunduğunu aktardı. Boeing uçaklarda kullanılan tüpe, ordu yetkililerinin kısa sürede el koyduğu belirtildi. Dugain kendisinden önce de benzer görüşler belirten uzmanlara katıldığını belirtiyor ve yazısını "ABD'li yetkililer uçağın kaçırıldığını anladı. Uçak, 11 Eylül benzeri bir terör eyleminde kullanılmasın diye, yolcularla birlikte okyanusun dibine gömüldü" iddiasıyla sonlandırıyor. Kayıp Malezya uçağının arama çalışmaları hâlen sürüyor ve olayla ilgili en ufak bir ipucuna rastlanmadı.