Marmara Denizi öldü: İstavrit, lüfer, palamut hasta! Müsilajdan kurtulmak mümkün mü?
Geçtiğimiz yıl hayatımıza giren müsilaj, Marmara Denizi'ni etkisi altına almış sonrasında hızla artan balık bölümleri yaşanmıştı. Müsilajın etkileri devam ederken bu kez de kırmızı yosun tehlikesiyle karşı karşıya kalan Marmara için uzmanlar, "Marmara'da çok büyük değişimler olduğunu artık bilimsel ölçümlere gerek olmayacak şekilde, beş duyumuz ile algılayabileceğimiz düzeyde gözlemliyoruz" açıklamasında bulundu.

Özellikle son yıllarda Marmara Denizi'nde yaşanan problemler çığ gibi büyümeye devam ediyor. Geçtiğimiz aylarda müsilaj tehlikesiyle mücadele eden Marmara Denizi'nin yeni bir sorunu var. Kırmızı yosunların karaya vurduğu, yengeç ve balık ölümlerinin arttığı bugünlerde Hidrobiyolog Levent Artüz, çok önemli açıklamalarda bulundu.

TOPLU ÖLÜMLERİN OLMASI NORMAL DEĞİL
Son dönemlerde Marmara Denizi'nde meydana gelen değişimler, "Müsilaj tehlikesi boyut mu değiştirdi?" sorusunu akıllara getirdi. Yaşananlar doğal bir sürecin parçası mı yoksa bunu yeni bir problem olarak mı algılamalıyız?

Hidrobiyolog M. Levent Artüz, "Eğer doğada toplu ölümler oluyorsa bunun mutlaka normal sürecin dışında sebepleri olması gerekir" dedi. Artüz, "Toplu ölümler varsa canlının veya canlıların yaşam döngülerinde olumsuz değişiklikler vardır. Bu duruma bakıldığında Marmara Denizi özelinde kirletilme dolayısıyla ortam şartlarında çok büyük değişimler olduğunu artık bilimsel ölçümlere gerek olmayacak şekilde, beş duyumuz ile algılayabileceğimiz düzeyde gözlemleyebiliyoruz" diye konuştu.

'KİRLENMENİN 3 ANA SAFHASI VAR, BİZ ARTIK SONUNCUDAYIZ'
Marmara Denizi nasıl kirleniyor? Sucul ortamlarda kirlenmenin 3 ana safhası olduğunu söyleyen Artüz, "İlk safhada kirletici unsuru ortama verirsiniz. Dayanabilen türler kalırlar, dayanamayan türler ya ortamı terk eder ya da ölürler. Bunu 1989 senesinde Marmara Denizi genelinde gözlenmiş olan çok büyük ölçekli, kitlesel canlı ölümleriyle gördük. İkinci safhada ise ortamda tür çeşitliliği azaldığı, rekabet ortamı değiştiği için kalan türlerin fert adetlerinde anormal artışlar olur. Biz şimdi bu safhanın sonlarındayız. Yengeçlerin, balıkların ölümleri, müsilaj olgusu da bu safhanın göstergeleri" diye konuştu.

"Ağırlıkla evsel kaynaklı organik kirlenmenin geçtiğimiz sene sonunda kimyasal kökenli kirlenmeye dönüştüğü bu zaman diliminde, bu türden olayları görmek insanı şaşırtmamalı" diyen Hidrobiyolog Artüz, "Kirlenmenin üçüncü ve son fazında ise hiç önemsenmeyecek miktarda kirletici ortamı cansız hale getirir. Biz işte 2020 senesi kasım-aralık aylarında Ergene deşarjı ile bu safhaya geçiş yaptık" dedi.