CANLI YAYIN
A HABER GALERİ
Kumdan çıkan şeyi görünce hayatının şokunu yaşadı! Köpeğini gezdirirken buldu
Kanada'da bulunan Prens Edward Adası'nda köpeğini gezdirmeye çıkan lise öğretmeni, kumdan çıkan şeyi gördüğünde hayatının şokunu yaşadı. "Ne olduğunu görür görmez anladım" diyen kadının buluşu, dünyayı ayağa kaldırdı.
22 Ağustos günü köpeğini yürüyüşe çıkaran lise öğretmeni, gezerken başına geleceklerden habersizdi. Akıllara durgunluk veren olan Kanada'da bulunan Prens Edward Adası'nda meydana geldi. Köpeğiyle yürüyüşe çıkan Lisa St. Coeur Cormier, dinozorlardan bile daha önce yaşamış bir canlının fosilini buldu.
NE OLDUĞUNU İLK GÖRÜŞTE ANLADI
Önceden fen bilgisi öğretmeni olan ancak artık Fransızca ve tarih derslerine giren Cormier, 22 Ağustos'ta dolaşırken kumdan çıkan nesneyi gördüğünde fosil olduğunu anladığını belirtti:
Tuhaf şekle sahip yaklaşık 1 metre uzunluğunda bir şey gördüm. Yakından bakınca göğüs kafesi olduğunu anladım. Etrafında da omurga ve kafatası vardı.
5 SAATLİK OPERASYON
Fosilin fotoğrafını çeken öğretmen, bilim insanlarıyla temasa geçti. Jeolog ve paleontolog John Calder, gelgit yüzünden kalıntıların kaybolmasından korkup Kanada'nın doğal ve tarihi mirasıyla ilgilenen devlete bağlı Parks Canada'dan bir ekiple 26 Ağustos'ta adaya gitti.
Kazı ekibi, Cormier ve yakınlarının da katıldığı bir çalışmayla fosilin çevresindeki kayayı 5 saati aşkın bir sürenin sonunda çıkardı. Parks Canada uzmanları, fosili içeren kayayı paleontoloji deposunda götürdü. Kalıntılar, bilgisayarlı tomografi taraması için laboratuvara taşınana kadar burada saklanacak.
300 MİLYON YILLIK
Calder, kemiklerin geçmişinin muhtemelen 300 milyon yıla dayandığını ve günümüzde yaşamayan bir yaratıktan geldiğini söyledi. Dinozorlar, dünyada 200 milyon yıl önce Jura döneminde hüküm sürmüştü. Bilim insanının tahminine göre fosil, Karbonifer döneminin sonuyla Permiyen döneminin başına ait.
"Bu döneme ait çok fazla örnek yok dolayısıyla önemli bir keşif" diyen Calder, sözlerini şöyle sürdürdü:
Bunun gibi bir şey 50-100 yılda bir ortaya çıkar.
Calder, "Muhtemelen yaratık bir sürüngen veya ona yakın bir tür. Ancak hiç bilinmiyor da olabilir" diye konuştu. Paleontolog, Calder, fosilin tam anlamıyla ne olduğunu çözmenin bir yıl sürebileceğini de sözlerine ekledi.
HİPOTEZİ ÇÜRÜTTÜLER
Şaşırtıcı bir keşif de, Zimbabve'den geldi. Bilim insanları, Zimbabve'de Afrika'daki en eski dinozor fosilini buldu. Paleontologlar, Güney Afrika ülkesi Zimbabve'de en az 230 milyon yıl öncesine ait dinozor fosili bulunduğunu açıkladı. Zimbabve Ulusal Müzeler ve Anıtlar kuruluşundan Darlington Munyikwa, "Dinozorların evrimi söz konusu olduğunda, Triyas döneminden kalma fosillere nadir rastlanıyor" dedi.
Fosilin 2017 ve 2019'da yapılan kazılarda bulunduğu ve özelliklerinin son yapılan çalışmalar neticesinde belirlendiği ifade edildi. ABD'deki Virginia Politeknik Enstitüsü ve Devlet Üniversitesi'nden Christopher Griffin, çalışmaya dair "Bu, dinozorların dünyanın her yerinde yaşadığına ve en baştan beri dünyaya hükmettiklerine dair hipotezin doğru olmadığını gösteriyor" dedi.
Akademisyen, "Dinozorlar ve birlikte yaşadıkları diğer hayvanların görüldüğü noktalar, bugün Güney Amerika, Güney Afrika ve Hindistan'ın güneyine denk gelen coğrafyayla sınırlı gibi görünüyor" ifadelerini kullandı.
SANILDIĞINDAN DAHA KARMAŞIK
Bilim insanları Mbiresaurus raathi adı verilen dinozorun 1,83 metre uzunluğunda ve 29 kilogram ağırlığında olduğunu düşünüyor.
Yer bilimleri alanında çalışan akademisyen Sterling Nesbitt ise çalışmanın, dinozorların erken dönem evrimine dair bilgileri güncellediğini söyledi.
Akademisyen, "Mbiresaurus raathi gibi erken döneme ait dinozorlar, bu tür hayvanların söz konusu dönemdeki evriminin her bir bulguyla yeniden yazıldığını gösteriyor. Dinozorların ortaya çıkışının sanılandan daha karmaşık olduğuna işaret ediyor" ifadelerini kullandı.
KRALIN GİZLİ HAZİNESİ YERİN DİBİNDEN ÇIKTI
Mısır'da 4 bin 500 yıllık bir agüneş tapınağına ait kalıntılar bulundu.
Kahire'nin güneyinde, kayıp güneş tapınaklarından birine ait olduğu düşünülen bir yapının kalıntılarına ulaşıldı.
Turizm ve Tarihi Eserler Bakanlığından yapılan açıklamada, Kahire'nin güneyinde bulunan Ebu Gurab'daki Niuserra Tapınağı'nda arkeolojik çalışmalar yürüten İtalyan-Polonya ortak kazı ekibinin, buranın altında kerpiçten başka bir yapının kalıntılarını ortaya çıkardığı aktardı.
Açıklamada ilk çalışmaların, bu kalıntıların, Mısır'ın beşinci Hanedan (yaklaşık milattan önce 2487-2449) dönemine ait kayıp 4 güneş tapınağından biri olabileceğini ortaya koyduğu ifade edildi.
Kalıntılar arasında ritüellerde kullanılmış çömlek kaplar ve büyük kuvars bloklardan oluşan bir alana açılan kireç taşından yapılmış bir eşiğin olduğu aktarılan açıklamada, yapıyla ilgili daha fazla ayrıntının ortaya çıkarılması için kazıların devam edeceği dile getirildi.
Tarihi belgeler, Ebu Gurab bölgesinde 6 güneş tapınağının inşa edildiğini ortaya koydu.
Yeni keşif, kayıp 4 güneş tapınağının bulunması adına önem arz ediyor.
Bugüne kadar bunlardan sadece 2'si keşfedildi.
Ekip, tapınağın bazı taş unsurlarla kerpiç kullanılarak inşa edildiğini söylüyor.
Kazı, Mısır'daki 5. hanedanın altıncı kralı olan Nyuserra'nın güneş tapınağının altında başka bir güneş tapınağı olduğunu ortaya koyuyor. Bu tapınakların kralların son durakları olduğuna inanııyor ve tüm hazinelerini altınlarını ve mühürlerini burada sakladıkları söyleniyor.
Nuzzolo ve ekibi, önceki hükümdarların isimleriyle kazınmış mühürlerin yanı sıra kireçtaşı sütunların temellerini ve bir eşiği ortaya çıkardı.
Nuzzolo'ya göre tapınak "büyüklüğüyle etkileyiciydi", ancak tipik taş yerine kerpiçten inşa edildiğinden, yeni bir kral kendi tapınağını üstüne inşa etmek istediğinde kolayca yıkıldı.
Bu son buluntu kerpiçten yapıldığından, kalan tapınakların da bu bozulabilir malzemeden yapılmış olması ve bulunması zor olabilir.
Kazı, Polonya Bilimler Akademisi ve Napoli L'Orientale Üniversitesi tarafından birlikte yürütüldü.
