Kelebekler Vadisi’nde hamile kadının şüpheli ölümünün seyrini değiştirecek rapor
Muğla Fethiye'ye tatil için giden ve Kelebekler Vadisi'nde fotoğraf çektirirken kayalıklardan düşerek kuşkulu bir şekilde yaşamını yitiren 7 aylık hamile Semra Aysal davasında yeni bir gelişme yaşandı. Aysal'ın avukatı Kerem Özgen, ortaya çıkan detayın davanın seyrini değiştireceğini söyledi.

İstanbul Pendik'te beraber yaşadıkları eşi Hakan Aysal ile tatil için Haziran 2018'de Muğla'nın Fethiye İlçesine giden ve doğumuna sadece 2 ay Semra Aysal, 18 Haziran 2018'de fotoğraf çekilirken kayalıklardan düşerek yaşamını yitirdi. Olaya ilişkin yürütülen soruşturma çerçevesinde Hakan Aysal'ın bir müddet önce karısına 400 bin lira değerinde ferdi kaza sigortası yaptırdığı ve üzerine 119 bin liralık kredi çektiği öğrenildi. Soruşturma çerçevesinde gözaltına alınan Hakan Aysal'ın hamile karısını kayalıklardan iterek ölümüne sebep olduğu iddiası Muğla Fethiye Ağır Ceza Mahkemesi tarafından onaylandı.

YAZILAR BİRBİRİNDEN FARKLI
7 aylık hamile kadının ölümüne ilişkin eşi Hakan Aysal'ın 'Kasten adam öldürme' suçuyla yargılandığı davanın 6 Nisan 2021 tarihindeki duruşmasında, zanlı avukatı tarafından sigorta poliçesi yazısı ile müvekkilinin yazısının dosyada yer aldığını, yazıların birbirinden farklı olduğunun gözle görülebildiğini dile getirdi. Yine aynı duruşmada sanık avukatı, tutuklu sanık Hakan Aysal'ın eşini kayalıklardan ittiğine dair bir bulgu olmadığını ifade ederek müvekkilinin tahliyesini ve beraatını talep etti. Mahkeme heyeti ise sigorta poliçesinde yer alan imzaların kim tarafından atıldığının öğrenilmesi için yazıların ve imzaların kriminal raporunun alınmasına, sanığın tutukluk halinin devamına karar vermişti.

ÖLÜMDEN SONRA İMZALANMIŞ
7 aylık hamile olan Semra Aysal'ın şüpheli ölümüyle ilgili açılan davada mahkeme heyetinin vermiş olduğu karar sonrasında ailenin avukatı Mehmet Kerem Özgen açıklamalarda bulundu. Özgen, Aysal'ın ölümü sonrasında hazırlanan iddianamenin hazırlanmasına konu olan poliçenin en büyük delil olduğunu belirtti. 4'üncü ayda sanık avukatının sanığın poliçedeki yazılarının ve imzalarının uyuşmadığı iddiasını mahkemeye sunduğunu belirten Özgen, Ağustos ayında görülen celsede ise, Semra Aysal'ın imzalarını duruşmaya sunduklarını ve mahkemeye sunulan imzalarla poliçedeki imzaların gözle görülür bir farklılık olduğunu dile getirdi. Poliçedeki imzaların Semra Aysal'a ait olmadığını aktaran Özgen, bu durumun kriminal inceleme sonrasında kesinleşeceğini söyledi.

NET BİR ŞEKİLDE ORTADA
Semra Aysal'ın ailesinin avukatı Mehmet Kerem Özgen, "Bu dosyanın, iddianamenin hazırlanmasına konu olan en büyük delil zaten bir poliçe. Sanık kaza sonrasında, Semra Aysal'ın ölümü sonrasında tazminat miktarı olan parayı kendisinin alabileceğini düşündüğü bir poliçe hazırlatmış. Poliçe kapsamında da 4'üncü aydaki duruşmada, poliçedeki imzalar ile sanığın imzalarının ve yazının uyuşmadığı yönünde bir iddia ortaya atıldı. Bu tabii ki kriminal bir inceleme yapılmadan, sabit olabilecek bir husus değil. Aynı şekilde bir önceki celsede yani 8'inci aydaki duruşmada da biz mahkemeye, müteveffaya ait imzaları sunduk. Bu poliçedeki imzalar ile bizim mahkemeye sunmuş olduğumuz imza örnekleri arasında gözle görülür bir şekilde farklılık söz konusu. Her ne kadar sanık vekili böyle bir iddiada bulunmuşsa da bu kriminal bir incelemeye tabi. Her şekilde bu dosya verilen ara karar uyarınca Adli Tıp Kurumuna gidecek ve kriminal bir inceleme yapılacak. Ama açık ve gözle görülür bir şekilde imzaların müteveffaya Semra Aysal'a ait olmadığı da ortada. Bu durum dahi müteveffa tarafından böyle bir poliçenin hazırlanmadığını ortaya koymakta" dedi.

BANKA ÇALIŞANI ORTADA YOK
Poliçe hazırlanırken altında imzası olan banka çalışanına verdiği adreslerde ulaşılamadığının da altını çizen Özgen, "Sanık müdafinin burada doğal olarak kendi müvekkilini savunma amacı ile bunu söylüyor. Böyle bir durum da olabilir, bu gözle tespit edilebilecek bir husus değil belirttiğim gibi kriminal incelemeye tabidir. Ancak imzalar ve yazılar sanığa ait olmasa dahi müvekkile de ait olmadığı ortaya çıkarsa bu poliçenin hiçbir şekilde müteveffa tarafından düzenlenmediği ortaya çıkacaktır. Burada da şöyle bir parantez açayım; dosya kapsamında dinlenilmeye çalışılan, adres araştırması yapılan ancak vermiş olduğu 5-6 adresten de ulaşılamayan bir tanık mevcut. Bu tanık banka çalışanı, bu poliçenin altında imzası olan bir çalışan. Bu poliçenin düzenlenmesi esnasında orada bulunan bir çalışan. Bu kişi tarafından da imzalar veya yazılar düzenlenmiş, atılmış olabilir. Ama müvekkil tarafından bu imzalar atılmadıysa, yazılar yazılmadıysa bu poliçenin de özellikle tazminatın alınabilmesi için hazırlandığı da ortaya çıkmış olacak" diye konuştu.