CANLI YAYIN
A HABER GALERİ
Bir DEPREM daha yaşanabilir mi? ANTAKYA FAYI tamamen KIRILDI mı? İzi sürülüyor! Prof. Dr. Hasan Sözbilir açıkladı
Çifte felaketin ardından Hatay iki büyük depremle daha sallanmış, ağır hasarlı yapıların bir kısmı yıkılmıştı. İşte o depremler sonrası uzmanlar, Antakya fayını incelemeye başladı. Peki bu fayda bir deprem daha yaşanma ihtimali var mı? Prof. Dr. Hasan Sözbilir o fayın izini sürdü. Konu ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. ATV muhabiri Samed Öztaylan detayları aktardı.
Kırılan faylar, çöken yollar, oluşan çukurlar...
Kahramanmaraş merkezli iki büyük depremin ardından Hatay 6,4 ve 5,8'le sallandı.
İşte o depremlerin ardından uzmanlar sahaya indi kırılan Antakya fayının izini sürdü.
Prof. Dr. Hasan Sözbilir işte fay hattının olduğu bu kılcal damarları ve çatlakları incelikle bakıyor ve Antakya Fayı'nın tamamen kırılıp kırılmadığını araştırıyor.
İZLERİ BURADA MI O FAY HATTININ?
Sözbilir, "Evet. Şimdi bu fay hattının kendisi. Fay düzleminin kendisi. Bu Antakya fayı diye geçiyor. Yaklaşık 40-45 kilometrelik bir fay. Özellikle fayın kuzey bölümünde yayılmalar, sıvılaşmalar belli çatlaklar gözlemlenebiliyor. Özellikle kuzey kesimiyle ilgili bir kırılmanın gerçekleştiğini söyleyebiliyoruz." ifadelerini kullandı.
"BURASI TAMAMEN YIKILIRDI"
Konu ile ilgili kritik değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Sözbilir, "Şimdi 6,4 çok büyük bir deprem değil aslında. Mesela 7,7 de yanal yönde 5 metreden 7 metreye kadar atım gerçekleşti. Buradaki fayın türü farklı. Yanal değil düşey yönde hareket eden bir fay bu. Ancak o hareketi de çok az yapmış. Üç-dört santimlik bir atımlar var. Mesela 7 büyüklüğünde bir deprem olsaydı buradaki atım 2 metreye çıkabilirdi. Burası tamamen yıkılırdı o zaman." şeklinde konuştu.
YENİ BİR DEPREM YAŞANABİLİR Mİ?
Faydaki incemelerini sürdüren, Prof. Dr. Hasan Sözbilir, üçüncü bir deprem ihtimalini ise düşük görüyor.
"BU FAY HEMEN KIRILMAZ"
Sözbilir, "Şimdi neden kırıldı buradaki fay? Demek ki uzun süredir bir stres biriktiriyordu kendi içinde. 6.4'le kırıldı. Şimdi tekrar bir daha kırılması için 400 yıl, 500 yıl geçmesi gerekiyor. Hemen tekrar bir daha kırılamaz. Bir daha o enerjiyi biriktirmesi gerekiyor. Ama fayın tümü kırıldı mı, kırılmadı mı onlarla ilgili çalışmamız devam ediyor." dedi.
İŞTE DÜNYANIN KONUŞTUĞU FAY KIRIĞI
Pazarcık'ta 7,7, Elbistan'da 7,6'lık depremler 11 ilde yıkıma sebep oldu.
Dünyanın en büyük kara depremi önceden öngörülebilir miydi? Artçı depremler ne kadar sürer? 7,7 ve 7,6'lık depremler sıra dışı bir durum mu? Hareket etmeyen levhalar kırılmaya mı başladı?
Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Hasan Sözbilir, Hatay Kırıkhan'da fay kırığının oluştuğu noktadan konu ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
İşte o açıklamalardan satır başları ve dünyanın konuştuğu o fay kırığı;
Şu anda Hassa'dan başlayıp Kırıkhan'a ve oradan da Antakya'ya doğru uzanan Amanos ya da Karasu fayı olarak bilinen fay üzerindeyiz.
Bu fay deprem sırasında kırılmış oldu. Depremi üreten faylardan bir tanesi.
"5 FAY PARÇASI ÇALIŞTI"
Bu depremde aslında 5 fay parçası çalıştı sadece bir tane değil. Dolayısıyla depremin büyüklüğünü artırdı.
Bakın şurada yoldaki deformasyonları gözlemleyebiliyoruz. Asfalt birbirinin üzerine çıkmış.
Fay demek ki sıkışmalı bir şekilde devam ediyor. İzini gözleyebiliyoruz.
Hem düşey yönde hem yanal yönde fayın hareketi var. Sol yanal bir ötelenme olduğunu gözlemleyebiliyoruz. Bu fay Kırıkhan'a doğru devam ediyor.
Fayın yanal hareketini gözleyebiliyoruz. Beyaz renkli asfalt üzerindeki çizgi yanal yönde artmış.
Fayın izi burada. Yanal yönde ötelemiş. Bu zaman 2-3 metreye kadar çıkabiliyor bazı yerlerde bölgedeki yaptığımız çalışmalarda.
Burası bir fay zonu. Birden fazla küçük küçük parçanın ürettiği bir deprem.
Asfaltın dışındaki yerde hendek açıyoruz fayın içinde fay geçmişte ne yapmış, kaç tane deprem üretmiş, kaç yılda bir üretmiş, bundan sonra ne zaman kırılacak o çalışmaları burada yapılmış. Bu fayın yakın zamanda kırılacağı bilimsel anlamda bilinen bir fay bu.
Şu anda kırılan bütün parçalarda bilimsel ölçekte bunların yakın bir zamanda kırılacağı bilimsel anlamda biliniyor. 10-15 yıl önce yapılan bir sürü bilimsel makalemiz var.
