Ayrılığın en bitmezine ölüm demişler! Kahreden kazadan geriye sadece fotoğraflar ve babanın şiiri kaldı

Fransa'da yaşayan Ahmet Çatak (32) eşi Rabia Çatak (27) ile kızları Alina Kumsal (5) ve 1.5 yaşındaik Mila'yı yanına alarak otomobiliyle Didim'e tatile gitmek üzere yola çıtı. Çatak'ın kullandığı Fransa plakalı otomobil Aydın-Denizli kara yolu Kızıldere Mahallesi'nde önceki gün (Salı) kontrolden çıkarak yol kenarındaki bariyere çarptı. Yoldan geçen Halis Atıkan idaresindeki 20 BS 861 plakalı kamyon, otomobilin yaptığı kazayı görüp bölgede duran Emin Bosun'un kullandığı 20 NB 616 plakalı kamyona çarptı. Çarpışmanın etkisiyle savrulan Bosun yönetimindeki kamyon, otomobile çarparak şarampole devrildi. Kazayı görenlerin haber vermesi üzerine bölgeye sağlık, itfaiye ve polis ekibi sevk edildi. Ekiplerce yapılan incelemede otomobil sürücüsü Ahmet Çatak'ın kaza yerinde yaşamını yitirdiği belirlendi. Otomobilde bulunan, sürücü Çatak'ın kızı Alina Çatak, eşi Rabia Çatak ile diğer kızı Mila Çatak ile yaralanan kamyon sürücüleri sağlık ekiplerince hastanelere sevk edildi. Yaralılardan Alina Çatak, kaldırıldığı Buharkent Devlet Hastanesi'nde yapılan müdahaleye rağmen kurtarılamadı. DİDİM'E TATİLE GİDİYORLARDI Çatak ailesinin Fransa'da yaşadığı, tatil için Didim'e giderken kazanın meydana geldiği öğrenildi. Güzellik uzmanı anne Rabiat Çatak'ın eşinin ve kızının öldüğünden haberinin olmadığı, hastanede tedavisinin sürdüğü belirtildi. KAZADAN GERİYE BU MUTLULUK DOLU POZLAR KALDI 8 yıllık evli çiftten geriye mutluluk dolu fotoğraflar kaldı. Ahmet-Rabia Çatak çifti Alina Çatak'ın 3. yaş gününü kutlarken mutlu şekilde objektife gülümserken görülüyor. Rabia Çatak Alina ile ilgili yaptığım fotoğrafa, 'Meleğim iyi ki doğdun' notunu düşmüş. ÖLÜMLE İLGİLİ PAYLAŞIM OKUYANLARI AĞLATTI Geçtiğimiz yıllarda dedesini kaybeden Ahmet Çatak'ın sosyal medyadan ölümle ilgili yaptığı bir paylaşım okuyanları ağlattı. Ahmet Çatak paylaşımında, 'Gece düşlerde gördüm dede seni.Oysa dün yatağımdaydı dizlerin. Tatlı tatlı gülerdin her sabah. Günaydın oğul der uyandırırdın beni. Şimdi sen neredesin ki dedem. Dizlerin başıma sonsuzluk kadar uzak. Sesin, o tatlı gülüşün nerde ki dedem. Duymak, bana dünlerim kadar uzak. Gittin. Güle güle dedem yolun açık olsun. Vardığın yerde özlemlerin son bulsun. Giderken bir daha dönmeyeceğim dedin biliyorum. Ama yine de seni çok özlüyorum. Ölüm demişler değil mi dede, ayrılığın en bitmezine. Ama ne gerek vardı ki dede, gerçekten hayale göçmeye. Varlıktan vazgeçip hatıralara bürünmeye. Hem sonra battaniyeler yorganlar yetmedi mi de, üstüne topraklar örttürdün dede' şeklindeki sözleri okuyanları ağlattı.