A HABER GALERİ
Kahraman annelerin duygulandıran hikayeleri! O anı hiç unutamıyorum diyerek anlattı
Anneler Günü bu yıl da geçtiğimiz yıl gibi yine koronavirüs salgınının gölgesinde geçecek... 2013 yılında Reyhanlı ilçesinde 53 kişinin hayatını kaybettiği terör saldırısında kaydedilen görüntüsüyle hafızalara kazanan Zahide Kuday, Anneler Günü öncesinde o gün yaşadıklarını anlattı. İşte annelerin çarpıcı hikayeleri...
Anneler Günü bu yıl yarın kutlanacak. Anneler Günü yaklaşırken fedakar ve kahraman annelerin hikayeleri...
Hatay'ın Reyhanlı ilçesinde, 8 yıl önce 53 kişinin hayatını kaybettiği, çok sayıda vatandaşın da yaralandığı terör saldırısında kocasını kaybeden ve ellerini havaya açmış haldeki fotoğrafıyla yaşanan acının sembolü haline gelen Zahide Kuday, (ortada), çocukları ve torunlarıyla yaşama tutunuyor.
Acının sembolü haline gelen Zahide Kuday "Ya Allah diyerek ellerimi havaya kaldırdım, eşimin cansız bedenini toprak altında gördüm ve her tarafı kan içindeydi, o anı hiç unutamıyorum" ifadelerini kullandı.
Kızı Makbule Kuday ise "Babamla çarşıda anneme hediye almak için buluşacaktık ancak hain terör saldırısı buna engel oldu. Şiddetli bir patlama meydana geldi ve maalesef anneme yapacağımız bu sürprizimiz gerçekleşmedi" diye konuştu.
TEK İSTEĞİ KEDİ MİYAVLAMASI SENDROMLU KIZININ 'ANNE' DİYEBİLMESİ
Eskişehir'de Ezgi Erdoğan (35), doğuştan 5'inci kromozom parçasının kaybolmasıyla ortaya çıkan kedi miyavlaması sendromu (cri du chat) rahatsızlığı nedeniyle yürüyüp konuşamayan 5 yaşındaki kızı Sude Zeynep'ten, 'anne' kelimesini duyabilmek için mücadele veriyor. Kızına her gün konuşma egzersizlerinin yanı sıra yürüme eğitimi verdiğini ifade eden Erdoğan, "Zeynep'in bana bir kelime konuşması, özellikle 'anne' demesini çok istiyorum. Bu yüreğimin kanayan yarası. Geceleri uykuya yatarken bile kızımın rüyamda bana 'anne' dediğini ve yürüyebildiğini görebilmek için dua ediyorum" dedi.
Ezgi Erdoğan, şunları söyledi:"Sude Zeynep'in bana bir kelime konuşması, özellikle 'anne' demesini çok istiyorum. Bu yüreğimin kanayan yarası. Geceleri uykuya yatarken bile kızımın rüyamda bana 'anne' dediğini ve yürüyebildiğini görebilmek için dua ediyorum. Daha hiç yürüdüğünü ve konuştuğunu görmedim. Umarım Zeynep 'anne' der, bana ihtiyaçlarını söyler. Ben onun için elimden gelen ne varsa yaparım. Ben onun için konuşmayan dili olmaya, yürümeyen ayakları olmaya, onun için yapılması gereken her şeyi yapmaya söz verdim. Elimden geldiğince, ömrümüz yettikçe her şeyi onun yapmaya razıyız. Yeter ki Zeynep iyi olsun, kendi ihtiyaçlarını kelimelere dökebilsin."
Serebral palsili üçüz kız kardeşler, anneleri Sinem Ersoy'un sonsuz sevgisi ve desteğiyle yaşama sımsıkı tutundu, eğitim hayatlarında dikkat çekici başarılara imza attı. ODTÜ Biyoloji Bölümü son sınıf öğrencisi Tuğba genetik alanında çalışmayı, halkla ilişkiler bölümünü bitirmeye hazırlanan Esra moda tasarımcısı olmayı planlıyor, Büşra ise baraj engelini aşarak üniversite okuyabilmenin hayalini kuruyor.
SEREBRAL PALSİLİ ÜÇÜZLER ANNE ŞEFKATİYLE TÜM ZORLUKLARI YENDİ
Halk arasında "beyin felci" olarak bilinen serebral palsi (SP) ile dünyaya gelen üçüz kız kardeşler, anneleri Sinem Ersoy'un sonsuz sevgisi ve desteğiyle tüm zorlukları yendi. 23 yaşındaki üçüz kardeşler Esra (sol 2), Tuğba (solda) ve Büşra, prematüre doğumla 1'er kilogram dünyaya geldi. Anneleri Sinem Ersoy, hamileliğinin 6. ayında doğan ve kuvöze alınan bebeklerinin her birini kucağına alabilmek için 45'er gün beklemek zorunda kaldı.
Süleymanpaşa ilçesinde yaşayan Aykut Garip, 2006 yılında 15 yaşındayken geçirdiği felç sonucu hayatını tekerlekli sandalyede sürdürmek zorunda kaldı. Şahver Garip, oğlunu dışarı çıkarıp sosyalleşmesi ve üniversiteye hazırlık kursuna getirip götürmek için ehliyet ve araba alarak direksiyon başına geçti. Anne Garip, evladını 4 yıl boyunca Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Fen Edebiyat Fakültesine götürerek Türk Dili ve Edebiyatı bölümünden mezun olmasında büyük pay sahibi oldu.
ANNELER GÜNÜ ÖNCESİ KIZINA BÖBREĞİNİ VERDİ
Diyarbakır'da Seyran Sincar (62), kronik böbrek yetmezliği olduğu için diyalize bağlı yaşayan kızı Esma Sincar'a (32) böbreğini verdi. Sincar, kızını çok sevdiğini ve rahatsızlığından kurtardığını söylerken, Esma ise "Anneme ne kadar teşekkür etsem az. Anneler Günü öncesi bana güzel bir hediye verdi. Onu çok seviyorum. Kendimi kuş gibi hissediyorum, çok mutlu oldum. Annemin Anneler Günü'nü kutluyorum" dedi.
ELAZIĞLI FEDAKAR ANNE ENGELLİ ÇOCUKLARINA DEVLET DESTEĞİ VE SEVGİYLE BAKIYOR
Elazığ'da yaşayan ikisi engelli 7 çocuk annesi 63 yaşındaki Yıldız Elekçi, devletten aldığı destekle engelli çocuklarına bebek gibi bakıyor. Çatalçeşme Mahallesi'nde sobalı bir evde yaşamını sürdüren Elekçi, çocukları doğuştan bedensel engelli 39 yaşındaki Deniz ile doğduktan 3 ay sonra menenjit geçiren 29 yaşındaki zihinsel engelli Uğur Elekçi'nin bakımını aksatmadan sürdürüyor.
ŞEHİT EREN BÜLBÜL'ÜN ANNESİ: HARÇLIĞI OLMADIĞI İÇİN BANA ÇİÇEK ALAMAZDI
Trabzon'un Maçka ilçesinde, 4 yıl önce, PKK'lı teröristlerin erzak çaldığını ihbar edip, güvenlik güçlerine yer gösterirken, açılan ateşle şehit olan Eren Bülbül'ün (15) annesi Ayşe Bülbül, Anneler Günü'ne buruk giriyor. Oğlunun mezarı başında gözyaşı döken Bülbül, "Eren'im, harçlığı olmadığı için bana Anneler Günü'nde çiçek alıp, getiremezdi; ormanda açan çiçeklerden toplar, getirirdi" dedi.
Ankara'da pandemi ile mücadele ederken, koronavirüse yakalanan hemşire Özlem Kanaat (38), evde eşi, kızı ve annesine de bulaştırdı. Kanaat, eşi ve kızı ile birlikte virüsü yenerken, görme engelli annesi Pakize Çetinkaya (70) hayatını kaybetti. Hastanede pandemi mücadelesini sürdüren Özlem hemşire, annesi olmadan geçirdiği ilk Anneler Günü'nü buruk kutladı.
Hastanede pandemi ile mücadelesini sürdüren Özlem Kanaat, annesini kaybettikten sonra ilk Anneler Günü'nü buruk kutladı. Anneler Günü'nde çalışan Kanaat, kızının kendisini arayarak, Anneler Günü'nü kutlaması ile sevindi. Kanaat, kronik rahatsızlıkları bulunması nedeniyle hastalığı annesine bulaştırmamak için çok çaba harcadığını; ancak başaramadığını anlatıp, "9 ay boyunca virüsten hep kaçtım ama sonuçta 9 ay kaçabildim ve yakalandım. Annemde kronik rahatsızlıklar olduğu için onda çok hızlı ilerledi. Ben de karantinada olduğum için annem hastaneye götürülürken ona eşlik edemedim. Onu kapıdan gönderirken 'elveda' bile diyemedim. 10-15 gün sonra annemi kaybettik ve ben anneme hiçbir şey yapamadım. 9 ay boyunca burada bütün hastalara kendi annemiz, babamız gibi bakarken gidip hastanede annemin yanında bile olamadım. En çok bunlar acı veriyor bana. Ben annemin son kez, bir kere olsun kokusunu içime çekmek isterdim. Ben eminim o beni bir yerlerde duyuyor, görüyor. Onu çok seviyorum. Bu Anneler Günü de benim için çok buruk geçiyor. Onu çok özlüyorum" diye konuştu.
DOKTOR ANNELER, ANNELER GÜNÜ'NDE DE ÇOCUKLARINDAN UZAK
Edirne Sultan 1'inci Murat Devlet Hastanesi'nde koronavirüs hastalarını tedavi eden uzman doktorlar Bahar Yenigün, Fulya Tanrıkulu ve Müge Kaya, Anneler Günü'nü hastanede karşılıyor. Pandemi başladığında özel gereksinimli oğlu ile 3 ay görüşemediğini belirten Dr. Bahar Yenigün, "Yaklaşık 1 yılı aşkın süredir de düzenli bir hayatımız yok. Nöbet ve çalışma şartlarından dolayı bırakıp 2- 3 gün sonra aldığım oluyor. Ya da gerçekten dinlenmem gerekiyor, alamayabiliyorum" dedi.
LÖSEV'DEN ANNELER GÜNÜ'NDE MUTLULUĞUN RESMİ
Zonguldakta 2 yıl önce lösemi teşhisi konulan 6 yaşındaki Asya ile annesi Özlem Kocakaplan, mücadelenin simgesi oldu. Minik Asya'nın tedavi sürecinde mücadele eden Kocakaplan, Anneler Günü'nde 'önce çocuklar iyileşsin' diyerek bağış çağrısında bulundu. Savaşmaktan vazgeçmeyeceklerini söyleyen Anne Kocakaplan, "Ağlayarak girdiğim bu yolda, gülerek ilerlemeyi LÖSEV sayesinde başardım. Bağışlarınız doğru yeri buluyor" dedi.
HEMŞİRE ANNE İLE KIZININ 'ERZURUM-ARTVİN' HASRET HATTI
Erzurum'da görev yapan, 19 yıllık hemşire Selda Coşkun (41), koronavirüs salgınıyla birlikte Artvin'deki ailesinin yanına gönderdiği kızı Alara Duru Durdak'a (8) 14 aydır sarılamadığını belirtti. Eşinden ayrıldıktan sonra kızı ile birlikte yaşamaya başladığını söyleyen Coşkun, "Salgını yavruma bulaştırırım diye çok korkuyordum ve bu nedenle onu ailemin yanına gönderdim. İzin alıp ziyaretine gittiğimde test yaptırıyorum. Çünkü annem kanser babam da kalp hastası. Evlat hasreti çekilmiyor" dedi.
KORONAVİRÜS SAVAŞÇILARININ YOĞUN BAKIMDA İKİNCİ ANNELER GÜNÜ
Koronavirüs salgınına karşı en ön safhada mücadele veren sağlık çalışanları, bir Anneler Günü'nü daha anne ve evlatlarına sarılabilmenin özlemiyle kutluyor. Geçen yıl olduğu gibi bu yıl da bu özel günü sevdikleriyle geçiremeyen annelerin en büyük dileği çocuklarını doyasıya öpebilmek. Onlar çocuklarına ve annelerine sarılamasa da hayata tutundurdukları kişilerin anne ve çocuklarını sevindirmenin mutluluğunu yaşıyorlar.
BURCU HEMŞİRE 1 YILDIR OĞLUNA SARILAMIYOR
Antalya'da pandemi yoğun bakımında görev yapan hemşire Burcu Yüksel (32), hastalığı taşımaktan korktuğu oğlu Umut Ege'ye (8) 1 yıldır sarılamıyor. Son bir aydır oğluyla yalnızca cep telefonu üzerinden görüşebilen Yüksel, "Bir anne için çok büyük bir şey. Bir sene bir yaş demek. Bir senedir çocuğumun hiçbir şeyiyle ilgilenemedim. Çocuğumun yanımda olmasını isterdim" dedi.