A HABER GALERİ
CHP'li Tunç Soyer'in "Yüzülebilir hale gelecek" dediği İzmir Körfezi çevre felaketi uyarısı veriyor
CHP'li İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in yerel seçimler öncesi "Yüzülebilir hale getirileceğiz" vaadinde bulunduğu İzmir Körfezi alarm veriyor.

İzmir Körfezinde sudaki kirliliğe bağlı azot ve fosfor miktarının artmasıyla aşırı çoğalan deniz marulları, körfezin kuzey kıyısının yanı sıra güneyde de çok sayıda kuşa ev sahipliği yapan lagünü yeşile bürüdü.

Karşıyaka ilçesindeki Bostanlı sahilinde kıyıya yakın noktalar, "deniz marulu" adı verilen yeşil renkli deniz yosunlarıyla kaplandı.

Körfezin kuzeyinde kalan Mavişehir semtindeki balıkçı barınağı yakınındaki kıyılarda başlayan deniz marulu oluşumu, Bostanlı İskele yönüne doğru kıyı boyunca ilerledi. Deniz marulları nedeniyle suyun kıyıya yakın kısmı yeşile büründü.

"Sayı ve yayıldığı bölge olarak bir artış var"
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tevfik Tansel Tanrıkul, bir alg türü olan deniz marullarının çevresel ve beslenme şartlarının uygun olması halinde aşırı çoğalabildiklerini söyledi.

Deniz marullarının sudaki fosfor, azot gibi maddelerden beslendiğini kaydeden Tanrıkul, "Sularda, özellikle körfezlerde azot ve fosforun artmasının nedeni ise yüzde 90 ihtimalle evsel atığa bağlı kirliliktir. Evsel atıklar dereler ya da kanalla denize ulaşıyor. Sudaki değerleri kritik noktalara geldiği zaman alglerin üremesinde iyi bir besleyici ortam oluşturuyorlar." diye konuştu.

Besin açısından zengin, akıntının olmadığı, su sıcaklığının 20 derecenin üzerinde olduğu, sığ bölgelerde çoğalmanın kolay olduğunu ifade eden Tanrıkul, bu marulların denizdeki bitkisel faunayı baskıladığını ve bundan faydalanamayan balıkları olumsuz etkilediğini anlattı.

Çürümesiyle beraber bir hidrojen sülfür havaya karışıyor, bu da insanları rahatsız edecek bir kokuşma ortamı oluşturuyor." ifadelerini kullandı.

Tanrıkul, deniz marullarının sudan çıkarılarak imha edilmesi gerektiğini belirterek, üremesine neden olacak şartları ortadan kaldırmanın ise daha önemli olduğunu vurguladı.

Bu şartların ortadan kaldırılmasının kısa sürede mümkün olmadığını aktaran Tanrıkul, "Kirleticilerin engellenmesi, azaltılması veya durdurulması gerekir. Bunlar da çevre sağlığı, yerel yönetimlerle ilgili konular." dedi.

"Arkasından maalesef müsilaj gelecek"
Deniz marullarının her geçen gün sığ sular ve kıyılarda artacağına inandığını kaydeden Tanrıkul, deniz marullarını "müsilajın öncüsü" olarak adlandırdı. Tanrıkul, her ikisinin de suyun kimyasal niteliklerinin bozulmasına veya dengesinin değişmesine bağlı olarak şekillenen doğa olayları olduğuna dikkati çekerek, sözlerini şöyle tamamladı:

"Akıntının olmaması, evsel atığın artması, azot, fosfat, nitrat seviyelerinin yükselmesine bağlı olarak böyle canlılar üremeye devam edecek.

Deniz marulunun üremesi yavaşlarsa veya ortam düzeltilebilirse özellikle kirlilik açısından müsilajın görülme ihtimali olmayacaktır.

Eğer su kirliliğine engel olamıyorsak mutlaka arkasından değişik çevresel felaketler gelecek. Bugün deniz marulunu engelleyemezsek, çözüm bulamazsak arkasından da maalesef müsilaj gelecek."