A HABER GALERİ
CHP başörtüsü konusunda ne kadar samimi? Kemal Kılıçdaroğlu’nun başörtüsü çelişkisi
2023 seçimlerine giden süreçte, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'ndan ilginç bir hamle geldi. Geçmiş yıllarda başörtüsünden "1 metrekarelik bez parçası" olarak bahseden CHP lideri, bugün ise Türkiye'de bir başörtüsü sorunu olduğunu öne sürüp konu hakkında kanun teklifi hazırladıklarını ifade etti. Peki Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin yıllar önce sorun olmaktan çıkardığı meseleyi neden yeniden gündeme taşıyor? Bu hamlesinde ne kadar samimi? Detaylar analiz haberimizde... İşte Türkiye'de başörtüsü yasağı ile ilgili süreç...

Belki de unutmak hafızayı bir kalemde silmek de isteyebilir insan. Peki bu ne kadar mümkün?
12 Eylül 1980 darbesiyle başlayan süreç 28 Şubat döneminde zirve yaptı. Türkiye'nin inançlı kesimi hedef alındı.
Kılık kıyafet dayatması ve başörtüsü yasağıyla ülkenin asli unsuruna millete her türlü eziyet reva görüldü.

Daha çocukken başlamıştı okul heyecanı. Tek bir amacı vardı hepsinin o da iyi bir üniversitede okumak. Daha müreffeh daha zengin Türkiye idealine katkı sunmak için çıkmışlardı yola. Hedefleri büyük niyetleri de halisti. Yollarını aydınlatmak için meşaleler taşıması gerekenler ise bir başka havadaydı.

Derman bulmak için hastaneye giden kanser hastası bile başörtüsü engeline takıldı.
Hasta vatandaşına bu muameleyi layık görenler iradesine de saygı duymadı. Tahammülsüzlük milletin meclisinde bile egemendi.

Türkçe ezan garabeti... Peygamberimiz Hazreti Muhammed'e yönelik edep dışı sözler... Kafayı başörtüsüne takıp ikna oadası kuranlar... İlahi çağrı ezana hakaretler...

Hasta vatandaşına bu muameleyi layık görenler iradesine de saygı duymadı. Tahammülsüzlük milletin meclisinde bile egemendi.

Üzerinden 20 yıl geçse de 2 Mayıs 1999'u 2019'da yeniden yaşadı milletin meclisi. Utanç görüntüsü ve cümleler tekrarlandı. Taraflar bu defa CHP'li Engin Özkoç ve AK Partili Özlem Zengin'di. Erkek vekil kadın vekile "bu hanımefendiye haddini bildirin" diye bağırdı.
Özlem Zengin, tartışmanın ardından bir röportaj verdi orada son günlerde gündemden düşmeyen bir tartışmaya dikkat çekti.

20 yıl önceki o kötü filmin yeniden gösterimine Başkan Erdoğan çok ağır ifadelerle cevap verdi.
"ŞİZOFRENİK VAKALAR"
Başkan Erdoğan, "Önce bir grup başkanvekili Meclis Genel Kurulunda AK Parti'yi temsil eden bir grup başkanvekilimize, 'Bu hanıma haddini bildiriniz' diyerek imalı bir sataşmada bulunuyor. Bir de orada 'ulan' ifadesini kullanıyor. 'ŞİZOFRENİK VAKALAR sadece caddelerde değil, parlamentonun içinde de var'. Önce bu şizofrenik vakaları parlamentodan temizlemek lazım. Bu şizofrenik vakalardan parlamentomuzu temizleyemezsek Türkiye Cumhuriyeti'nin bu parlamentosuna yazık olur. Bu temizliği yapmamız lazım." ifadelerini kullandı.

Seçim günü sandığa giden muhafazakar insanlara başörtünü çıkar diyecek kadar cüretkardı onlar.
Görüntü 23 Haziran'da İstanbul Ataköy'de kayda geçti. Herkesi kucaklayacağız diyerek oy avcılığına soyunanlar daha oylama yapılırken gerçek niyetini ortaya koydu.

Zihinlerindeki karanlığı gizleyerek insanları aldatmada ne kadar başarılı oldukları bilinmez. Ancak bir konu da çok mahirler. Bu gerçek inkar edilemez.

O da şu... 28 Şubat'ta inançlı kesimi baskı altına alanlar, Gezi provokasyonuna imza atan teröristlerin yanında duranlar, 15 Temmuz'da tanklara karşı duranları itibarsızlaştıranlar, Milletin değerlerini hiçe sayanlar hep bir şekilde buluştu. Buluşmakla da kalınmadı parti içinde üst makamlara getirildi.

Yazılanlar, gösterilenler bir hayal ürününden ibaret değildi. Eski günlere dönme hevesinde olanlar, kendi gerçeklerini göstermeye aracı oldu.
Yakın tarihin kaydettikleri de kimin aslında ne olduğuna şahitlik etti.