A HABER GALERİ
Dikkat! Kıdem tazminatınız yanabilir! İşe iade davası nasıl açılır? Kıdem tazminatı şartları nelerdir?
İşçi ve işveren arasında en büyük sorun kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ve işe iade konularında yaşanıyor. Birçok işveren ve işçi tazminat konusunda uzlaşamayınca mahkemelere başvuruyor. Ancak işe iade davaları için arabulucuya başvurmak zorunlu hale getirildi. İşe iade davası için arabulucuya başvurmak için 30 gün süre veriliyor. 30 günde başvurmayanlar haklarından feragat etmiş oluyor. Peki, işe iade davası nasıl açılır? Kıdem tazminatı şartları nelerdir? İstifa eden kıdem tazminatı alabilir mi? İşte merak edilen soruların yanıtları...

1 Ocak 2018 tarihinden itibaren işe iade ve işçi-işveren arasındaki alacak ve tazminat talebiyle dava açmadan önce arabulucuya başvurmak zorunlu hale geldi. Arabulucuya gitmeden bu konularda dava açılamaz. Bu kapsamda ücret ve fazla çalışma ücreti, ödenmeyen tatil ücretleri, kullanılmayan yıllık izinler, ihbar ve kıdem tazminatı, kötü niyet tazminatı ile işe iade talebiyle iş mahkemesine dava açmak için gidildiğinde, arabulucuya başvurulup başvurulmadığına bakılıyor. Arabulucuya başvuru, dava açma şartı olarak kabul ediliyor.

İşe iade için arabulucuya 30 gün içinde başvurulması gerekir. Otuz günlük başvuru süresinin ne zaman başladığı konusunda zaman zaman tereddütler yaşanıyor.
İşveren, ihbar tazminatı ödememek için yasal zorunluluk kapsamında belli bir süre önce bildirimde bulunabiliyor. Örneğin 15 Aralık 2019 tarihinden geçerli olmak üzere 30 Ekim 2019 tarihinde iş akdini feshettiğini bildirebiliyor.

Bazı çalışanlar, fesih bildiriminde yer alan 15 Aralık tarihini, yani fiilen işten çıkartıldıkları tarihi bekleyip arabulucuya başvurduklarında, 30 günlük süreyi kaçırmış oluyorlar. Oysa 30 günlük süre, işverenin iş akdini fesih bildiriminin tebliğ edildiği tarihten başlıyor. Örneğimizdeki işçi açısından 30 günlük süre 30 Ekim tarihinde başlar.

ÜCRET VE TAZMİNATTA ZAMAN AŞIMI SÜRESİ FARKLI
Arabulucuya başvuru için 30 günlük süre sadece işe iade taleplerinde söz konusu. Ücret, fazla mesai, kıdem tazminatı, ödenmeyen yıllık izin parası gibi ücret ve tazminat alacaklarıyla ilgili zaman aşımı süresi beş yıl olarak uygulanıyor. Arabulucuya başvuru beş yıllık süre içinde yapılabilir.

SÖZLEŞMESİ 25 EKİM 2017'DEN ÖNCE FESHEDİLENLER DİKKAT
İhbar ve kıdem tazminatlarında zaman aşımı süresi daha önce 10 yıl; ücret alacaklarında 5 yıl olarak uygulanıyordu. 25 Ekim 2017 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanan yeni İş Mahkemeleri Kanunu'nda tazminatlarda zaman aşımı süresi 5 yıla indirildi. Fakat iş sözleşmesi 25 Ekim 2017 tarihinden önce sona erenler açısından ihbar ve kıdem tazminatında 10 yıllık zaman aşımı geçerliliğini koruyor. Dolayısıyla, bu tarihten önce iş akdi feshedilenler ihbar ve kıdem tazminatı için 10 yıl içinde önce arabulucuya gidip, burada sonuç alamazlarsa dava açabilirler.

ARABULUCU TOPLANTISINA KATILMAYAN ZARARLI ÇIKAR
İşçi işveren arasındaki anlaşmazlıklarda dava açmadan önce arabulucuya başvurmak zorunlu. Bununla birlikte arabulucuda anlaşma zorunluluğu bulunmuyor. Gerek işçi, gerek işveren karşı tarafın teklifini beğenmediği için uzlaşma sağlanamaz ise tutanak tutulur.

Ancak, geçerli bir mazeret olmaksızın taraflardan birinin ilk toplantıya katılmaması halinde iş değişir. Mazeretsiz arabuluculuk toplantısına katılmayan taraf, daha sonra dava açıldığında kısmen ya da tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamını ödemek zorunda kalır. Davayı kazanmış olsa bile toplantıya katılmayan taraf lehine avukatlık ücreti kararı verilmez. Arabuluculuk toplantısına iki taraf da katılmazsa, tarafların yargılama masrafları kendi üzerlerinde kalır.

SİGORTASIZ ÇALIŞTIRILAN DOĞRUDAN DAVA AÇABİLİR
İşçiler bazı durumlarda arabulucuya başvurmadan da işveren hakkında dava açabilir. Sigortasız çalıştırılan, ücreti bordroda eksik gösterilen kişiler ile iş kazası veya meslek hastalığı dolayısıyla maddi ve manevi tazminat talebinde bulunanlar arabulucuya gitmeden doğrudan dava açabilir.

BAŞVURU ADLİYELERE YAPILIYOR
Arabuluculuk başvurusu, adliyelerdeki arabuluculuk bürolarına yapılıyor. Büro bulunmayan yerlerde ise bu amaçla görevlendirilen sulh hukuk mahkemesi yazı işlerine başvurulur. Tarafların üzerinde anlaştıkları arabulucu, büro tarafından görevlendirilir. Taraflar arasında mutabakat yoksa, arabulucuyu büro seçer.

AZAMİ BİR AYDA SONUÇLANIYOR
Arabulucu süreci, görevlendirmenin yapıldığı tarihten itibaren 3 hafta içinde tamamlanıyor. Bu süre zorunlu hallerde en fazla bir hafta uzatılabiliyor. Böylece, uzatma dahil azami bir ay içinde arabulucu süreci tamamlanıyor.

ANLAŞMA SAĞLANAN PARAYI ÖDEMEYEN İŞVERENE İCRA
Taraflar bazı konularda anlaşıp bazı konularda anlaşamayabilir. Anlaşma sağlanan konularda daha sonra dava açılamaz. Arabulucuda anlaşıldığı halde işveren işçinin alacağını ödemezse işçi arabulucuda imzalanan anlaşma tutanağı ile doğrudan icra yoluna başvurabilir.

ARABULUCUYA GELENLERİN YÜZDE 66'SI ANLAŞTI
İş uyuşmazlıklarında arabuluculuğun dava şartı olarak uygulanmaya başlandığı 2018 ocak ayından 19 Eylül 2019 tarihine kadar arabuluculara 641 bin 965 dosya geldi. Bunların 592 bin 666'sı sonuçlandı. Arabulucuda tutanağa bağlanan dosyalardan 392 bin 987'si anlaşma ile sonuçlandı. 199 bin 679 dosyada ise anlaşma sağlanamadı. Arabulucuya başvuranlardan 3'te 2'si anlaşarak ayrıldı.

ARABULUCULUK ÜCRETİ NE KADAR?
Arabuluculuk ücret tarifesi, her yılın başında artırılıyor. Ödenecek arabuluculuk ücreti, tarafların anlaşması halinde, anlaşma sağlanan tutara göre değişiyor. 2019 yılı itibarıyla 50 bin liralık alacak için 2 bin 850 lira ödeniyor. Arabulucu birden fazla olursa 50 bin liralık alacak için 4 bin 275 lira ödenir.

Taraflar katılmadığı için arabuluculuk toplantısı yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamaması halinde, iki saatlik görüşme ücreti Adalet Bakanlığı tarafından karşılanıyor.

İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda anlaşma sağlanamazsa, iki saati aşan ücret taraflarca eşit ödeniyor. Anlaşamama durumunda ilk 3 saate kadar saat başı 170 lira, 3 saatten sonra ise saat başı 120 lira ücret ödeniyor.
Maddi durumu iyi olmayanlar talepte bulundukları takdirde adli yardımdan yararlanabilirler.

KİMLER KIDEM TAZMİNATI ALAMAZ?
İş kanunu, işçinin işverenden kıdem tazminatı alabilmesi için belli şartlar öngörmüştür, bu şartlar şunlardır:
1-) 4857 sayılı İş Kanunu'na göre İşçi Olmak: Yürürlükte bulunan 4857 sayılı İş Kanunu'na göre iş sözleşmesi ile bir işverenin işyerinde çalışan kişiye işçi denilmektedir. İş sözleşmesinin yazılı veya sözlü olması arasında hiçbir fark yoktur. Uygulamada çoğunlukla işçiler yazılı bir sözleşme olmadan fiilen çalışmaktadır. İş Kanunu'nun 14. Maddesi aşağıdaki iş ve meslek grupları içerisinde yer alan şahısların yaptığı çalışmayı işçilik saymadığı için, bu kişiler işçi olmamaları nedeniyle kıdem tazminatı alamazlar:

Deniz ve hava taşıma işlerinde çalışanlar,
50'den az işçi çalıştırılan (50 dahil) tarım ve orman işlerinin yapıldığı işyerlerinde veya işletmelerinde çalışanlar,
Aile ekonomisi sınırları içinde kalan tarımla ilgili her çeşit yapı işleri,
Bir ailenin üyeleri ve 3 üncü dereceye kadar (3 üncü derece dahil) hısımları arasında dışardan başka biri katılmayarak evlerde ve el sanatlarının yapıldığı işlerde çalışanlar,
Ev hizmetlerinde çalışanlar,
Çıraklar,
Sporcular,
Rehabilite edilenler,
Esnaf ve Sanatkarlar Kanunu'nun 2 nci maddesinin tarifine uygun üç kişinin çalıştığı işyerlerinde çalışanlar.

BİR YIL ÇALIŞMAK GEREKLİ
Bir işçinin kıdem tazminatına hak kazanabilmesi için aynı işverenin işyeri veya işyerlerinde en az 1 yıl sürekli çalışması gerekir. İşçi, işverenin işyerinde 1 yıldan daha az süre ile çalışmış ise kıdem tazminatı alması mümkün değildir. İşçi aynı işverenin farklı işyerlerinde, hatta farklı şirketlerinde çalışsa bile 1 yıllık sürenin hesaplanmasında tüm bu çalışmalar göz önünde bulundurulur.

HAKLI FESİH NASIL OLUR?
İş sözleşmesi ister yazılı isterse sözlü olsun belirsiz süreli iş sözleşmesi olmalıdır. Belirli iş sözleşmesi ile çalışılan işyerinden sözleşme bitiminde kıdem tazminatı talep edilemez. Belirli iş sözleşmesi, belli işlerde veya belli bir işin tamamlanması için işveren ile işçi arasında yazılı olarak yapılan sözleşmelerdir. Belirli iş sözleşmeleri işin bitimi ile veya sözleşmede kararlaştırılan şartın gerçekleşmesiyle kendiliğinden sona erer, kendiliğinden sona eren bu iş sözleşmelerinde kıdem tazminatına hak kazanılamaz. Ancak, belirli iş sözleşmesi sözleşmede kararlaştırılan işin bitiminden önce işveren tarafından haksız nedenlerle, işçi tarafından haklı nedenlerle feshedilirse işçi kıdem tazminatı almaya hak kazanır.

İŞTEN KENDİ İSTEĞİ İLE AYRILANLAR KIDEM TAZMİNATI ALABİLİR Mİ?
İşten Kendi İsteğiyle Ayrılıp Kıdem Tazminatı Alma Şartları
- Ağır çalışma şartları altında çalışıyorsanız
- İşe başlarken haklarınız bölümünde yazan kurallara uyulmuyorsa
- Sigortanız geç yatıyorsa
- Sizin haberiniz yokken SGK'ya giriş çıkışınız yapılıyorsa
- Bayramlarda, resmi tatillerde çalıştığınız halde mesai ücreti alamıyorsanız
- Soyadı değişen kadının evlilik nedeniyle işten ayrılması
- Yıllık izinlerin tam kullanılmaması durumunda kıdem tazminatını kendiniz çıksanız dahil alabilirsiniz.

İŞYERİ TAŞINIRSA KIDEM TAZMİNATI ALINIR MI?
İş yerinizin taşınması ya da iflas etmesi durumunda kıdem tazminatı alma hakkı doğmuş oluyor.

PRİM GÜNÜNÜ DOLDURANLAR TAZMİNAT ALABİLİR!
Bilindiği üzere emekli olmak için hem prim gününü doldurmuş olmanız hem de emeklilik yaşına gelmiş olmanız gerekiyor. Eğer prim gününü doldurup artık çalışmamaya karar verdiyseniz, kıdem tazminatı alabilirsiniz. Yaşı doldurup prim bekliyorsanız da kıdem tazminatı almaya hak kazanabilirsiniz.

AYRIMCILIK TAZMİNATI VAR
4857 sayılı İş Kanunu'nun 'Eşit davranma ilkesi' başlıklı 5'inci maddesinde şöyle deniliyor: "İş ilişkisinde dil, ırk, renk, cinsiyet, engellilik, siyasal düşünce, felsefî inanç, din ve mezhep ve benzeri sebeplere dayalı ayrım yapılamaz. İşveren, esaslı sebepler olmadıkça tam süreli çalışan işçi karşısında kısmi süreli çalışan işçiye, belirsiz süreli çalışan işçi karşısında belirli süreli çalışan işçiye farklı işlem yapamaz.