Asgari ücrette konuşulan olası zam oranı ne? Son kulis bilgileri A Haber’de
Doğrudan 7 milyon çalışanı, dolaylı olarak tüm toplumu ilgilendiren asgari ücret pazarlığında üçüncü toplantı sona erdi. Toplantıda işçi ve işveren tarafı masaya bir rakam getirmedi. Toplantının ardından işçiler, asgari ücret beklentisini 29 bin 583 lira olarak açıkladı. Peki konuşulan olası zam oranı ne? Yeni asgari ücret ne zaman belli olacak? Takvim Gazetesi Ekonomi Müdürü Faruk Erdem merak edilen soruları A Haber’de yanıtladı. İşte detaylar…
Asgari ücrette üçüncü toplantı 19 Aralık Perşembe günü gerçekleştirildi. Toplantıya işçi ve işveren taraflarının zam teklifleriyle gelmesi bekleniyordu. Ancak beklenen olmadı, iki taraf masaya rakam getirmedi.
Türk-İş, daha sonra yaptığı açıklama ile asgari ücret beklentisini açıkladı. İşçilerin beklentisi yüzde 45 artı yüzde 20 refah payı üzerinden 29 bin 583 lira olarak açıklandı.
Doğrudan 7 milyon çalışanı, dolaylı olarak tüm toplumu ilgilendiren yeni asgari ücret gelecek hafta yapılması beklenen toplantıda karara bağlanacak.
Vatandaşlar "Konuşulan olası zam oranı ne? Masada hangi rakamlar var? İşveren rakam belirledi mi?" sorularına yanıt arıyor.
Takvim Gazetesi Ekonomi Müdürü Faruk Erdem, A Haber'de Cansın Helvacı'nın sunduğu Ajans Bugün programında merak edilen sorulara yanıt verdi.
"İLK KEZ BÖYLE USUL GÖRDÜM"
Faruk Erdem, 19 Aralık Perşembe günü gerçekleştirilen toplantıda masaya rakam gelmemesiyle ilgili çarpıcı açıklamalarda bulunurken, "İşçi tarafının istediği zam oranı yüzde 75'e falan denk geliyor. Yani yüzde 74 civarında bir artışa tekabül ediyor. Tabii ama onların hesabı şöyleydi. Önce yüzde 45'lik yıl sonu beklenen enflasyon yapılsın. Üstüne 20 puanlık da bir refah payı konulsun teklifiydi. Tabii hani bu masada konuşulmalıydı aslında. Yani benim de düşüncem o. Usul bu değil. Yani masada bir rakam konuşulmamış. Yani netice itibariyle o masa niye kuruluyor? O komisyon niye kuruluyor? Bunların tartışıldığı, bunların konuşulduğu, bu pazarlıkların yapıldığı bir komisyondan bahsediyoruz. Yani o yüzden de hani ilk kez böyle bir usul ben gördüm. Yani masadan kalkıp gidilsin, gelinsin, basın aracılığıyla, "Biz şunu istiyoruz." denilsin. Hani muhataplarına bunu da orada söyleseydi ve bir pazarlık yapılsaydı daha doğru olurdu diye kendi şahsen düşünüyorum. Ama netice itibariyle haklı olduğu bir taraf var. Sayın Atalay da diyor ki hani biz 19 gündür karşı taraftan bir rakam bekledik. Karşı taraftan da bir rakam gelmedi. Peki bu 19 günlük süreçte ne oldu? Herkesin bir rakamı var. İşte gazetelerde rakamlar uçuştu, televizyonlarda uçuştu. Herkes bir şeyler söyledi. Hesaplamalar yapıldı. Oysa hani bunun konuşulacağı yer hep seninle başından beri söylüyoruz. Usul budur. Asgari Ücret Tespit Komisyonu netice itibariyle orada işverenin de bir teklifle gelmesi lazımdı. En azından üçüncü toplantıya yani çünkü bu iş üç toplantıda bitiyor. Dördüncü toplantı çoğunlukla karar toplantısı. İşte hani işverenin bilemiyoruz tabii içeride hani bir rakam telaffuz edildi mi, edilmedi mi? Hani Sayın Atalay'ın söylediğine göre işveren bir teklifle gelmedi. Dolayısıyla onlar da bir rakamla gelseydi netice itibariyle usul belli. Hani enflasyon belli, aşağı yukarı, yıl sonunda enflasyon ne olacak belli, işte geçim şartları belli, rekabet şartları belli. Netice itibariyle bir rakam gelseydi ve onun üzerine de Türk-İş, "İşte biz 29.583 lira istiyoruz." deseydi ve pazarlık oradan yürüseydi daha doğru olurdu. Hani bir kızgınlıkla yapılmamış açıklama gibi de geliyor. İnşallah hani bir uzlaşı noktasında buluşulur diye düşünüyorum." dedi.
"HAFTA SONU HAREKETLİ GEÇEBİLİR"
Erdem, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan'ın hafta sonu heyet başkanlarıyla bir görüşme yapabileceğini belirtirken, "Hani burada tabii bu aşamada hükümetin rolü çok önem kazanıyor burada. Bir dördüncü toplantı da olacak. Öyle gözüküyor. Yani ama bu dördüncü toplantıya kadar da ben Sayın bakanın başkanlarla buluşacağını, konuşacağını da düşünüyorum. Zannedersem hani bu hafta sonu hareketli geçecek. Ve bir rakam noktasında uzlaşılacak diye beklentim de var." ifadelerini kullandı.
İŞVEREN RAKAM BELİRLEDİ Mİ?
İşçi tarafının teklifini açıkladığını dile getiren Erdem, işveren tarafıyla ilgili bir teklif olmadığını ancak bazı rakamların ortaya çıktığını söylerken, "Fakat baktığın zaman işveren tarafından, yani TİSK tarafından değil ama, işveren örgütleri bazı rakamlar telaffuz ettiler. Yani biz işte şu noktada bir beklentimiz var diye. Baktığın zaman orada da işte 23.000, 23.000'le 24.000 lira arasında bazı rakamlar ortaya çıktı aslında. Hani bunu kabul edersek arada bakıyorsun 6-7 bin liralık bir fark oluştu şu anda. Hani işçinin istediğiyle işverenin işveren örgütlerinin, işte yüzde 30 olsun, yüzde 35 olsun gibi rakamlar telaffuz ediyor. Ha bu 7 bin lira kapanır mı? Ya da ortada bir yerde buluşulur mu? İşte bu noktada hükümet devreye girecek. Öyle gözüküyor." dedi.
"ÖZEL SEKTÖR ÇIKACAK ORANI BEKLİYOR"
Yeni asgari ücretin doğrudan 7 milyon çalışanı, dolaylı olarak tüm toplumu ilgilendirdiğini dile getirirken, "Türk-İş açıkladıkları teklifin altında bir rakam olursa imza atmayacaklarını söylüyor. Tabii baktığın zaman şimdi şunu da söyleyelim. Hani birileri diyor ki hani siz işte 25 bin lirayla, 23 bin lirayla ya da 29 bin lirayla geçinilmez. Hep onu söylüyoruz zaten. Bu bir geçim ücreti değil. En az ücret belirleniyor burada. Bunun üstünde verilmesi lazım diye. Bir de sadece asgari ücretle çalışan insanları ilgilendiren bir konudan bahsetmiyoruz. Yani Türkiye'de her çalışanı ilgilendiren bir toplu sözleşme düşün. Yani çok büyük bir toplu sözleşme. Şu anda özel sektör buradan çıkacak oranı bekliyor. Netice itibariyle o da diğer çalışanlarına yapacağı maaş artışlarını buna uygun şekilde yapacak. O yüzden de herkesi ilgilendiren bir tarafı var. O yüzden de bütün Türkiye'nin gözü burada. Ve buradan çıkacak uzlaşı aslında Türkiye'deki çalışma barışını da ortaya koyacak bir uzlaşı." şeklinde konuştu.
29.583 TL'NİN İŞVERENE MALİYETİ NE?
Erdem son olarak Türk-İş'in istediği rakamın işverene maliyetini hesaplarken, sözlerini şu şekilde tamamladı:
Şimdi tabii bugüne kadar yapılan asgari ücret artışlarına hep baktık. Yani 10 yıl öncesine de baktık, son 10 yıla da baktık, son 5 yıla da baktık. Hep o yıl hangi enflasyon gerçekleşmişse onun 5-10 puan üstünde yapılmış. Aslında Türk-İş'de bu matematiği işletiyor aslında. Yani diyor ki işte yüzde 45'lik bir yıl sonu enflasyon olacak. Biz enflasyona karşı korunalım, üstüne de bir refah payı alalım. Şimdi tabii 29.583 lira net asgari ücretin brütünü düşündüğün zaman 40 bin liraya yaklaşacak. Yine işverene maliyetine baktığında 40 bin lirayı geçmiş olacak. Bunlar da düşünülmesi gerekiyor. Çünkü iki tarafı var bunun. Hani ben bunları söyleyince herkes diyor ki; "Ya sen işvereni mi savunuyorsun?" Ben kimseyi savunmak gibi bir misyonum da, görevim de, haddim de değil. Yani benim görevim de değil. Ama ben fotoğrafı çekmeye çalışıyorum. Diyorum ki hani iki tarafı var bunun. Veren var ve alan var. Dolayısıyla verenin de bir kararı ve teklifi olacak. İnşallah biz bu dördüncü toplantıda bir rakamda uzlaşı bekliyoruz hepimiz. Yani çalışanlar olarak, vatandaşlar olarak. Dördüncü toplantı önümüzdeki hafta tabii belli olur, öyle gözüküyor. Ama bu arada muhtemelen görüşmeler olacak. Biz o görüşmeleri takip edeceğiz, izleyicilerimizi de bilgilendiririz. Ama iyi bir rakam çıktı yani 29.583 yüksek. Yani bugüne kadar hiç telaffuz edilmeyen bir rakamdı biliyorsun.
SOKAĞIN BEKLENTİSİ NE?
Sokağın zam beklentisi ve komisyon masasında yaşananlar, A Haber'de Merve Türkay'ın sunduğu Memleket Meselesi programında değerlendirildi. Sosyal Güvenlik Uzmanı Ali Duman canlı yayında masadaki rakamları ve olası senaryoları değerlendirdi.
TÜRK-İŞ ASGARİ ÜCRETE YÜZDE 74 ZAM İSTEDİ!
Sosyal Güvenlik Uzmanı Ali Duman, üçüncü toplantı sonrasında işçi sendikasının bir rakam verdiğini belirtirken, "Belirlenecek asgari ücretin 2025 yılının tamamını kapsayacağını düşünüyorum. Bugün işçi sendikalarının bir rakamı ortaya çıktı. İş veren ve işçi sendikaları bugüne kadar bir rakam vermemişti. Yüzde 45 artı yüzde 20 refah payı istendi. 2024 yılının enflasyon rakamı ve 2025 ocak ayının enflasyon rakamı belirlensin ve yıl sonuna kadar işçi açısından bir emek kaybı olmasın istendi. Resmi enflasyon rakamı ile direkt işçilik ücreti olarak yansıtılırsa geçmişten gelen alım günü korunmuş oluyor. Yeni dönem zammı anlamıyor gelmiyor." dedi.
BAŞKAN ERDOĞAN İŞÇİNİN EMEK GÜCÜNÜ KORUYOR
Duman, Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın işçi ve emeklileri daha enflasyona ezdirmediğini belirtirken, "2022'den 2023 yılına geçtiğimizde yani asgari ücretin 4 bin 253 TL'den 8 bin 500 TL'ye arttığı gördük. Yani yüzde 100 bir artış sağlandı. 2023'den 2024'e geçtiğimizde yüzde 100 artış gösterdi. Kısaca 2022'den 2023'e yüzde 100 arttı, 2023'den 2024'e de yüzde artış oldu ve enflasyon yüzde 67'ydi. Burada bariz bir şekilde enflasyonist ortamda emek gücünü korumak için sayın Cumhurbaşkanımızın hamlesi var. Enflasyonun yüzde 67 çıktığı yerde yüzde 100 zam yapmak işçiyi enfaslyondan ayırıp emeğin hakkının verilmesi demektir zaten. Masada enflasyon var, vergi harç ve cezaları belirleyecek yeniden değerleme oranı var. Burada makul ücreti konuşabilmek esas. İşçi sendikaları temsil ettiği makam itibariyle en üstü talep eder." ifadelerini kullandı.
BİR İŞÇİNİN MAALİYETİ 50 BİN TL'YE TEKABÜL EDİYOR
Duman, işçi tarafının talep ettiği rakamın işverene maliyetini hesapladıklarını belirtirken, TÜRK-İŞ'in bugün talep ettiği 29.583 TL net ücret olursa bunun 'brüt'ü ne olur? işveren maliyeti ne olur?' diye hesapladık. İşçinin günlüğü 986 TL'ye tekabül ediyor. 29.583'ün üstüne işçinin sigorta primi %15 o zaman da brüt ücret 34.800 TL oluyor. İşverenin yüzde 17,5 ödediği sigorta primi var 40.990 TL'ye tekabül ediyor. Bunun üzerine yemek ve servis ücretini koyduğumuz zaman bir işçinin maliyeti 50 bin TL oluyor. Eğer işçi maliyeti 50 bin TL olursa hayatımızda ne tür zamlarla karşı karşıya kalırız? Hangi iş veren buna dayanabilir? İşçi bu rakamla pek ilgilenmiyor "Beni 30 gün idare etsin, kimseye mağdur etmesin" diyor." sözlerini kullandı.
MASADA HANGİ RAKAMLAR VAR?
Duman son olarak masadaki rakamı da açıklarken, sözlerini şu şekilde tamamladı:
Beklenen enflasyon yüzde 40 (22 bin 802 TL) veya 45 (24 bin 653 TL) aralığında, alım gücünün de korunması adına bu aralığın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Enflasyonun altında bir rakam olmayacak.