Merkez Bankası faiz kararını açıkladı! Piyasaların gözü bu karardaydı
Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası bugün piyasaların merakla beklediği faiz kararını açıkladı. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranını yüzde yüzde 8,5 düzeyinde sabit tuttu. Karar ne anlama geliyor? Stratejist Cüneyt Paksoy ve A Para Yayın Koordinatörü Özlem Doğaner, A Haber canlı yayınında konu ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu, Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu başkanlığında toplandı.
Kurul, politika faizinin yüzde 8,5 düzeyinde sabit tutulmasına karar verdi.
TCMB'den yapılan duyuruda:
"Yakın dönemde iktisadi faaliyete ilişkin açıklanan veriler tahmin edilenden daha olumlu seviyelerde gerçekleşmesine rağmen, jeopolitik risklerin ve faiz artışlarının da etkisi ile gelişmiş ülke ekonomilerinde resesyon endişeleri sürmekte, finansal istikrarı tehdit eden koşulların oluştuğu gözlenmektedir. Türkiye'nin geliştirdiği stratejik nitelikte çözüm araçları sayesinde temel gıda başta olmak üzere bazı sektörlerdeki arz kısıtlarının olumsuz etkileri azaltılmış olsa da uluslararası ölçekte üretici ve tüketici enflasyonu yüksek seviyelerini sürdürmektedir. Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Ülkeler arasında farklılaşan iktisadi görünüme bağlı olarak gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası adım ve iletişimlerindeki ayrışma devam etmekle birlikte, takas anlaşmaları ve yeni likidite imkânları ile finansal istikrarı öncelikleyen eşgüdümlü adımlar atılmaktadır. Finansal piyasalar, merkez bankalarının faiz artırım döngülerini yakında sonlandıracağını beklentilerine yansıtmaktadır.
Asrın felaketi öncesindeki öncü göstergeler 2023 yılının ilk çeyreğinde iç talebin dış talebe kıyasla daha canlı olduğuna ve büyüme eğiliminde artışa işaret etmekteydi. Depremin üretim, tüketim, istihdam ve beklentiler üzerindeki etkileri kapsamlı bir şekilde değerlendirilmektedir. Depremin yakın vadede ekonomik aktiviteyi etkilemesi beklenmekle birlikte, orta vadede Türkiye ekonomisinin performansı üzerinde kalıcı bir etkide bulunmayacağı öngörülmektedir. Büyümenin kompozisyonunda sürdürülebilir bileşenlerin payı yüksek seyrederken, turizmin cari işlemler dengesine beklentileri aşan güçlü katkısı yılın tüm aylarına yayılarak devam etmektedir. Bunun yanında, iç tüketim talebi, enerji fiyatlarındaki yüksek seviye ve ana ihracat pazarlarındaki zayıf iktisadi faaliyet cari denge üzerindeki riskleri canlı tutmaktadır. Cari işlemler dengesinin sürdürülebilir seviyelerde kalıcı hale gelmesi, fiyat istikrarı için önem arz etmektedir. Kredilerin büyüme hızı ve erişilen finansman kaynaklarının amacına uygun şekilde iktisadi faaliyet ile buluşması yakından takip edilmektedir. Kurul, 2023 Yılı Para Politikası ve Liralaşma Stratejisi metninde belirttiği üzere, parasal aktarım mekanizmasının etkinliğini destekleyecek araçlarını kararlılıkla kullanmaya devam edecek ve fonlama kanalları başta olmak üzere tüm politika araç setini liralaşma hedefleriyle uyumlu hale getirecektir. Kurul, yaşanan felaketin etkilerinin en düşük seviyelere indirilmesi ve gerekli dönüşümün desteklenmesi amacıyla uygun finansal koşulların oluşmasını önceliklendirecektir.
Uygulanan bütüncül politikaların desteğiyle enflasyonun seviyesinde ve eğiliminde iyileşmeler görülmeye başlanmakla birlikte, depremin yol açtığı arz-talep dengesizliklerinin enflasyon üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Sanayi üretiminde yakalanan ivmenin ve istihdamdaki artış trendinin sürdürülmesi açısından finansal koşulların destekleyici olması deprem sonrasında daha da önemli hale gelmiştir. Bu çerçevede Kurul, politika faizinin sabit tutulmasına karar vermiştir. Kurul, para politikası duruşunun fiyat istikrarı ve finansal istikrarı koruyarak deprem sonrası gerekli toparlanmayı desteklemek için yeterli olduğu görüşündedir. Depremin 2023 yılının ilk yarısındaki etkileri yakından takip edilecektir.
TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. TCMB, fiyat istikrarının kalıcı ve sürdürülebilir bir şekilde kurumsallaşması için Liralaşma Stratejisi'ni tüm unsurlarıyla uygulayacaktır. Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir. Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır.
Kurul, kararlarını şeffaf, öngörülebilir ve veri odaklı bir çerçevede almaya devam edecektir.
Para Politikası Kurulu Toplantı Özeti beş iş günü içinde yayımlanacaktır." ifadeleri kullanıldı.
KARAR NE ANLAMA GELİYOR?
Stratejist Cüneyt Paksoy ve A Para Yayın Koordinatörü Özlem Doğaner, A Haber canlı yayınında konu ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.
İşte o açıklamalardan satır başları;
Stratejist Cüneyt Paksoy: Merkez Bankası şuna konsantre bir yandan düşmesi gereken bir enflasyon var mu çok net. Enflasyonun düşmesini beklerken global finans krizinin getirdiği şartlar var. Onu takip ediyor Merkez Bankası doğal olarak.
Bir yandan yaşadığımız afet sürecinin gereklilikleri var. Ama getirdiği kaynak ihtiyacı veya etki analizleri neticesi ortaya çıkacak bir hasar tespiti var. İşin manevi tarafı bir tarafa maalesef maddi tarafı da var konuşmak zorunda olduğumuz.
Bütün bunlar finansal sistem içinde MB'nin hem fiyat istikrarına hem de finansal istikrara beraber konsantre olmak zorunda olduğu bir dönemi getiriyor. Zaten önden yüklemeli olarak attığı adımlarla üretimi büyümeyi desteklemek için Merkez Bankası yeterli oranda bir faiz indirimi yapmıştı ve bekle göre geçmişti.
A Para Yayın Koordinatörü Özlem Doğaner: Kısa vadede etkilerini görebiliriz depremin ama orta vadede depremin etkisinin büyümeyi çok etkilemeyeceğini düşünüyoruz diyor. Diğer ülkelerde de yüksek enflasyon var bizdekinden daha fazla onların etkisi var bir yandan da aslında diğer ülkeler de artık faizleri sabit tutma noktasına doğru gidiyor. Bu dönemde o yüzden sabit tuttuk diyor aslında işin özü.