SVB ve Signature Bank'ın iflası ne anlama geliyor? ABD'deki bankacılık kaosu küresel krize döner mi?
Son dakika haberi | ABD'de başlayan "bankacılık krizi" küresel piyasaları derinden sarstı. Silicon Valley Bank (SVB) ile başlayan kriz, Signature Bank'a da sıçradı. İki bankanın iflası ile sonuçlanan kriz, piyasalarda kaosa neden olurken; yatırımı bulunan on binlerce kişi bankalara akın etti. Yaşanan olaylar 2008'de yine ABD'de başlayan ardından küresel bir krize dönüşen bankacılık krizini akıllara getirirken, uzman isimler SVB ve Signature Bank'ın iflası ile sonuçlanan krizi değerlendirdi.
Enflasyonu dizginlemek için bir yıl önce faizleri artırmaya başlayan ABD Merkez Bankası Fed'in kararları bankacılık piyasalarında etkisini devam ettiriyor. Geçtiğimiz hafta batan SVB örneğinde bankanın 21 milyar dolarlık tahvil portföyü ortalama yüzde 1.79 getiri sağlıyordu. Ancak mevcut 10 yıllık hazine getirisi yaklaşık yüzde 3.9 düzeyinde.
FED YUMUŞAYACAK MI?
ABD'nin 16'ncı büyük bankası SVB'nin ardından New York merkezli Signature Bank da battı ve kayyum atandı. Bu arada SVB'de yaşanan çöküşün ardından ABD'liler sorunun diğer bankalara yayılmasından endişe ediyor. California'daki First Republic Bank şubesinin önünde parasını çekmek isteyen müşteriler uzun kuyruklar oluşturdu. Bankanın hisseleri piyasa öncesi işlemlerde yüzde 65 değer kaybı ile işlem gördü. Önceki kapanışta da yüzde 14.79'luk bir düşüş yaşamıştı.
Fed'in faiz artırımı politikasının yumuşayacağı beklentisi ile hareket eden borsalar geçtiğimiz haftalarda ekonomide ısınma sinyalleri ile 25 yerine yeni bir 50 baz puanlık artışa hazırlanıyordu. Fed Başkanı Jerome Powell, geçtiğimiz haftaki açıklamalarında Fed'in 22 Mart faiz kararında 0.5 puanlık nispeten büyük bir artışa işaret ediyordu.
Ancak Fed'in son üç gündeki gelişmeler üzerine faiz oranları konusundaki şahin duruşunu geçici olarak yumuşatabileceği belirtiliyor. Çünkü artan faiz oranları ve buna bağlı olarak sabit getirili fiyatlandırmadaki zarar, bankaların bilançoları üzerinde baskı oluşturuyor. Düşük riskli olarak algılanan sabit getirili varlıklar, Fed'in faiz oranlarını çok düşük seviyelerden agresif bir şekilde artırmasıyla, geçen yıl boyunca aşırı değer kaybı yaşattı.
CANLI YAYINDA DÜNYAYI ŞOKE EDEN ANLAR
Küresel piyasaları olumsuz etkileyen ABD'deki iki bankanın iflas etmesi sonrasında Başkanı Joe Biden açıklamalarda bulundu. Biden durumun 'kontrol altında' olduğuna vurgu yaparak bu tarz olayların bir dahaki sefere engellenmesi gerektiğini aktardı. Tüm bu gelişmeler yaşanırken Biden'ın basın açıklamasının son kısmında yaşananlar dünyada gündem oldu. Söz konusu o anlarda gazeteciler, ABD Başkanının konuşması biter bitmez soru sormaya başladı.
SORULARI CEVAPLAMADI KAPIYI KAPATIP ÇIKTI
Kamera tarafından kayıtlara geçirilen ve net bir şekilde duyulan "Dalgalanma etkisini olmayacağına net bir cevap verir misiniz? Diğer bankalarında mı batmasını bekliyorsunuz?" sorusuna yanıt veremeyen Biden, çıkışa yöneldi ve kapıyı kapatıp çıktı. Söz konusu o anlar sosyal medyada büyük tepki çekti. ABD vatandaşları Biden'ın açıklama yapmamasına yönelik eleştirilerde bulundu. Görüntüler ise milyonlarca kişi tarafından izlendi.
DÜNYA BORSALARI SALLANDI
Avrupa ve Asya'da başta banka hisseleri olmak üzere son yılların en büyük düşüşleri yaşandı. Avrupa'nın banka endeksi dün yüzde 6 düştü. Avrupa borsalarında düşüşler yüzde 2.5-4 arasında seyretti. ABD borsaları da güne yüzde 1'lere yakın bir düşüşle başladı. ABD'lilerin kapısında kuyruk oluşturduğu First Republic Bank, yüzde 65 değer kaybı ile güne başladı. Adı sıkça geçen bankalardan PacWest Bancorp hisseleri de seans açılışında yüzde 35 değer kaybı yaşadı.
ABD piyasaları bankacılık hisseleri dışında daha sonra toparladı ve artıya geçti. ABD tahvilleri ise 1987'den bu yana 53 baz puan ile en sert düşüşünü yaşadı. Yaşanan panik sonrası yatırımcılar altın, gümüş ve yen'e akın ederken petrol fiyatları da ağır baskı altında. Brent petrolün varil fiyatı 80 doların altına indi. Diğer yandan altının onsu da yüzde 1.96 artışla bin 904 dolara kadar çıktı.
3 SORUDA ABD BANKACILIK KRİZİ
ABD'de başlayan bankacılık krizi küresel piyasaları tehdit ediyor. Silicon Valley Bank (SVB) ile başlayan ardından Signature Bank'a da sıçrayan kriz sonrası her iki banka da iflas bayrağını çekerken; SVB 1 sterlin karşılığında HSBC'ye satıldı. Bankacılık sisteminin çökmesine neden olan kriz akıllara 2008'de yine ABD'de başlayan sonrasında küresel bir krize dönen süreci getirdi. SVB'deki sigortasız mevduatların kurtarılamaması yüzlerce firmanın kapanma tehlikesi yaşamasına ve binlerce teknoloji şirketi çalışanının da işsiz kalma tehdidi yaşamasına neden oldu. Ekonomist Erkan Öz, ABD'de yaşanan süreci 3 soruda değerlendirdi.
AMERİKAN BANKALARINDA NELER OLUYOR?
Amerika Birleşik Devletleri Merkez Bankası (Fed), enflasyonla mücadele için gösterge faiz oranını 17 Mart 2022 ve 1 Şubat 2023 tarihleri arasında yüzde 0,25 ila 0,5 aralığından yüzde 4,5 ila 4,75 düzeyine yükseltti. Fed faizleri artırınca devlet borçlanma senetlerinin yani bono ve tahvillerin de faizleri yükselir. Ancak daha yüksek faizle yeni bonolar çıktıkça daha düşük faize sahip eski bonoların piyasada değeri düşer. Bankalar ise hem kanuni zorunluluklar hem de risksiz kabul edildikleri için bol bol devlet tahvili ya da bonosu satın alır.
Fed hızlı biçimde faiz yükseltirken ABD bankalarında tutulan tahvillerin değeri de hızla eridi. Bankalar değeri düşen bu bonoları satmadıkları sürece zararı gerçeğe çevirmiş yani "realize" etmiş olmazlar. 2008 finansal krizi döneminde realize edilmemiş bono-tahvil zararı 75 milyar dolar civarındayken, son dönemde henüz gerçekleşmemiş bu kayıplar 600-700 milyar dolarlar seviyesine tırmandı.
ABD'de bazı bankaların bilançolarına aşırı miktarda bono-tahvil aldığı ortaya çıktı. Ayrıca Fed faiz arttırmaya başladığında bono değerlerinin düşeceğini öngörmeyip risklerini çeşitli türev finansal araçlarla 'hedge' etme yani bir tür sigortalama yoluna da gitmemiş.
Teknoloji şirketleri tarafında çıkan bazı dedikodularla müşteriler bankalardan paralarını çekmek istediğinde ise işte bu bankalar çok kısa sürede ödemelerini yapamayacak hale geldi. Müşterilerinden topladıkları mevduatları para kazanabilmek için devlet tahvil ve bonolarına yatırmışlardı. Ancak faizler yükselip bono değerleri eriyince, mudiler talep ettiğinde bonoları satıp paraları ödeyemediler. Sonuçta 11 milyar dolarlık varlığı olan Silvergate, 200 milyar dolarlık Silicon Valley Bank (SVB) ve 110 milyar dolar bilançosu bulunan Signature Bank iflas ederek, düzenleyici kurumlar tarafından kapatıldı.
HÜKÜMETİN KRİZ MÜDAHALESİ YETERLİ Mİ?
ABD'de Federal Mevduat Sigorta Kurumunu (FDIC), bir bankanın batması durumunda her hesap sahibine 250 bin dolara kadar garanti veriyor. Ancak özellikle SVB'de mevduatların yaklaşık yüzde 97'si bu sigorta sınırının üzerindeydi. Dünyaca ünlü Silikon Vadisi'nde birçok teknoloji şirketi kredilerini SVB aracılığı ile temin ettiği için şirket sermayeleri bu bankada tutuluyordu. Sadece SVB'deki sigortasız mevduatların dahi kurtarılamaması yüzlerce firmanın kapanmasına ve belki binlerce teknoloji çalışanının işsiz kalmasına neden olacaktır. Ayrıca bir bankada mevduat sahiplerinin büyük çoğunluğunun batması tüm ülke çapında 10 milyonlarca Amerikalının, henüz sorun yaşamayan bankalardan da hızla para çekmeye çalışmasına yol açabilir.
Hafta sonu Fed, Hazine Bakanlığı ve FDIC bir araya gelerek soruna ortaklaşa bir çözüm bulmaya çalıştı. Önce açık artırma ile teklif toplayarak bu bankaları başka kuruluşlara satmayı denediler. Ancak kimse bu bankaları satın almak istemedi. Daha sonra mecburen devlet kurumları bir kurtarma formülü oluşturdu. Buna göre bankalar kapatıldı. Bankaların hisselerini satın almış olanlar kaderine terk edildi. Bu kriz nedeni ile birçok banka, borsada yüzde 20 ila 70 arasında değer kaybetti. Fakat bankada mevduat tutan vatandaşlar FDIC sigorta limitleri içerisinde olup olmadıklarına bakılmaksızın kurtarıldı. Böylece ABD'li yetkililer, vatandaşların diğer bankalara da gidip mevduatlarını çekmeye çalışmasını engellemeyi umuyor.
Kurtarma operasyonu ve başka banka iflaslarını engellemek için bir fon oluşturuldu. Buna göre ABD bankaları müşterilerinden yoğun mevduat çekme talebi gelirse, ellerinde tuttukları bonoları teminat olarak gösterip karşılığında çok yüksek olmayan bir faizle borç alabilecek. En önemlisi bankalar değeri düşmüş bonoları teminat olarak gösterse bile, fon bu tahvilleri ilk çıktığı değerinden işleme koyacak. Yani ABD birden ortaya çıkan bankacılık krizini çözmek için adeta zarar etmeyen 'faiz korumalı bono' uygulaması başlatmış oldu.
BUNDAN SONRA HANGİ SENARYOLAR GÜNDEMDE?
Pazartesi günü Avrupa ve ABD borsaları kurtarma planına yoğun satışlarla karşılık verdi. Çünkü bankada para tutanlar kurtarılmış ancak bankanın hissesini satın alanlar büyük zararlarla baş başa bırakılmıştı. Bu durumda yatırımcılar başka bankaların da benzer şekilde batabileceğini düşünerek ellerinde banka hissesi tutmak istemedi. Özellikle bankacılık hisselerinde büyük düşüşler devam etti.
Fakat gün içinde bir bankacılık krizi başlamışken Fed'in daha fazla faiz artıramayacağına yönelik beklentiler ön plana çıktı. Böylece bonolara ve tekrar hisse senetlerine alımlar geldi. Altın ve Bitcoin ise ciddi şekilde yükseliş kaydetti.
Aslında kriz tam olarak bitmiş değil. Bankaların piyasadan bulacakları faiz ile merkez bankasının risksiz faizi arasındaki farkı anlatan "FRA-OIS Spread"leri pazartesi günü ABD'de 2020 krizinde görülen seviyelere tırmandı. Yani bankalar piyasadan düşük faiz bulamıyor ya da daha net ifadeyle bankalar hala birbirine tam güvenmediği için kimse kimseye borç para vermek istemiyor.
Şimdi gözler bugün Türkiye saatiyle 15.30'da açıklanacak ABD enflasyon verisine çevrildi. Piyasada genel beklenti yıllık enflasyonun yüzde 6 civarında açıklanması yönünde. Bir önceki ay yıllık enflasyon yüzde 6,4 olarak belirlenmişti. Enflasyon beklentiler dahilinde ya da beklenenin altında gelirse, Fed enflasyonla mücadele için sert faiz artışlarına ihtiyaç duymayacak. Böylece piyasalarda olumlu hava devam edebilir. Ancak tam tersine beklentilerin hele de bir önceki ayın üzerinde bir enflasyon açıklanması senaryosunda ise Fed gerçekten zor bir durumda kalacak. Çünkü enflasyonu durdurmak için sert faiz artışları yapmak gerekecek. Ancak henüz tam olarak yatışmamış bir bankacılık krizinin ortasında faiz artırımı daha da sıkıntılı bir durumun oluşmasına yol açabilir.