Son dakika: 500 bin sözleşmeli için kadro şöleni! Başkan Erdoğan'dan önemli mesajlar | Memur ve emekliye zam oranını açıkladı
Son dakika haberi... Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Ankara'da "Sözleşmeliye Kadro Şöleni" programında açıklamalarda bulundu. Aralık ayın enflasyon rakamlarını değerlendiren Başkan Erdoğan, "Hedefimiz, bu yıl enflasyonun üzerindeki köpüğü tamamen alıp önümüzdeki yıldan itibaren meseleyi ülkemizin gündeminden tümüyle çıkarmaktır." dedi. Başkan Erdoğan, "Tüm milletime memur, memur emeklileri ve diğer tüm emeklilerimizin maaş artış oranını yüzde 25 olarak uygulayacağımızın müjdesini vermek istiyorum. Yeni memur ve emekli maaş oranımız çalışanlarımıza, emeklilere, milletimize hayırlı olsun." ifadelerini kullandı. Erdoğan, "Büyükşehir belediyeleri dahil kapının önüne konan işçilerimizi, memurlarımızı gördük. Onların hepsi tekrar yasal düzenlemeyle görevlerinin başına dönecek." mesajını verdi.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Memur-Sen tarafından ATO Congresium'da düzenlenen "Sözleşmeliye Kadro Şöleni Programı"nda yaptığı konuşmada, ilk günlerinin yaşandığı 2023 senesini, bu yılın tarih ve hedefler açısından ifade ettiği anlama ve öneme uygun bir şekilde karşıladıklarını belirtti.
Dün 2022 yılına ait ihracat ve dış ticaret rakamlarını milletle paylaştıklarını bildiren Erdoğan, "Toplam 254,2 milyar dolar ile Cumhuriyet tarihinin en yüksek ihracat meblağına ulaşmanın gururunu yaşadık. Görevi devraldığımızda yılda sadece 36 milyar dolarlık ihracat yapabilen bir Türkiye'den, hamdolsun dünyanın her ülkesine ürün satan, bölgesinin üretim üssü olarak görülen bir ülke konumuna geldik. İnşallah 2023 senesini, diğer alanlarla birlikte ihracatta da hedef ve ölçek büyüttüğümüz bir sıçrama tahtası yapmak istiyoruz." diye konuştu.
ENFLASYON MESAJI: HEDEFİMİZ ÜLKEMİZİN GÜNDEMİNDEN TÜMÜYLE ÇIKARMAK
Bugün de enflasyonda uzun zamandır sözünü ettikleri büyük gerilemenin ilk önemli işaretiyle güne başlandığını belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Aralık ayı tüketici enflasyonu yüzde 1,18 ve bir önceki yılın aralık ayına göre de yüzde 64,27 olarak açıklandı. Böylece 2022 yılı tüketici enflasyonunu, orta vadeli hedefinin bile altında bir gerçekleşmeyle kapattık. Üretici fiyatları enflasyonunun aralıkta eksi olarak gerçekleşmesi, bu alanda da hızlı bir toparlanmanın yaşandığına işaret ediyor. İnşallah önümüzdeki aylarda enflasyondaki düşüş seyrinin devam edeceğini hep birlikte göreceğiz. Hedefimiz, bu yıl enflasyonun üzerindeki köpüğü tamamen alıp önümüzdeki yıldan itibaren meseleyi ülkemizin gündeminden tümüyle çıkarmaktır."
MEMUR VE EMEKLİYE ZAM MÜJDESİ: YÜZDE 25
Enflasyon oranlarının belli olmasının aynı zamanda memur ve emekli maaşlarının da şekillenmesi anlamına geldiğini kaydeden Erdoğan, geçen yıl, enflasyondaki yükselişi dikkate alarak memur maaşlarında yüzde 87 oranında artış yaptıklarını; ayrıca gelir vergisi muafiyeti, sözleşmeliye kadro, ek gösterge gibi pek çok adımla kamu çalışanlarına ilave imkanlar sağladıklarını hatırlattı.
Başkan Erdoğan, açıklanan 2022 enflasyon oranına göre, kamu görevlileri ve emeklilerinin ocak ayından itibaren geçerli, yılın ilk yarısını kapsayan maaş artış oranının yüzde 16,48 olarak uygulanacağını, SSK ve Bağ-Kur emeklilerinde ise bu oranın yüzde 15,4 olarak ortaya çıktığını bildirdi.
Erdoğan, "Buradan sizlere ve tüm milletime memur, memur emeklileri ve diğer tüm emeklilerimizin maaş artış oranını yüzde 25 olarak uygulayacağımızın müjdesini vermek istiyorum. Yeni memur ve emekli maaş oranımız çalışanlarımıza, emeklilere, milletimize hayırlı olsun." ifadesini kullandı.
Başkan Erdoğan, Türkiye'nin kritik bir döneminde, şartları zorlama pahasına bu artış oranlarını milletin hizmetine sunma konusunda emeği geçenlere teşekkür etti.
SÖZLEŞMELİYE KADRO
Bugün, sözleşmeliden kadroya geçen çalışanların sevincine ortak olmak üzere bir arada olduklarını dile getiren Erdoğan, kısa süre önce yaptıkları açıklamayla farklı kurumlarda çalışan yaklaşık 500 bin sözleşmeli personelin kadro beklentilerine cevap verdiklerini vurguladı.
Bu kapsamda 4C'den 4B'ye geçenler; mahalli idareler personeli, Kültür ve Turizm Bakanlığı sanatçıları, 50/D'li araştırma görevlileri, vekil ebe, hemşire, aile sağlığı merkezi çalışanları gibi geniş bir alandaki sözleşmeli personelin sorunlarına kalıcı çözümler ürettiklerine dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:
"Artık bu personellerimiz de diğer kadrolu kamu görevlileri gibi sözleşmelerinin yenilenmemesi ihtimaliyle karşılaşmayacak. Kademe ve derece ilerleme hakkına sahip olacak. Görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavına girebilecek. Kurumlar arası yer değişikliği hakkını kullanabilecek. Eş durumu mazereti hakkının kullanımı için diğer eşin de kamu personeli olması şartı aranmayacak. İsteğe bağlı yer değişikliği talebi idarenin tasarrufuna bırakılmayacak. Kullanılmayan izinlerini bir sonraki yıla aktarabilecekleri gibi ücretsiz izne ayrılma hakları da bulunacak. Yurt dışında eğitim veya görevlendirme, harcırah alma, arazi tazminatı alma, yemek ücreti yardımından faydalanma haklarına kavuşacak. Sözleşmenin personel tarafından feshi halinde iş sonu tazminatı ödenmemesi durumu son bulacak.
Doğum sebebiyle sözleşmesi feshedilen sözleşmeli personelin doğum sonrası kuruma dönüşlerinde kurumun takdiri durumu gerekmeyecek. İstifa halinde aynı pozisyona dönememe durumu ile yönetici pozisyonlarında görevlendirme yapılmama durumu ortadan kalkacak. Yani aynı çatı altında beraber görev yaptıkları kadrolu meslektaşları hangi hak ve imkanlardan istifade ediyorsa sözleşmeden geçen kardeşlerimiz de artık aynı haklardan faydalanabilecektir. Farklı kamu kurumlarında çalışan yaklaşık 500 bin kardeşimizle ailelerini bilfiil etkileyen bu önemli adımın hayırlı olmasını diliyorum. Sözleşmeli personelimizin de inşallah bundan sonra çok daha büyük bir şevkle vazifelerine sarılacaklarına inanıyorum."
Başkan Erdoğan, Memur-Sen tarafından ATO Congresium'da düzenlenen "Sözleşmeliye Kadro Şöleni Programı"nda yaptığı konuşmada, halka hizmeti Hakk'a hizmet olarak gören bir medeniyetin mensupları olarak millete karşı sorumlulukların layıkıyla yerine getirilmesi gerektiğini vurguladı.
Millete hizmet yolunda bahane olmayacağına, hangi makamda olunursa olunsun vatandaşlara aşkla, samimiyetle, fedakarca hizmet edilmesi gerektiğine işaret eden Erdoğan, "Kamu görevlilerimizin de mevzuat çerçevesinde mesuliyetlerini yerine getirirken meseleye bu zaviyeden bakmaları önemlidir. Bilhassa vatandaşlarımızla doğrudan muhatap olan hizmet birimlerimizin bu noktada daha fazla hassasiyet göstermesini bekliyorum." ifadesini kullandı.
Erdoğan, sözleşmelilerin kadroya geçiş sürecinde yoğun çaba harcayan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile Memur-Sen'e teşekkürlerini ileterek, "Niyet hayır olunca akıbetin de hayır olacağının en güzel, somut örneklerinden biri, sözleşmelilerin kadroya geçişidir. İnşallah hükümet olarak diğer çalışanlarımızla birlikte kamu personelimizin de yanında olmaya, sıkıntılarını özellikle çözmek suretiyle bu süreci devam ettirmeye gayret edeceğiz." diye konuştu.
SENDİKALARIMIZIN ASLİ GÖREVİ, EMEKÇİNİN HAKKINI, ALIN TERİNİ VE HUKUKUNU SAVUNMAKTIR
Başkan Erdoğan, sendikacılığın "salt ücret pazarlığı yapmak" olmadığının altını çizerek, "Sendikalarımızın ilk ve asli görevi, ister kamu ister özel sektör olsun, emeği, emekçinin hakkını, alın terini ve hukukunu savunmaktır. Kuruluş ve işleyiş tarzı itibarıyla birer sivil toplum örgütü olan sendikalar aynı zamanda demokrasinin vazgeçilmez aktörlerinden biridir." dedi.
Demokrasi kültürünün gelişmesiyle sendikal hareketlerin etkinliği arasında doğru orantının bulunduğuna dikkati çeken Erdoğan, demokratik teamül ve işleyişin güçlü olduğu sistemlerde sendikaların da hak ve adalet mücadelesinin en ön safında yer aldığını söyledi.
Erdoğan, millet iradesine vesayet gölgesinin düştüğü toplumlarda ise sendikaların etkisiz eleman olmaktan, geri plana itilmekten kendilerini kurtaramayacağını vurguladı.
SENDİKACILIK' ADI ALTINDA KAVGANIN, GERİLİMİN, KUTUPLAŞMANIN KÖRÜKLENDİĞİNİ GÖRDÜK
Başkan Erdoğan, sendikaların etkinliğini ve gücünü belirleyen bir diğer unsurun da bağrından çıktığı toplumla aynı yöne bakması, aynı hissiyatı paylaşması olduğuna işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Milletine ve milletinin değerlerine yabancı bir sendikal hareketten işçiye de kamu görevlisine de ekonomiye de hiçbir hayır gelmez. Bunlar, kimi zaman bilinçli, kimi zaman da bilinçsiz bir şekilde siyaseti ve toplumu dizayn etmenin aracı olarak kullanılmışlardır. Türkiye olarak bir asrı bulan, gerek hak ve özgürlükler gerekse ekonomik kalkınma mücadelemizde bu acı hakikate defalarca şahitlik ettik.
Geriye doğru baktığımızda bu ülkede 'sendikacılık' adı altında farklı toplum kesimlerimiz arasında kavganın, gerilimin, kutuplaşmanın körüklendiğini gördük. Bu ülkede kimi sendikaların vesayete uygun ortam hazırlamak için piyon olarak kullanıldığını, hatta el altından desteklendiğini gördük. Bu ülkede ideolojik bağnazlıkla hareket eden sendikaların demokrasiyi korumak yerine, 'beşli çete' olarak darbecilere alkış tuttuğunu gördük. Bu ülkede milletin seçtikleri karşısında 'ordu göreve' pankartları altında sıraya girmekten utanmayan sendikalar gördük."
ÜLKEMİZ, İDEOLOJİK SENDİKACILIK ZİNCİRİNDEN KURTULMUŞTUR
Türkiye'de marjinal yapıların sözcülüğünü yapan, teröristlere aleni destek veren, bölücü örgütün eylemlerini meşrulaştırmak adına "kırk dereden su getiren" sendikaların da görüldüğünü aktaran Erdoğan, şöyle konuştu:
"Hasılı, insan hayatını, özgürlükleri, emekçinin hak ve hukukunu savunmak yerine iç ve dış güç odaklarına selam duran, vesayetin oyuncağı haline gelmiş sözde sendikalar gördük. Benzer çarpıklıklar üniversitelerden gazetelere, baro ve odalardan siyasi partilere kadar geniş bir yelpazede geçerlidir. Yaşadıklarımız bize, ideolojik sendikacılığın ne ülkemize ne de demokrasimize hiçbir katkısının olmadığını ve olamayacağını göstermiştir. Günümüz Türkiye'sinde artık bu sendikacılık anlayışının hiçbir hükmü, etkinliği ve itibarı kalmamıştır. Ülkemiz, son 20 yılda ayağına vurulan diğer prangalarla birlikte, ideolojik sendikacılık zincirinden kurtulmuştur."
BÜYÜKŞEHİR BELEDİYELERİNDE İŞTEN ÇIKARILANLAR YASAL DÜZENLEME İLE İŞLERİNE GERİ DÖNECEK
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, "Hatta hatırlayın, seçimler öncesinde ne deniyordu? 'Hiç kimse belediyelerimizden atılamaz' deniyordu. Öyle mi ve Büyükşehir belediyeleri dahil kapının önüne konan işçilerimizi, memurlarımızı gördük mü, gördük. İşte şimdi onların hepsi tekrar yasal düzenlemeyle görevlerinin başına dönecekler." açıklamasında bulundu.
Atılan tüm bu adımlarda, farklı alanlarda hayata geçirilen reformların yanı sıra Memur-Sen gibi kuruluşların da önemli bir payının bulunduğunu aktaran Erdoğan, "Memur-Sen, 28 Şubat başta olmak üzere tüm antidemokratik girişimlerde daima milletin ve milli iradenin safında yer almıştır. 27 Nisan bildirisinden Gezi olaylarına, 17-25 Aralık teşebbüsünden 15 Temmuz ihanetine kadar demokrasimize kast eden tüm saldırıların üstesinden Memur-Sen camiasıyla birlikte geldik." dedi.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi gibi tarihin en kritik yönetim reformunu gerçekleştirirken de Memur-Sen'in güçlü desteğine şahit olduklarını belirterek, son 20 yılda vesayetçi sisteme, cuntalara, ihanet çetelerine ve terör örgütlerine karşı verilen mücadelede desteğini esirgemeyen konfederasyona teşekkürlerini iletti.
Başkan Erdoğan, şunları kaydetti:
"Memur-Sen'in ilkeli sendikacılık anlayışının bir gereği olarak tüm dünyada hakkın, adaletin, merhametin, özgürlüklerin savunuculuğunu yapmasını da takdirle karşılıyoruz. Memur-Sen'e, merhum Akif İnan'ın hayalini kurduğu şekilde Filistin'den Arakan'a, Pakistan'dan Somali'ye, Suriye'den Afganistan'a kadar nerede bir mazlum ve mağdur varsa elinden tuttuğu için şükranlarımı sunuyorum. Her mücadelesinde yanında olduğum, her mücadelemizde yanımızda bulduğumuz Memur-Sen'le inşallah gelecekte de omuz omuza, yürek yüreğe yol yürümeye devam edeceğiz."
HER YIL KAMU GÖREVLİLERİMİZİN HAKLARINI İYİLEŞTİREN ADIMLAR ATTIK
Başkan Erdoğan, son 20 yılda bir taraftan Türkiye'nin istiklali ve istikbalini hedef alan saldırıları göğüslerken, diğer taraftan da milletin her ferdine hizmet ettiklerini söyledi.
Hiç kimseyi ötekileştirmediklerini, dışlamadıklarını, kimsenin inancına, hayat tarzına, kılık kıyafetine müdahale etmediklerini vurgulayan Erdoğan, sadece kendilerine oy verenlerin haklarını gözetmekle kalmadıklarını, oy versin vermesin herkesin hakkı ve hukukuna samimiyetle riayet ettiklerini ifade etti.
Erdoğan, Türkiye'nin büyüyen ekonomisinden ve güçlenen demokrasisinden herkesin faydalanmasını sağladıklarını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Elbette bu süreçte hemen her yıl kamu görevlilerimizin haklarını iyileştiren, sorunlarını çözen, talep ve beklentilerini karşılayan adımlar attık. Önce 2005, daha sonra da 2015'te imzalanan toplu sözleşmeyle kamu çalışanlarımıza 2 kez ilave bir derece verdik. 2007'den itibaren banka promosyonlarının kamu çalışanlarımıza ödenmesini sağlıyoruz. Aynı imkandan son 5 yıldır emekli kamu görevlilerimiz de faydalanıyor. 2007'de kamuda geçici işçi olarak görev yapan 214 bin çalışanın, sürekli işçi veya sözleşmeli personel statüsüne geçmesini temin ettik. Konut Edindirme Yardımı kapsamında yıllarca vatandaşımızdan kesilen toplam 3,5 milyar liranın, günümüz rakamlarıyla toplam 20,3 milyar liranın hak sahiplerine ödemesini gerçekleştirdik.
Ey CHP, sizler halkımızdan bu paraları topladınız ama biz bunları hemen tıkır tıkır tekrar sahiplerine ödedik. Tasarrufu teşvik hesaplarında toplanan 17,1 milyar lira tutarındaki kaynağı ki güncel değeriyle 260 milyar lira olarak onları da çalışanlarımıza yine biz ödedik. Ne dedik? 'Devlet vatandaşına borçlu olamaz. Öyleyse bunu ödeyeceğiz.' dedik. Hani şu anda altılı masada olanlar var ya işte bunlar o süreci gayet iyi bilirler. Onlara, 'Devlet borcunu hemen ödemesi lazım' dedim. Orada içlerinde bir tanesi var, hele hele ona, 'Hemen devlet olarak bunu ödeyeceksin' diyen benim. Bu talimatı veren benim. Bunları şakır şakır ödedik."
YAŞ KARARLARIYLA İLİŞİĞİ KESİLEN SUBAY VE ASTSUBAYLARIN HAKLARINI İADE ETTİK
Yargı denetimi dışında kalan uyarma ve kınama disiplin cezaları ile Yüksek Askeri Şura (YAŞ) ilişik kesme kararlarına mahkeme yolunu açtıklarını hatırlatan Erdoğan, YAŞ kararlarıyla Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiği kesilen subay ve astsubayların haklarını iade ettiklerini kaydetti.
Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"Kamu görevlilerimiz için toplu sözleşme hakkını 2010 yılında anayasal güvenceye biz kavuşturduk. Memurlarımızın hafta sonu tatillerinde izinsiz şehir dışına çıkma yasağına son verdik. Aynı unvanda bulunan bütün kamu görevlilerinin ücretlerini eşitleyerek kurumlar arası ücret dengesini tesis ettik. Engelli vatandaşlarımızın kamuda istihdamını özellikle bir merkez haline getirdik. 2011 ve 2013'te yaptığımız düzenlemeler ile 300 bini aşkın sözleşmeli personeli kadroya geçirdik. Şehit yakınlarımıza tanınan istihdam hakkını birden, ikiye çıkardık. Terörden etkilenen sivil vatandaşlarımıza da bir istihdam hakkı getirdik. Kamuda başörtüsü yasağını ortadan kaldırarak başörtülü kadınlarımızın tüm kamu kurumlarında özgürce görev yapabilmelerini temin ettik. 28 Şubat sürecinde başörtüsü sebebiyle görevine son veren memurlara, yeniden kurumlarına atanma imkanı getirdik.
2018'de yaptığımız düzenlemeyle kamuda görev yapan yaklaşık 725 bin taşeron personelimizin kadro meselesini çözüme kavuşturduk. Tüm kamu görevlilerimizin ek göstergelerinde 600 puan artış yaparak kapsamlı bir düzenlemeye gittik. Özellikle ek göstergesi 3600'e çıkarılan öğretmen, sağlık çalışanları, polis memurları, din görevlileri, müdür ve müdür yardımcıları ile avukatların emekli aylıklarında yaklaşık 2 bin lira, emekli ikramiyelerinde yaklaşık 70 bin lira artış gerçekleştirdik. Öğretmenlik Meslek Kanunu ile eğitim camiamızın yıllardır hayalini kurduğu bir reformu hayata geçirdik. 2022'de asgari ücretin gelir vergisi ve damga vergisinden istisna tutulmasına yönelik adım attık. Böylelikle kamu görevlilerimiz dahil tüm çalışanlarımızın üzerindeki vergi yükünün ciddi oranda azaltılmasını sağladık. Bugüne kadar küresel ekonomik şartlar nasıl olursa olsun kamu görevlilerimizi enflasyon karşısında asla ezdirmedik."
2002'DE DEVLET MEMURU AYLIĞI 392 LİRA, 2022 TEMMUZ'UNDA 9 BİN 105 LİRA
İmkanları zorlama pahasına ülke ve millet için çalışan tüm kamu personeline sahip çıktıklarının altını çizen Erdoğan, şunları söyledi:
"Göreve geldiğimiz 2002'de en düşük devlet memuru aylığı 392 lirayken, biz bunu 2022 Temmuz'unda 9 bin 105 liraya yükselttik. Nereden nereye? Böylece en düşük memur maaşında yüzde 2 bin 223 oranında nominal artış, yüzde 109 oranında da reel artış gerçekleşti. 2002'de 578 lira olan ortalama devlet memuru aylığını ise 2022 temmuz ayı itibarıyla 10 bin 932 liraya çıkardık. Bunda da nominal artış yüzde 1792, reel artış yüzde 66 oldu. Aynı durum asgari ücretten emekli maaşlarına kadar her alanda geçerlidir.
Türkiye'nin son 20 yılı ücretli çalışanların enflasyon karşısında en güçlü olduğu, asla ezilmediği yıllar olarak şimdiden tarihe geçmiştir. Bundan sonra da kamu görevlilerimizin ve emeklilerimizin yanında olmayı sürdüreceğiz. Kısaca hatırlattığımız tüm bu reformları, muhalefetin engelleme çabalarına rağmen hamdolsun son 20 yıla sığdırmayı başardık. Bugün de birileri polisinden savcısına, öğretmeninden hakimine, kaymakamından valisine kadar bütün kamu görevlilerimizi tehdit ederken biz, sizler için çalışmaya devam ediyoruz."
Erdoğan, muhalefetin çapsızlığı karşısında rehavete ve umutsuzluğa kapılmadan, ülkenin ve milletin aydınlık yarınları uğrunda gece gündüz demeden koşturduklarını ve ter döktüklerini anlatarak, 20 yıldır ilmek ilmek dokuyarak altyapısını hazırladıkları güçlü ve büyük Türkiye'yi 85 milyon olarak hep beraber inşa etmekte kararlı olduklarını vurguladı.
TÜRKİYE YÜZYILI'NIN ŞAFAĞI SÖKTÜ VE GÜNEŞİ DOĞMAYA BAŞLADI
"Türkiye Yüzyılı" vizyonunun sadece ulaşılması gereken ideali değil aynı zamanda başlangıcını 2023 yılının oluşturduğu uzun ve kutlu yolculuğu da ifade ettiğini açıklayan Erdoğan, birileri görmek ve kabullenmek istemese de Türkiye Yüzyılı'nın şafağının söktüğünü ve güneşinin doğmaya başladığını anlattı.
Erdoğan, bu asrın Türkiye'nin Yüzyılı olmasını kimsenin engelleyemeyeceğine işaret ederek, "Ne yularını emperyalistlerin tuttuğu terör örgütlerinin tehditleri ne siyaset mühendisliği ürünü kırık dökük masaların ayak oyunları, Türkiye Yüzyılı menziline varmamıza mani olamayacaktır." ifadelerini kullandı.
Gelecek 4-5 aylık kritik sürecin çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Türkiye'yi eski, kötü ve karanlık günlerine geri döndürmek isteyenlerin boş durmadığını ve durmayacağını hepimiz gayet iyi biliyoruz. Aynı şekilde hepimiz yapmanın ve inşa etmenin son derece zor, yıkmanın da çok kolay olduğunun farkındayız. Yıkım ittifakının ve destekçilerinin hangi niyetleri taşıdıklarını, hangi saikle hareket ettiklerini, kime yaranmaya çalıştıklarını hep birlikte görüyoruz, izliyoruz. Kendi siyasi ömürlerini uzatma dışında hiçbir gayesi olmayan bu paravan yapıdan ülkeye de millete de kamu görevlilerimize de hayır gelmeyeceği açıktır. 2023 seçimleri, Türk siyaset sahnesinin 'altılı masa' denilen 6 benzemezin artık kabak tadı veren kavgalarından, entrikalarından, Bizans oyunlarından tamamen kurtuluşumuzun da miladı olacaktır."
Başkan Erdoğan, "Memur-Sen'in bugüne kadar olduğu gibi inşallah 2023 seçimlerinde de haktan, demokrasiden, kalkınmadan ve özgürlüklerden yana çok güçlü bir duruş sergileyeceğine inanıyorum. Bu noktada her ne olursa hangi sebeple olursa olsun birlik ve beraberliğimizden kesinlikle taviz vermememiz gerektiğinin altını özellikle çizmek istiyorum. Rabbim 'muhabbetimizi, dayanışmamızı daim kılsın' diyorum." değerlendirmesinde bulundu.
BAKANI BİLGİN: HER SORUNU ÇÖZMEYE KARARLIYIZ
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin, Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla Memur-Sen tarafından ATO Congresium'da düzenlenen "Sözleşmeliye Kadro Şöleni Programı"nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin 1 trilyon doları bulan bir ekonomiye sahip olduğunu, yaklaşık 20 yıl önce 300 milyar dolarlık bir ekonomiyi, 1 trilyon dolara getirmenin başlı başına bir başarı olduğunu söyledi.
Türkiye Cumhuriyeti'nin dünyanın dört bir tarafındaki mazlumların yanında olduğunu vurgulayan Bilgin, milli gelirine oranla dünyada en fazla yardım eden ülkenin Türkiye olduğunu bildirdi.
Bu durumun Türkiye'nin gücünün ve tarihi kimliğinin bir ifadesi olduğunu dile getiren Bilgin, şöyle konuştu:
"Dünyanın enflasyon krizini yaşadığı, başta gelişmiş ekonomilerin perişan olduğu, üretimleri durdurduğu, enerji kriziyle nasıl ısınacaklarını düşündükleri, hatta tahıl krizi çözülmese açlıkla karşı karşıya kalacakları bir aşamada, Türkiye'nin yürüyüşü devam etmektedir ve devam edecektir. Türkiye'nin yıllardır girdabından kurtulamadığı bir sarmal vardı. Bu sarmal, yüksek faiz, yüksek enflasyon, devalüasyon, IMF ya da Dünya Bankası'nın masasına oturmak. Masaya oturduğumuz zaman bunlar bize, 'ekonominizi soğutun, ekonominizi küçültün, çalışanların gelirini düşürün' diyordu. Yani krizin maliyetini emekçilerin üzerine yıkıyorlardı. Türkiye bunun tersini yaptı. IMF programlarını elinin tersiyle ittikten sonra, kendi yolunda yürüme kararlılığına ulaştı ve bu kararlılıkta devam ediyor."
TÜRKİYE, SANAYİSİNİN SAYESİNDE BÜYÜYOR
Türkiye'nin, Kovid-19 salgını sürecinde büyümesini sürdüren ve ekonomisi pozitif ayrışan dünyanın sayılı ülkelerinden olduğunu vurgulayan Bilgin, şunları kaydetti:
"Türkiye'nin kalkınmasını, büyümesini ve dinamizmini neresi oluşturuyor diye baktığımızda, sanayideki büyümenin bunun merkezinde olduğunu görüyoruz. Türkiye, sanayisinin sayesinde büyüyor. Toplam ihracat ürünlerimizin içerisinde sanayi ürünlerimizin payı yüzde 90'lara ulaşmış bulunuyor. Bu Türkiye'nin üretim gücünü gösterdiği kadar toplumun geleceğe sımsıkı sarıldığının, bu coğrafyadaki bütün olumsuz şartlara cevap verebilecek gücünün olduğunun da ifadesidir. Sayın Cumhurbaşkanım, Türkiye ekonomik bakımdan, dış politika açısından dünyaya meydan okuyan bir tavra geldiyse, bu 20 yıllık iktidarda sizin liderliğinizin vazgeçilmez bir yeri vardır. Önümüzdeki dönemde de bu yürüyüşümüzün devam edeceğine inanıyoruz."
KARŞI KARŞIYA OLDUĞUMUZ HER SORUN AŞILACAK SORUNDUR
Bakan Bilgin, kalkınma, demokratikleşme ve sosyal dayanışma imkanını bir araya getirmesi halinde Türkiye'nin önünde kimsenin duramayacağın dile getirerek, şunları söyledi:
"Bugün karşı karşıya olduğumuz her sorun aşılacak sorundur. Çözülemeyecek sorun yoktur. Önümüzdeki bütün problemlere çözülecek meseleler olarak bakıyoruz. İşte 3600 ek gösterge meselesini çözdük, asgari ücret meselesinde çok önemli bir karara imza attık. Cumhuriyet tarihinin en yükseği olan 455 dolarlık bir asgari ücrete imza attık. Bu, Türkiye'nin emekçileri, çalışanları, işçileri ve memurlarıyla dayanışarak güçlendiğinin ifadesidir. Bugün de sözleşmeli personel konusundaki karmaşanın çözüme kavuşturulması için buradayız. Bu çözümle birlikte tüm sözleşmeli personeli, kamu personeli statüsüne kavuşturduk. Bu Türkiye'nin başarısıdır. Sayın Cumhurbaşkanım, önümüzde daha çözülecek çok şey var. Her sorunu çözmeye kararlıyız, bu büyük yürüyüşümüz inşallah sonsuza kadar devam edecek."
MEMUR-SEN GENEL BAŞKANI YALÇIN : BİRÇOK TALEBİMİZİN KARŞILIĞINI ALDIK
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın katılımıyla ATO Congresium'da düzenlenen "Sözleşmeliye Kadro Şöleni Programı"nda yaptığı konuşmada, Türkiye'nin gerçekliğini ve gerçeklerini çok iyi bildiklerini söyledi.
Başkan Erdoğan'ın 20 yıllık AK Parti iktidarında, büyük reformlar gerçekleştirerek milletin güven baremini çok yükselttiğini ifade eden Yalçın, Erdoğan'ın en zor zamanlarda sendikal özgürlüğün önünü açtığını dile getirdi.
Yalçın, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanunu konusunda sıkıntılar olduğunu ancak buna rağmen kanun çerçevesinde şekillenen özgürlüğü sonuna kadar kullandıklarını söyledi.
Başkan Erdoğan'dan taleplerde bulunduklarını ve bu taleplerin birçoğunun karşılığını da aldıklarını kaydeden Yalçın, Erdoğan'ın çözüm odaklı iradesinin sahaya yansımasında önemli sorumluluk üstelenen, çalışma hayatına ilişkin sorunları çok iyi gören ve sahaya vukufiyetiyle işlerini kolaylaştıran ve haklarını almakta rol üstlenen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin'e teşekkür etti.
Çalışma ve sosyal hayata ilişkin "Olmaz, yapılamaz." denilen, imkansız gibi gösterilen birçok hak ve özgürlüğü Erdoğan'ın döneminde elde ettiklerini vurgulayan Yalçın, bu süreçte hayata geçirilen düzenlemeleri hatırlattı.
Kadroyla buluşan sözleşmelilerin iş güvencesine kavuşacağını belirten Yalçın, bu personelin unvan değişikliği ve görevde yükselme sınavlarına girebileceğini, tayin hakkını kullanabileceğini ve birçok özlük hakkına kavuşacağını söyledi.
EN BÜYÜK ZAM, ENFLASYONUN DÜŞMESİ VE PİYASA İSTİKRARININ YAKALANMASI
Çalışma hayatına ilişkin atılan adımların birbirinden kıymetli olduğunu ifade eden Yalçın, şunları kaydetti:
"Korkunç manipülasyonlarla, spekülatörlerle, stokçularla, tekelci marketlerin fiyat oyunlarıyla ciddi sıkıntılar yaşanıyor. Bu da bizler gibi sabit gelirlileri gerçekten zorluyor. En büyük zammın, enflasyonun düşmesi ve piyasa istikrarının yakalanması olduğunu her fırsatta ifade ediyoruz. Bugün açıklanan aralık ayı enflasyon rakamıyla belli olan, enflasyon farkı dahil yüzde 16,48'lik maaş/ücret artışına ilave olarak kamu görevlilerini ve emeklilerini rahatlatacak, sahada memnuniyet üretecek, ek zam talebimizi buradan iletiyorum. Memur-Sen ailesi olarak, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da her daim milli iradenin yanında olmaya, dimdik, sapasağlam durmaya ve omuz vermeye devam edeceğiz. Sivil anayasanın hayata geçtiği, temel hak ve özgürlüklerin teminat altına alındığı, gelişen büyüyen ve sadece bölgesinde değil, dünyada güçlü bir aktör olan yeni Türkiye'nin 'Türkiye Yüzyılı' şiarıyla hayata geçeceğine iman etmişçesine inanıyoruz. Çünkü bu konuda öz güvenimiz tam."
Yalçın, Başkan Erdoğan'a, kadroya geçen yaklaşık 500 bin sözleşmeli adına teşekkür etti.
3 YILI DOLDURAN ADAY MEMUR OLACAK
Sabah Gazetesi'nden Hazal Ateş'in haberine göre Ankara'da gerçekleştirilecek şölende Başkan Erdoğan'ın sözleşmelilere kadronun kapsam ve detaylarını açıkladı. Yapılan düzenlemeyle Devlet Memurları Kanunu'nun ilgili maddesi temel dayanak haline getirilerek, "sözleşmeli personel statüsü" yeniden belirlendi. Buna göre, mahalli idareler dâhil 3 yılı dolmuş sözleşmeliler bir yıllığına aday memurluğa geçirilecek.
Düzenlemeden kamudaki 520 bin sözleşmeli personelden 500 bine yakını yararlanabilecek. Kurumsal sözleşmeli personel ile mahalli idarelerde görev yapan yaklaşık 197 bin sözleşmeli personel süre aranmadan kadroya geçirilecek.
SÜRE ARANMADAN KADROYA GEÇECEK
Sayıları yaklaşık 227 bin olan ve 3+1 modeline göre istihdam edilen sözleşmeli öğretmenler, sağlık personeli ve din görevlilerinin de süre aranmaksızın hemen kadroya alınacak. Kadroya geçmek istemeyenlerin hakları görevleri sona erene kadar şahsa bağlı olarak korunacak.
Sözleşmeli olarak istihdam edilenlerden, kısmi zamanlı ve proje bazlı çalışanlar, yabancı uyruklular, askeri personel, akademik personel, KİT personeli, sanatçılar, meclis danışmanları, Sağlık Bakanlığı yöneticileri ile personelinin tamamı sözleşmeli olan kurumlarda çalışanlar kadroya geçiş kapsamı dışında kalacak.
MEMUR-SEN: SEVİNCİ PAYLAŞACAĞIZ
Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, yapılan düzenlemeyle kadrolu, süreli-süresiz sözleşmeli, özel izne tabi şeklinde görev karmaşasının son bulacağını belirterek, "Bugün 500 bine yakın sözleşmelinin sevincini paylaşacağız. CHP, HDP'li belediyelerde çalışan sözleşmelilerin iki satır yazıyla işten çıkarılmalarına tanıklık ettik. Belediyelerin çıkardığı sözleşmeli personelin bir kısmı mahkeme kararıyla işine döndü" dedi. Yalçın, sözleşmelilere yönelik yönetici pozisyonlarında görevlendirme yapılmama durumunun da ortadan kalkacağını vurguladı.
KADEME, TAYİN, İZİN HAKKI OLACAK
Yasal düzenlemeyle birlikte sözleşmeli personel de görevde yükselme sınavına katılabilecek.
Kademe, derece ilerleme hakkına sahip olacak, unvan değişikliği sınavına katılabilecek.
Kurumlar arası yer değişikliği hakkına sahip olacak.
Eş durumu mazereti hakkının kullanımı için diğer eşin de kamu personeli olması şartı ortadan kalkacak. İsteğe bağlı yer değişikliği talebi idarenin tasarrufuna bırakılmayacak.
Kullanılmayan izin bir sonraki yıla aktarılabilecek.
Ücretsiz izne ayrılma, yurt dışında eğitim veya görevlendirme hakkına sahip olacak.
Arazi tazminatı, harcırah alma hakkına kavuşacak.
Yemek ücreti yardımından faydalanacak.
Sözleşmenin personel tarafından feshi halinde iş sonu tazminatı ödenmemesi durumu son bulacak.