Milli enerji hamlesi meyvelerini verdi: 1 koyduk 100 kazanacağız! Berat Albayrak'ı neden istemediklerini anladınız mı?
Başkan Recep Tayyip Erdoğan'ın yeni gaz rezervini açıklamasının ardından dünya Türkiye'yi konuşuyor. Karadeniz'de keşfedilen devasa doğalgaz havzası, Türkiye'yi enerjide dışa bağımlılıktan kurtaracak, evleri ucuz enerjiyle kavuşturacak. Tarihi keşfi Sabah Gazetesi yazarları Dilek Güngör, Salih Tuna ve Melih Altınok bugünkü köşelerine taşıdı. Dilek Güngör, "1 koyduk 100 kazanacağız. Vizyon, cesaret, kararlılık olmasaydı bu güne gelinir miydi?" ifadelerini kullanırken Salih Tuna ise, Berat Albayrak'ı neden istemediklerini anladınız mı? Ne yapsalar boş, 'Yeniden Büyük Türkiye' inşa ediliyor edilecek." sözlerine yer verdi. Melih Altınok da " Erdoğan'ın dünya siyaset literatüründe fenomen olmasının sırrı bu. Rakiplerinin hayal diye kafa bulmaya çalıştığı dev projeleri birer birer tamamladı. Vaatlerini yerine getirdi. Hatta geciktirmedi bile." dedi.
Türkiye'nin petrol ve doğal gaz arama çalışmaları devam ediyor. Karadeniz'de gerçekleştirilen doğal gaz arama çalışmaları meyvelerini veriyor...
Kabine Toplantı sonrası Karadeniz'de devam eden çalışmalara ilişkin açıklamalarda bulunan Başkan Recep Tayyip Erdoğan, gelen müjdeleri haberleri kamuoyu ile paylaştı.
BAŞKAM ERDOĞAN MÜJDEYİ VERDİ: 710 MİLYAR METREKÜP DOĞALGAZ
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye'yi kendi gemileriyle, kendi insan kaynağı ile, kendi ekipmanları ile kimseden izin almadan bu işleri tek başına yürütecek imkana kavuşturduk. Fatih Sondaj Gemimiz, Çaycuma-1 sondajında denizin 3 bin 23 metre altında 58 milyar metreküplük doğal gaz rezervini keşfetti. Karadeniz'de keşfettiğimiz doğal gazın bugünkü rakamla uluslararası piyasalardaki karşılığı 1 trilyon doları bulmaktadır " dedi.
Başkan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabine toplantısının ardından millete seslendi.
ERDOĞAN: BU İŞLERİ TEK BAŞINA YÜRÜTECEK İMKANA KAVUŞTUK
Enerjide dışa bağımlılığımızın azalması için yerli kaynaklarımızın daha fazla kullanımını temel hedeflerimizden biri olarak belirlediklerini belirten Erdoğan; "Yerli ve yenilenebilir kaynaklara yaptığımız devasa yatırımlardan ülke içi dağıtım şebekelerininin geliştirilmesine uluslararası iş birliklerine kadar hayata geçirdiğimiz kritik projelerle hedefimize adım adım ilerledik. Bu anlayışla petrol ve doğal gaz aramalarına başladığımızda nice şantaja, nice yıldırma çabasına, nice ambargoya, nice içeriden ve dışarıdan gizli açık tehdide maruz kaldık. Ama biz mücadeleden asla vazgeçmedik, geri adım atmadık. Karşımıza çıkartılan her engeli daha büyük bir azimle aştık. Bizi geriletmek için oynanan her oyunu sabır ve dirayetle bozduk. Türkiye'yi kendi gemileriyle, kendi insan kaynağı ile, kendi ekipmanları ile kimseden izin almadan bu işleri tek başına yürütecek imkana kavuşturduk. Hamdolsun bu kararlı ve dik duruşlu çabalarımızın karşılığını Karadeniz'deki 320 milyar metreküplük ilk keşfimizle aldık. Zaman içerisinde yeni keşiflerle birlikte bu sahadaki rezervimiz 540 milyar metreküpe ulaştı. Yerli doğal gazımızı 2023'te milletimizin hizmetine sunmak için gece gündüz çalışıyoruz." ifadelerini kullandı.
DEV KEŞİFTE BERAT ALBAYRAK İMZASI!
Türkiye enerjide merkez ülke olma yolunda adım adım ilerliyor. Tabi bu günlere gelinmesinin bir altyapısı var. O altyapıyı sağlayan ve doğal gaz keşfine kadar giden yolda kritik bir de isim var. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı ile Hazine ve Maliye Bakanı olarak görev yapmış Berat Albayrak...
Başkan Erdoğan'ın müdeyi açılamasının ardından Sabah Gazetesi yazarları Dilek Güngör ve Salih Tuna, devasa keşifteki Berat Albayrak imzasını bugünkü köşelerine taşıdılar.
BERAT ALBAYRAK'I NEDEN İSTEMEDİKLERİNİ ANLADINIZ MI?
İşte Sabah Gazetesi yazarı Salih Tuna'nın bugünkü köşe yazısı:
Üniversiteye yeni başladığımız yıllarda kar ve tipi altında otobüs beklerken soğuktan titremeye başlamıştık. Eşzamanlı önümüzden salına salına geçip giden içlerinde mini eteklilerin de yer aldığı bir grup kız öğrencileri kasteden bir arkadaşımız, "Bunlar üşümüyor mu lan?" diye ünledi. Karadenizli bir arkadaş "Onlar yanayiler oğlum, yanayiler" karşılığını verdi. Ben de "Yanan sensin, hıyar!" dedim, "Kendi sapık yangınını kızlara atma!.."
Nerden mi icap etti?
Valla geçen gün eski AKP'li bir hıyarın (özür dilerim ama "elemanı" tarif edecek en hafif sıfat bu) sözde feryadına muttali olunca aklıma geldi.
Türkiye yanıyormuş, boğuluyormuş, nefes alamıyormuş!..
Oysa yangın söz konusu hıyarın içinde. Hırsından ve kininden nefes alamıyor, boğuluyor, biliyorum.
Şayet istediklerini AK Parti'den alabilseydi, Türkiye cennetten bir köşeydi.
Tanıyorum da ondan söylüyorum. Gerçi tanımadıklarım da ondan farklı değil.
Alayının ağzında marsık gibi "Geliyor gelmekte olan" lakırdısı. (Bunu da İsmet Özel'in 1972'de yazdığı "Karlı Bir Gece Vakti Bir Dostu Uyandırmak" şiirindeki "Bakın yaklaşıyor yaklaşmakta olan..." mısraından "yürütmüşler.")
Hayır yani, "Geliyor gelmekte olan" dedikleri de Akşener, Davutoğlu, Kılıçdaroğlu, Babacan, Karamollaoğlu...
Yok yok, "Topu gelsin!" diyecek değilim...
Gelsinler.
Lakin, mümkünse masayı devirmeden gelsinler.
Gelmezlerse de başkasını bilmem ama benim hatırım kalır.
İktidar olmaya öyle aşeriyorlar, iktidar olmayı öyle şehvetle düşlüyorlar ki gözleri hiçbir şeyi görmüyor.
Hadi kendileri görmüyor, görenlerden de nefret ediyorlar.
Bu ülkenin havasını soluyan, suyunu içen her normal yurdum insanı son doğalgaz keşfine sevinir, bunlar üzülüyorlar.
Biraz daha kaptırsalar doğalgaz çıkan lokasyona küfredecekler, o derece!
Türkiye'nin 1 trilyon dolarlık doğalgaz rezervi bulması üzerine, "Ne zaman sıkışsa gaz çıkıyor" diyen Can Dündar gibi "Can'cıklık" yapmayı marifet sanıyorlar.
Şebeklikleri tükenmek bilmiyor.
Bugünkü doğalgaz keşfinde en büyük pay sahibi olan Berat Albayrak'a da yapmadıklarını bırakmadılar.
Peki suçu neydi?
Ekonomiden müstağni ulusal bağımsızlığın olmayacağı bilinciyle harekete geçmek...
Başka?
Enerjide dışa bağımlılığın ekonomimizin sırtındaki en büyük yük olduğu düşüncesiyle çözüm üretmek, vizyon ortaya koymak.
Zaten bu nedenle neo-mandacıların kara propagandalarına, müstekreh iftiralarına maruz kaldı.
Ne yapsalar boş.
"Yeniden Büyük Türkiye" inşa ediliyor, edilecek.
"BİR KOYDUK 100 KAZANACAĞIZ..."
İşte Sabah Gazetesi yazarı Dilek Güngör'ün bugünkü köşe yazısı:
Muhalefet inanmadı, eleştirdi, maliyet hesabı yaptı.
Yabancılar engellemek için kırk dereden su getirdi.
Bürokrasi 'Ülkeyi böyle saçma masraflara sokamazsınız, yargılanırsınız' diye tehdit etti.
Avrupa Birliği yaptırım kararı alarak, durdurmaya çalıştı.
Peki ya sonuç?
Sonucu önceki gün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan açıkladı.
Türkiye Karadeniz'de Çaycuma-1 sahasında yapılan sondajda 58 milyar metreküplük yeni bir doğalgaz rezervi daha buldu. 540 milyar metreküplük rezerv de 652 milyar metreküp olarak güncellendi. Böylece Karadeniz'de gaz keşfi 710 milyar metreküpe çıktı. Yaklaşık metreküpünü 1.500 dolardan hesaplarsanız piyasadaki karşılığı 1 trilyon doları buluyor.
Buraya nasıl gelindi?
Fitili ateşleyen 2017'de dönemin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak oldu.
Enerjiyi en önemli meydan okuma alanlarından biri olarak gördü. 'Milli Enerji ve Maden Politikası' vizyonunu çizdi. Ekibiyle beraber, bugüne kadar yabancı firmaların kazdığı kuyular, yaptığı sondajlarla Türkiye'de olmadığını söylediği petrol ve gazın peşine düştü. Yerli arama filosu kurulması için düğmeye bastı. Berat Albayrak'ın çizdiği hedefi halefi Fatih Dönmez devam ettirdi. O günden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmadı...
2017'de Fatih gemisi TPAO envanterine katıldı. 2018'de Yavuz... 2020 başında Kanuni... Dünyada 7. nesil teknolojiye sahip 5 sondaj gemisinden biri olan Abdülhamit Han da 2022'de sefere başladı. 2 yıl geçmeden Türkiye Karadeniz'de kritik safhaya geldi. Sıra Akdeniz'de...
Gelelim maliyet hesabına...
İlk gemi (Fatih) alınırken epey pazarlıkların yapıldığını biliyorum. Petrol fiyatları düşüktü, gemilerin fiyatı da aşağı çekilmişti. 2018'de Albayrak'ın ekibi sıkı hazırlıklar sonucunda 600 milyon dolarla başlayan pazarlığı 154 milyon dolarla bitirdi. Yaklaşık 200 milyon dolar olan bir kuyu sondajının bile altında bir rakama... Hatta Norveç'ten alınan geminin finansmanı da 12 yıllık vadeye yayıldı. Kanuni Gemisi 37.5 milyon dolara alındı. Üzerine 165 milyon dolar masraf yapıldı. Yavuz Gemisi reaktivasyonla birlikte yaklaşık 300 milyon dolara mal oldu. Abdülhamit Han'ın maliyeti de bu civarda... Yani Türkiye'nin bu gemileri envantere almak için cebinden çıkardığı para yaklaşık 1 milyar dolar...
Bu rakam bugün herhalde bir gemi fiyatıdır...
Velhasıl Cumhurbaşkanı'nın açıkladığı keşfin değeri düşünüldüğünde Türkiye yerli filosuyla bire 100 kazanmış...
Diyebilirsiniz ki, eskiden olduğu gibi kiralama yoluna gidilseydi?
O zaman da ben şu soruyu sorarım:
Aynı şeyi tekrar yaparak, farklı sonuç beklenir mi?
Türkiye'de ve dünya istatistiklerinde 10 kuyudan 1 veya 2'sinde gaz veya petrol bulunuyor.
Geçmişte bizde de onlarca kuyu açıldı.
Vizyon, cesaret, kararlılık, başkaldırış olmasaydı, bu güne gelinir miydi?
EKİPLERİ HAYAL DEDİKÇE O YAPTI! ERDOĞAN'I FENOMEN YAPAN SIR
İşte Sabah Gazetesi yazarı Melih Altınok'un bugünkü köşe yazısının o kısmı:
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Karadeniz'deki Fatih sondaj gemisinin 58 milyar metreküplük doğalgaz bulduğunu açıkladı. Son keşifle birlikte Türkiye'nin toplam rezervi 710 milyar metreküpe ulaştı. Bu miktardaki doğalgazın piyasa değerinin yaklaşık 1 trilyon dolar olduğu belirtiliyor.
Yıllık tüketimimizin 60 milyar metreküp olduğu düşünülürse, en büyük cari açık kalemi olan enerji alanında Türkiye'ye yıllarca soluk aldıracak bir gelişme olduğu tartışmasız.
Sonuçlarını uzun vadede hissedeceğimiz, bugünden yarına açıklanmış bir projeden, vaatten de bahsetmiyoruz.
Çalışmalar ta 2016'da Berat Albayrak'ın Enerji Bakanlığı döneminde başladı. Ve bugün Cumhurbaşkanı projede sona gelindiğini, birkaç ay içinde rezervlerimizi evlerde kullanmaya başlayacağımızı söylüyor.
Kışa doğalgaz sıkıntısıyla giren Avrupa basını mevzuyla yakından ilgili... Bloomberg'inden Reuters'ine tüm basında "Türklerin devasa rezervinden" bahseden haberler yapılıyor.
Bizim burada ise muhalefet ağız birliği etmişçesine Erdoğan'ın tüm bunları yaklaşan seçimler öncesi oy için yaptığını söylüyor.
Anlıyoruz, oluşan havayı dağıtmak için ellerinden gelen bu ama ağızlarından çıkanı kulakları duymuyor...
Yahu sivil siyasetin, demokrasinin ABC'si zaten bu mekanizma üzerine kurulu değil mi?
Ve 20 yıldır girdiği her ikili yarıştan galip çıkan Erdoğan'ın dünya siyaset literatüründe fenomen olmasının sırrı da bu. Rakiplerinin hayal diye kafa bulmaya çalıştığı dev projeleri birer birer tamamladı. Vaatlerini yerine getirdi. Hatta geciktirmedi bile.
Ayrıca yapabiliyorsanız şu seçimler öncesi siz de vatandaşın oyunu almak için bir şeyler yapsanıza. Hepimiz kazansak.
"İktidarda değiliz. Kaynak mı var?" demeyin, gülerler... Yönettiğiniz belediyelerin bütçesinin iktidara ait belediyelerden, bakanlıklardan fazla olmasıyla övünmüyor musunuz?
Buna rağmen İstanbul'da, İzmir'de, Ankara'da taş üstüne taş koyabildiniz mi?
Filyos'taki gaz tesisi, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Avrasya Tüneli, Marmaray vb. çapında beklentilerimiz zaten yoktu da geride "şudur" diyebileceğiniz bir eser bırakabildiniz mi?
Park bile olurdu, park...