Dünyada resesyon endişeleri artıyor! Türkiye ekonomisi üçüncü çeyrekte de büyüdü
Dünyada resesyon endişelerinin arttığı 3. Çeyrekte, Türkiye ekonomisi yüzde 3.9 büyüme kaydetti. Türkiye ekonomisinin kesintisiz büyüme süreci 9 çeyreğe çıktı.
Yatırım, üretim, istihdam ve ihracata dayalı yeni modeli ile pozitif ayrışmasını sürdüren Türkiye ekonomisi frene basmıyor. Küresel resesyon endişelerinin had safhaya ulaştığı üçüncü çeyrekte, Türkiye büyümeye devam etti.
Ekonomi yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 3.9 büyüdü. Böylece Türkiye ekonomisi son 9 çeyrek kesintisiz büyüme performansına ulaşmış oldu. Gayrisafi Yurtiçi Hasıla TL bazında 12.5 trilyon TL, dolar bazında ise 842.3 milyar dolar oldu.
G20'DE DÖRDÜNCÜ SIRADA
Kişi başı gelir 9 bin 861 dolarla 5 yılın zirvesine çıktı. Türkiye şu ana kadar üçüncü çeyrek verilerini açıklayan ülkeler arasında da büyüme performansında ilk 10'da yer aldı. Malezya'nın yüzde 14.2 ile ilk sırada yer aldığı listede, Filipinler ve İsrail yüzde 7.6 ile ilk üçte yer aldı. Euro Bölgesi'nin üçüncü çeyrek büyümesi yüzde 2.1'de kalırken, Almanya yüzde 1.1, Fransa ise yüzde 1 büyüyebildi. Türkiye, G20 ülkeleri içerisinde Suudi Arabistan, Endonezya ve Meksika'nın ardından 4'üncü sırada yer aldı.
9 AYDA % 6.2 BÜYÜME
Yılın ilk 9 ayındaki büyüme yüzde 6.2 olarak gerçekleşti. Orta Vadeli Program'da bu yılki büyümenin yüzde 5 olması öngörülüyor. Büyümeye iç ve dış talebin 7 çeyrektir kesintisiz katkı verdiği gözlendi. Büyümeye iç talep yüzde 3.2, net dış talep ise 0.7 puan katkı verdi. Türkiye Ekonomi Modeli'nin önemli amaçlarından biri olan ihracat ve makine- teçhizat yatırımlarının üçüncü çeyrek büyümesine katkısı 4.4 puan olarak gerçekleşti. Üçüncü çeyrekte makine-teçhizat yatırımları yüzde 14.3 arttı. Yatırımların yüzde 19.9 azaldığı inşaat sektöründe ise tarihin en büyük sosyal konut projesinin start almasının etkisiyle 2023'de ciddi bir toparlanma bekleniyor.
VATANDAŞ TÜKETİMİ SIRTLADI
Vatandaşın ve devletin tüketim gücü bu çeyrekte büyümenin en önemli destekçisi oldu. Üçüncü çeyrekte vatandaşın tüketimi geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 19.9 artarken bunun Türkiye ekonomisindeki büyümeye katkısı 12 puan oldu. Yüksek enflasyonun etkisiyle harcamalarını öne çeken ve ay sonuna kadar değer kaybı yaşamaktansa harcamaya yönelen vatandaşlar bu yıl tüm çeyreklerde ekonomik büyümeye çift haneli katkı verdi. Vatandaş ikinci çeyrekte katkı 13,62 puan, ilk çeyrekte ise 11.61 puan olmuştu.
İŞ DÜNYASININ MORALİ YÜKSELDİ
"BAĞIŞIKLIK GÜÇLENDİ"
Sabah'ın haberine göre, MÜSİAD Başkanı Mahmut Asmalı, "Gelişmiş ülkelerde resesyon ve stagflasyon senaryolarının konuşulduğu bir ortamda ekonomimizin büyümeye devam etmesi, Türkiye'nin dış şoklara karşı bağışıklığını güçlendirdiğinin bir ispatıdır." dedi.
"YİNE POZİTİF AYRIŞTIK"
Küresel risklerin ve resesyonun konuşulduğu bir ortamda dahi Türkiye pozitif ayrışmayı başardığını söyleyen DEİK Başkanı Nail Olpak, "2022 büyümesinin yüzde 5 civarlarında gerçekleşmesinin mümkün olduğunu gösteriyor." diye konuştu.
"HIZ KESEMEYİZ"
İTO Başkanı Şekib Avdagiç, "Üçüncü çeyrekteki büyüme, dünyadaki resesyon sinyaline karşın ekonomimizin dinamizmini sürdürdüğünü gösteriyor. Üretim ve yatırımdan hız kesemeyiz. Hizmetler sektöründe atak başlatma zamanı." ifadelerini kullandı.
"DİNAMİZMİN GÖSTERGESİ"
Büyüme verilerini Türkiye ekonomisinin dinamizminin bir göstergesi olarak değerlendiren İSO Başkanı Erdal Bahçıvan ise "Nitelikli büyümenin korunması için, sanayi büyümesinin payının artırılması gerektiğinin altını çizmek isteriz." dedi.
"TÜRKİYE'NİN ÖNÜ AÇIK"
Türkiye'nin performansını koruması, bağışıklığının güçlü olduğunun göstergesi olduğunu söyleyen ATO Başkanı Gürsel Baran, "Türkiye ekonomisi doğru rotada. Dinamik reel sektörü, basiretli yönetimi ve insan kaynağıyla Türkiye'nin önü açık." ifadelerini kullandı.
"BU BÜYÜME ÇOK DEĞERLİ"
İSTİB Başkanı Ali Kopuz, "Euro Bölgesi ekonomisinin yıllık bazda 2.1 büyüdüğünü göz önüne alırsak, Türkiye'nin yakaladığı yüzde 3.9'luk büyüme rakamının ne kadar değerli olduğunu daha iyi anlayabiliriz." diye konuştu.
"2022'DE % 5 GEÇİLEBİLİR"
İKMİB Başkanı Adil Pelister ise "Ülkemızin yıl sonu büyüme beklentisi uluslararası kuruluşlar tarafından yukarı revize edildi ve yüzde 5'in üzeri bekleniyor. Biz de ihracatta kimya sektörümüzün yıllık bazda yüzde 30 büyümesini bekliyoruz." dedi.
EN GÜÇLÜ BÜYÜYEN ÜLKELERDEN OLACAĞIZ
Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati, Türkiye Ekonomi Modeli kapsamında uyguladıkları selektif kredi politikasıyla ekonomideki kaynakların etkin ve verimli alanlarda kullanılmasını sağladıklarını, politikalarının olumlu sonuçlarını da almaya devam ettiklerini bildirdi. Ekonominin 2022 yılı üçüncü çeyreğinde yıllık yüzde 3.9 büyüdüğüne dikkati çeken Bakan Nebati, "Büyüme 9 aylık dönemde yüzde 6.2 oldu. OVP'de (2023-2025) öngördüğümüz şekilde yılı yüzde 5 civarı büyümeyle kapatarak, bu yıl da en güçlü büyüyen ülkelerden biri olacağız" dedi.
1.7 MİLYON İSTİHDAM
Uyguladıkları politikalarla zorlu küresel koşullara rağmen ülkenin yatırımda, istihdamda, üretimde ve ihracatta pozitif ayrışmaya devam ettiğini vurgulayan Bakan Nebati, üçüncü çeyrekte mevsimsel düzeltilmiş istihdamın yıllık 1.7 milyon kişi arttığını ve işsizliğin yüzde 10'a gerilediğini kaydetti.
İHRACATIN KATKISI SÜRÜYOR
İhracat üçüncü çeyrekte yüzde 12.6 arttı ve ekonomiye 2.9 puan katkı verdi. İthalat ise yüzde 12.2'lik artışıyla büyümeyi 2.24 puan geriletti. Stok değişimleri bu yıl büyümeyi her çeyrekte aşağı çekti. İstatistiki hatayı da içeren stoklardaki azalmanın büyüme üzerinde üçüncü çeyrekte de negatif etkisi 9.5 puan oldu.
TARIMDA BÜYÜMEYE DÖNÜŞ
Üretim yöntemiyle GSYH hesabına göre ise ikinci çeyrekte daralan tarım sektörü yılın üçüncü çeyreğinde yüzde 1.1 büyüdü. Tarım sektörünün ekonomik büyümeye olumlu katkısı ise 0.06 puan oldu. Geçen yıla göre yüzde 0.3 büyüme gösteren sanayi sektörünün de ekonomik büyümeye katkısı 0.06 puan oldu. Yüzde 6.9 büyüyen hizmet sektörü büyümeye 1.67 puan katkı sağladı. Finans sektörü yüzde 21.6 büyüyerek Türkiye ekonomisindeki büyümenin de 0.85 puanını karşıladı.
PEKİ, RESESYON NEDİR?
Resesyon, makroekonomide geleneksel olarak reel gayri safi yurt içi hasılanın (GSYİH) iki veya daha fazla çeyrek yıllık periyotta arka arkaya negatif büyüme göstermesi durumudur. Ekonomide durgunluk olarak da adlandırılabilir.