Merkez Bankası faiz kararı ne zaman açıklanacak? 2022 Haziran Merkez Bankası faiz kararı ne olacak, beklentiler ne?
Merkez Bankası faiz kararı ne zaman açıklanacak? Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın haziran ayı faiz kararını ne olacağı merak ediliyor. Son toplantının ardından politika faizi yüzde 14'te sabit tutulmuştu. Merkez Bankası Para Politikası Kurulu'nın haziran ayı toplantı tarihi belli oldu. Peki, Merkez Bankası faiz kararı ne zaman açıklanacak? 2022 Haziran Merkez Bankası faiz kararı ne olacak, beklentiler ne? İşte haberin detayları...
Merkez Bankası faiz kararı ne zaman açıklanacak? Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Kurulu, geçtiğimiz ay politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 14 düzeyinde sabit tutulmasına karar vermişti. Haziran ayı toplantısından çıkacak sonuçları merak eden vatnadaşlar, faiz kararının açıklanacağı tarihi araştırıyor. Peki, Merkez Bankası faiz kararı ne zaman açıklanacak? 2022 Haziran Merkez Bankası faiz kararı ne olacak, beklentiler ne? İşte son gelişmeler...
MERKEZ BANKASI FAİZ KARARI NE ZAMAN AÇIKLANACAK?
Merkez Bankası haziran ayı toplantısı 23 Haziran Perşembe günü gerçekleştirilecek. Toplantının ardından haziran ayı faiz kararı açıklanacak.
MERKEZ BANKASI FAİZ BEKLENTİSİ NE?
AA Finans'ın 23 Haziran Perşembe günü gerçekleştirilecek PPK toplantısına yönelik piyasa beklenti anketi, 17 ekonomistin katılımıyla sonuçlandı.
Anket sonuçlarına göre, ekonomistlerin tamamı bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının (politika faizi) yüzde 14'te sabit bırakılacağını öngörüyor. Geçen ay gerçekleştirilen PPK toplantısında da politika faizi değiştirilmeyerek yüzde 14'te bırakılmıştı.
Ekonomistlerin yıl sonu politika faiz oranına ilişkin beklentilerinin medyanı da yüzde 14 oldu.
BAŞKAN ERDOĞAN'DAN "FAİZ" AÇIKLAMASI
6 Haziran'da gerçekleştirilen Kabine Toplantısı'nın ardından açıklamalarda bulunan Başkan Recep Tayyip Erdoğan, gelişmiş ülkelerin tamamında ödemeler dengesinde çok ağır sancılar yaşanırken, Türkiye'nin hepsinden daha iyi durumda olduğunu belirterek, şöyle konuştu:
"Bu ülkelerin merkez bankası bilançoları neredeyse milli gelirlerinin yüzde 40'ına dayandı. Banka aktifleri milli gelirlerini katbekat aşan bu ülkelerin bize sürekli dayatılan faiz artışlarından köşe bucak kaçmalarının sebebi resesyona, yani durgunluğa girme korkularıdır. Kimse bizden şunu beklemesin, bu iktidar faizi artırmayacaktır, tam aksine biz faizi düşürmeye devam edeceğiz.
Gelişmiş ülkelerin hiçbiri bu aşamada faizleri enflasyona göre olması gereken seviyelere yükselterek cari açık verme, dolayısıyla devasa işsizlik sorunlarıyla karşı karşıya gelme riskine girmez, giremez. 'Sayın Başkan niçin faizi düşürmekten bahsediyorsun?' Benim derdim şu, bu ülkede yatırımcı birinci derecede kamu bankalarıyla, buna eğer özel sektör bankaları da dahil olursa özel sektör bankalarıyla da düşük faizle sağladığı kredi ile ne yapsın, yatırıma girsin. Mevcut yatırımlarını daha da geliştirsin ve genişletsin, bununla istihdam sağlayalım, bununla üretimi artıralım, bununla ihracatı daha da artıralım ve bununla büyümeyi sağlayalım. Bizim derdimiz bu. Bu oldukça işte işsizlik de ne yapacaktır, bugün olduğu gibi daha da azalacaktır."
Dünya milli gelirinin yüzde 70'ini oluşturan ülkelerin yaşadığı sancıların tabii olarak herkesi etkilediğini vurgulayan Erdoğan, "Çin ve Japonya'nın parasal genişlemeye ve faiz indirimine gitmelerinin, paralarına bilinçli olarak değer kaybettirmelerin sebebi bu fırtınadan kaçma çabasıdır. Gerisindeki 20 yıllık bir fiziki ve beşeri hazırlıkla bu sürece giren Türkiye ise fiyatlardaki fahiş artışların yol açtığı sıkıntılara rağmen kendi programı ile hedeflerine doğru ilerlemeyi sürdürüyor." değerlendirmesinde bulundu.
MERKEZ BANKASI MAYIS AYI FAİZ KARARI NE OLDU?
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası, mayıs ayı faiz kararını açıkladı. Para Politikası Kurulu (Kurul), politika faizi olan bir hafta vadeli repo ihale faiz oranının yüzde 14 düzeyinde sabit tutulmasına karar verdi.
Merkez Bankası'nın karar metininde etkisi artarak sürmekte olan jeopolitik risklerin, küresel ve bölgesel iktisadi faaliyet üzerindeki aşağı yönlü riskleri canlı tutmakta ve belirsizliklerin artmasına yol açtığı belirtilerek, "Küresel gıda güvenliğindeki ticaret yasakları ile artan belirsizlikler, emtia fiyatlarındaki yüksek seyir, temel gıda ve enerji başta olmak üzere bazı sektörlerdeki arz kısıtlarının daha da belirgin hale gelmesi ve taşımacılık maliyetlerindeki yüksek seviye uluslararası ölçekte üretici ve tüketici fiyatlarının artmasına yol açmaktadır.
Yüksek küresel enflasyonun, enflasyon beklentileri ve uluslararası finansal piyasalar üzerindeki etkileri yakından izlenmektedir. Bununla birlikte, gelişmiş ülke merkez bankaları artan enerji fiyatları ve arz-talep uyumsuzluğuna bağlı olarak enflasyonda görülen yükselişin beklenenden uzun sürebileceğini vurgulamaktadırlar.
Bu çerçevede, iktisadi faaliyet, işgücü piyasası ve enflasyon beklentilerinde ülkeler arasında farklılaşan görünüme bağlı olarak gelişmiş ülke merkez bankalarının para politikası adımlarında ayrışma gözlenmekle birlikte, merkez bankaları destekleyici parasal duruşlarını halen sürdürmektedir.
Kapasite kullanım seviyeleri ve diğer öncü göstergeler yurt içinde iktisadi faaliyetin, bölgesel farklılıklar ortaya çıksa bile dış talebin giderek artan olumlu etkisiyle güçlü seyrettiğine işaret etmektedir. Büyümenin kompozisyonunda sürdürülebilir bileşenlerin payı artarken, cari işlemler dengesinde enerji fiyatlarından kaynaklanan riskler devam etmektedir.
Cari işlemler dengesinin sürdürülebilir seviyelerde kalıcı hale gelmesi, fiyat istikrarı için önem arz etmektedir. Kurul, uzun vadeli Türk lirası yatırım kredileri de dâhil olmak üzere kredilerin büyüme hızı ve erişilen finansman kaynaklarının amacına uygun şekilde iktisadi faaliyet ile buluşmasının finansal istikrar açısından önemli olduğunu değerlendirmiştir. Bu çerçevede Kurul, güçlendirdiği makroihtiyati politika setini ilave tedbirlerle kararlılıkla uygulamaya devam edecektir" denildi.
Enflasyonda gözlenen yükselişte; jeopolitik gelişmelerin yol açtığı enerji maliyeti artışları, ekonomik temellerden uzak fiyatlama oluşumlarının geçici etkileri, küresel enerji, gıda ve tarımsal emtia fiyatlarındaki artışların oluşturduğu güçlü negatif arz şoklarının etkili olmaya devam ettiğinin kaydedildiği metinde, "Kurul, sürdürülebilir fiyat istikrarı ve finansal istikrarın tesisi için atılan ve güçlendirilerek sürdürülmekte olan adımlar ile birlikte, küresel barış ortamının yeniden tesis edilmesi ve enflasyonda baz etkilerinin de ortadan kalkmasıyla dezenflasyonist sürecin başlayacağını öngörmektedir.
Bu çerçevede Kurul, politika faizinin sabit tutulmasına karar vermiştir. Fiyat istikrarının sürdürülebilir bir şekilde kurumsallaşması amacıyla TCMB'nin tüm politika araçlarında kalıcı ve güçlendirilmiş liralaşmayı teşvik eden geniş kapsamlı bir politika çerçevesi gözden geçirme süreci devam etmektedir. Değerlendirme süreçleri tamamlanan teminat ve likidite politika adımları devreye alınacaktır.
TCMB, fiyat istikrarı temel amacı doğrultusunda enflasyonda kalıcı düşüşe işaret eden güçlü göstergeler oluşana ve orta vadeli yüzde 5 hedefine ulaşıncaya kadar elindeki tüm araçları liralaşma stratejisi çerçevesinde kararlılıkla kullanmaya devam edecektir. Fiyatlar genel düzeyinde sağlanacak istikrar, ülke risk primlerindeki düşüş, ters para ikamesinin ve döviz rezervlerindeki artış eğiliminin sürmesi ve finansman maliyetlerinin kalıcı olarak gerilemesi yoluyla makroekonomik istikrarı ve finansal istikrarı olumlu etkileyecektir.
Böylelikle, yatırım, üretim ve istihdam artışının sağlıklı ve sürdürülebilir bir şekilde devamı için uygun zemin oluşacaktır. Kurul, kararlarını şeffaf, öngörülebilir ve veri odaklı bir çerçevede almaya devam edecektir" ifadelerine yer verildi.